Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1772 E. 2021/1259 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1772 Esas
KARAR NO : 2021/1259
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2014
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı arasında —- tarihinde sözleşme imzalandığını ve bu sözleşmeye göre ataşmanın ölçüsü alındıktan – ay sonra davalıya teslim edileceği kararlaştırıldığını, davalı şirketin —–tarihinde kurulumunu tamamlayarak çalışır vaziyette imza karşılığında teslim edildiğini, müvekkili şirket — tutarındaki bakiyesini tahsil etmesini beklerken davalı şirketin, —- ile sözleşme konusu emtianın anlaşmadaki süreye uyulmadığını ve kullanım için gerekli koşulları sağlamadığını iddia ederek —— iade ettiğini, cihazın imalat sözleşme koşullarına uygun yapılıp teslim edildiğini ifade ederek müvekkilinin alacağının semeresiz kalmaması için, teslim edilmiş bir mal karşılığında kesilmiş faturaya bağlı müvekkilin alacağı ile ilgili, davacının ödeme iddiası da bulunmadığı bir başka deyişle borcun varlığını ikrar ettiği dikkate alınarak HMK m. 389 vd. hükümleri gereğince davalı/borçlunun —- yapılacak sorgulama ile tespit edilecek taşımır/taşınmaz mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, davalının—–yaptığı itirazın iptali ile takibin takip talebindeki koşullarla devamını, haksız ve kötü nivetli itiraz ile alacağın tahsilini geciktiren davalının aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, davaya konu edilen faturanın davacıya iade edilmiş olduğunu, bu nedenle fatura bedelinin kesinleşmemiş olduğundan alacak olarak kaydedilemeyeceğini, ticari defterler incelendiğinde bu hususun daha net anlaşılacağını, davacının yapmış olduğu imalatın gereği gibi yapılmamış olduğunu, üstelik müvekkili tarafından yapılacak işe yönelik peşinatın da ödenmiş olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğunu, ayrıca müvekkilinin tasfiye sürecine girdiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, bu nedenle iddiaları kabul etmediklerini ve davanın reddedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; 2004 sayılı İİK 67. Madde kapsamında tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- dosyası celp edilip incelenmiş, davacı alacaklı tarafından davalı takip borçlusuna karşı asıl alacak ve işlemiş yasal faiz toplamı ——– bedelli faturaya istinaden başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliği üzerine borca ve ferilerine itiraz ettiğinden takibin durdurulduğu, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi rapor içeriğine göre; “Davacı tarafından verilen teklifte —— gerekli malzemelerden ifade edilmiş, fakat bu ilave parçanın iş makisine takıldığı zaman oluşacak olan denge durumu göz önüne alınmamıştır. Mühendislik hesaplamalarında bu ilave parçaların tam açılımı durumunda denge hesapları yapılarak belirli bir kapasitede ağırlık eklenmesi gerekirken bu durum dikkate alınmamıştır. Fakat iş makinesinin çalışması için bu ağırlık gerekli olduğundan makinenin eksik kusurlu olduğu söylenebilir. Ayrıca bağlantı yerlerinde çatlamalar olduğu ve bu kısımların yeniden kaynak yapıldıkları belirlenmiştir. Burada meydana gelen kaynak hataları üretimden kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak ağırlık için—olmak üzere toplam — bir harcama yapıldığı ve buna ilaveten— günlük gecikmeden dolayı ise — bir iş kaybı meydana geldiği kanaatine varılmıştır.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi —- tarafından hazırlanan rapor içeriğine göre;
1) —-dava konusu makine üzerinde —– tasarımı ve ekskavatör üzerine montajını yapmış olsa dahi ürünün tamamının güvenliği konusunda sorumludur.
2 ) Konu ile ilgili kanun, yönetmelik ve standartlar deniz – kara uygulaması ayrımı yapmamaktadır.
3) Kepçenin kaldıracağı ağırlığın ortalama—- gereği ekskavatör —yani —— uygulanmak zorundadır.
4) Davacının yapmış olduğu ürün davalı tarafından—- mühendislik hesabı yaptırılarak karşı ağırlık eklenmiş ve çalıştırılmaya başlanmıştır. Bu tarihten itibaren yukarıdaki kanun ve yönetmelikler gereği —- ürün üzerinde oluşabilecek kusur ve hatalardan, güvenlik zafiyetlerinden davacı sorumlu değildir.
5) ——– gereği davacı ürünün hatalı olduğunun süresinde kendisine bildirilmediğini iddia etse de ürün sorumluluğundan kurtulamaz.
