Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/458 E. 2021/1166 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/458 Esas
KARAR NO: 2021/1166
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil —– konkordato süreçlerinden bahsedilmiş,—- tarihinde ilk alacaklılar toplantısının yapılması sonrası, şirketin — yönetiminde faaliyetine devam etmesine karar verildiği, —-davalı ——sözleşme imzalandığı,—— başkaca giderlere katlanmasının da anılan sözleşme bağlamında kararlaştırıldığı, ancak davalı —- edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacı şirketin büyük zarar ettiği, dosya kapsamındaki bilirkişi raporları çerçevesinde borç-alacak mahsubu neticesinde davacı —— —- borcu kalmadığı gibi davalı şirketten — alacaklı konuma geçtiği, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğuna ilişkin birçok gösterge bulunduğu, davalı şirketler tarafından muvazaalı şekilde —- bedelli bono düzenlendiği, ilgili icra müdürlüğünden icra takibi başlatıldığı, davalı — muvazaalı olarak kendini —borçlandırarak kendi aleyhine —sayılı dosyasında takip yaptırdığı ve takibin kesinleştirildiği, davalı — mal beyanında—sözleşmeye istinaden müflis davacı şirket tarafından davalı —fatura edilen malların gösterildiği, daha sonra —sayılı dosyasında üçüncü şahıs durumunda olan müflis davacı şirkete ait fabrikaya ——– değerinde ilacın haciz edildiği, davacı tarafından istihkak davası ikame edildiği beyan edilerek, anılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına, müflis davacı şirketin davalı —- borçlu olmadığının tespitine, davalıdan olan alacak tutarının tespit edilerek ilgili tutarın tahsiline, davacı müflis şirketin diğer davalı —– borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı —–vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin menfi tespit davası açma hakkının bulunmadığı, dava açma süresinin de İİK hükümleri çerçevesinde sona erdiği, iflas dosyasındaki bilirkişi raporlarının tek taraflı düzenlenmesi nedeniyle kabul edilebilir olmadığı, davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve muvazaalı şirket kurulduğu yönündeki iddiaların da gerçek olmadığı, icra takibine ilişkin muvazaa iddialarının da anlaşılmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı — vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile —arasında —-üzerinden mal alım satım sözleşmesinin imzalandığı, tüm fatura bedellerinin ödendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin — tarihinde bittiği, —Alacaklılar toplantısında — tarihinden sonra yine aynı şartlarda çalışılmaya devam edildiği, —- kazandırdıkları, bundan sonraki her ayda girdi maliyetlerine göre —–aylarında davacı şirket tarafından fatura kesildiği ve taraflarınca da bu faturaların ödendiği, bu döneme ait inceleme taleplerinin görmezden gelinerek yeni oluşan——- bir önceki dönemi kötüleyerek üretilen malları değerinin çok çok altında satmaya çalıştıkları, hatta — şirketin sahibi—— sattıkları, yine davalı şirket tarafından hammadde bedeli ödenen ve üretilen birçok ürünün kendilerine teslim edilmediği beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce—–görülen ceza yargılamasının kesinleşmesi beklenmiş, anılan dosyada davacı —–, davalı şirket yetkililerinin görevi kötüye kullanma iddiasıyla yargılandığı, müflis şirketin ————zarara uğrattıklarından bahisle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine dair karar verildiği, kararın kesinleştiği belirlenmiştir.
Mahkememizce bundan başka —– istihkak iddiasına ilişkin yargılamanın kesinleşmesi beklenmiş, davanın reddine ilişkin anılan Mahkeme kararının, temyiz incelemesi neticesinde Mahkememizin işbu dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, taraf ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporları alınmıştır.
