Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-K A R A R-
ESAS NO : 2014/1659 Esas
KARAR NO : 2018/146
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03/11/2014
KARAR TARİHİ : 21/02/2018
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin taşeron olarak dava dışı iki firmadan iki ayrı iş aldığını ve bu işlerin teknik nezaretini yapmak üzere yanında işçi olarak çalıştırdığı davalı …’i görevlendirdiğini; ancak, adı geçen davalıdan kaynaklanan nedenlerle işlerde aksamalar olduğunu; bu aksamalar nedeniyle hakedişlerin zamanında alınamamasına bağlı olarak SGK ve kredi borçlarının biriktiğini; davalı …’in kendisinden kaynaklanan aksaklıklar sebebiyle biriken borçlarla birlikte taşeron olarak alınmış bulunan işlerin devrini talep etmesi üzerine davacı şirket ile davalı … arasında “niyet sözleşmesi” imzalandığını; taraflar arasında yapılan 28/01/2014 tarihli niyet sözleşmesi kapsamında; dava dilekçesinde geniş ayrıntılı açıklamalara göre; davacının yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin tespiti ile getirdiğinin tespit edilmesi durumunda, niyet sözleşmesi ve teminat çeki kapsamında, davalıların davacıya ödemekle yükümlü oldukları borç miktarının tespit edilerek müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesine hükmedilmesine; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında iddia edilen uyuşmazlığın kapsamına göre belirsiz alacak davası ve kısmı dava açılamayacağını; bu nedenle, davanın öncelikle bu sebeple reddinin gerektiğini; taraflar arasında 28/01/2014 tarihinde bir niyet sözleşmesi akdedildiğini; bu niyet sözleşmesinin amacının “davacıya ait 2 (iki) faal maden işletmeciliğinin borç ve müştemilatı ile birlikte 31/12/2012 tarihi itibariyle mevcut alacak ve borçların tasfiye edilmesi ve bu işlerin …’e ve/veya göstereceği firmaya devrine ilişkin hususlarının kararlaştırılmasına ilişkin bulunduğunu; davacı tarafın dilekçesinde niyet sözleşmesi uyarınca; üzerine düşen edimleri eksiksiz yerine getirdiğini; davalının ise edimlerini yerine getirmediğini iddia ederek iş bu davayı açtığını; karşı tarafın bu iddialarının hukuki bir dayanağı ve mantıklı açıklamasının bulunmadığını; davaya cevap dilekçesi kapsamındaki ayrıntılı açıklamalara göre; davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacı ve davalı … arasında düzenlenen niyet sözleşmesi kapsamında davalıların, davacıya ödeme yükümlülüğünde bulunup bulunmadığı; varsa miktarının ne olduğunun tespiti ile saptanacak bu miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine; ilişkindir.
Davacı vekili 30/05/2017 tarihli oturumda davalılar vekilinin 03/04/2017 tarihli dilekçesinde davalı … Limited Şirketi tarafından, davacı — şirketi nam ve hesabına sosyal güvenlik kurumuna, 28.723,51 TL ödeme yapıldığını; ayrıca, davacı şirkete avans açıklaması ile 228.894,50 TL EFT yapıldığını; davacının piyasa borçları için 18.000,00 TL çek verildiğini; davaya konu işlerin devir bedeline mahsuben ödemelerin yapıldığını kabul ettiklerini beyan etmiş; beyanını imzası ile de onaylamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Doç. Dr. —-, Doç. Dr. —-ve Yrd. Doç. Dr. — tarafından müştereken düzenlenen rapora göre; davacının, dava konusu işlerin davalı …’e devrinin gerçekleştirildiğini ve bu işlerin davalı … Limited Şirketi tarafından yürütülmekte olduğunu iddia ettiğini; davacı ayrıca bu şirketin hakim ortağının da diğer davalı … olduğunu öne sürdüğünü; netice olarak bu şirket üzerinden işlerin alındığını ve yürütüldüğünü ve bedel ödemekten de kaçınıldığından bahisle bu davanın açıldığını; yapılan incelemelerin de bu iddialarla örtüşür olduğu kanaatine varıldığını; ticaret sicili gazetesinde yapılan inceleme ile 07/02/2014 tarihinde davalı …’in söz konusu — Şirketi’nin paylarının büyük bölümünü devraldığının anlaşıldığını; 28/01/2014 tarihli İyiniyet Sözleşmesi’nden ve ticaret sicili gazetesinde yapılan inceleme ile 07/02/2014 tarihinde davalı …’in söz konusu— Şirketi’nin paylarının büyük bir bölümünü devraldıktan sonra dava dışı işverenler ile davalı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından faturalar düzenlendiğinin tespit edildiğini; bu faturaların,—-Madencilik A.Ş.’ye 31/01/2014 tarih ve — seri nolu 89.536,81 TL +KDV ve 31/03/2014 tarihli — seri nolu, 30.100,50 TL+ KDV fatura düzenlendiğini ve —Kimya A.