6) İşbu rapor yazılırken olay / anlaşmazlık tarihinde geçerli olan kanun yönetmelik ve standartlar dikkate alınmıştır olay/ anlaşmazlık tarihinden sonra değişen hükümler dikkate alınmamıştır.
7) —- arızaları periyodik bakım gerekliliği olduğundan ve kaynak atmaları da yapılan tamir işlemleri ve geçen süre nazarı itibarı ile mühendislik bakımından kesin olarak davacının hatası olduğunun ispatı mümkün değildir.” yönünde görüş bildirilmiştir.
——– tarafından düzenlenen bilirkişi rapor içeriğine göre;
1- Davacı—- montajını yapmış olsa dahi ürünün tamamının güvenliği konusunda sorumlu olacağı,—-
2- —– yönelik mevcut kanun ve yönetmeliklerin standartlar olarak deniz-kara ayrımı yapmadığı,
3- Sözleşmede kumlama üzerine —- atılacağı ve paslanmaz çelik kullanılması hususlarının belirtilmiş olmasının söz konusu makinenin denizde de kullanılabileceği yönünde fikir verdiği,
4- — kaldıracağı ağırlığın ortalama—— gereği ekskavatörün Devrilmeye —–hususunun davacı tarafından değerlendirilerek gerekli tedbirlerin alınması gerektiği,
5- Söz konusu makinelerin orijinalinde kara deniz ayrımı yapılmaksızın kendi yürüyüş takımı dengesi gözetilerek satılmakta olduğunu,
6- Davacının yapmış olduğu ürün davalı tarafından 3. bir firmaya mühendislik hesabı yaptırılarak karşı ağırlık eklenmiş ve çalıştırılmaya başlandığı, bu tarihten itibaren yukarıdaki kanun ve yönetmelikler gereği ——– ürün üzerinde oluşabilecek kusur ve hatalardan ve güvenlik zafiyetlerinden davacının sorumlu tutulamayacağı,
7. Davacının üründeki ayıplardan sorumluluğunun bulunduğunu,
8- Söz konusu makinenin davalı tarafından tadil edilerek kullanılmış olduğu, bu nedenle hidrolik hortumların patlak ve kaçırmalarının ne zaman ve hangi şartlarda meydana geldiği hususlarında netlik bulunmadığı, söz konusu malzemelerin kullanım ömürlü malzemeler olduğu kullanıma bağlı olarak düzenli olarak değişimlerinin yapılması gerektiği, bu değişimlerin ve bakımların yapılmaması durumunda patlak ve kaçırmaların kaçınılmaz olduğu,
9- Ancak ilave edilecek ——– fazla olması durumunda iş makinesinin dengesini bozabileceği hususundan bahsedilmemiş olduğu,bu olumsuzluğun giderilebilmesi için iş makinesinin arka kısmına denge hesabı yapılarak belirli kapasitede ağırlık monte edilmesi gerektiği,
10- Söz konusu ağırlığın monte edilmemiş olmasının insan hayatını tehdit eder seviyede muhtemel devrilmeler yaşanarak kazalara sebebiyet verebileceği,
11-Bu hususun söz konusu makinenin kullanım yerine bakılmaksızın öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiği,
12- Dosya muhteviyatında yapılan incelemede; söz konusu ağırlıklara yönelik taraflar arasında ağırlığın takılması için görüşmeler yapıldığı ancak ——– tarihinde ağırlıkların takılmış olacağına yönelik sözleşilmesine rağmen o tarihte ağırlıkların takılmamış olduğu,
13- Bu kapsamda iş makinesinin çalışması için bu ağırlık gerekli olduğundan makinenin beklenilen faydayı sağlayamayacağı,
14- Ayrıca bağlantı yerlerinde çatlamalar olduğu ve bu kısımların yeniden kaynak yapıldığı, ancak kaynakda meydana gelen atmaların her ne kadar kaynağın yapılış şekli ile doğru orantılı olsada kullanım şekil ve şartlarının da belirleyici olduğundan direkt üretim hatası olarak değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı,
15- Bu kapsamda ağırlık kullanılması yönündeki dosya muhteviyatına sunulmuş olan ——- kanaatte olduğumuzu,
16- Kaynak atmaları yönünden ise kaynağın hatalı yapıldığına dair bu aşamada tespit yapılmasının mümkün olmadığından —–tarihli Bilirkişi Raporuna katılmadığımızı,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Teknik bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişi eklenerek aldırılan — tarihli bilirkişi raporunda “1- Davacı ——üzerine montajını yapmış olsa dahi ürünün tamamının güvenliği konusunda sorumlu olacağı, —
