Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1861 E. 2019/664 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1861 Esas
KARAR NO : 2019/664
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/12/2014
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin—– tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile yapılan —— abonelik numarası ile sözleşme yaparak elektrik abonesi olduğunu, bu sözleşme kapsamında,——- dönemlerinde elektrik alındığını, davalının müvekkilinden bu dönemde “Kayıp Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, PSH Bedeli” tahsil ettiğini, bu bedellerin haksız ve hukuksuz olarak alındığını, emsal kararlar ile sabit olan bu bedellerin müvekkilinden alınmaya başlandığı tarihten bu yana tüm ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 09/02/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin talebin usul yönünden reddinin gerektiğini, her ne kadar sözleşmede kararlaştırılmamış olsa da müvekkilinin “Kayıp Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, PSH Bedeli, Sayaç Okuma Bedelini ve Kayıp Kaçak kısmına isabet eden Enerji Fonu, TRT fonu, Belediye Fonu”nu ilgili mevzuat, kanun ve yönetmelik hükümlerince ve—–kararları gereği olarak tahsil ettiğini, dolayısıyla da bu bedelleri haklı olarak, yani ilgili mevzuat hükümlerinin kendisine verdiği hakka dayanarak tahsil ettiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; kayıp kaçak bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre;
Dava 16/12/2014 tarihinde açılmış olmakla; yargılama sırasında — tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce kayıp-kaçak bedeline dayalı açılan davalarda, çok sayıda mahkeme, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 5., 10., 35. ve 36. maddelerine aykırılık iddialarını ciddi bularak, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Anayasaya aykırılık başvurularını incelenmiş ve nihayetinde, Elektrik Piyasası Kanunu’nun —-kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden tahsil edileceğine dair tüm hükümlerin iptal istemini reddederken, —— tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin sadece kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu öngören kural, hak arama özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahalede bulunduğundan, sadece bu kuralın iptaline, kayıp kaçak bedellerine ilişkin dava konusu düzenlemeleri Anayasa’ya aykırı bulmayarak iptal talebinin reddine karar vermiş olup, ——tarih ve 30333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp ———, yayımı ile sonuç doğurduğu anlaşılmakla, davacının talebinin de, bu bedellerin hiç alınamayacağından ibaret olduğu, fazla alındığı iddiasına dayanılmadığı, taleple bağlılık gereği dosya incelenmiştir.
Her ne kadar davanın yasa değişikliği nedeniyle konusuz kaldığı yönünde karar verilmiş ise de; yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede yerleşik Yargıtay uygulamalarınca ——— davacının dava açtığı tarihte, dosyadaki bilgi ve belgelerde haklı olduğu sabittir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun —- tarih, — E. —-K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Bu sebeple; mahkemece tespit hükmünde “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde gerekmektedir. Çünkü davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından 171,80 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 127,40 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı ve 44,40 TL peşin harç toplamı: 69,60 TL ile aşağıda dökümü yazılı 927,30 TL olmak üzere toplam 996,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillmerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2019