Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/319 E. 2021/282 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2014/319 Esas
KARAR NO : 2021/282

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2014
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Taraflar —— tarihinde imzalanan sözleşme gereği, davalı —–adresinde başlanan ——-borcu altına girdiğini, davalının daha sonra —- yapması sonucu düzenlenen —– —- belirtildiğini ancak —- tarafından —- değerinin ——sınıfı ——-sağlamaması nedeniyle inşaatın durdurulmasına karar verildiğini, davacının ——— kalitesine göre çıkarıldığını, davacının da —– uygun düşecek — cinsinden ——, ancak davalının sözleşmeye aykırı davranarak, ticari nitelikte dolandırıcılık yaparak davacıyı büyük zarara uğrattığını,—- tarafından düzenlenen raporlarda da—- kalitesinin sözleşmede ki standartlara uymadığının tespit ——seviyelerine düşen —– —–tespit edildiğini, ayrıca davacının —————-içerisinde olduğunu ve iş yeri olarak —– kalitesinin ve cinsinin çok önemli olduğunu,—— kuvvetlerinin tamamen değiştiğini, davacının —–işyerinin ——- seviyesinden alt seviyelere inmesine yol açtığını, bu durumun kabul edilemeyeceğini ve yapının ruhsata uygun bir şekilde yeniden inşa edilmesi ve ——- cinsinden —– dökülmesi gerektiğini, anılan——– dökülmesi için 350.000 Tl bedel harcanacağını, bu hususta zikrettikleri bedelin üstünde bir bedel çıkabileceğinden yeniden —— ilişkin zararın bilirkişi tarafından hesaplanmasını talep ettiklerini, davacıya —- durdurulması karan verildiği için davacının ——-alanından elde edeceği kira gelirinin gecikmeye uğradığını, kaldı ki —— dökülmesi sebebiyle bu zararın devam edeceğini, yani en iyi ihtimalle davacının ——- çıktığını, kira geliri kaybının da—— uzman bilirkişi tarafından hesaplanmasını talep ettiklerini, ayrıca —— aykırılık sebebiyle yıkılması ve yeniden inşası için —– ——- malzemesi açısından 600.000 TL zaruri maddi zararın olacağını, bu hususta inşaat alanında uzman bilirkişi tarafından zararın hesaplanmasını talep ettiklerini, yine davacının ——- yüzünden ——– tutulacağından, davacının tüm maddi ve munzam zararlarının tazmini için davalıya gönderdiği Bakırköy —. Noterliğinin —- tarihli ihtarnamesine rağmen hali hazırda hiçbir tazmin yapılmadığını ve irtibata dahi geçilmediğini, davalının kötü niyetinin ve kastının aşikar olduğunu, davalının ağır kusurlu, kasıtlı ve ticari nitelikli dolandırıcılığı sebebiyle davacının manevi anlamda elem ve zarara uğradığını ve bu hususta 50.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirterek neticede: uzman bilirkişi tarafından hesaplanacak tüm zararların tazmini için fazla dair talep ve dava haklarını saktı tutarak şimdilik l.000.000 TL’nin davalıdan tazmini ve tahsilini, tüm yargılama giderleri ve —– ücretinin davalıya tahmilini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Yetki ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının taleplerinin haksız olduğunu ve süresinde bildirimde bulunmadığı için zamanaşımına uğradığını, zira davalı tarafından ——herhangi bir eksiklik hata ve ayıp bulunmadığı gibi — dökülmesinden sonraki 5 ay süresince başka firmalardan —– alımına ve inşaata devam eden davacının bu kadar uzun zaman geçtikten sonra eksik, hatalı imalattan bahsedemeyeceğinI, davalının —— sözleşmesinde ki yükümlülüklerine uygun şekilde davrandığım ve her hangi bir ihlalin bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi davalı tarafından teslim edilen —- herhangi bir ayıp ve hatanın bulunmadığını, davalının teslim ettiği — ilişkin olarak davacının bildirdiği ——-da numunelerin alındığını ve yapılan ——- test raporlarında —– ilişkin hiçbir hata ve kusurun çıkmadığını, davalı tarafından dökülen — üzerinde mahkemece yapılacak keşif ve incelemede de iddialarının doğruluğunun ve davalıya ait —- yeterliliğinde ve dayanımında herhangi bir kusur olmadığının ortaya çıkacağını, davalının davacıya ait —— tahliyesinde dökülen — bir kısmın döktüğünü ve —-olduğunu iddia eden davacının bu aşamadan sonra inşaata devam etmeyerek davalıya anında bildirimde bulunması ve durdurması gerektiğimi davacının davalının —– tarihinden 5 ay sonra gönderdiği ihtarname ekinde ki