Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/224 E. 2018/944 K. 02.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/224 Esas
KARAR NO : 2018/944
DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2014
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 6 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/1696 ESAS 2015/514 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA :Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2014
KARAR TARİHİ : 02/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
TALEP:
Davacı vekilinin —— tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında ——- tarihli ticari vekillik sözleşmesi imzalandığım, sözleşme gereğince teminat olarak davalıya ait takip konusu ———– pafta 39 cilt no.lu tarla niteliğindeki gayrimenkulün ———-hissesinin ipotek olarak verildiğini, taraflar arasında imzalanan ticari vekillik sözleşmesi ve cari hesap sözleşmesinin davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle feshedildiğini, cari hesap sözleşmesince oluşan cari hesap bakiyesinin 7 gün içinde ödenmediği takdirde ipoteğin paraya çevrileceğinin ———.Noterliğinin ——– tarihli ihtarnamesi ile bildirilerek davalıya tebliğ edildiğini, bu ihtarnameye karşı davalının sessiz kaldığım ve müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, takip konusu alacağın taraflar arasında imzalanan ticari vekillik sözleşmesinin feshi nedeni ile cari hesap alacağına ilişkin olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde hiçbir neden göstermeksizin yalnızca borç ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının tamamen kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, alacağa işlemiş ve işleyecek ticari faiz ve masrafı ile birlikte tahsiline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazda bulunan davalı aleyhine alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilme sine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin ——— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——- tarihinden itibaren davacı şirketin acenteliği işini üstlendiğini, davacının unvan değişikliği sebebiyle önce 30.08.2008 tarihinde yeni bir ticari vekillik sözleşmesi imzalandığı, sonra bu sözleşmenin de 02.01.2009 tarihinde yenilendiğini ve 2005 yılında başlayan acenteliğin 26.12.2011 tarihinde davacı tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin acentelik için davacı şirkete 15.000,00 USD isim hakkı ödediğini, teminat olarak hem 50.000,00 USD bedelli teminat senedi verdiğini hem de ———- evine de 30.000,00 TL’lik ipotek konmasına muvafakat ettiğini, 02.01.2009 Tarihinde süresiz olarak akdedilen son sözleşmenin 26.12.2011 tarihinde davacı tarafından feshedildiğini, fesih sebebi olarak kasadan para kullanılmasının gösterildiğini, davacının iddia ettiği gibi sözleşmenin akde aykırılıktan feshedilmediğini, şubeyi devralan davacı şirket yetkilisi Ercan Özkurt’un düzenlediği kasa tutanağında müvekkilinin elinde 45.701,00 TL nakit para olduğunu tespit ettiğini ve bu parayı tediye makbuzları ile kasadan çıkarak müvekkiline ödenmesini sağladığını, sözleşmesinin feshedilebilmesi için 3 ay önceden fesih bildiriminde bulunulması gerektiğini, davacı şirketin bu ihbar öneline uymadığını, fesihten sonraki süreçte hem müvekkilinin davacı tarafından kendisine bildirilen kestiği hakkediş faturasını cari hesabına girmediğini hem de çok sayıda haksız ve mesnetsiz ceza faturaları kestiğini, böylece davacının gerçekte borçlu durumda iken kağıt üzerinde alacaklı duruma geçtiğini, tüm bu nedenlerle müvekkilinin uğradığı zararın tespit ve tazminini talep etmek için ayrıca bir alacak davası açtığını ve bu davanın derdest olduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle davacı tarafından haksız yere feshedilen sözleşme ve fesih sonrası kesilen mesnetsiz ve haksız faturalarla müvekkilinin alacaklı iken borçlu gösterilmesi sebebiyle davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının reddolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 6 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/1696 ESAS 2015/514 KARAR SAYILI DOSYASINDA
TALEP:
Davacı vekilinin 11/11/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 02/01/2009 tarihinde yapılan ticari vekillik sözleşmesinin davalı tarafından 26/12/2011 tarihinde tek taraflı olarak haksız olarak feshedildiğini ayrıntıları dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle davalı tarafından ileri sürülen fesih nedeninin haksız bulunduğunu; davalının tek taraflı faturaya dayalı olarak davacıyı borçlu göstererek taraflar arasındaki sözleşme kapsamında; davacı tarafından verilen ipoteğin paraya çevrilmesini sağlamak için davacı hakkında takip yaptığını; bu nedenlerle, belirsiz alacak davası kapsamında şimdilik 50.000,00 TLnin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmenin akdi sırasında davalı lehine teminat olarak kurulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 06/02/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını; bu nedenle, öncelikle zamanaşımı itirazı hakkında karar verilmesini; dava konusu alacağın belirlenebilir bir alacak olduğunu; bu nedenle, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini; davanın esasına yönelik olarak da davacının sözleşmeye aykırı olarak kasadan para kullandığını ve kasa açığı verdiğini; bu nedenle, davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini; davaya cevap dilekçesinin 2. ve 3.sayfasında ayrıntıları ile açıklanan nedenlerle, davacı talebinin yerinde bulunmadığını; ayrıca, ipoteğin kaldırılması talebinin de haksız ve hukuki aykırı bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
DELİLLER:
Dosya konusunda uzman Mali Müşavir——– Makine Mühendisi ———- ve Hukukcu ———-a tevdi edilerek rapor alındığı görüldü.