2—–yönelik mevcut kanun ve yönetmeliklerin standartlar olarak deniz-kara ayrımı yapmadığı,
3-Sözleşmede kumlama üzerine — paslanmaz çelik
kullanılması hususlarının belirtilmiş olmasının söz konusu makinenin denizde de kullanılabileceği yönünde fikir verdiği,
4-Kepçenin kaldıracağı ağırlığın ortalama—- gereği ekskavatörün Devrilmeye –ile donatılması hususunun davacı tarafından değerlendirilerek gerekli tedbirlerin
alınması gerektiği,
5-Söz konusu makinelerin orijinalinde kara deniz ayrımı yapılmaksızın kendi yürüyüş
takımı dengesi gözetilerek satılmakta olduğunu,
6-Davacının yapmış olduğu ürün davalı tarafından 3. bir firmaya mühendislik hesabı
yaptırılarak karşı ağırlık eklnmiş ve çalıştırılmaya başlandığı, bu tarihten itibaren
yukarıdaki kanun ve yönetmelikler gereği —— ürün üzerinde oluşabilecek kusur ve hatalardan, ve güvenlik
zafiyetlerinden davacının sorumlu tutulamayacağı,
7-Davacının üründeki ayıplardan sorumluluğunun bulunduğunu,
8- Söz konusu makinenin davalı tarafından tadil edilerek kullanılmış olduğu, bu nedenle
hidrolik hortumların patlak ve kaçırmalarının ne zaman ve hangi şartlarda meydana
geldiği hususlarında netlik bulunmadığı, söz konusu malzemelerin kullanım ömürlü
malzemeler olduğu kullanıma bağlı olarak düzenli olarak değişimlerinin yapılması gerektiği, bu değişimlerin ve bakımların yapılmaması durumunda patlak ve
kaçırmaların kaçınılmaz olduğu,
9- Ancak ilave edilecek boom ve arm boyutlarının fazla olması durumunda İş Makinesinin
dengesini bozabileceği hususundan bahsedilmemiş olduğu,bu olumsuzluğun
giderilebilmesi için İş Makinesinin arka kısmına denge hesabı yapılarak belirli
kapasitede ağırlık monte edilmesi gerektiği,
10- Söz konusu ağırlığın monte edilmemiş olmasının insan hayatını tehdit eder seviyede
muhtemel devrilmeler yaşanarak kazalara sebebiyet verebileceği,
11- Bu hususun söz konusu makinenin kullanım yerine bakılmaksızın öncelikli olarak
değerlendirilmesi gerektiği,
12- Dosya muhteviyatında yapılan incelemede; söz konusu ağırlıklara yönelik taraflar
arasında ağırlığın takılması için görüşmeler yapıldığı,ancak —- tarihinde
ağırlıkların takılmış olacağına yönelik sözleşilmesine rağmen o tarihte ağırlıkların
takılmamış olduğu,
13- Bu kapsamda iş makinesinin çalışması için bu ağırlık gerekli olduğundan makinenin
beklenilen faydayı sağlayamayacağı,
14- Ayrıca bağlantı yerlerinde çatlamalar olduğu ve bu kısımların yeniden kaynak yapıldığı,
ancak kaynakda meydana gelen atmaların her ne kadar kaynağın yapılış şekli ile doğru
orantılı olsada kullanım şekil ve şartşarının da belirleyici olduğundan direkt üretim
hatası olarak değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı,
15- Bu kapsamda ağırlık kullanılması yönündeki dosya muhteviyatına sunulmuş olan
—– tarihli Bilirkişi Heyeti ile aynı kanaatte olduğumuzu,
16- Kaynak atmaları yönünden ise kaynağın hatalı yapıldığına dair bu aşamada tespit
yapılmasının mümkün olmadığından — tarihli Bilirkişi Raporuna
katılmadığımızı, — tarihli Bilirkişi Heyeti ile aynı kanaatte olduğumuzu,
17- Mali yönden, Raporun giriş bölümünde tespit ve değerlendirmelere göre,
a) Davacının kusursuz olduğu kanaatine varılması halinde,
Sözleşme ve başlangıç alamasında düzenlenen fatura bakiyesi
—- Alacağının olabileceği,
b) Davalı vekili beyanı ve önceki bilirkişi raporunda tespit edilen kiradan kaynaklı
zarar, kaynak ve askı ağırlık yapımından kaynaklı olarak ödenen toplam, —- davacının alacağının olabileceği tespit edilmiştir.” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriklerine göre ; taraflar arasında —- bedelli sözleşme imzalandığı ve bu sözleşmeye göre ataşmanın ölçüsü alındıktan —-sıra numaralı sevk irsaliyesi ile sevk edilerek makinanın imza karşılığında teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ürünün ayıplı ve sözleşmeye aykırı olarak teslim edilip edilmediği noktasındadır.
