Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1893 E. 2021/1290 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1893 Esas
KARAR NO : 2021/1290
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 23/12/2014
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
— adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; davalılardan — tarihinde—- kazanın akabinde çıkan tartışmada müvekkilini darp ettiğini, kaza ve darp nedeniyle — soruşturma dosyası sonucunda —- dosyası ile davanın açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, öncelikle kazaya karışan —– Kişilere devrini önlemek için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, efor kaybından ve çalışamayan süreden kaynaklı maddi zararların tazmini için şimdilik —tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini,—- yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı — müvekkiline ait aracı kullanan diğer davalı — arasında yaşanan kavga yaşandığını ve bu kavgada diğer davalının davacıyı darp ettiğini, bu darp neticesinde yaralandığını, her ne kadar davacı, aracın kendisine çarpttığını beyan etmekte ise de yaralanmanın darp neticesinde olduğunu, trafik kazasının bulunmadığını, davacının diğer davalı ile kavga ettiğini, müvekkilinin hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, aleyhine açılan bu davanın müvekkili yönünden haksız ve mesnetsiz olduğunu, iş bu davanın haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle reddini talep etmiştir.
Diğer davalıların davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; Davalı —– tarihinde meydana gelen kazada kusurlu olup olmadığı, davacının malulliyet oranı ile maluliyetten kaynaklı zararlardan davalının sorumlu olup olmadığı sorumlu ise, sorumluluk miktarına ilişkindir.
Haksız Fiile İlişkin Kusur Sorumluluğu Yönünden Yapılan Değerledirmede;
—-yönetimindeki —- seyir halinde iken geldiği olay mahalli kavşakta sol tarafındaki — giriş yapmak için sola dönüş manevrası yaptığı esnada aracının sol ön kısımlarıyla, kavşak başını kullanarak kaplamaya girip karşıdan karşıya geçiş yapan Davacı yaya —- sol ayağına çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Somut olayda kusur oranlarının tespiti açısından —- aldırılmıştır.
—raporunda da beliritildiği üzere,
-Davalı sürücü —- idaresindeki —esnasında yola gereken dikkatini verip görüş alanını kontrol altında bulundurması, ilk geçiş hakkını kavşak başından geçiş yapıp yolu bitirmek üzere olan davacı yayaya vermesi gerekirken tüm bu hususlara riayet etmeyerek dikkatsiz ve kontrolsüz şekilde sola dönüş yaptığı, kavşak başından geçiş yapıp yolu tamamlamak üzere olan davacı yayaya aracının sol ön kısmıyla önlemsiz şekilde çarpıp kazanın oluşumuna sebebiyete verdiği anlaşılmakla; kazada asli kusurlu olduğuna,
Davacı yaya —- başından karşıdan karşıya geçiş yapıp yolu tamamlamak üzereyken davalı sürücü yönetimindeki aracın sadmesine maruz kaldığı kazada atfı kabil bir kusuru bulunmadığına, kanaat getirilmiştir.
Buna göre,—- plaka sayılı araç sürücüsünün kusurundan —- plaka sayılı araç sürücüsünün olayda yukarıda açıklandığı şekliyle kusurlu olması nedeniyle;
— plaka sayılı araç sigortacısı — ettirenin, sigortalının kasti bir eyleminden kaynaklanmadığı sürece, sigorta güvencesi sağladığı rizikoya bağlı zarar ve hasar için 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1427, 1459 maddeleri uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olması,—– araç maliki olması nedeniyle araç işleteni olmasından kaynaklı KTK madde 85 kapsamında tehlike sorumluluğu bulunması, —-, araç sürücüsü olması nedeniyle TBK madde 49 kapsamında haksız fiil sorumluluğu bulunması, —- sayılı kararında da belirtilen kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız eylem sorumluluğunun kurucu unsurları; Fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve zararın tümünün olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle kaza neticesinde meydana gelen zararlardan davalıların sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Maddi Tazminat Talepleri Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekilince,—- sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davacı vekilince, —- maddi tazminat taleplerinin davalı — karşılandığını, bu hususta davanın konusuz kaldığını belirttiği anlaşılmakla,
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın sulh sonucu konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Manevi Tazminat Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Manevi tazminat talebi yönünden ise yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —— gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel —-göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. ——
Davacının kaza nedeniyle duymuş olduğu acı ve elemin belirlenmesine dair anılan hususlar dışında delil bulunmayışı, maluliyet oranı, kazanın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, davacının yaşı, tarafların kusur durumu, tarafların gelir durumu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tespitler uyarınca manevi tazminat miktarı tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde takdir olunmuştur.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1-Davanın sulh nedeniyle konusuz kalması sebebiyle maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalılara sulh nedeniyle vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
B-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
1—- manevi tazminatının davalı gerçek kişilerden — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 204,93 TL harçtan peşin alınan 68,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 136,58 TL karar harcının davalı —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı —- manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 93,55 TL harç ile 1.332,20 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 266,44 TL’sinin davalı—— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılarca sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021