tutanakta söz konusu—– dayanım sonucu çıkıncaya kadar inşaatın devam etmemesi gerektiğinin belirtildiğini, buna rağmen 28.07.2013 tarihinden sonra davalıya hiçbir bilgi verilmeden tutanağın —— eden davacının davalıdan her hangi bir tazminat veya zarar giderimi isteminde bulunamayacağını, iddia edildiği gibi bir zararın var olduğu ispatlansa dahi, buna sebebiyet veren ve inşaata devam eden davacının kendi hatasından davalıyı sorumlu tutamayacağını, hatalı olduğu İddia edilen —– tarafından dökülen —– davalının ——-tarihinden sonra başka şirketlerce dökülen —- olduğunu, davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin ekindeki tutanakta 28.07.2013 tarihinde dökülen— tabiiye —– basınç dayanım değerini ruhsata ekli —-sınıfı olan —– taşımadığının belirtildiğini ancak davalı tarafından 28.07.2013 tarihinde davacıya—- yapılmadığını, davacı tarafından sevkiyata ilişkin düzenli bilgi verilmediği için 22.07.2013 tarihi itibariyle karşılıklı mutabakatla — dökümünden vazgeçildiğini ve 22.07.2013 tarihinden sonra hiçbir şekilde——— gerçekleştirilmediğini, dolayısıyla davalının davaya konu 28.07.2013 tarihinde dökülen —– ilgisinin bulunmadığını, davacının iddia ettiği hususlarla ilgili olarak—– yaklaşık 5 ay sonra ihtarname gönderdiğini ve davalının davaya konu iddialardan inşaatın davacı tarafından tamamlanmasından sonra haberdar olabildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 9.2. maddesindeki bildirim süresine ve ayıp ihbar sürelerine uymayan davacının —– dökülmesinden itibaren 5 ay sonra inşaatın tamamlandığı anda ihtar göndermesinin iyi niyetli olmadığını belirterek mahkemenin yetkisizliğine ve husumet itirazının kabulüne karar verilmesini, esasa dair cevapları çerçevesinde davanın reddini tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delillerinin toplanmasına karar verilmiş, mahalline keşfen inceleme yapılması için talimat yazılmış, inceleme sonucu bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizce alınan 24/10/2017 tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Şu an hali hazırda kullanımda ve işletmeye açık bu ticari yapının tamamen yıkım ve yeniden yapılması hususlarında genel çalışmalar tarafımızca yapılmış olup, yaklaşık olarak çıkacak rakamın çok yüksek olması ve milli servet açısından da değerlendirildiğinde önceliğin mutlaka —– yapının deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığı, vıkım yapılması gerekip gerekmediği, yıkım yapılmadığı takdirde, yapısal güçlendirme yapılması gerekip gerekmediği, güçlendirme gerekir ise hangi — uygulama yapılacağı ve ne kadar maliyetle güçlendirme çalışmasının yapılacağının ortaya koyulması gerektiği, bu hususun en sağlıklı ve doğru biçimde yapılması için.——-yapılması gerektiği, aksi halde ileride meydana gelebilecek herhangi bir deprem esnasında meydana gelebilecek hasar ve kayıplardan sorumlu olmamak adına bu ——koşullarda bir sonuca ulaşılması için yapılmasının çok doğru olacağı, bu çalışma neticesinde eğer yıkım gerekiyorsa, yıkım ve yeniden yapım maliyetinin ne kadarlık kısmından davalının mesul olduğunun belirlenmeye çalışılarak hesaplamanın tarafımızca yapılması gerektiğini, yıkım gerekmiyorsa ve güçlendirme öneriliyor ise güçlendirme bedelinin ilgili bilim dalı tarafrndan sunulması, bu hususta tarafımızca da piyasa araştırmasınrn yapılması ve yine bu güçlendirme maliyetinin ne kadarlık kısmından davalının mesul olduğunun belirlenmeye çalışılması gerektiği şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce alınan 18/02/2019 tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Uyuşmazlığın ——— ifaya dayalı olarak maddi, manevi, ——- zararların tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin TBK m. 207 vd. hükümlerinde düzenlenen “satış sözleşmesi” olduğu, taraflarca kabul edildiği ve de teknik incelemede de belirtildiği üzere ——– mevcut olduğu, davacının —- tarihinde Bakırköy ——- Noterliği’nden davalıya gönderdiği İhtarnamede sözleşmenin feshi (yani doğru tabiriyle olayda sözleşmeden dönme) ile sözleşmeyi sonlandırdığı, —– doğuran” haklardan olduğundan bu yöndeki irade beyanının davalıya ulaşmakla hüküm ve sonuç doğurmaya başladığı, geri alınamaz ve