Davacı tarafın takip dayanağı faturayı davalı tarafa göndermesi akabinde davalı tarafça —- yapılan anlaşmaya dair verilen süre ve ürünün kullanımı için gereken koşulları sağlamadığının tespit edilmesi gerekçesiyle fatura iade edilmiştir.
— makinesi ile ilgili bilirkişi raporlarında tespit edilen üç ana problemin olduğu, bunların denge—- kaynak atmaları ve hidrolik hortumların patlaması olduğu, davacı tarafça ürünün deniz uygulamasında kullanılacağı gerekçesiyle eksik olarak görülen ağırlığın yapılmadığı ileri sürülmüş ise de alınan tüm raporlarda —— üzerine montajını yapmış olsa dahi ürünün tamamının güvenliği konusunda sorumlu olduğu, konu ile ilgili kanun, yönetmelik ve standartların deniz – kara uygulaması ayrımı yapmadığı,ekskavatörün devrilmeye karşı koruyucu yapı
ile donatılması hususunun davacı tarafından değerlendirilerek gerekli tedbirlerin
alınması gerektiği bildirilmiş olup bu hususta davalının iddiasında haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Kaynak atmaları ve hidrolik hortumların patlamasına ilişkin şikayetlerin ise, çatlamalar olduğu ve bu kısımların yeniden kaynak yapıldığı,
ancak kaynakda meydana gelen atmaların her ne kadar kaynağın yapılış şekli ile doğru
orantılı olsada kullanım şekil ve şartlarının da belirleyici olduğundan direkt üretim
hatası olarak değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, makinenin davalı tarafından tadil edilerek kullanılmış olduğu, bu nedenle
hidrolik hortumların patlak ve kaçırmalarının ne zaman ve hangi şartlarda meydana
geldiği hususlarında netlik bulunmadığı, söz konusu malzemelerin kullanım ömürlü
malzemeler olduğu kullanıma bağlı olarak düzenli olarak değişimlerinin yapılması gerektiği, bu değişimlerin ve bakımların yapılmaması durumunda patlak ve
kaçırmaların kaçınılmaz olduğu bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır. Bahse konu ürünün — tarihinde teslim edileceğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf ürünün anlaşmada belirtilen sürede yani—- — edilmediğini, hem geç teslim hem de ürünün istenilen durumda teslim edilmemesi nedeniyle işin devamı amacıyla başka bir firmadan kiralama yaptığını bu sebeple iş kaybına yönelik maddi zararlarının ortaya çıktığını iddia etmiştir. Dosya kapsamında davalının 3. Şirketten kiralama yaptığına ilişkin faturalar mevcuttur. Davacı taraf ayıp- eksikliklerin süresinde bildirilmediğini iddia etmiş ise de ürün —- tarihinde teslim edilmiş, davalı taraf yaklaşık bir ay sonra şikayet ve talepleri ile ilgili mail göndermiş, bunun üzerine davacı tarafça eksikliklerin giderilmesi için çalışmalar yapıldığı, — tarihinde arka ağırlığın takılacağı bildirilmiş olup süresinde bildirim olmadığı şeklinde cevap vermeyip aksine şikayet konusu işlemlerin yapılacağı beyan ve ayıp ihbarı kabul edildiğinden bu iddiaya itibar edilmemiştir. Ürünün teslim tarihi ile eksikliğin tamamlanacağı vaat edilen süre aralığında davalının —- bakiye alacağından davalının
3. firmalardan yaptığı kiralama ve ilave arka askılık bedelinin düşümü neticesinde –asıl alacağının bulunduğu, takip öncesi davacının ihtarnamede — tarihinden itibaren — vadeli çek ile ödeme yapılmasını talep ettiğinden taraflarca ödeme günü kararlaştırıldığından —- işlemiş faiz alacağının bulunduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE ; —- alacağa yönelik yaptığı itirazın iptaline; takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, fazlaya dair talebin reddine,
2- Koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 11.698,68 TL’den peşin olarak yatırılan 3.456,80 TL’nin mahsubu ile 8.241,88 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 3.456,80 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,60 TL ilk dava masrafı, 899,50 TL tebligat-müzekkere-posta gideri, 4.978,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.907,10 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%59 Kabul) 3.488,42 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.219,58 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 15.230,42 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9—– dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021