Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1786 E. 2018/216 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1786
KARAR NO : 2018/216

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :Müvekkilinin davalı ile yapılan—- abonelik numarası ile sözleşme yaparak elektrik abonesi olduğunu, bu sözleşme kapsamında, 2011/11- 2013-02 dönemlerinde elektrik alındığını, davalının davacıdan ” kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, Dağıtım bedeli, PSH Bedeli ” tahsil ettiğini, haksız ve hukuksuz olarak alındığı emsal kararlar ile sabit olan bu bedellerin davalıdan alınmaya başladığı tarihten bu yana tüm ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA :Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin talebin usul yönünden reddinin gerektiğini, her ne kadar sözleşmede kararlaştırılmamış olsa da davalının ” kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, PSH bedeli, sayaç okuma bedelini ve kayıp kaçak kısmına isabet eden Enerji Fonu, TRT fonu, Belediye Fonu” nun ilgili mevzuat, kanun ve yönetmelik hükümlerince ve EPDK kararları gereği olarak tahsil ettiğini, dolayısıyla da bu bedelleri haklı olarak yani ile ilgili mevzuat hükümlerinin kendisine verdiği hakka dayanarak tahsil ettiğini iddia etmekle ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşutur
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istenmiştir. Davacı, davalı şirket tarafından kendisinden kayıp kaçak ve dava dilekçesinde belirtilen diğer ad altında kesintisi yapılan bedellerin hukuka aykırı olarak alındığını belirterek iadesini talep etmiştir.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı bu istemin geriye etkili yasal düzenleme ile elinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürse de; davayı gören mahkemeler tarafından geçici 20. maddeyi “yok” sayabilmek, yani geriye dönük aleyhe uygulama olamayacağından bahisle, yalnızca ileri etkili uygulamaları kabul edilebileceğini söylemek mümkün değildir. Yürürlüğe giren düzenleme hukuka aykırı olsa bile, yürürlükte kaldığı müddetçe geriye veya ileriye uygulanacaktır. Somut olayda, Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsettiğimiz bu iki yasal düzenleme, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile kaçak-kayıp bedelini abonelerine yansıtabilecektir.
Davacının düzenlenen faturaların EPDK düzenlenmelerine uygun olup olmadığının denetlenmesi talebi de yoktur. HMK’ ın 24 . maddesi gereğince, taleple bağlılık ilkesi gözetildiğinde yerindelik denetiminin de yapılamayacağı kabul edilmelidir.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olduğunu belirtmeyen davacının, Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece; 6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava açmakta Yargıtay içtihatlarına göre haklı olduğu kuvvetle muhtemel olan ancak kesin olarak haklılığı belirlenmeyen davacının uygulanması zorunlu olan yeni yasadan dolayı esasa girilmeden davanın zorunlu olarak usulden reddedilmesinden dolayı tarafların yargılama gideri vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (İST. B.A.M. 27/12/2016 T. 3.HD. 2017/1 E. 2017/8 K.).
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE.
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 301,45 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 265,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının ve davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Taraflara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı . 01/03/2018