değiştirilemez nitelikte olduğu, Sözleşmeden ———-hallerinde doktrinde ve Yargıtay kararlarında açıkça kabul edildiği üzere olumlu (müspet) zarar daima ileriye dönük olup bir beklenti kaybı olup hüküm ifade etmeyen sözleşmenin ifasına dair çıkarın, yani olumlu müspet zararın tazmininin istenemeyeceği, dönme/fesih halinde sadece “olumsuz (menfi) zararın” tazmininin mümkün olduğu; davacı, dava dilekçesinde maddi zararının giderimine yönelik olarak——– tahsilini, kira geliri kaybının tahsilini, yapının ruhsata aykırılık sebebiyle yıkılma ye yenide—— açısından ortaya çıkacak zararın tahsilini talep etmişse de müstekar Yargıtay kararlarında ve doktrinde de açıkça kabul edildiği üzere davacı tarafından HMK m. 194 hükmü kapsamından alacaklı (TBK m. 122 hükmünce) temerrüt faizini aşan bir zarara uğradığına ilişkin delile rastlanmadığından talep edilen munzam aşkın zarara ilişkin bir hesaplamanın da yapılamadığı, davacının kira gelirinin kaybına yönelik talebinin, sözleşmeden dönme) ile talebe hak kazanacağı olumsuz (menfî) zarar giderimi kapsamına girmediği, davacı dava öncesinde 16.12.2013 tarihinde davalıya gönderdiği noter ihtarnamesi ile sözleşmeden döndüğü (sözleşmeyi sonlandırdığı) için sadece olumsuz menfi zararını talep etme hakkına sahip olduğu, davacının olumlu ——- zarar niteliğindeki kira geliri kaybının tahsilini talep edemeyebileceği, ancak aksi kanaate varılacak olursa davacının olumlu (—- zarar niteliğindeki kira geliri kaybı olarak talep edebileceği tutarın 219.555.42 TL olduğu, yeniden inşa ve ——— harcanacak bedelin tahsiline ilişkin talep bakımından ise vine aynı sonuçla bu talebin de olumlu (müspeti zarar talebi olduğu ve fakat sözleşmeden dönen davacının isteyebileceği zarar kalemi olan olumsuz —– zararın kapsamına bu talebin girmediği, ancak aksi kanaate varılacak olursa yeniden inşa ve tutarın 3.605.000TL. olduğu, bu tutarın bulunduğu, talep edilen manevi tazminat bakımından ise TBK m. 114/11 hükmünün atfıyla uygulama alanı bulan TBK m. 58/1 hükmünce manevi tazminat koşullarının gerçekleşmesi için sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olduğundan dosya kapsamında bu unsurun gerçekleşmediği: davacının iddia ettiği olayların kişilik hakkını nasıl ihlal ettiği hususunun anlaşılamadığı. bu sebeple de manevi zarara yönelik hesaplamanın yapılamadığı şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce alınan 11/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; —— bölümünde taraf itirazları nedeniyle bir değişiklik yapılmadığı, ”—- bölümünde ise; ilave gerekçe ve konuya ilişkin tanık beyanı ile diğer bilgi ve belgeler nedeniyle tazminat isteminin yerinde olmadığı, şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce alınan 27/01/2020 tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın sağladığı ——— sağlamadığı, davalının———– sınıfına ait —–temin etmiş olduğu, bu durumun —– nitelenebileceği, davalı tarafça temin edilen— düşük olduğu kesinleşmiş olup, diğer firma/firmaların temin etmiş oldukları — kalitesinin davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı , 28/02/2018 tarihli ara karar uyarınca, davacıya ait binanın —— Bir Güçlendirme veya Yıkılıp yeniden Yapılması konusunda—— tarafından hazırlanmış olan 25/06/2018 tarihli detaylı raporda netice olarak; binanın yıkılıp yeniden yapılmasının uygun olacağı ,——- olarak hesap ve taktir edildiği, hesaplanmış olan bu bedellere mevcut inşaatın yıkımı, moloz atımı dahil olmadığı, yıkım ve —- kaldırılması için gerekli maliyetin; farklı firmalardan alınacak fiyat tekliflerinin dosyaya sunulması akabinde değerlendirme yapılarak hesaplanmasının daha sağlıklı olacağını, yeniden —-binanın yıkılıp yeniden yapılması gerekeceğinden, davalıdan tazmin edilecek bu bedel yenide— maliyetini de kapsadığı, davaya konu sözleşmeye aykırılık sebebiyle, inşaatın —- edilerek, davacının 15/08/2013 tarihinden 14.01.2014 dava tarihine kadar ki 6 ay, —- mevcut——- kaldırılmasının 15 gün, yeni—– kullanarak, ——- toplam 6 ay, 15 gün süreceği dikkate alınarak, davacının 6 ay, 15 günlük gecikme yüzünden uğradığı kira geliri kaybı bedeli —– olarak hesap edildiği kanaatine varılmı, mahkememizce tetkik edilmiştir.