Güngören Tapu Müdürlüğüne, İstanbul 10 İcra Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Asıl dava , İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı …nin borçlu … hakkında ( 02.07.2013 faiz başlangıç tarihli 30.000 TL tutarlı ipotek belgesinden kaynaklanan alacak açıklamasıyla ) 03.07.3013 tarihinde 13.253,28 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığı, borçlunun herhangi bir borcu olmadığı gerekçesiyle takipteki borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, bunun üzerine takibin durmasına karar verildiği ve iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, davalı ile arasında 02.01.2009 tarihli ticari vekillik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin teminatı olarak davalı üzerine kayıtlı İ————parselde bulunan tarla niteliğindeki 40/400 hisse üzerine ipotek konulduğunu, taraflar arasında imzalanan ticari vekillik sözleşmesinin davalı … ——–nın sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, sözleşme gereği oluşan cari hesap bakiyesinin ödenmesinin ihtarnameyle bildirildiğini, ödenmediği için de icra takibi yapıldığını beyan ederek itirazın iptali ile icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur.
Davalı ise, 2005 yılında başlayan acenteliğin 26.12.2011 tarihinde davacı tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, acentelik için davacı şirkete 15.000 USD isim hakkı ödediğini, teminat olarak hem 50.000 USD bedelli teminat senedi verdiğini hem de ——-evine 30.000 TL lik ipotek konulduğunu, fesih sebebi olarak kasadan para kullanılmasının gösterildiğini, iddia edildiği gibi sözleşmenin akde aykırılıktan feshedilmediğini, sözleşmenin feshi için 3 ay önceden fesih bildiriminde bulunulması gerektiğini, oysa bu ihbar öneline uyulmadığını, davacı şirket yetkilisi ———- düzenlediği kasa tutanağında 45.701,00 TL fazla nakit para olduğu tespit edilerek bunun ödendiğini, fesihten sonra davacı şirketin çok sayıda haksız ve mesnetsiz ceza faturaları keserek gerçekte borçlu iken evrak üzerinde alacaklı duruma geçtiğini belirterek ayrıca bir alacak davası açmış, mahkememizin 2014/ 1696 esasına kaydedilen bu dava hukuki ve fiili irtibat nedeniyle eldeki bu davayla birleştirilmiştir.
Birleşen davada ise davacı …, ticari vekillik sözleşmesinin davalı tarafından haksız şekilde feshedildiğini, davalının tek taraflı faturaya dayalı olarak icra takibi yaptığını belirterek belirsiz alacak davası kapsamında şimdilik 50.000 TL nin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiş,
Davalı …ise, taleplerim zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacağın belirli olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı olarak kasadan para kullandığı için kasanın açık verdiğini, sözleşmeyi bu nedenle feshettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Ticari vekillik sözleşmesinin incelenmesinde; vekilliğin başlangıç tarihinin 02.01.2009 olduğu, vekillik sözleşmesinin süresiz olarak imzalandığı, 38/e bendinde ise birinci yılın sonunda her iki tarafın da diğerine 3 ay önceden yazılı haber vererek sözleşmeyi her zaman sona erdirebileceği, 39.maddede ise “———– arasında çıkacak çekişmelerde—— Kargonun defter ve kayıtlarının geçerli olacağının” kararlaştırıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin konusu :”İş bu cari hesap sözleşmesi 12.07.2005 tarihli ticari vekillik sözleşmesinin eki niteliğinde olup 01.08.2011 tarihinde taraflarca imza altına alınmıştır.” olarak belirtilmiş, B bendinde “Vekil hiçbir nedenle kendi kasasından nakit kullanamaz. Böylesi bir tespit ——-tek taraflı fesih hakkını doğurur”, D bendinde, Taraflar ihtilaf halinde ——–Kargonun ticari kayıtlarının geçerli olacağını kabul ederler.” ,F bendinde ” ——–, hesap durumlarını gösteren hesap özetini her ayın sonunda vekile gönderir ve 3 gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde vekil mutabık kalınmış sayılacağını kabul eder.” şeklinde düzenlemenin taraflarca imzalanmak suretiyle kabul edildiği görülmüştür.