Bu kapsamda dosyaya sunulan — tarihli raporla özetle; Davalı —– yılı yevmiye defteri ibraz ettiği, kebir ve envanter defter ibrazı olmadığı, yevmiye defterinin açılış tasdikinin süresinde olduğu kapanış tasdikinin olmadığı bu nedenle —- yılı defterlerinin tasdik bakımından ve birbirini doğrulama bakımından delil kudretinin olmadığı, davalı —– yılı yevmiye defteri ibraz ettiği, kebir ve envanter defter ibrazı olmadığı, yevmiye defterinin açılış tasdikinin süresinde olduğu kapanış taşdikinin olmadığı bu nedenle —-yılı defterlerinin tasdik bakımından ve birbirini doğrulama bakımından delil kudretinin olmadığı, davalı —ibrazı olmadığından ibrazdan kaçınmış sayılacağı, davalı —- yevmiye defteri ibraz ettiği, kebir ve envanter defter ibrazı olmadığı, yevmiye defterinin açılış tasdikinin süresinde olduğu kapanış tasdikinin olmadığı bu nedenle —-defterlerinin tasdik bakımından ve birbirini doğrulama bakımından delil kudretinin olmadığı, davalı —-defter ibrazı olmadığından ibrazdan kaçınmış sayılacağı, davalı ——yılı yevmiye defteri ibraz ettiği, kebir ve envanter defter ibrazı olmadığı, yevmiye defterinin açılış tasdikinin süresinde olduğu kapanış tasdikinin olmadığı bu nedenle —– defterlerinin tasdik bakımından ve birbirini doğrulama bakımından delil kudretinin olmadığı, davalı — mübrez defterlerine göre davalı—- borçlu olduğu, —– itibarı ile Davalı —— bononun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davaya konu — vade tarihli, borçlusu davalı —-bononun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı —- borcundan düşüldüğü ancak bononun ödenmeyerek takibe konu edildiği,— davalı —- borçlu olduğu tespit edilmiştir, şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli raporla özetle;— vadeli, —– tutarlı bonoya dayanarak başlatılan takibe ilişkin davacının menfi tespit talebi yönünden , takip alacaklısı —- takip borçlusu —– şirketinden alacaklı olduğunun ortaya konulamadığı, davacı —-, işletme faaliyetinin devamı çerçevesinde akdedilen —- kurulduktan sonra masanın zarara uğratıldığı ve bu nedenle sözleşme tarafı —- borçlu olmayıp —– ondan alacaklı olduğuna ilişkin iddiası yönünden; tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, müflis şirket ve davalı şirketler ile ——nezdindeki belgeler üzerinde, son derece kapsamlı, günler hatta aylar alabilecek, özel denetimi gerektiren, yoğun zaman ve emek harcanmasını gerektirecek incelemeye ve bu inceleme sonuçlarının sunulan uzman görüşleriyle de karşılaştırılmasına ihtiyaç bulunduğu, bu aşamada böyle bir bilirkişi incelemesinin yapılamadığı, davacının bu ikinci talebi yönünden taraf beyanları da alınmak suretiyle böyle bir kapsamlı bir incelemeye karar verilmesi şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan— tarihli raporla özetle;—–tarihli bononun muvazaalı olduğu, gerçek bir ticari işleme dayanmadığı, muhasebe kayıtları incelendiğinde; hem davalı—- olarak adlandırılan grup içinde, birlikte hareket eden ilişkili taraf oldukları konusunda şüphe bulunmadığı, bu çerçevede davacının menfi tespit talebinde haklı olduğu, müflis —- uğratıldığı toplam zarar rakamı olarak; dosyadaki tüm raporlar, şirketlerin muhasebe kayıtları ile diğer bilgi ve belgeler çerçevesinde , şirketin maliyetleri itibariyle temel para birimi olan— civarında olduğu —– zarara uğratılmış olduğu şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli raporla özetle;—– olarak ifade edilen zarar tutarının ; imzalanan sözleşme ve davalı vekilinin beyanlarında ” ödendiği” iddia edilen kira ve genel yönetim giderlerinin — fiilen ödendiğine ilişkin hiçbir kayıt bulunmaması nedeniyle, ——–içinde bulunduğu tespiti birden fazla bilirkişi raporu ile sabit olan — deposuna verilen gerçek durumu yansıttığına ilişkin tutarlı delil bulunmayan bir alacak senedi icraya konularak verilen zarar rakamı ilave edildiğinde, — toplam zarar rakamının —- hesaplanabileceği, bu zarar rakamından, —-talep ettiği cari hesap alacak bakiyesi olan—- tamamının ihtilafsız olduğu varsayımıyla indirilmesi durumunda, —-dönen net alacak rakamının —— olarak hesaplanabileceği şeklinde kanaati bildirilmiştir.
Sunulan son raporda, önceki raporların da değerlendirildiği, taraf itirazlarının tek tek karşılandığı belirlenmekle ve rapor dosya kapsamına, delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla, Mahkememizce de son raporda varılan kanaate iştirak olunmuş, sunulan rapor hükme esas alınmıştır.
Dava, davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile davalı —–davacı arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında, davalı —- davacıya zarar verdiğinden bahisle, davalı —– davacıdan olan alacağından bu zararın mahsubu ile bakiye alacağının tespiti ile tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça aşamalarda, davalı —- ihtar çektikleri, alacaklarının tahsilini talep ettikleri, bunun üzerine davalıların muvazaalı olarak aralarında borç ilişkisi yarattıları, bu kapsamda gerçek bir borca dayanmadığı halde — bedelli bono ile davalı —- borçlanmış göründüğü ve buna dayalı olarak davalı — tarafından davalı —- sayılı takibin başlatıldığı, bu takip kapsamında davalı—– verdiği mal beyanı üzerine müflis davacıya ait fabrikada bulunan emtia üzerinde haciz ve muhafaza işleminin uygulandığı, bu yolla davacının —- uğratıldığı ileri sürülmüş, bu zararın davalı—– tahsili talep olunmuştur.