Ş.’ye 07/04/2014 tarihli — seri nolu, 218.531,47 TL + KDV fatura düzenlendiğini; bu hususun KDV beyannameleri, muavin dökümleri ve fatura fotokopilerinden tespit edildiğini; davalı vekili, davalının, davacı ile imzalanan niyet sözleşmesinde iyiniyetle üzerine düşen edimleri, işleri devralmamakla birlikte yerine getirmeye gayret ettiğini ve dava tarihine kadar 275.618,00 TL ödeme yaptığını; davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nden 2014 yılı ile davacı adına toplam 275.618,01 TL ödeme yaptığının belgelerden tespit edildiğini; ancak, 2014 yılı muavin defter dökümünün incelenemediğini; 01/01/2014 tarih itibariyle davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin, 2013 yılı muavin dökümü incelendiğinde; 01/01/2014 tarihi itibariyle davacı şirketten 129.804,90 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü; davalı …’in ödemeyi taahhüt ettiği kredi borçları, vergi borçları ve SGK borçları için yapılandırma talebinde bulunup bulunmadığı ve bu borçları için ödeme yapıp yapmadığının dosya kapsamında anlaşılamadığı yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen 11/08/2017 tarihli rapora göre; davalı … Limited Şirketi’nin ticari defter ve kayıtlarında talimat yoluyla yapılan inceleme sonucunda; davalı şirketin iş1’in sahibi — Üretim A.Ş. ile 01/01/2014 tarihinden itibaren ticari ilişki içinde olup fatura kestiği ve tahsilat yaptığını; davalı şirketin iş2’nin sahibi — A.Ş. ile 20/03/2014 tarihinden itibaren ticari ilişkisinin başladığını; avans aldığını, fatura kestiğini ve tahsilat yaptığının tespit edildiğini; yine davacı ile davalı arasında sözleşme kapsamında davacının, 20/05/2017 tarihli duruşmada açık beyanı ile davalılardan 10/01/2014 tarihinden başlamak üzere 28/02/2014 tarihine kadar toplam 275.618,01 TL ödeme aldığını kabul ettiğini; davalı bu tutarın üzerinde başkaca bir ödeme yaptığına dair beyanının bulunmadığını; taraflar arasındaki niyet sözleşmesinin IV. Maddesine göre davalının ödemeyi taahhüt ettiği tutarın iş1’den kaynaklanan piyasa borcu 600.865,00 TL, iş2’den kaynaklanan piyasa borcu 300.900,00 TL, —- Bankası’na olan ticari kredi borcu 200.320,00 TL, —-Bankası’na olan ETH kredi borcu 200.000,00 TL, — Bankası’na olan kredi borcu 146.236,98 TL, birikmiş vergi borcu 140.000,00 TL ve birikmiş SGK prim borcu 680.000,00 TL olmak üzere toplam 2.268.321,98 TL olarak hesaplandığını; bu tutardan, davalının ödediği ve davacının da kabulünde olan 275.618,01 TL ödeme mahsup edildiğinde; davacının, davalıdan 1.992.703,97 TL alacağının bulunduğu yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Davacı vekilince verilen 09/11/2017 tarihli dava değerinin artırılmasına ilişkin talep dilekçesi ile dava değerinin 1.992.703,97 TL’ye çıkartıldığı; harcın tamamlandığı; 14/11/2017 tarihli oturumda bir nüshasının davalı vekiline elden verildiği; görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında; davacı ile davalı … arasında 28/01/2014 tarihli niyet sözleşmesi yapıldığı; davalı …’in diğer davalı —-San. Tic. Ltd. Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğu; aynı zamanda davacı şirketin de taşeron olarak yükleniminde bulunan 2 işin de teknik nezaretçisi konumunda bulunduğu; davalı şirket tarafından niyet sözleşmesi kapsamında, dava konusu çeki teminat olarak davacıya verdiği; dava konusu çekin muhatap bankaya ibraz edilerek karşılıksız kaşesi vurulduğu ve icra takibine konu yapıldığı; hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı … arasında düzenlenen 28/01/2014 tarihli niyet sözleşmesi kapsamında; tarafların yüklenimindeki işlerini yerine getirip getirmedikleri; bu kapsamda, davacı şirketin taşeronu olduğu (2) işin davalı şirkete devrinin yapılıp yapılmadığı ve davalı şirket tarafından bu işlere devam edilip edilmediği; bu kapsamda, niyet sözleşmesinin koşullarının yerine gelip gelmediği; buna göre teminat çeki ve niyet sözleşmesi kapsamında davacı alacağının doğup doğmadığı; doğmuş ise talep edilebilecek miktarının ne olduğu; davalıların bundan sorumluluklarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kural olarak; borçlu, borcunu şahsen ifa ile yükümlü değildir; yani 3.şahıslar da borcu ifa edebilirler. Kanundan, sözleşmeden doğan istisnalar dışında borçlunun haberi olmasa bile 3.