Asıl davada ticari vekil olan …nın tahsil ettiği meblağlardan davacıya ödenmeyen bir miktarın olup olmadığını tespit için ——— ticari defterlerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış ve bilirkişi heyeti tarafından sunulan 16.06.2017 tarihli raporda; ———şirketinin incelenen 2013- 2014 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının 2009 dan itibaren incelenen kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 13.253,28 TL alacaklı göründüğü, fakat davalı … tarafından dosyaya sunulan ve BS formunda beyan edilen 1 adet faturanın —— şirketi tarafından kayıt altına alınmadığı beyan edildiğinden bu hesap ekstresinin 26.12.2011 tarihli 17 sıra nolu Aralık ayına ilişkin hak ediş faturası olduğu ve hesap ekstresinde yer almadığı, dosya kapsamında yer alan tediye makbuzlarından 4 tanesinde teslim alan kısmının boş olduğu, davacı şirket kayıtlarında bu makbuz tutarlarının kayıtlı olduğu, tediye makbuzunun para, mal, kıymetli evrak, gibi kıymetlerin teslim edildiğini ispat etmek için düzenlenen makbuz olduğunu, davacı tarafın replik layihasında bu makbuzların komisyon ücreti vs. açıklamalarla ücret karşılığı düzenlendiğini iddia ettiği, bu layiha ekinde yer alan ” Tutanak ” incelendiğinde bu tutanakta belirtilen tediye makbuzlarının “cari hesaba mahsuben” şeklinde düzenlendiği, bu veriler ışığında davacı yanın alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu sonucuna varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Hem tarafların rapora itirazları hemde birleşen davada varsa davacının alacağının tespiti için dosya bu kez mali müşavir bilirkişi —– verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda ; davacı ..——- incelenen muavin hesap dökümünde 31.12.2009 dan sözleşmenin fesih tarihi olan 26.12.2011 tarihine kadar tüm işlemlerde hep davalı —— alacaklı olduğu, yine aynı muavin dökümünde yaklaşık 7-10 günlük dönemlerde davacı tarafın tediye makbuzu tanzim ederek davalı tarafa “borç” kaydı düştüğü, diğer bir ifadeyle davalıda biriken paralar ile ona olan borcunu ödemiş olduğunun anlaşıldığı, gerek davacı şirketin cevaba cevap dilekçesinde gerekse davalının cevap dilekçesi ekinde sunulan tediye makbuzu suretlerinde ———– ibareleriyle çok sayıda belge olduğu, yine cari hesap sözleşmesinin 6.maddesi gereği davalı …——her ay için hak edişlerini “nakden “tahsil ettiği, bu ödemenin de davacı adına biriken davalı / ticari vekilin kasasından karşılandığı, bu durumun artık bir teamül aldığı, davacının dava dosyasına önceki dönemlerle ilgili kasa açığı konusunda bir ihtarname sunmadığı, dolayısıyla davacının kabulünde olan süre gelen, kural haline gelen uygulama için sözleşmenin haklı nedenle feshine gerekçe olamayacağının değerlendirildiği, davalı ticari vekil tarafından sunulan delillerden davacı … Kargonun tüm muhasebe yetkililerine 08.12.2011 tarihinde gönderdiği e-posta yazışmasında “———- fesih işlemleri başlatılmış olup …”demek suretiyle feshin 26.12.2011 tarihinden çok önce planlandığı hususları da dikkate alındığında feshin haklı sebebe dayanmadığının düşünüldüğü, bu durumda davalı …—–varsa alacak tutarının tespiti açısından; —-Kargonun davalı adına tuttuğu hesap hareketlerinde Kasım 2011 sonundaki 41.027,52 TL alacağına ( 28.198,62 TL+12.828,90 TL) Aralık ayı için davacı tarafından hesaplanıp e posta ile bildirilen 10.099,36 TL hak ediş faturası Kasım ve Aralık ayının yansıtma faturaları ve davacı kabulündeki 3.533,86 TL demirbaş faturası dikkate alınarak davalı ticari vekilin 26.12.2011 tarihli alacağının 45.858,87 TL olduğu , sözleşmenin 38/e maddesine göre sözleşmenin 3 ay önceden yazılı haber verilerek feshedilebileceği hükmü gereği 26.12.2011 tarihinin fesih bildirim tarihi olarak kabul edilmesi, böylelikle feshin 3 ay sonraki tarihte 26.03.2012 tarihinde fesholacağı dikkate alındığında davalı ticari vekilin bu sürede elde edebileceği net kazancının 855,59 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Her iki bilirkişinin raporunun birbiriyle örtüştüğü, özellikle bilirkişi ——– raporundaki açıklamaların dosya kapsamıyla birebir örtüştüğü görülmekle bu rapora tam itibarla fakat tekrarı yoluna