Mahkememizde yürütülen yargılama kapsamında davacının muvazaa iddiası ile ilgili olarak, alınan raporlarda inceleme ve değerlendirmelere yer verilmiş olmakla birlikte, taleple bağlılık prensipleri gereğince ve işbu davada, davalı ——– borçsuzluğu iddiasının yargılama konusu bulunmaması, talep sonucunun bu yönde olmaması, bu çerçevede taraflara buna ilişkin savunma ve delil ikame zemini sunulmamış olması, davaya konu talebin davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu Mahkememizce dikkat alınmış, bunun sonucu olarak da bu dava kapsamında, davalılar arasında muvazaa bulunup bulunmadığına ilişkin bir tespit yapılamayacağından, muvazaa iddiası nedeniyle zarar iddiasının da tartışılamayacağı kanaatine varılmış, ayrıca bundan bağımsız olarak, yan delil olarak Mahkememizce gözetilen ve —-, davacının istihkak iddiası nedeniyle alınan —- tarihli rapordaki tespitler kapsamında, haksız haciz nedeniyle zarar iddiasının da sübut bulmadığı kanaati oluşmuş, bu kapsamda yine aynı hususta davacı tarafça dava dilekçesi ekinde, — başlığında dosyaya sunulan — tarihli —— raporu ile de, —– alacak bakiyesinin de davalı —— lehine hesaba katıldığı Mahkememizce dikkate alınmış, haksız haciz nedeniyle zarar iddiasının ispatlanmadığı değerlendirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davanın, davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, yargılamanın hiçbir aşamasında davacı ile davalı —- arasında bir borç ilişkisine değinilmediği, bu yönde bir iddianın da ileri sürülmediği, dolayısıyla davalı —- menfi tespit isteminde davalı ——— pasif husumetinin bulunmadığı değerlendirilmiş, bu davalı yönünden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davalı —–yönünden ileri sürülen menfi tespit iddiası ve mevcut alacağın tespiti ile tahsili istemi yönünden yapılan incelemede; davacı vekilince, bu talep yönünden dava dilekçesinde, müflis—– tarihli 1. alacaklılar toplantısında, müflis şirketin işletmesinin —- denetim ve gözetimi altında faaliyetine devam etmesine, bu konuda—— yetki verilmesine dair karar verildiği, bu yetkiye istinaden davalı —- — arasında —- tarihli sözleşme imzalandığı, bu sözleşme ile davalı —- alıcı olarak nitelendiği, davalı/alıcı —- üretime ilişkin girdi maliyetlerinin tamamını karşılamayı ve aylık en az —- kar garanti etmeyi kabul ve taahhüt ettiğinin taraflarca kararlaştırıldığı, üretilen mallarla ilgili davalı —–fatura kesildiği ancak davalı —– sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediği, davacıya sağlamayı vaad ettiği kazancı elde etmediği, müflis şirketi zarara uğrattığı, bu zararın tespiti yönünden,—— görevlendirilen bilirkişi heyeti tarafından sunulan— tarihli raporla davalı— verdiği zararın —- olduğunun belirlendiği,—- tarihli kararla, tespit edilen zararın davalı —-hesabına borç olarak kaydedilmesine, oluşan zararın takas-mahsup edilmesine karar verildiği, buna göre —–cari hesaptan olan alacağı —- davalı —- alacağın davalı lehine kaydedildiği, davacının uğradığı — bu tutardan mahsubu neticesinde davacının —- alacaklı konumuna geldiğinden bahisle davalı ——-davacının borçlu olmadığının tespiti ile bu davalıdan olan alacak rakamının tespiti ile ilgili tutarın tahsiline dair karar verilmesi talep olunmuştur.
Davacı tarafça anılan talepler kapsamında davalı —— atfedilen zarar iddiasının müphem kalması, aşamalarda somutlaştırılmamış olması nedeniyle HMK’nun 31. maddesi gereğince Mahkememizce davacı vekiline süre verilerek davalılardan ———yönelttiği alacak iddiasını, iddialarının hukuki sebebini, sözleşmeye aykırılık isnat edilir ise hangi hükümler gereğince ve aykırılığın sonucu olarak hangi tutarın talep olunduğu, haksız fiil isnat edilir ise hangi eylem sebebi ile zarar iddialarının ve alacak talebi bulunduğunun açıklanması istenmiştir
Davacı vekilince bu çerçevede önce —- tarihli dilekçe sunulmuş, sözleşme gereğince girdi maliyetlerinin davalı tarafça karşılanması gerektiği halde bunların ifa edilmediği, — zararın olduğu, — ay için aylık kar taahhüdünün yerine getirlmediği, — alacak olduğu, ayrıca davalı —- tarafından davalı —- aleyhine başlatılan takip kapsamında haczedilen mallar nedeniyle — olmak üzere toplamda —– zararlarının olduğu ifade edilmiştir.
