Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/259 E. 2018/133 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/259 Esas
KARAR NO : 2018/133

H
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2014
KARAR TARİHİ : 16/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 23/06/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının dilekçede belirtilen adresteki “—” aracılığıyla “—-.” unvanını kullanarak fatura tahsilatı yaptığına yönelik duyumlar üzerine Kartal — Noterliği’nin 09.04. 2014 tarih ve — yevmiye no’lu tutanağı ile tespit yapıldığını, bu tespitte davalının “—” unvanıyla faaliyet gösterdiğini, — marka ve unvanının, logosunu kullandığını, yetkili işlem merkezi veya yetkili ödeme merkezi olarak davacı ile herhangi bir sözleşmesinin bulunmadığını, buna rağmen müvekkili şirketin faturalarını tahsil ettiğini, işlem ücreti aldığını, duvarlarına davacı çağrı merkezi telefon numarasını yazdığını, Noter vasıtasıyla yapılan tespitin ardından ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin davalı taraf ulaştığını, işlemlere son vermediğini, işlemlere devam edeceğini beyan ettiğini belirttiğini, Elektrik Piyasası Kanunun 3. maddesi ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulunun 12.09.2012 tarih ve 4019 sayılı Kararı uyarmca dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01.01.2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişiler tarafından yürütülmesine karar verildiğini, İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından yürütülen satış faaliyetleri ve fatura tahsilat işlemlerinin yasal anlaşma sonrası AESAŞ tarafından yürütülmeye başlandığını, bu yetkinin münhasıran davacı AESAŞ’a ait olduğunu, davacının bu hizmetleri kendi bünyesinde ve anlaşmalı merkezler vasıtasıyla yürüttüğünü, davalının herhangi bir anlaşması olmamasma rağmen bu hizmeti verdiğini, davacı AESAŞ ve AYEDAŞ unvanı, logosu ve markasını kullandıklarını, belgelerinde bu ibareye yer verdiklerini, davalının “yetkili” olmadığını, Yetkili İşlem Merkezi (YİM) ve Yetkili Ödeme Merkezlerine (YÖM) bu faaliyetin sözleşme yapılarak verildiği, bu merkezlerin belli bir standardının bulunduğu, davalı merkezin ise bu standartlara sahip olmadığını, davacı tarafın itibarma zarar verdiğini, davacı tarafından faaliyetlerin yürütüldüğü müşterilerde algı karışıklığına sebep olduğunu, davalı eyleminin TTK gereğince haksız rekabet oluşturduğu, TTK 62 gereğince aynı zamanda suç olduğu, davacı tarafın maruz kaldığı manevi zararm telafisinin gerektiği iddia edilerek davalı işyerindeki — unvan, marka, logosunun kaldırılmasını, tahsilat işlemlerinin durdurulmasını, davacının ticari itibarının zarar görmesi nedeniyle 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 17.07.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bahsi geçen adreste fatura ödeme merkezi olarak faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin kurumlar ile yaptığı sözleşmeler gereğince iş yerinde su, doğalgaz, telefon vb fatura tahsilatı yaptığını, davalının davacı ile olan sözleşmesi süresince bu faaliyeti sürdürdüğünü, sözleşme süresi sonrasında davacıya ait logo, marka ve unvanı kullanmadığını, müşterilerine durumu bildirdiğini, müvekkilinin sürekli müşterilerinin önceden olduğu gibi tek yerden tüm faturalarını ödemek istemeleri ve ısrarı üzerine, sürekli müşterilerinden davacı faturalarını da almış, bunları kendisinin gidip davacının yetkili ödeme merkezinden yatırdığım, davacının ödeme merkeziymiş gibi davranmadığını, bu işlemin sadece hatır- gönül çerçevesinde yapıldığım, Kartal —-. Noterliği’nden gelen ihtarname sonrasında bu işleme de son verildiğini, davacı kurumun yapılan işlemden hiçbir zararının bulunmadığını, ödenmeyen hiçbir faturasının bulunmadığım, müşterilerin durumu bildiğini, davacı ödeme merkezlerinin daha kaliteli olduğu bilgisinin yanlış olduğunu, davalı iş yerinin daha düzenli ve kaliteli olduğunu, algı karışıklığına sebep olmayacağmı, davacmm benzer ödeme merkezlerini yıldırmak amacıyla kötü niyetli olarak bu eylemleri yaptığım, davacının konusu ve talebi aynı olan başka davalar da açtığını, dosyanın İstanbul —-. ATM — Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Istanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesine, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, — Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapların geldiği ve mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Mahalinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmış ve dosya arasına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalının yetkisiz olarak davacının faturalarını tahsil etmesi ve tabela, ilan ve evraklarında davacının ünvanına yer vermesi nedeniyle oluşan murazaanın önlenmesi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalının ” —- ” aracılığıyla — ünvanını kullanarak fatura tahsilatları yaptığı yönünde duyum alınması üzerine ilgili adreste davacının talebi üzerine Kartal —.Noterliği aracılığıyla 09.04.2014 tarihinde tespit yapılmış, yapılan tespit tutanağında ” — adresindeki fatura tahsil merkezinde şirketin eski ünvanı olan—ın kullanılıp kullanılmadığının tespiti talebi üzerine belirlenen adrese saat 16:00 da gelindi. Tahsilat merkezinin kapısı üzerindeki tabelada —-nin kapısı üzerine yapıştırılmış — yazısı olduğunu gördüm” denilerek mevcut durum tutanakla tespit altına alınmış ve resmi çekilerek dosyaya eklenmiştir.