Davacı vekilince 06/01/2017 tarihli dilekçesi ekinde hukuki mütalaa sunulmuş, Mahkememizce tetkik edilmiştir.
Davalı vekilince 09/12/2016 tarihli dilekçe ekinde hukuki mütalaa sunulmuş, Mahkememizce tetkik edilmiştir.
Mahkememizin 28/02/2018 tarihli ara kararı doğrultusunda davacı tarafça temin edilen 25/06/2018 tarihli teknik değerlendirme raporu ile özetle; ——yapılan söz konusu ——— binalarının mevcut haliyle güncel yönetmeliklere uygun olmadığı, güçlendirme yapılmasının ekonomik anlamda——- uygun olmadığını, güçlendirme yapmak yerine mevcut durumuyla—— uygun olacağı şeklinde kanaati bildirilmiş, Mahkememizce tetkik edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı tarafça işbu davada, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının ———- —- girdiği, ancak davalı tarafça davacı inşaatına dökülen —— faturalarda belirtilen kalitede olmadığı——bu nedenle inşaatının durdurulduğu,— nedeniyle inşaatın yıkılıp yeniden yapılması gerektiğinden bahisle, yeniden—– elde edebileceği kira gelirinin gecikmeye uğradığı, bundan başka —– hale getirilmesi için ——- zararı olduğu belirtilerek 950.000 TL maddi tazminatın, ayrıca davalının ağır kusurlu, kasıtlı eylemi nedeniyle manevi anlamda elem ve zarara uğradığından bahisle 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesinde —– maddi tazminat talebi yönünden toplamda 950.000TL’nin tahsili talep olunmuş olmakla, her bir zarar kalemi yönünden talebini somutlaştırması istenmiş, davacı vekilince sunulan —– davacının faydalanamadığı kira geliri için 450.000 TL — yıkılıp kaldırılması için 150.000 TL taleplerinin olduğu açıklanmıştır.
Taraf vekillerince taraflar arasındaki ——–sözleşmesi sureti sunulmuş, sözleşmede———— işaretlenmiş olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilince taraflar arasındaki ——– açıklamasını içerdiği toplamda 416.095,73 TL bedelli olduğu belirlenmiştir.
Davalı vekilince aşamalarda, satım konusu ——- teslim edildiği, teslim edilen üründe ayıp olmadığı, olsa bile davacının, süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı savunulmuştur.
Mahkememizce talimat yazılarak davaya konu inşaatta keşfen inceleme yapılarak rapor alınması istenmiş, —– Asliye Ticaret Mahkemesince keşif yapılıp rapor alınmış, mahallinden örnek alınması gerektiği bilirkişilerce bildirilmekle —— Asliye Ticaret Mahkemesince ve yine her iki taraf vekilinin——keşif icra edilmiş, her iki taraf vekilince işaret edilen yerlerden ——- alınarak incelenmiş, rapor sunulmuştur.
Buna göre davalı —– sınıfında olduğu belirlenmiştir.
Bu kapsamda “——- açıklanmasında yarar bulunmaktadır. — taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan vasıfların eksikliği veya kararlaştırılmamış olsa dahi dürüstlük kuralı gereğince bulunması gerekli vasıfların eksikliği iken; sözleşmeye aykırı ifa (—–), taraflar arasındaki sözleşmeyle kararlaştırılmış olan şeyden bambaşka bir şeyin teslimidir. Ayıplı ifa halinde ayıplı olsa da bir ifa mevcutken,—– kabul edilmektedir. Bu nedenle—— halinde satıcı, ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre değil, borcun hiç ifa edilmemesine ilişkin TBK’nın 112. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca sorumlu tutulmalıdır.
