Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/366 E. 2018/95 K. 09.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/366 Esas
KARAR NO : 2018/95

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/12/2011
KARAR TARİHİ : 09/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili 23/12/2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklanan fatura bedelinin davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Üsküdar —İcra Müdürlüğünün — Es. sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili 14/05/2012 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile aralarında şifai olarak malzeme alım-satımı hususunda anlaştıklarını ancak davacıdan malzeme teslim almadığını, iddia edildiği gibi söz konusu malzemenin teslim edildiğine dair imzalanmış bir belgeninde mevcut olmadığını bu nedenle davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek savunarak davanın reddine ve %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
DELİLLER :
Yapılan yargılama sonunda mahkememizin 07/01/2014 gün — esas 2— karar sayılı ilamıyla ” Davanın Kabulüne” karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 19 HD nin 13/05/2014 gün 2014/5418 Esas , 2014/9075 karar sayılı ilamıyla; ” davalı tarafından ödeme savunması kapsamında verilen çek bilgilerine göre araştırma yapılıp, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesinden ibarettir. Eksik incelemeyle ve hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. “gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak eksikliklerin giderilmesi suretiyle değerlendirme yapılmıştır.
DELİLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava ,ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla faturaya dayalı yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı hakkında Kapatılan Üsküdar— İcra Müdürlüğünün —esas sayılı dosyasında 02.05.2011 tarihinde 04.09.2008 tarih ve — numaralı faturadan kaynaklı 7.935,50 tl alacaklı olduğundan bahisle icra takibi yapmış olup davalının takibe itirazı nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde malların ifasının kendisine yada sigortalı çalışanına yapılmadığını, malların ifası oğlu —-e yapılmış olsa bile bu ifanın geçerli olmadığını, borcu olmamasına rağmen 3 adet çek vererek borcunu ödediğini, bedel ödeme borcunun henüz doğmadığını ,bunun tanık beyanlarıyla sabit olacağını belirterek birbiriyle çelişkili savunmalar yapmış,
—- tarafından —- adına düzenlenen 04.09.2008 tarih ve — seri nolu sevk irsaliyesinde fatura tarihinin 04.09.2008 tarih ve seri numarasının — olarak belirtildiği, teslim eden kısmında —, teslim alan kısmında — isim ve imzasının bulunduğu görülmüş, malların davacının işyerinde oğlu —e teslim edildiği anlaşılmştır.
Davalının malın teslim edilmediğine ilişkin takip tarihine kadar herhangi bir ihtarname göndermediği ve bu hususta davacıya ulaştırdığı bir beyanının bulunmadığı görülmüş, yapılan icra takibine de herhangi bir borcu olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının malın teslim yükümlülüğünü yerine getirdiği ve malları davalının işyerine oğluna teslim ettiği gerekçesiyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de bu karar Yargıtayca “çekle yapılan 3 adet ödemenin akıbetinin araştırılması” gerektiği gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Hemen yukarıda açıklandığı üzere davalının çelişkili savunmalarına göre malın teslim edildiği ve davalının fatura bedeli kadar davacıya borçlu olduğu hususu uyuşmazlık konusu dışında bırakılmış, davalının iddia ettiği gibi çekle yapılan bir ödemenin olup olmadığının araştırılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Davalı tarafın verdiğini iddia ettiği çeklerden —– Bankası —- Şubesine ait — numaralı hamiline düzenlenmiş 30.03.2008 keşide tarihli 2.500 tl bedelli çek olduğu, takas sistemi aracılığıyla —Bankası—-Şubesi tarafından 31.03.2008 tarihinde —- hesabına ödendiği tespit edilmiş, keşideci olan —-in davalı .—-in eşi olduğu anlaşılmış, çek örneğinin incelenmesinde çekin arka yüzünde ilk sırada — , ikinci sırada — isim ve imzasının bulunduğu anlaşılmış, —ya ait herhangi bir imza bulunmadığı sadece ismi yer aldığı için bu yazının davacı tarafından yazıldığı sabit olmadığı gibi davacı tarafça yapılmış geçerli bir cirodan da bahsedilemeyecektir. Çekin 31.03.2008 tarihinde —isimli dava dışı bir kişiye ödenmesi ve çekin teslim tarihinin 04.09.2008 tarihli faturadan çok önce olması nedeniyle henüz geçerli bir hukuki ilişkinin bulunmadığı – malın teslim edilmediği bir durum için davalı tarafça aylar öncesinde çekin teslim edilerek ödendiği iddiası kabul edilemeyeceğinden, çek içeriğinde davacıya ait geçerli bir ciro bulunmadığından ve davalının bu çeki davacıya verdiğine dair delil de bulunmadığından yine aksi kabul edilse dahi aylar sonra yapılacak mal alımı için verildiğine karine de teşkil edemeyeceğinden bu ödemenin faturaya dayalı alacak için olmadığı ve ödemenin de davacıya yapılmadığı anlaşıldığından bu savunmaya itibar edilmemiştir.
