Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/183 E. 2023/699 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2014/183 Esas
KARAR NO: 2023/699
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ: 02/05/2014
KARAR TARİHİ: 19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda
,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, asıl borçlu ——– kullandırılan krediler için davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile borca kefil olduğunu, kredilerin ticari amaçlı olduğunu, banka defter ve kayıtlarının kesin delil olduğunu, Banka’nın edimini ifa ettiğini, ancak ne asıl borçlu ne de kefilin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, takibe yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, borcun ödenmediğini, talep edilen çek yapraklarının iade edilmediğini, daha yüksek temerrüt faizi uygulanabilecekken düşük faiz uygulandığını, alacağın likit olması nedeniyle icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, iddia ederek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, söz konusu davanın ikame edilmesi sebebiyle sarf edilen tüm yargılama giderleri ve hak edilen vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kefilin tekstil sektöründe faaliyet gösteren itibarlı tacirler olduğunu, alacakların tahsil edilememesi ve talihsiz gelişmeler nedeniyle işlerinin bozulduğunu, dava dışı asıl borçluya kullandırılan krediler için kefil olunduğunu, araç satışı yapıldığını, bunun için alacaklıya yardımcı olunduğunu, satıştan ne kadarın borca sayıldığının belli olmadığını, araç kredi sözleşmesi imzalanırken kredi sözleşmelerinin de arada imzalatıldığını, gabin yoluyla diğer sözleşmelerin imzalatıldığını, eş rızasına ilişkin imza eksiklerinden de görülebileceğini, eşlerin sözleşmelerden haberi bulunmadığını, imzalarının bulunmadığını, sözleşmelerin geçersiz olduğunu, sahtecilik yoluyla imzalatılmış ihtimali bulunduğunu, çeklerin kimlerin elinde olduğunun bilinmediğini, çeklerin yetkililer tarafından imzalanmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, savunarak, davanın reddini, ilgili makamlar nezdindeki şikâyetler hakları saklı kalmak kaydıyla; esas alacak, faiz ve icra inkâr tazminatı yönünden haksız ve kötü niyetli olarak ikame olunan huzurdaki davanın reddine, kötü niyetli davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle; genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra ——— sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; temlik eden davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 17/07/2013 tarihinde asıl alacak + işlemiş faiz + gider vergisi+ masraf toplamı 155.434,95 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline ve 18.810,00 TL gayrinakit çek depo bedelinin depo edilmesine yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, borçluların 23/07/2013 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Davacı ——-Arasında dava konusu alacağın temliki anlaşması yapıldığı, daha sonra —- tarihli beyan dilekçesi ile temlik alan vekilince, müvekkili şirketin —- tarihli ———- hükmi çatısı altında birleştiğini bildirmiştir.TBK’nın kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 583. maddesinin ilk fıkrasında “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmü getirilmiş ve kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından şekli koşullar öngörülmüştür. Somut olayda; kefalete ilişkin şekil şartlarının yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Kefalet kabul beyanı sözleşmenin zorunlu unsuru değildir. Bu itibarla, kefaletin şekil şartlarının yerine getirilip getirilmediği hususunda esas alınamaz.Davalı tarafça cevap dilekçesinde eş rızasının olmadığını, sözleşmedeki eşlerinin imzası olarak görünen imzaların eşlerine ait olmadığı ileri sürüldüğünden bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, inceleme sonucu düzenlenen 05/10/2010 tarihli bilirkişi raporunda 25/09/2012 tarihli kredi sözleşmelerinde kefil bölümündeki imzaların davalıların eşlerine ait olmadığı tespit edilmiştir.TBK’nın 586. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil kefile başvurabilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. 6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre “ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.”