Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/311 E. 2021/1264 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/311 Esas
KARAR NO : 2021/1264

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/07/2014
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle; Davalı —– araç ile ——–olduğu bir trafik kazası yaptığı, kazada bir kişi öldüğü, müvekkil ile tarafların müşterek çocuğu ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı, davalılardan —– araç şöforü ve kazada 8/8 kusurlu olduğu, diğer davalı —- araç ruhsat sahibi olduğu, kazadan sonra müvekkilinin ağır —– nedeniyle hastaneye kaldırıldığı, defalarca ameliyat ve tedavi gördüğü, anılan kazaya bağlı olarak uğradığı zararlar kapsamında 250.000 TL manevi zararlar kapsamında 150.000 TL olmak üzere toplam 400.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili , sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren poliçe ile sınırlı yasal faiz yürüterek tahsilini, cismani zararın tedavi giderleri, geçici ve sürekli iş göremezlik zararı olarak bilirkişiden rapor alınmasından sonra ayrı ayrı dağıtılmasını, davalılar yönünden tedavi giderlerinin sarf tarihinden , diğer alacaklarının ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı —- vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza —– tarihinde meydana geldiğini, dolayısıyla 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gibi, somut olayda uzamış zamanaşımı süresi geçerli olsa dahi, 10 yıllık zamanaşımı uğradığı, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminat kapsamına dahil olmadığından bahisle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, davanın esastan reddini beyan edilmiştir.
Davalı ——– sunulan cevap dilekeçsinde özetle; kaza anında aracı kullanan asıl kişi davacının kendisi olduğu, söz konusu davanın zaman aşımına uğradığı, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, davacının tüm iddialarının asılsız olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —– adına dava dilekçesi, tensip zaptı usulünce tebliğ edilmiş davaya cevap verilmemiştir.
Dava, trafik kazasında yararlanan davacının, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu kazanın 16/07/2004 tarihinde tek taraflı olarak gerçekleştiği, davacının içinde —–plaka sayılı aracın davacının eşi, davalı —— bulunduğu, aracın davalı—–olduğu ve davalı sigorta nezdinde —- ile sigortalı bulunduğu belirlenmiştir.
Davalı——-vekilince savunmasında, aracın kaza sırasında davacının kullanımında bulunduğu, davacının istemi nedeniyle suçun üstlenildiği ileri sürülmüştür.
Mahkememizce davaya konu kazanın yargılama konusu edildiği —– esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış yapılan incelemede, davalı — hakkında taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olma suçundan mahkumiyetine dair karar verildiği, kararın kesinleştiği belirlenmiş olmakla, kaza sırasında — plaka sayılı aracın davalı —- kullanımında olduğu vakıasının da kesinleşmiş bulunduğu değerlendirilmiş, davalının aksi yöndeki savunmasına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalılar vekilince aşamalarda davanın zaman aşımına uğradığı ileri sürülmüş ise de, davaya konu haksız eylemin aynı zamanda suç teşkil ettiği, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 455/2. maddesi gereğince davalı — cezalandırılmasına dair karar verildiği, 765 sayılı TCK’nun 455/2. maddesinde 4 ila 10 yıl arası hapis ve ağır para cezası öngörüldüğü, 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesi gereğince de 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar yönünden 10 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, kazanın 16/07/2004 tarihinde gerçekleştiği, iş bu davanın ise 15/07/2014 tarihinde ikame edildiği, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu belirlenmiş, zamanaşımına ilişkin savunmalara itibar edilmemiştir.
Mahkememizce, davaya konu kazadaki kusur durumunun tespiti yönünden, —-sayılı dosyası kapsamında — tarihli raporun dosya kapsamı delil durumuna uygun, denetime elverişli bulunduğu değerlendirilmekle, anılan rapor hükme esas alınmış, kusura yönelik yeniden inceleme yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Yine—- esas sayılı dosyasında bulunan kaza tespit tutanağının tetkikinde, davacı yönünden emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususunda belirsiz seçeneğinin işaretli bulunduğu belirlenmekle, tespit edilen tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılamayacağı kanaati hasıl olmuştur.
Mahkememizce davacının tedavisine ilişkin tüm kayıtlar celp edilmiş, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —-gereğince davacının maluliyetinin belirlenmesi amacıyla rapor alınmıştır.