Bu çerçevede, davalı tarafça teslimi yapılan ———-kararlaştırılan ve faturalarda belirtilen özellikleri taşımayan, daha düşük — vasfına sahip, dolayısıyla mutabakata varılandan başka teslim şeklinde ve bu sebeple sözleşmeye aykırı teslim olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça işbu davada, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle mahrum kaldığı kira geliri,—— dökülmesinden kaynaklı zararı talep edilmiş olup taleplerinin hepsi müspet zararlardır.
Mahkememizce alınan 18/02/2019 tarihli heyet raporu ile davacının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle, davacının yalnızca menfi zararlarının giderimini isteyebileceği, müspet zararlarının tazminini isteyemeyeceği belirtilmiş ise de, davacı tarafça gönderilen 16/12/2013 tarihli ihtarnamenin tetkikinde ihbar konusu başlığında sözleşmenin feshi ibaresine yer verilmekle birlikte, ihtarnamenin içeriğinde, davalı ——— durdurulmasına karar verildiği, davalı taraftan temin edilen mal sebebiyle oluşan maddi, munzam zararların ve oluşan tüm zararların tazmin edilmesi aksi halde hukuki sürecin başlatılcağının ihtar edildiği, sözleşmenin feshine ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği, yanı sıra tüm zararlarının tazmininin talep edilmiş olduğu gözetildiğinde, sözleşmenin feshinin söz konusu olmadığı, bu nedenle davacı tarafça müspet zararlarının tazmininin talep edileceği kanaatine varılmıştır.
Bu noktada davalının sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Davacı tarafça, davaya —– döktürüldüğü ——– olarak —– katının bir kısmına dökülmüştür.
Mahkememizce 20/05/2015 tarihli celsede tanık sıfatıyla dinlenen ve tutanaktır başlıklı, altında davacı şirket kaşe ve imzasını da içeren belgeyi düzenleyen —- içeriğinden, 28/07/2013 tarihinde dökülen davaya konu —— standartlarını sağlamadığı, bu nedenle inşaatın durdurulması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Tanık sıfatıyla beyanları sırasında,—– tutulduğu, tutanak —— döküldüğü, ancak davalı tarafça ——- bildirilmiştir.
Davalı tarafın —– tarihinde davaya konu inşaata davalı şirketin —tarafların karşılıklı mutabakatı ile en son 22/07/2013 tarihinde davalı tarafça —— beyan edildiği, davacı vekilince, bu beyanın aksi yönde bir beyan sunulmadığı belirlenmiş, davalı vekilinin bu beyanlarına itibar edilmiştir.
Bununla birlikte davalı tarafça dökülen —- ve faturalarda belirtilen vasıfları taşımadığı, bu nedenle– uymadığı, binanın yıkılıp yeniden yapılması gerektiği yapılan teknik incelemeler ile belirlenmiş olmakla ve yukarıda açıklandığı üzere davalının kararlaştırılandan farklı bir ürün teslimi olarak tanımlanacak —-ifası nedeniyle TBK’nun 112. vd maddeleri gereğince davalının sorumluluğu belirlenecektir.
TBK’nun 114/2. maddesinde sözleşmeye aykırılık halinde haksız fiil hükümlerinin kıyasen uygulanacağı belirtilmiş, haksız fiillerden doğan borç ilişkileri genel başlığı altında TBK’nun 52/1. maddesinde ise “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” düzenlemesi getirilmiştir. Davalının sorumluluğu anılan bu düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Bu nedenle davacının kira kaybı zararı hesabında, —– tespitler gibi, diğer zarar iddiları yönünden dava veya güncel değerleri esas alan bilirkişi tespitlerine Mahkememizce itibar edilmemiş, anılan bu tespitler denetime elverişsiz bulunmuştur.