. Somut olayda; dayanak sözleşme “genel kredi sözleşmesi” olup, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağı, sözleşmede belirtilen oranda akti ve temerrüt faizi talep edilebileceği anlaşıldığından, bilirkişi raporu ile belirlenen faiz oranı hükme esas alınmıştır. Uyuşmazlığın çözümü bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, —– havale tarihli bilirkişi kök ve 03/11/2018 tarihli ek rapor aldırılmış, denetime elverişli rapor tanzimi için farklı bir bilirkişiye dosya tevdi edilmiş, 03/01/2022 tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş olup raporda özetle; Banka’nın asıl borçlu—- tarihinde—– imzaladığı, — olduğu, kefil—- müteselsil kefil sıfatı ile —- imzaladığı, —- maddesinde; ——- kefalet miktarının, anaparadan başka ayrıca bunun sözleşmelerde öngörülen şekil ve oranda hesaplanacak akdi faizlerini, komisyonlarını, gider vergilerini ve her türlü masraflarını, vekâlet ücretlerini, sözleşmelerde belitildiği şekilde hesaplanacak temerrüt faizlerini de kapsadığını kabul ve beyan eder.” şeklindeki hükmü gereği, kefilin kefaletinin anapara, faiz ve fer’leri dâhil olmak üzere toplam150.000,00 TL ile sınırlı olduğu kanaatine varıldığı, —–, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde, müteselsil kefil sıfatı ile —— tarafından imzalandığı, bu nedenle eş razısına gerek bulunmadığı kanaati oluştuğu, —– tarihinde (yani yeni ——- daha imzalandığı görülmekle birlikte kefilin eşi olarak —– konan imza bilirkişi marifeti ile kontrol edildiği ve bilirkişi tarafından kefil eşinin el ürünü olmadığı kanaatine varıldığı, bu nedenle —– tarihli sözleşme açısından eş rızasının bulunmaması nedeniyle sadece bu —-açısından kefilin sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varıldığı, ——-kredisi kullandırdığı, yapılan incelemede bankanın dilediği anda hesap kat etme yetkisinin bulunduğu, her türlü hukuki tavsif, nihai karar ve davacı alacaklı’nın itirazın iptali talebinin takdiri Mahkeme’ye ait olmak üzere, dava dosyasındaki bilgi – belge ve açıklanan gerekçelere göre; kefil —– borçtan sorumlu bulunduğunu, Banka’nın alacağını ——– ettiğini, takip talebinde Banka tarafından farklı hesaplama yapıldığının görüldüğünü, hangi meblağlar üzerinden hangi günler için ve hangi oranların kullanılarak hesaplama yapıldığının açık olmadığını, yapılan hesaplamalarda da farklılıklar bulunduğunun görüldüğü, takip yapılan her bir kalem itibarı ile takipte talep edilen, incelemede tespit edilen tutarlar karşılaştırıldığında, tahsil edilmesi gereken tutarların tabloda gösterildiği,Kefil’in kendi temerrüdünden sorumlu olması, fakat Banka tarafından keşide edilen ihtarnamenin Kefil’e tebliğ edilmemesi nedeniyle temerrüdün oluşmadığı kanaatine varıldığından talep edilen temerrüt faizlerinin dikkate alınmadığı, aynı şekilde talep edilen masraf kalemi için dosyaya belge aslı (belge asılları Banka bilançolarına masraf olarak bir kere kaydedildiğinden, ikinci bir kere daha talep edilmesi mükerrerliğe ve vergi kaybına sebep olacağından) sunulmaması nedeniyle hesaplamaya dâhil edilmemesi gerektiği takip talebine bağlı kalarak temellük eden alacaklının alacağının yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi 143.750,01 TL olduğu, banka yükümlülüğünde ödenmesi gereken tutarın, yani depo edilmesi gereken tutarın 24.035,00 TL olduğu, takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarlarına; Diğer krediler olarak talep edilen tutara yıllık % 25,50 oranından, Esnek Ticari Hesap olarak talep edilen KMH için yıllık % 31,44 oranından, temerrüt faizi hesaplanması gerektiği, takip talebine bağlı kalarak temellük eden alacaklının alacağının yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi 143.750,01 TL olduğu, banka yükümlülüğünde ödenmesi gereken tutarın, yani depo edilmesi gereken tutarın 24.035,00 TL olduğu, takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarlarına; diğer krediler olarak talep edilen tutara yıllık %25,50 oranından, Esnek Ticari Hesap olarak talep edilen KMH için yıllık %31,44 oranından, temerrüt faizi hesaplanması gerektiği, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla talep yapıldığından—— numaralı dosyasının yapılacak tahsilatlarda dikkate alınması gerektiğini, eldeki itirazın iptali dosyası için, takip tarihinden sonra 23.08.2013 tarihinde 1.636,20 TL ve 02.10.2013 tarihinde tahsil edilen 1.045,00 TL’nin 2013-13198 Esas numaralı icra dosyasında dosya kapak hesabında dikkate alınması gerektiğini beyan etmiştir.Takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce kısmi ödeme bulunduğundan buna yönelik TBK 100. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi——– rapor içeriğine göre; dosyaya mübrez bilgi belge ve takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; davacı yanın dava tarihi olan 02.05.2014 tarihi itibarıyla davalılardan toplam 221.356,96 TL alacaklı olduğu, taraflarından hesap ve tespit edildiğini, davacı yanın davalılardan 123.769,53 TL tutarlı diğer krediler, açıklamalı asıl alacağı için dava tarihi olan 02.05.2014 tarihinden itibaren (ödeme tarihine kadar) sözleşmesel olarak, yıllık % 25,50 oranında faiz talep edebileceği, davacı yanın davalılardan 19.980,48 TL tutarlı Esnek Hesap Açıklamalı asıl alacağı için dava tarihi olan 02.05.2014 tarihinden itibaren (ödeme tarihine kadar) sözleşmesel olarak, yıllık %31,44 oranında faiz talep edebileceği, dava sonrası davalılardan ——- tarafından 14.07.2020 tarihinde yapılan 30.000,00 TL ödemenin hükmün infazı sırasında icra müdürlüğü tarafından resen kapak