Mahkememizce davalı sigortadan, davalı aracına ilişkin poliçe ile hasar dosyasının celbine dair karar verilmiş, dava öncesinde davacıya 40.000 TL ödeme yapıldığı belirlenmiştir.
Davacının tedavi gideri istemi yönünden, celp edilen tedavi evrakı üzerinde —— bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınmasına dair karar verilmiş, davacının —- tarafından karşılanmamış 35.267,39 TL tedavi gideri zararının bulunduğu berlirlenmiştir.
Mahkememizce davacının, davaya konu ettiği geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden aktüer raporu alınmasına dair karar verilmiş, dava öncesi yapılan ödemenin de güncellenmiş değeri göz önünde bulundurularak davacının toplamda 400.895,70 TL maddi zararının bulunduğu belirlenmiştir. Tespit edilen bu tutarın geçici işgöremezlik ve tedavi giderine ilişkin 38.243,19 TL’lik kısmı yönünden davalı sigortanın, 40.000 TL teminat limiti ile tedavi giderine ilişkin kloz kapsamında sorumluluğunun devam ettiği belirlenmiştir.
Dava sırasında davalı—– vefat etmesi üzerine, mirasçılarının davaya dahil edilmesi talep olunmakla taraf teşkili sağlanmıştır. Ancak davacının da davalı —- olması nedeniyle miras payı olan 1/4 oranında tazminat tutarı kadar, alacaklı borçlu sıfatının birleşmesi ile borcun o tutar kısmının sona ereceği, bu nedenle tespit edilen zararın 3/4’lik kısmından davalıların sorumlu bulunduğu gözetilerek hüküm tesis edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; 16/07/2004 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada, davalı —– sevk ve idaresindeki aracın yoldan çıkarak taklalar attığı, davacının aynı araç içinde yolcu olarak bulunduğu ve kazada yaralandığı, kaza nedeniyle %47 oranında malul kaldığı, 9 ay kadar da geçici iş göremezlik durumunun meydana geldiği, anılan kazada davalı sürücü —– 8/8 oranında kusurlu olduğunun ——- tarihli raporu ile tespit edildiği, davalı —– işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğu, davalı sigortanın ise poliçe gereği 40.000 TL limitle tedavi gideri ve geçici şgöremezlik zararından sorumlu olduğu, bununla birlikte davacının anılan yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminin koşullarının da oluştuğu değerlendirilmiştir.
Manevi tazminatın belirlenmesi yönünden ise; TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yukarıdaki anlatımlar ışığında somut olayımız ele alındığında; meydana gelen trafik kazası sonucu davacının ağır yaralandığı ve %47 oranında malul kadığı, yaralanması nedeniyle davacının duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazadaki kusur durumu, kaza tarihi gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde, hakkaniyet ölçüsünde manevi tazminat miktarı tayin edilmiş, bu kapsamnda davacının aynı zamanda davalı mirasçısı olduğu manevi tazminat miktarında dikkate alınmış ve bu haliyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 300.671,77 TL’nin (davalı —-sorumlu olmak üzere), davalı —— tarihinden, diğer davalılar yönünden 16/07/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 40.000 TL manevi tazminatın, 16/07/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —— müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gerekli 23.271,28 TL harçtan peşin olarak alınan 1.366,20 TL ile ıslah yolu ile alınan 515,39 TL olmak üzere toplam 1.881,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.389,69 TL harcın davalılardan ( davalı —— sorumlu olmak üzere ) tahsili ile davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4——– göre kabul edilen maddi tazminat yönünden davacı için takdir olunan 29.497,02 TL vekalet ücretinin ( davalı —– sorumlu olmak üzere ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- —–göre red edilen maddi tazminat yönünden davalılar —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —– vekiline verilmesine,
6—– göre kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı için takdir olunan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- tarifesine göre red edilen manevi tazminat yönünden davalılar için takdir olunan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —- verilmesine,
8-Davacı tarafından sarfedilen 2.950,00 TL bilirkişi gideri , 370,00 TL posta gideri olmak üzere toplamda 3.320,00 TL ‘nin kabul ve red oranına göre 2.490 TL’nin ( davalı —- sorumlu olmak üzere) tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan 830,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı —- tarafından sarfedilen 29 TL gider avansının davalı mirasçı üzerinde bırakılmasına,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı—- dahili davalı ——yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.