İkinci çekin yine —- Bankası —- Şubesine ait —-numaralı hamiline düzenlenmiş 30.02.2008 keşide tarihli 2.500 tl bedelli çek olduğu, 29.02.2008 tarihinde —-e ödendiği tespit edilmiş, keşideci olan —–in davalı—–in eşi olduğu anlaşılmış, çek örneğinin incelenmesinde çekin arka yüzünde ilk sırada — , ikinci sırada — isim ve imzasının, üçüncü sırada banka kaşesinin bulunduğu anlaşılmış, —a ait herhangi bir imza bulunmadığı sadece ismi yer aldığı için çekin davalı tarafından davacıya verildiği ve bu yazının davacı tarafından yazıldığı sabit olmadığı gibi davacı tarafça yapılmış geçerli bir cirodan da bahsedilemeyecektir. Çekin 29.02.2008 tarihinde —– isimli dava dışı bir kişiye ödenmesi ve çekin teslim tarihinin 04.09.2008 tarihli faturadan çok önce olması nedeniyle henüz geçerli bir hukuki ilişkinin bulunmadığı – malın teslim edilmediği bir durum için davalı tarafça aylar öncesinde çekin teslim edilerek ödendiği iddiası kabul edilemeyeceğinden, çek içeriğinde davacıya ait geçerli bir ciro bulunmadığından ve davalının bu çeki davacıya verdiğine dair delil de bulunmadığından yine aksi kabul edilse dahi aylar sonra yapılacak mal alımı için verildiğine karine de teşkil edemeyeceğinden bu ödemenin faturaya dayalı alacak için olmadığı ve ödemenin de davacıya yapılmadığı anlaşıldığından bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Üçüncü çekin ise—- Bankası —- Şubesine ait —- numaralı hamiline düzenlenmiş 20.11.2008 keşide tarihli 1.350 tl bedelli çek olduğu, 20.11.2008 tarihinde —-na ödendiği tespit edilmiş, keşideci olan —-in davalı —-in eşi olduğu anlaşılmış, çek örneğinin incelenmesinde çekin arka yüzünde ilk sırada — isim imza ve cep numarasının, ikinci sırada —nun isim ve imzasının, üçüncü sırada banka kaşesinin bulunduğu anlaşılmış, davacıya ait herhangi bir isim – imza bulunmadığı için çekin davacıyla bağlantısı tespit ve ispat edilememiştir. Davacı böyle bir çekin verildiğini kabul etmediği için ve çek üzerinde davacıya ait herhangi bir kayıt bulunmadığı için bu çekin 04.09.2008 tarihli fatura bedeli için davacıya verildiği ispat edilemediğinden bu savunmaya da itibar edilmemiştir.
Davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgeleri incelenmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda davacının Erzincan Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla incelenen 2008-2009-2020-2011 yılı defterlerinin açılış onayının bulunması kapanış oanyının ise olmaması nedeniyle usulüne uygun tutulmadığı, 04.09.2008 tarih ve — nolu faturanın davacının 2008 yılı defterinde satılan emtia bedeli açıklamasıyla 25.sırada kaydedildiği, yalnızca gelir ve giderlerin kaydedildiği işletme defteri olması nedeniyle borcun ödenip ödenmediğini ispata elverişli olmadığı, davalının kayıtlarının da incelenmesi gerektiği belirtilmiş,
Davalının usulüne uygun tebligata rağmen 2008-2009-2020-2011 yılı defterlerini incelemeye sunmaması nedeniyle herhangi bir inceleme yapılamamış,
Yargıtay tarafından ” 15.08.2013 tarihli raporda fatura bedelinin davalının defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir denilerek çelişkiye düşüldüğü “şeklindeki bozması incelendiğinde; 15.08.2013 tarihli raporun sonuç kısmında ” 04.09.2008 tarihli 7.935,50 tl faturanın davalı ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğu ” şeklindeki açıklamasının yazım yanlışından kaynaklandığı, aslında davacı yazılması gerekirken davalı şeklinde yazıldığı, çünki incelemesi yapılan defterlerin davacının defterleri olması nedeniyle bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı ,rapor içeriğine etkili bir husus olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar gözönüne alınarak yapılan değerlendirmede; ticari ilişkinin başladığı , faturanın düzenlenerek malların davalıya teslim edildiği tarihin 04.09.2008 tarihi olduğu, davalının 7.935,50 tl bedelli faturayı dükkanda oğlu aracılığıyla teslim aldığı ve 8 gün içinde fatura içeriğine herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf icra takibine herhangi bir borcu olmadığı gerekçesiyle itiraz ederek herhangi bir ödeme iddiasından bahsetmemiş olmasına rağmen dava sırasında hem malın tesliminin yapılmadığını hemde ödemenin çekler verilerek yapıldığını belirtmek suretiyle kendisiyle bariz bir şekilde çelişkiye düşmüş, buna rağmen çeklerle ilgili yapılan araştırmada iki adet toplamı 5.000 tl olan çeklerin fatura tarihinden çok önce olacak şekilde davacıyla ilgisi bulunmayan kişilere ödendiği anlaşılmış, 1.350 tl bedelli çekin ise davacıyla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmış, zaten fatura bedeli 7.935,50 olmasına rağmen ödendiği belirtilen toplam miktarın 6.350 tl olduğu ve fatura borcunu karşılamadığı anlaşılmış, çekle yapılan ödemelerin davacıyla ilgisinin bulunmaması nedeniyle yapılmış geçerli bir ödemeden bahsedilemeyeceği gibi davalının ticari ilişkiyi inkar etmesi ve yapılan teslimi de inkar etmesi nedeniyle esasında bu savunmanın da önemli olmadığı dikkate alınarak davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Yapılan işin ticari bir iş olması nedeniyle ticari avans faizi talebi yerinde olduğundan takipten itibaren asıl alacak olan 7.935,50 tl ye ticari avans faizi uygulanmasına dair karar verilmiştir. Merkez Bankasının sitesinde yer alan faiz oranları dikkate alınarak 2011 yılı için yıllık % 15 ve yıllara göre değişen oranda avans faizi uygulanmasına dair karar verilmiştir.
Kısa kararda icra inkar tazminatı kısmında alacak miktarı yazım hatasından kaynaklı 7.935,00 tl olarak yazılmış ise de icra dosyası kapsamında kabul edilen alacak miktarı belirli bulunduğundan ve maddi hatadan kaynaklı olarak küsüratın yazımı sırasında yanlışlık yapıldığından esasa etkili olmayan bu durumun belirtilerek gerekçeli kararda düzeltilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın KABULÜ ile
İst.Anadolu —- İcra Müd.nün ( Kapatılan Üsküdar —- İcra Müdürlüğünün —- ) — esas sayılı dosyasına davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Takipten itibaren asıl alacağa yıllık %15 ve yıllara göre değişen oranda ticari avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit niteliği gözetildiğinde 7.935,50 TL nin %40 ‘ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış 18,40 TL başvurma harcı,117,85 TL peşin harç, 2,90 TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 139,15 TL harç gideri ile müzekkere, tebligat ve bilirkişi ücreti olarak1.585,80 TL masraf olmak üzere toplam1.724,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 542,07 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 117,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 424,22 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından sarfı yapılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 09/02/2018