hesabında dikkate alınması gerektiği, sonuç ve kanaatine vardığını beyan etmiştir.Mahkememizce icra edilen 20. Celsede davacı temlik alan vekili, davalı —–ile haricen anlaşmaya varıldığı, itirazı geri çekeceğini beyan ettiği, ancak diğer davalılar yönünden taleplerinin devam ettiği, —- yönünden herhangi bir talepleri olmadığı, bu yönde karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Aynı celsede davalılar vekili, müvekkili ——- yönünden icra takibine yapmış oldukları itirazı geri aldıklarını, diğer davalılar yönünden itirazlarının devam ettiğini beyan etmiştir. Davalı —— tarafından dava tarihinden sonra 30.000,00 TL ödeme yapıldığının, davacı vekilince bu davalı yönünden taleplerinin olmadığının bildirildiği, yine davalı —– vekilince takibe itirazın geri alındığının bildirildiği, bu haliyle işbu davalı açısından eldeki itirazın iptali davasının konusuz kaldığı anlaşılmış olup taraf vekillerinin masraflara dair beyanları da gözetilerek hüküm kurulmuştur.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriklerine göre; temlik eden davacı banka ile dava dışı —– tarihinde —– imzaladığı, kefil —- müteselsil kefil sıfatı ile —- imzaladığı, işbu —- Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde, müteselsil kefil sıfatı ile ——- tarafından imzalandığı, Türk Hukukunda kefalet sözleşmesinde eşin rızasına yönelik düzenlemelerin 2012’de yürürlüğe giren TBK’nın 584. hükmü ile hukukumuza dahil olduğu, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda (eTBK) kefalet sözleşmesinde eşin rızasının alınmasına yönelik böyle bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle eş razısına gerek bulunmadığının anlaşıldığı,——— —- imzalandığı, kefilin eşi olarak— konan imzanın bilirkişi incelemesi sonucu kefil eşinin el ürünü olmadığının tespit edildiği, bu nedenle —tarihli sözleşme açısından eş rızasının bulunmaması nedeniyle işbu ——açısından davalı-kefil —– sorumluluğunun bulunmadığı, davacı bankanın bakiye alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu ile ve de taleple bağlı kalınarak diğer kredilerden kaynaklanan 123.769,53 TL, esnek ticari hesap 19.980,48 TL ve 18.810,00 TL çek yaprağı sorumluluk bedelinin depo edilmesi taleplerinin yerinde olduğu ve kabulünün gerektiği, masraf kalemine ilişkin sunulu belge olmadığı, gayrinakdi alacak ile ilgili ise ihtar tarihinden önce toplam 24.945,00 TL, ihtar tarihinden sonra-takip tarihinden önce toplam 6.270,00 TL çek hamillerine ödeme yapıldığı, toplamda bankanın toplam 31.215,00 TL ödeme yaptığı, kefile keşide edilen ihtarmamenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödenen çekler için temerrüt oluşmadığı kanaatine varıldığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı —– aleyhine açılan davanın konusuz kalma nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davalı —- aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; —– esas sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile, diğer kredilerden kaynaklanan 123.769,53 TL lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 25,5 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle, 123.769,53 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
19.980,48 TLlik esnek ticari hesap asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 31,44 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle 19.980,48 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Hükmolunan alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
18.810,00 TL çek yaprağı sorumluluk bedelinin davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta davalı—– tarafından depo edilmesini teminen takibin devamına,
3-Davalı —— tarafından dava açıldıktan sonra yapılan 30.000,00 TL lik ve dava öncesi yapılan 1.636,20 TL ile 1.045,00 TL ödemenin davalılar müteselsil kefil olduğundan ve biri tarafından yapılan ödemenin aynı oranda diğerini de borçtan kurtardığı hususunun ilgili icra müdürlüğünce infaz aşamasında her iki borçlu davalı yönünden dikkate alınmasına,
4-Alınması gerekli karar harcı 9.819,56 TL’den peşin olarak yatırılan 2.202,80 TL’nin mahsubu ile 7.616,76 TL bakiye harcın davalı ——- tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 2.202,80 TL peşin harcın davalı —— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 29,00 TL ilk dava masrafı, 4.500,00 TL bilirkişi, 261,50 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam, 4.790,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%82,38 kabul) 3.946,41 TL’ sinin davalı —– tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, arta kalanın davacı üzerinden bırakılmasına,
7-Davalı —–tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%17,62 ret) 8,81 TL’ sinin davacı taraftan tahsili ile davalı ———ödenmesine, arta kalanın davalı üzerinden bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 22.562,50 TL nispi vekalet ücretinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2023