Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1682 E. 2019/1201 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1682 Esas
KARAR NO: 2019/1201
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2014
Birleşen dava yönünden (İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi — Esas)
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2014
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ana dava yönünden davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, bu ilişki çerçevesinde müvekkiline borçlu bulunduğu —–TL tutarında borcunu ödemediğini, müvekkili tarafından davalı tarafa —. Noterliğinin — yevmiye numaralı – tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, ancak davalı borçlunun buna karşılık -. Noterliği – yevmiye no.lu – tarihli ihtarnameyi keşide ederek borcu kabul etmediğini bu nedenle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yaptığı olan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafın üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ana dava yönünden davalı vekili – havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkil şirketteki hissesini tüm aktif ve pasifiyle – sattığını, tüm devir işlemlerinin gerçekleştirildiğini, devirin genel kurulda onaylandığım ve iş bu karar kesinleştiğini ve pay defterine kaydedildiğini, müvekkil şirketteki hissesini tüm aktif ve pasifleriyle devreden davacı şirketin taraf ehliyeti bulunmadığını, taraf ehliyeti yokluğundan davanın esasına girilmeksizin husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, Müvekkili şirket, – yılında – TL sermaye ve- kodu ile kurulduğunu, faaliyet konusu uygun olarak gemi inşasına başladığını ve bu gemi – mal edildiğini, – TL özsermaye yeterli olmadığından – – —kredi kullanıldığını kalan bedel ortaklar tarafından hisseleri nispetinde sermayeye esas olmak üzere ortaklar hesabına yatırıldığını, müvekkili şirketin eski ortaklarından biri olduğunu, diğer ortaklar gibi davacı şirket de kendi hissesi oranında sermayeye esas olmak üzere cari hesaba ödeme yaptığını, geminin yapımı ve satışındaki tüm aşamalara katıldığını ve onay verildiğini, davacı şirket yetkilisi ve ortağı – öz sermayenin yeterli olmadığını, kredi kullanıldığını ve ortakların hisseleri nispetinde sermayeye esas olmak üzere ödeme yapıldığını, bu süreçte davalı müvekkili şirketin de münferit imza yetkilisi olup bu sıfat ile hareket ettiğini ve gemi inşası sırasındaki ödeme talimatlarının hepsini kendinin imzaladığını, – şirketinin hissedarlarının, hisse devirleri yapılmadan önce dava dışı — olduğunu, söz konusu dönemde davacı şirket yetkilisi ve ortağın davalı müvekkil şirketin de münferit imza yetkili olmasına ve bu ödemelerin hisseler nispetinde sermaye esas olmak üzere yapıldığını bilmesine bu husussa onay vermesine rağmen dava konusu takibi başlatıldığını, İstanbul Anadolu -. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin – E. Sayılı dosyası ile müvekkili şirket ortaklarından, yetkilisi davada davacı şirketin yetkilisi ile aynı olan —- de aynı şekilde sermayeye esas olmak üzere cari hesaba ödeme yapmasına rağmen hukuka aykırı şekilde itirazın iptali talepli dava ikame edildiğini, davacı şirketin müvekkili şirketteki hisselerini devretmesi ve icra takiplerine girişilmesin ardından —– şirketinin yetkilisi olan ve sermayeye esas olmak üzere ödemelerin yapıldığı süreçte müvekkili şirket münferit imza yetkili olan —-hakkında sorumluluk davası dahil gerekli yasal yollara başvurulması konusunda karar alındığını belirterek, davacının taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine, birleştirme talebimizin kabulüne, hukuka ve hakkaniyete aykın bir şekilde müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın müvekkil şirketin hissesini tüm aktif ve pasifi ile dava dışı 3. bir şahsa satması sebebiyle huzurdaki davayı açmada taraf ehliyeti bulunmadığı iddiasının hukuki dayanağı olmadığı, müvekkil şirketin davalı şirketten talep ettiği alacak hisseye bağlı bir alacak olmadığı, dava konusu alacak; müvekkil şirket tarafından davalıya borç olarak gönderilen ödemelere ve ticari ilişki çerçevesindeki alacaklara ilişkin olduğu, ödemeler resmi defter kayıtlarımızla ve davalı tarafa kesilen aylık adat faiz faturaları ile sabit olduğu, müvekkil şirket borç olarak gönderdiği ödemeler için aylık adat faiz faturaları kesmiş ve davalı şirket bu faturalara itiraz etmeyerek faturaları kayıtlarına