gitmemek adına yukarıda raporda yazılan açıklamalar kapsamında asıl davada davacının sözleşmeyi hem ihbar öneline uymadan hem de haklı bir sebep bulunmadan feshetmesi nedeniyle alacağı bir miktarın bulunmadığı ,kesin delil teşkil eden kendi defter kayıtlarına ve sunulan muhasebe kayıtlarına, tediye makbuzlarına göre 2009 dan feshin yapıldığı 26.12.2011 tarihine kadarki sürede davalı … ——–nın hep alacaklı göründüğü, davacı … şirketinin fesih tarihine kadar kasa açığıyla ilgili herhangi bir ihtarname göndermediği,——-tarihinde davalı ticari vekilin kasasında tespit ettiği 45.701,59 TL nakit parayı tediye makbuzları ile davalıya ——kaydı girmiş ise de bu makbuzlar davalının kabulünde olmadığından bu tutarları davalının nakden teslim aldığı, alacağına mahsup edildiği şeklinde yorumlanamayacağından yani asıl davada davacı … Kargonun 26.12.2011 tarihinde kasada bulunan 45.701,59 TL yi davalı ticari vekile verdiğini ispatlayamadığı göz önüne alındığında alacaklı olduğu iddiasını ispat edemeyen davacı şirketin icra takibi yapmakta haklı olmadığı anlaşılmış ve bu nedenle itirazın iptali davasının reddine dair karar verilmiştir.
Davacının kendi defterlerine göre alacaklı göründüğü için takip yaptığı anlaşılmış ise de takibe geçmekte kötüniyetli olduğu tespit ve ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine dair karar verilmiştir. Davacının herhangi bir alacağı bulunmadığı gibi ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapmakta haklı olmadığı anlaşıldığından ipoteğin konuluş nedeni bulunmamakla davacı tarafça konulan ipoteğin kaldırılmasına dair karar verilmiştir.
Birleşen dava açısından; Bilirkişi ——- dosya kapsamına uygun düşen denetime elverişli raporundan da anlaşılacağı üzere yapılan feshin geçersiz olduğu ,2011 yılı Kasım sonu itibariyle davacı ..—-alacağı ve davalı Fillonun onayladığı Aralık ayı hakedişine ve ihtilafsız olan davacı yansıtma faturasına göre oluşan davacı alacağı 45.858,87 TL olarak tespit edilmiş, sözleşmenin 38/e bendinde belirtilen 3 aylık ihbar öneline uyulmadığı için 26.12.2011 tarihinin fesih ihbar tarihi olarak kabulü nedeniyle ihbardan 3 ay sonraki süreye kadar olan davacı alacağı 855,59 TL olarak tespit edilmekle davacının alacağının 45.858,87 TL + 855,59 TL = 46.714,46 TL olarak kabul edilerek davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş ise de fesih tarihi olan 26.12.2011 tarihi itibariyle davacının tespit edilen alacağı 45.858,87 TL olduğu için haksız yere feshedilen sözlemeden kaynaklı davacı ticari vekilin 26.12.2011 tarihi itibariyle uğradığı maddi zarar 45.858,87 TL olarak belirlenmekle bu miktarın fesih tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar vermek gerekirken 45.858,87 TL + 855,59 TL = 46.714,46 TL şeklinde karar vermek doğru olmadığından ,fakat gerekçeli karar kısa karara da aykırı olmayacağından bu durumun gerekçeli kararda açıklanmasıyla yetinilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
A-Asıl davanın REDDİNE
1—————parselde kayıtlı tarla niteliğindeki gayrimenkulün ——– hissesi üzerine davacı tarafça konulan 30.000,00 TL lik ipoteğin kaldırılmasına,
Davacının takibe geçmekte kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 226,35 TL harçtan mahsubu bakiye 190,45 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine
5-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
B-Mahkememizin birleşen ———- Esas sayılı dosyasında;
Davanın KISMEN KABULÜ ile
46.714,46 TL alacağın sözleşmenin fesih tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine
2-Davacı tarafça yapılmış 25,20 TL başvurma harcı, 853,90 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 882,90 TL harç gideri ile tebligat ve müzekkere ücreti olarak 197,50 TL masraf olmak üzere toplam 1.080,40 TL yargılama giderinin kabul edilen kısma isabet 1.004,77 TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.488,59 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 3.191,06 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.337,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair her iki davada davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 02/11/2018