şahıs ifada bulunabilir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı … ile davalı … arasında 28/01/2014 tarihli “niyet sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin imzalandığını; bu sözleşmenin, II. Amaçlar maddesinin taahhütler alt başlığı altındaki bölümünün A) maddesinde; davacı şirketin yükümlülüklerinin saptandığı; B) maddesinde; SÜ […]’in yükümlülüklerinin saptandığı; sözleşmenin IV. maddesinde ödemeler başlığı altında 1-2-3-4-5-6-7 ve 8 alt maddelerde sözleşme tarafı davalı …’in yükümlülükleri ile davacı şirketçe yerine getirilecek hususların saptandığı görülmekle; bilirkişi kurulu ve bilirkişinin raporları kapsamında; davacı şirketin yüklenimindeki iş1 ve iş2’den kaynaklı işleri davalı …’e ve bu davalının ortağı olduğu davalı şirkete, davacı tarafından devrinin örtülü irade açıklamasıyla fiilen [—] gerçekleştirildiği; davalı şirket tarafından, iş1 ve iş2’den kaynaklı işlerin dava dışı 3.kişi konumundaki firmalara karşı yerine getirilmeye devam edildiği; yine, davacı şirket ile davalı … arasında sözleşme kapsamında, davacının, 20/05/2017 tarihli duruşmada açık beyanı ile davalılardan 10/01/2014 tarihinden başlamak üzere 28/02/2014 tarihine kadar toplam 275.618,01 TL ödeme aldığını kabul edildiği; davalı bu tutarın üzerinde başkaca bir ödeme yaptığına dair beyanının bulunmadığı; taraflar [davacı şirket ve davalı …] arasındaki niyet sözleşmesinin IV. maddesine göre davalının ödemeyi taahhüt ettiği tutarın iş1’den kaynaklanan piyasa borcu 600.865,00 TL (+) iş2’den kaynaklanan piyasa borcu 300.900,00 TL, — Bankası’na olan ticari kredi borcu 200.320,00 TL, — Bankası’na olan ETH kredi borcu 200.000,00 TL, —Bankası’na olan kredi borcu 146.236,98 TL, birikmiş vergi borcu 140.000,00 TL ve birikmiş SGK prim borcu 680.000,00 TL olmak üzere toplam 2.268.321,98 TL olarak hesaplandığı; bu tutardan, davalının ödediği ve davacının da kabulünde olan 275.618,01 TL ödeme mahsup edildiğinde; davacı şirketin, davalı …’den 1.992.703,97 TL bakiye alacağının bulunduğunun saptandığı; davalının savunmasının aksine; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında; alacağın, karşı tarafın/davalının yargılama sırasında verdiği bilgi/ belgeler sonucu belirlenebileceğinden davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunduğu; bu nedenlerle, davacının saptanan bu alacağını tahsil için işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile 1.992.703,97 TL’nin, [TBK.m.117-(1) maddesi uyarınca; davacı tarafından davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak] 03/11/2014 dava tarihinden itibaren [işin ticari niteliği dikkate alınarak] avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın; sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği, sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlayacağı ilkesi dikkate alınarak; davacı şirket ile davalı … arasında yapılan 28/01/2014 tarihli niyet sözleşmesinde, davalı şirketin taraf olmadığı; bu sözleşmedeki iş1 ve iş2’ye ilişkin davalı …’e ait yükümlülüklerin davalı şirket tarafından yerine getirilmesinin ve davalı şirketin ortağının da davalı … olmasından hareketle davalı şirkete taraf olmadığı bir sözleşmeden dolayı yükümlülük yüklenemeyeceği; ayrıca, TBK.m.83 uyarınca borcun, bizzat borçlu/davacı tarafından ifasında, dava dışı alacaklının menfaati mevcut olmadığından ve borçlunun, borcunu şahsen ifa yükümlülüğü de bulunmadığı gibi kanundan veya sözleşmeden doğan istisnalar da mevcut olmadığından Niyet Sözleşmesi kapsamında, davalı şirketin davalı … adına bir kısım ödemede bulunmasının davalı şirketi sözleşmenin tarafı konumuna da getirmediği; bu nedenlerle, davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın davalı şirketin, taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davacı tarafından, davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın reddine,
2-Davacı tarafından, davalı … aleyhine açılan kabulü ile,
1.992.703,97 TL’nin, 03/11/2014 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 136.121,61 TL karar ve ilam harcından 85,40 TL peşin harç ile 33.946,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 102.090,21 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 80.090,56 TL nisbi vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı şirket davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 80.090,56 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı şirkete verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı ve 85,40 TL peşin harç 33.946,00 TL tamamlama harcı toplamı: 34.056,60 TL ile aşağıda dökümü yazılı 7.795,00 TL yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2018