işlediğini, ticari alacaklar da tarafların defter kayıtları ile sabittir. Davalı taraf bu güne kadar ne ticari alacaklara ne de borç olarak gönderilen alacaklara – faizlerine karşılık herhangi bir ödeme yapmadığını, dava dışı —- hisse devirinin ise bu dosya ile hiçbir ilgisi olmadığından bahisle itirazın iptalini takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava yönünden davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, bu ilişki çerçevesinde müvekkile borçlu bulunduğu — TL borcunu ödemediğini, müvekkili tarafından davalı tarafa -. Noterliğinin – yevmiye numaralı — tarihli ihtarnamesi keşide edildiği, ancak davalı borçlunun da -. Noterliği- yevmiye no.lu —– tarihli ihtarnameyi keşide ederek borcu kabul etmemiş ve bunun üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe yaptığı olan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafın üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava yönünden davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin- yılında -TL sermaye ve “Yolcu gemi ve tekneleri, feribotlar, tankerler, frigorifik gemiler, kuru yük gemileri, çekici ve itici römorkörler, tarak gemileri, açık deniz gemileri, hover Kraftlann ve diğer gemilerin inşası (spor ve eğlence amaçlı olanlar hariç)” – kodu ile kurulduğunu, faaliyet konusuna uygun olarak gemi inşasına başladığını ve bu geminin —- mal edildiğini, – TL öz sermaye yeterli olmadığından —- kredi kullanılmış, kalan bedel ortaklar tarafından hisseleri nispetinde sermayeye esas olmak üzere ortaklar hesabına yatırıldığı, davacı —, davalı müvekkil şirketin ortaklarından biri olduğunu, diğer ortaklar gibi davacı şirket de kendi hissesi oranında sermayeye esas olmak üzere cari hesaba ödeme yaptığını, geminin yapımı ve satışındaki tüm aşamalara katıldığını ve onay verdiğini, öyle ki davacı şirket yetkilisi ve büyük ortağı —-öz sermayenin yeterli olmadığını, kredi kullanıldığını ve ortakların hisseleri nispetinde sermayeye esas olmak üzere ödeme yaptığını, bu süreçte davalı müvekkil şirketin de münferit imza yetkilisi olup bu sıfat ile hareket ettiğini ve gemi inşası sırasındaki ödeme talimatlarının hemen hemen hepsini kendisinin imzaladığını, davacı şirket yetkilisi ve ortağın davalı müvekkili şirketin de münferit imza yetkili olmasına ve bu ödemelerin hisseler nispetinde sermaye esas olmak üzere yapıldığını bilmesine bu husussa onay vermesine rağmen dava konusu takibi başlatıldığını, İstanbul Anadolu – Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — E. sayılı dosyası ile müvekkil şirket eski ortaklarından, yetkilisi davada davacı şirketin yetkilisi ile aynı olan —- müvekkil şirket hisselerini tüm aktif ve pasifiyle üçüncü kişilere satılmasında rağmen hukuka aykırı şekilde itirazın iptali talepli dava ikame edildiğini, – hissedarlarının, hisse devirleri yapılmadan önce dava dışı —- olduğunu, aralarında vuku bulan ihtilafların birçok kez mahkemeye yansıtıldığını, — tarafından birden fazla dava ikame edildiğini en nihayetinde – tarihli hakem protokolü imzalanarak ortaklıkları tasfiye edilmeye çalışıldığını, — edimlerini yerine getirmemesinden ötürü sürecin de halen devam ettiğini, İstanbul -. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile huzurdaki dava dosyası arasında bağlantı bulunduğundan işbu dosyaların HMK.160 Maddesi uyarınca birleştirilmesini talep ettiklerini, davacı şirketin müvekkili şirketteki hisselerini devretmesi ve icra takiplerine girişilmesin ardından – tarihli — yetkilisi olan ve sermayeye esas olmak üzere ödemelerin yapıldığı süreçte müvekkili şirket münferit imza yetkili olan -hakkında sorumluluk davası dahil gerekli yasal yollara başvurulması konusunda karar alındığını, birleştirme talebimizin kabulüne, hukuka ve hakkaniyete aykırı bir şekilde müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Ana dava yönünden davaya konu İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyasında; alacaklı —- tarafından – tarihli -ve— TL tutarındaki alacağı icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek (yıllık %11,75 faizi ile) tahsili talep etmekle borçlu —–aleyhine icra takibi başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin, borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket tarafından da süresi için borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