Davacının talep edebileceği zarar hesabı yönünden, 28/07/2013 tarihinde yapılan tespite ilişkin tutanak ile davaya konu inşaatta bir sözleşmeye aykırılık tespit eden davacının öncelikle, zararın artmasına sebep olacak eylemlerden kaçınmasının gerektiği, bu kapsamda—— gerektiği, —- beyanı ve sonrasında mahallinde yapılan tespitler ile davaya konu ——yapıldığı, —— kısmına —— döktüğü anlaşılan davalının, devam eden, kendisinin———– sorumluluğunun bulunmadığı, inşaattaki ———- ilişkin eksiklikten haberdar olan davacının -tutanaktaki —— dökülmüş olsa da – zararın artmaması yönünden üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği, davacı tarafın bu eylemi nedeniyle, devam olunan —-kısmın yıkımı, yeniden —– yönünden TKB’nun 52/1. maddesi hükümleri gereğince, davalı tarafa yüklenebilecek tazminatın takdiren tamamen kaldırılması gerektiği yönünde Mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Bu kanaat çerçevesinde davacının tazminat istemleri yönünden, Mahkememizin—– — kararı ile, yalnızca davalı ——– yeniden aynı seviyeye tekrar getirilmesi için geçecek sürenin kira kaybı yönünden belirlenmesi, ayrıca yalnızca davalının —– tutarın hesaplanması istenmiş, bu yönde tespitler içeren 11/12/2020 tarihli bilirkişi raporu, yukarıda varılan kanaate, dosya kapsamına delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır. Bu suretle ——- kaybından davalının sorumluluğu kapsamında 63.272 TL asıl alcak ve davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile açıklayıp harçlandırdığı, dava tarihi olan —— tarihine kadar bu alacağa işlemiş olan ve ———— avans faizinin davalıdan tahsiline dair karar vermek gerekmiştir.
Bundan başka hükme esas alınan 11/12/2020 traihli rapor ile belirlenen ve yalnızca davalı tarafça ———yıkımı için ve tespit edildiği yıl rayiçlerine göre yapılması gereken 150.000 TL asıl alacak ve bu tutarın dava tarihinden ıslah tarihine kadar —————–davalıdan tahsiline dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesi ve talep açıklamaya yönelik ——- tutarın, tespitin yapıldığı 2013 yılı itibariyle, davacı tarafın zararın artmasına sebep olmamak adına——–gerçekleştirmesi gerektiği, bu nedenle —-şeklindeki zararının —— taraflar arasındaki fatura tutarı kadar —- adet faturanın toplam bedeli olan ——- ile bu tutarın dava tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş faizi olan ve Mahkememizce ——-işlemiş avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği kanaatiyle belirlenen bu tutarlar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Bu kabul kapsamında davacı tarafça ıslah dilekçesi ile talep olunan ve dava tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş faiz istemi yönünden Yargıtay —— karar sayılı ilamı dikkate alınmıştır.
Aşamalarda davaya konu zarar kalemleri yönünden tüm inşaatın yıkılıp, yapılması—- tamamı esas alınarak hesap ve tespitler yapılmış, davacı tarafça da bu tespitler doğrultusunda — ıslah dilekçesi sunulmuş ise de, Mahkememizce TKB’nun 52/1 maddesi hükümleri gereğince takdiri indirim uygulanmış olup, zararın bir kısmına davacı tarafın katlanması gerektiğine kanaat getirilmiştir. Bu kapsamda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de takdiri indirim uygulanması nedeniyle reddedilen kısım yönünden davacı taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacı tarafça davada ayrıca manevi tazminat talep edilmiş ise de, ne dava dilekçesinde, ne de talebinin somutlaştırılmasına— dilekçesinde davalı tarafça, davacı şirketin şahıs varlığına yönelik haksız bir saldırıda bulunulduğuna yönelik herhangi bir iddia ve ispat vasıtası sunulmamış olmakla, manevi tazminat isteminin de koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış, reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile;
A)Yeniden— olarak 416.095,73 TL asıl alacak ve 354.419,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 770.515,24 TL’nin
B) Yıkım bedeli olarak 150.000 TL asıl alacak ve 127.766,10 TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplam 277.766,10 TL’nin
C) Kira gelir kaybı bedeli olarak 63.272 TL asıl alacak ve 58.893,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 122.166,44 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Aşan istemin reddine,
2-Manevi tazminat isteminin sübut bulmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 79.953,29 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 17.077,50 TL harc ile 64.070,00 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.194,21 TL nin davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat isteminin kabul edilen kısmı yönünden 73.765,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat isteminin reddedilen kısmı yönünden TBK 52/1 maddesi gereği takdiri indirim uygulanmış olmakla, davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Manevi tazminat istemi yönünden —- tarifesine göre davalı için takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 79.953,29 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarfedilen 20.010 TL bilirkişi gideri , 573,50 TL posta gideri, 3.800,00 TL teknik inceleme rapor bedeli olmak üzere toplam 24.383,50 TL yargılama giderlerinin haklılık oranına göre 8.080,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.