Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1727 E. 2020/613 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1727 Esas
KARAR NO: 2020/613
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/11/2014
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —- tarafından —— sayılı —–sigortalı işleteni davalı —- plakalı aracın ——tarihinde davacıya ait araca çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının sol el yüzük parmağının koptuğu, davacıya çarpan araç sürücüsü hakkında —— dosyası ile ceza davası açıldığını, davacının aylık —- maaş ile ——– ek ders ücreti aldığını, davacının kaza nedeniyle —– çalışamadığını, parmağını kaybeden davacının psikolojisinin bozulduğunu belirtmiş, davacının maluliyete uğraması nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, —- manevi tazminatın davalı ——- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesi kapsamında kendi sigortalısının kusuru oranında zarar görenin uğradığı gerçek zararın tazmini noktasında bulunduğunu; kusur ve maluliyet oranının saptanması gerektiğini, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik zararından davalının sorumlu olmadığını, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelirlerin mahsup edilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin temerrüde düşürülmediğini, aynı zamanda yasal faizle sorumlu bulunduğunun dikkate alınması gerektiğini belirtmiş, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——— dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiye tebliğ edilmiş; ancak davalının yasal süresi için davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş olduğu; görülmüştür.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; davalı —– vadeli —– sigortalı işleteni/ davalı——— olay tarihinde davacıya ait araca çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının sol el yüzük parmağının koptuğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının yaralandığı trafik kazasının oluşumunda davalı sigorta şirketince sigortalanan aracın sürücüsü davalı——– olayda kusurlu bulunup bulunmadığı; kusurlu ise kusur oranının ne olduğu ile davacının olaydaki yaralanması nedeniyle maluliyete uğrayıp uğramadığı/sürekli iş göremez derecede yaralanıp yaralanmadığı; yaralanmış ise yaralanma derecesi ile davacının uğradığı maddi zararı miktarı, davalının oluşan maddi zararlardan davalı —— işletenin sorumluluğunu sigorta poliçesi ile yüklenmesi nedeni ile davalı —— işleten ve haksız fiili işleyen sıfatı ile sorumlu bulunup bulunmadığı; davalı sigorta şirketinin poliçe limiti kapsamında sorumlu olacağı miktarın saptanması; ayrıca, davacının yaralanmasının niteliği, tedavi süresi ve diğer koşullar itibariyle manevi tazminat talep koşullarının oluşup oluşmadığı; bu talepten davalı ——— işleten ve haksız fiili işleyen sıfatı ile sorumluluğunun bulunup bulunmadığı; varsa manevi tazminatın miktarının mahkememizce saptanması noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; —- plakalı aracın —- başlangıç ve bitiş tarihleri arasında —— numaralı poliçe ile davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu görüldü.
—– tarihli yazı cevabında davacı —— sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin kolluk raporunun sunulduğu görüldü.
—— tarihli yazı cevabında davalı —— sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin kolluk raporunun sunulduğu görüldü.
—– tarihli yazı cevabında; davacı ——- maaş ve ek ders ücret bilgilerini içerir dökümün sunulduğu görüldü.
——-sayı ve —- tarihli rapor içeriğinde; davacı —- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu —– göre meslekte kazanma gücünden —– ay süresince iş göremez hale geldiği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —-tarafından düzenlenen —- tarihli rapor içeriğine göre; davaya konu kazanın meydana gelmesinde sürücü —– %100 oranında kusurlu olduğu, davalı —– ise kusursuz olduğu mütalaa edilmiştir.
——-sayı ve—- tarihli adli tıp raporuna göre; davaya konu kazanın meydana gelmesinde sürücü —- —oranında kusurlu olduğu, davalı —– oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Somut olayda;—- tarafından alınan kusur raporu, —- kusur raporu ile —— alınan raporlar arasında mübayenet bulunmadığı, mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporunda bilirkişinin konunun uzmanı olmadığı anlaşıldığından —— kusur oranına mahkememizce itibar edilmiştir.
Bilirkişi—-tarafından verilen — tarihli rapor içeriğine göre; davacı—- sol el 4. Parmaktaki amputasyonu nedeniyle silikon parmak protezi kullanmak zorunda olduğunu, bunun için düzenlenen—— tutarındaki faturanın günün rayicine uygun olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —-tarafından düzenlenen —- tarihli rapor içeriğine göre; davacının 4 aylık tıbbi şifa süresinde maaşını tam olarak aldığı, kazanç kaybının oluşmadığı, ancak —- ek ders ücretinden mahrum kaldığı, davacının çalışma gücünde — oranında eksilme meydana gelmesi sebebiyle uğradığı maddi zararın —- olduğu, davacının tedavi gideri zararının ise—- olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince verilen —-havale tarihli talep artırım dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —maddi tazminat taleplerinin — artırılarak —–çıkartıldığını; manevi tazminat talebi hakkında dava dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden davalı —— tazminine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş,——– “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davaya konu kazanın meydana gelmesinde sürücü —– %85 oranında kusurlu olduğu, davalı—- %15 oranında kusurlu olduğu, davacı —- trafik kazası sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre meslekte kazanma gücünden %5,3 oranda kaybettiği, (4) ay süresince iş göremez hale geldiği, uygulanan yönetmelik hükümlerinin kaza tarihinde yürürlükte olduğu, davacının —-kazanç kaybı ile —kalıcı iş göremezlik zararı ve ——- tedavi gideri zararına uğradığı, davalı sürücü ile sigortacının kusuru oranında zarardan sorumlu olduğu, %15 kusur oranına isabet eden zarar miktarı nispetinde davacı vekilince talebin arttırıldığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: 6098 satılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum—– duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —————gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ——ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K’nun 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. ——–
Somut olayda; kazanın meydana gelme şekli ve tarafların kusur oranı, davacının bir uzvunu kaybetmiş olması, davacının mesleği gereği karşılaşacağı zorluklar, davacı ve davalının ekonomik durumu, ceza dosyasındaki beyanlar bir bütün halinde nazara alınarak manevi tazminatın takdiri gerekmiş, açıklanan nedenler ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalılar —– aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile,
Davacı —– uğramış olduğu bedensel zararlar ve tedavi gideri için hesaplanan toplam —-maddi tazminatın —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacı tarafından, davalı —-aleyhine açılan manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile,
—- manevi tazminatın —— kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.199,93 TL harçtan peşin alınan 174,20 TL ve 45,00 TL tamamlama harcınının mahsubu ile bakiye 980,73 TL karar harcının davalılardan ———- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre;
a-maddi tazminat yönünden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı —— tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı——- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre;
a-manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —— verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve 174,20 TL peşin harç ve 45,00 TL ıslah harcı ve 3,80 TL vekalet harcı toplamı: 248,20 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %71,00 ve kabul %29,00 oranına göre hesaplanan 465,48 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı —— tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle ——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/10/2020