Birleşen İstanbul Anadolu -.Asliye Ticaret Mahkemesinin – Esas sayılı dosyasına konu İstanbul Anadolu –İcra Müdürlüğünün— sayılı takip dosyasında ; alacaklı —tarafından – tarihli cari hesap ekstelerinden doğan alacak açıklamasıyla borçlu — aleyhine – tarihinde icra takibi başaltıldığı, örnek 7 ödeme emrinin, borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirket tarafından da süresi için borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizin — tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının —- yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve tüm ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davacının defterlerindeki kayıtlarla davalının ticari defterlerindeki kayıtların birbiriyle tutarlı olduğu, bu kapsamda HMK m.222/f.3 ve f.4 uyarınca davacının kendi defterlerindeki kayıtlarla davalının defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil niteliğinde olduğu, davacının ve davalının defterlerindeki kayıtlara göre davacının davalıdan ———-tutarında alacaklı olduğu, bu alacağın ödendiğini veya başka bir şekilde ortadan kaldırıldığını gösteren herhangi bir senedin veya diğer bir kesin delilin dosyaya sunulmadığı, dava konusu alacaklar için icra takibinin yapıldığı – tarihine kadar işlemiş faizin – – tutannda olduğu, davacının takipte TL alacak için — TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, dosya kapsamındaki bilgilere göre ticari defterlerde gözüken alacağın davacı tarafından davalı şirkete sermaye koyma borcunun veya ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla yapılmadığı, bu nedenle de davacının paylarını dava dışı —-devretmesiyle davalı şirkete karşı talepte bulunma hakkını kaybetmediği şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin — tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; münferit yetkili yönetim kurulu üyesinin şirketten olan alacağının ispatı açısından şirket belgelerinin tek başına ispat vasıtası olarak kabul edilemeyeceğinin belirtildiği Yargıtay-.Hukuk Dairesi’nin – E, — K.sayılı ve – tarihli içtihadının, işbu dava konusu uyuşmazlık açısında uygulanamayacağı ve bu kararın kök bilirkişi raporunda varılan sonuçları değiştirir bir yönünün bulunmadığını, dava konusu alacağın davacı tarafından davalı şirkete sermaye koyma borcunun veya ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla yapılığını kanıtlanamadığı, bu nedenle de davacının paylarının dava dışı — tüm aktif ve pasifiyle devrinin söz konusu alacağın da devrini içermediği, davacı şirketin işbu dava açısında aktif dava ehliyetine sahip bulunduğu, şeklinde kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizin – tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalının tacir oldukları, birleşen davanın davacısı —- ticari defter ve kayıtlarının sunulmadığı, davalı şirketin usulüne uygun olarak yasal süre içinde noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı — ait hesaplarda– icra takip tarihi itibariyle davalının davacı şirkete —-TL borcu bulunduğu, birleşen davanın davacısı E— vekilinin — tarihli beayn dilekçesinde birleşen dava yönünden davalıdan olan – – TL karşılığı toplam -TL davalı tarafından ödendiği, ancak davalının haksız ve mesnetsiz itirazı sebebiyle davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden dolayı lehine vekalet ücrete hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesini talep ettiği, şeklinde kanaat bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava ve birleşen dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Her iki davada da; davacı tarafça, davalı taraf şirkete borç olarak ve ticari ilişki çerçevesinde gönderilen paranın ödenmediğinden bahisle alacak iddiasında bulunulduğu ve her iki dayanak takip talebinde de, borcun sebebinin hesap ekstresi olarak gösterildiği, davalı tarafça ise her iki dosya yönünden, davacı şirketlerin davalı şirket eski hissedarı oldukları, davacı şirketlerin kendi hissesi oranında sermayeye esas olmak üzere cari hesaba ödeme yaptıkları, davacı şirketlerin, davalı şirketteki hisselerini dava dışı kişilere devrettiği bu nedenle aktif husumetlerinin de bulunmadığının ileri sürüldüğü görülmüştür.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine dair karar verilmiş, birleşen dosya davacısı — şirketi kayıtları ibraz edilmediğinden incelenememiş, ana dosya davacısı ve davalı şirket kayıtları incelenmiş, yapılan tespitler denetime elverişli, dosya kapsamına delil durumuna uygun bulunmakla mahkememizce hükme esas alınmıştır.