Davacı vekilinde yine HMK 31. maddesi kapsamında sunulan — tarihli beyan dilekçesi ile kar getirisi kapsamında —- tedarik giderleri kapsamında — muvazaalı haciz nedeniyle —- alacaklarının bulunduğundan bahisle —-maddi zararın davalıdan tahsilinin talep edildiği belirlenmiştir.
Ne var ki dava dilekçesinde ileri sürülen bakiye — kadar alacak iddiasının, davacı vekilinin ——artırılmasının, iddianın geniletilmesi kapsamında kaldığı, davalı tarafça bu duruma açıkça muvafakat edilmemiş olmakla, dava dilekçesinde ileri sürülen—- tutar kadar alacak iddiasının mesmu olduğu Mahkememizce değerlendirilmiş, nitekim —–tutar yönünden harcın da tamamlatıldığı dikkate alınmıştır.
Davaya konu menfi tespit ve alacak iddiasının esas yönünden değerlendirilmesinde, taraflar arasında düzenlenen —- sözleşme ile davalı —-alıcı olarak yer aldığı ve davalı/alıcı —— üretime ilişkin girdi maliyetlerinin tamamını karşılamayı ve aylık en —- etmeyi kabul ve taahhüt ettiğinin taraflarca kararlaştırıldığı, yine aynı sözleşme ile; ay başında ve ortasında kesilecek faturalarla davacı tarafça davalıya sevkiyatın yapılacağı, faturaya ilişkin faks teyidinin ardından — saat içinde ürün bedelinin ——- hesabına davalı ——- yatırılacağının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ilişkinin bir süre bu düzenlemeler çerçevesinde yürütüldüğü, davacı —- kesilen faturalar karşılığında mamul bedellerinin davalı —– ödendiği, esasen davalı tarafça yapılan ödemelerin tamamının satın alınan mamul bedellerine ilişkin olduğu, yukarıda açıklanan gerekçelerle Mahkememizce hükme esas alınan —- tarihli ek raporda ayrıntısı ile açıklandığı üzere, süregelen — çerçevesinde, davalı —–şirketince, sözleşme ile üstlenilen aylık —- garantisi olarak sözleşmede yer verilen edimin yerine getirilmediği gibi, yine aynı sözleşme ile davalı ——yüklenen girdi maliyetlerinin karşılanmasına ilişkin edimin de yerine getirilmemiş olduğu, aylık kar garantisi edimi yönünden karşılanmamış tutarın —- olduğunun tespit edildiği, toplamda —- sözleşme gereğince davalı —– ifa edilmediği kanaatinin anılan ek raporda bildirildiği belirlenmiş, Mahkememizce de bu tespite iştirak olunmuştur. Ancak davacının cari hesaptan kaynaklı alacağının tespiti noktasında, dava dilekçesindeki anlatım ve hesaplama tekniği çerçevesinde, davacının belirlenen —- tutarlı bu alacağından, davacı tarafça dava dilekçesinde, davalı alacağı olarak mahsup edilmesi gerektiğine işaret edilen ve ——– cari hesaptan olan alacağı olduğu belirtilen —– alacağın davalının lehine kaydedildiğinin dava dilekçesinde alacak hesabında tenzil edilmesi nedeniyle, her iki kalem borcun belirlenen ——davacının bakiye alcağının bulunduğu belirlenmekle alacak isteminin bu tutar üzerinden kabulü gerektiği kanaatiyle, yapılan mahsuplaşma neticesinde davacının davalı —– borcunun kalmadığının tespiti ile alacak isteminin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı —–yönünden açılan davanın usulden reddine,
2-Davalı —– yönünden;
Davacının cari hesaptan kaynaklı olarak davalı—-borçlu olmadığının tespitine,
Davacının alacak isteminin kısmen kabulü ile, —– tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gerekli —- peşin harç ve yargılama aşamasında yatırılan — tamamlama harcı olmak üzere toplam — tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 114.825,12 TL nispi vekalet ücretinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı —- taktir olunan 160.690,59 TL’nin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı —- taktir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
7-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 121.528,37‬ TL’nin davalı——alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarf edilen 39.900 TL bilirkişi ücreti, 1.328,70 TL posta ücreti olmak üzere toplam 41.228,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 11.635,06 TL’nin davalı—- alınarak davacıya verilmesine, kalan 29.593,64 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2021