Durumun tespiti üzerine davacı tarafından Kartal —-Noterliği aracılığıyla 21.04.2014 tarihli ihtarname keşide edilerek davalıya ” eylemlerine son vermesi, davalı adına hiçbir fatura tahsil etmemesi ,— ünvanını, markasını, logosunu taşıyan matbu evrakların imha edilmesi ,aksi takdirde hukuki yollara başvurulacağı ” ihtarını içeren ihtarnamenin gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 21.04.2017 tarihinde bahse konu yerde keşif yapılmış ,yapılan incelemede davalının işletmesi olarak gösterilen yerde büyük bir tabela üzerinde ” — yetkili ödeme noktası — ” ibarelerinin yazılı olduğu, işletmedeki bankoların üzerinde “—- ” ibaresini içeren broşürlerin bulunduğu, keşif esnasında hemen o an tahsil edilen makbuzun üzerinde — Hizmetleri A.Ş, tahsil edilen bedel KDV dahil 91.5 tl , —-” T.sicil no — yazan fiş olduğu görülmüş,
Bilirkişi tarafından sunulan raporda ;keşif yapılan işletmede ticari amaçlı olarak— ibaresi kullanılmakta olup bu ünvanın davacının ünvanının kısaltması olduğu, — ve — ünvanlarının hem yazım hem söyleyiş olarak hemen hemen aynı olması hemde elektirik satışı ve faturaların tahsili konusunda faaliyet göstermeleri nedeniyle bu ünvanların davacı dışında bir başkasını göstermesinin olanaklı olmadığı, müşterilerde aynı ünvan olduğu konusunda tereddüt yarattığı ve TTK 54 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği belirtilmiştir.
Bir kişi veya işletmenin kendi adına fatura tahsil edebilmesi için 6493 sayılı Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanuna göre kurumla anlaşma yapması gerekmekte olup aynı kanunun 12/2 maddesi gereğince “kar amacı gütmeyen veya yardım amacıyla yapılan faaliyetler çerçevesinde paranın nakit olarak toplanması ödeme hizmeti sayılmamakta “ise de davalının yaptığı eylem itibariyle fiilin yardım amaçlı olmadığı anlaşıldığından eylemin ticari amaçlı yapıldığı kabulüne varılmıştır.
Toplanan tüm delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalının dava tarihi itibariyle bahse konu — isimli işyerini işlettiği ve burada yetkisi/ sözleşmesi olmadığı halde — adına elektrik faturası tahsil işini yaparak kar elde etmek suretiyle ticari bir faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum Kartal —-Noterliği tarafından yapılan tespit işlemiyle de sabit hale gelmiştir. Davalı da savunmasında davacı adına fatura tahsil etme yetkisi bittiği halde müşterilerini kaçırmamak için onlara yardım amaçlı müşterilerinin faturalarını başka yerden tahsil ettiğini beyan etmiş ise de bu savunmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu görülerek itibar edilmemiş, yaptığı eylemden ötürü belli kalitede hizmet veren davacının ticari itibarını zarara uğrattığı anlaşılmakla davacının bundan manevi olarak zarar gördüğü anlaşılmış, nitekim ayrıntısı Yargıtay 11 HD nin 27.11.2007 tarih 12437 E 14981 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine karar verildiğine göre davalının eylemlerinin hukuka aykırı olduğu belirlendiğinden uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekmekle, davalının hukuka aykırılık teşkil edem eylemlerinin süresi tam olarak bilinemediğinden ve keşif tarihi itibariyle davalının burayı terk etmiş olduğu tespit edildiğinden takdir edilecek manevi tazminatın kişinin zenginleşmesine yol açmayacak şekilde olması nedeniyle davanın konusu ve mahiyeti, davalının sosyo ekonomik durumu, günün ekonomik koşulları gözönüne alındığında manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 2.000 tl manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair karar verilmiştir.
Davacının benzer eylemlerle ilgili çok sayıda işyeri yetkilisi hakkında dava açtığı ve bu davaların hemen hepsinin kabulle sonuçlandığı görülmekle emsal oluşturması açısından gerekçeli kararlardan bir örnek bilgi mahiyetinde dosyamıza sunulmuştur.
Mahkememizce keşif esnasında incelenen fiş üzerinde bulunan —- sicil nosunun kime ait olduğu konusunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorulmuş, gönderilen yazı cevabında bu sicilin ” —-” ait olduğu, şirket adresinin Maslak olduğu, faaliyet adresinin 6493 sayılı kanun kapsamında yer alan fatura ve para havalesine aracılık etmek olduğu şeklinde bilgi verildiği görülmüştür. Gelen yazıdaki bilgilerle keşif sırasında tahsilatı yapılan faturadaki bilgilerin örtüştüğü ve halihazırda bu işyerini işleten kişinin davalı —- değil, — isimli şirket olduğu anlaşılmakla önlenecek bir tehlikenin olmadığı ve davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
12.09.2012 tarihinde 4019 sayılı kanunda yapılan değişiklikle 01.01.2013 tarihinden itibaren dağıtım ile perakende satış faaliyetlerinin ayrı tüzel kişilikler altında faaliyet göstermesi nedeniyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmış, sunulan belgelere göre davacının ünvanının 25.02.2015 tarihinde değiştiği anlaşılmakla gerekçeli karar başlığında değişiklik yapılmış haliyle yazılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Takdiren 2.000,00 TL nin manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazla ilişkin manevi tazminat isteminin reddine
Davalı tarafından ihtarnamenin gönderilmesinden sonra işletmenin terk edildiği, bu sebeple muarazanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı vekili tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 256,20 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 285,20 TL harç gideri, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti, keşif masrafı olarak toplam 971,60+285,20 TL masrafı olmak üzere toplam 1.256,80 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 163,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 18,00 TL yargılama giderinden red edilen miktar üzerinden hesaplanan 15,66 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Alınması gereken 136,62 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 256,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 119,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2018