İncelenen taraf kayıtları neticesinde dosyaya konu edilen alacağın, yani davacı şirketlerce davalı şirkete yapılan ödemenin, pay sahipliğinden kaynaklı bir sermaye ödeme borcu veya ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi ile ilgili olduğuna dair bir kaydın, tespitin bulunmaması nedeniyle, davalı tarafın bu doğrultudaki savunmalarına itibar edilmemiş, aynı gerekçelerle davacıların aktif husumetinin bulunmadığı yönündeki iddialara da iştirak olunmamıştır.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesi sonucunda; asıl davaya konu alacağın; her iki taraf defterinde de — TL olarak kayıt edilmiş bulunduğu, taraf kayıtlarının bu tutar kadar birbirini teyit ettiği, her ne kadar 2013 ve 2014 yılı ticari defterlerinin kapanış onaylarının yapılmamış olduğu belirlenmiş ise de, HMK 222/4 maddesi gereğince, anılan kayıtların sahibi aleyhine delil teşkil edeceği değerlendirilmiş, tespit edilen tutarda davacının alacağının sübut bulduğu kanaatine varılmıştır. Anılan alacağa ilişkin davacı — gönderilen — tarihli ihtarnamenin tebliği ve tanınan mühlete nazaran raporda belirlenen işlemiş faiz tutarlarına da mahkememizce iştirak olunarak asıl davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; davacısı – şirketince ticari kayıtlarının ibraz edilmemesi nedeniyle incelenemediği, ancak davalı kayıtlarına göre , davacı—- kadar borçlu göründüğünün belirlendiği bu tutarın birleşen davaya konu takipteki asıl alacak tutarı ile birebir örtüştüğü , davacı – şirketinin alacak iddiasının davalının ticari kayıtları ile de teyit edildiği tespit edilmiş, anılan tespitlere mahkememizce de iştirak olunarak hükme esas alınmıştır.
Ancak yargılama sırasında davacı vekilince sunulan— tarihli beyan dilekçesi ekinde, — tarihli belge sureti sunulduğu, davacı —- davalı şirket kaşe ve imzalarını içerdiği,” cari alacağımız olan —- karşılığı aşağıdaki çekler teslim alınmıştır” ibarelerine yer verildiği ve toplamda- karşılığı- adet çekin bilgilerine yer verildiği, takip eden — tarihli celsede de davacı vekilince birleşen dava yönünden asıl alacağın ödendiği ancak haksız itiraz olduğundan bahisle kötüniyet tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden taleplerinin bulunduğunun bildirildiği; aynı celse hazır olan davalı vekilince ise ödeme iddiasına ve dosyaya sunulu şirketlerine ait kaşe ve imza içeren — tarihli belgeye karşı bir itiraz ileri sürülmediği belirlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, birleşen davaya konu takip dayanağı yapılan alacak tutarının davalı taraf defterleri ile de ispat olunduğu, yargılama sırasında bu tutarın haricen ödendiği belirlenmekle, birleşen dosya asıl alacağı yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, ancak takip tutarı kadar davacının alacaklı olduğu belirlenmekle, takibe itirazın haksız olduğu kanaatiyle icra inkar tazminatına hükolunmuş ve davacı taraf talepleri gözetilerek icra giderleri ve vekalet ücreti yönünden takibin devamına dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ana dava yönünden; davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;–TL asıl alacak ve – TL işlemiş fazi üzerinden aynen devamına,
Aşan istemlerin reddine,
Asıl alacağının %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen İstanbul Anadolu-Asliye Ticaret Mahkemesinin – Esas sayılı dosyası yönünden; davanın kısmen kabulü ile; İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takibine konu alacağın haricen ödendiği bildirildiğinden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
Takibin icra giderleri ve vekalet ücreti yönünden takip talebindeki şartlar ile devamına,
Asıl alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Esas dava yönünden alınması gerekli 39.093,59 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 7.034,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 32.059,09 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Esas dava yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 45.664,84 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Esas dava yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 499,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Esas dava yönünden davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 7.063,50TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Birleşen dava yönünden alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.110,45 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 8.066,05 TL’ nin davacıya iadesine,
6-Birleşen dava yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 47.678,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 4.250,00 TL bilirkişi gideri , 408,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.658,40 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı/ birleşen dosya davacısı Vekilinin ve Davalı/ birleşen dosya davalısı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/12/2019