Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1587 E. 2018/124 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-K A R A R-
ESAS NO : 2014/1587 Esas
KARAR NO : 2018/124

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/10/2014
KARAR TARİHİ : 14/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ithal etmekte bulunduğu malzemelerin gümrüklü depoda (antrepo) gerek yurt içi depoda muhafazası ve malzemelerin bildirilecek adreslere ülke çapında dağıtımı işleri için davalı şirketle görüşmeler yapıldığını; bu görüşmeler sırasında bir niyet mektubu imzalandığını; ancak, görüşmeler sonucunda mutabık kalınarak imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını; davalı şirketin malzemelerin depolanması için temin ettiği yurt içi depoda malzemelerin depolandığı ve dağıtımına başlandığını; davalı şirket ithal edilen malların gümrükleme işlemleri tamamlanarak yurt içi depoya aktarılıncaya kadar muhafaza edilmekte bulunduğu antrepoyu, davacı şirketin kullanımına süresi içinde sunamadığını; davalı şirketin, davacı şirketin lojistik hizmetlerini de gerektiği gibi karşılamayacağı ve yükümlülüklerini de yerine getiremeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı şirket tarafından anlaşmanın tek taraflı olarak feshedildiğini; davacı şirkete anlaşmanın feshi hususunda Bakırköy —-Noterliği’nin 09/10/2014 tarih ve —-yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini; davalı şirket tarafından, Kadıköy — Noterliği’nin 26/09/2014 tarih ve — yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinin davacı şirkete tebliğ olunduğunu; davalının ihtarnamede toplam 143.709,61 TL hizmet bedeli talep edildiğini ve davacının, davalı uhdesinde bulunan ticari emtiası üzerinde hapis hakkı kullanıldığının bildirildiğini; davacı tarafından, davalının talep ettiği bedelin reddedildiğini; davacının, davalıya hizmet bedeli borcunun bulunmadığının tespiti ile davalının deposuna teslim edilen ticari emtianın eksiksiz olarak davacıya teslimine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 13/02/2014 tarihli niyet mektubunun imzalanması ile ticari bir ilişkinin başladığını; niyet mektubu ekinde belirtilmesine rağmen özellikle gümrüklü saha depolamaya ilişkin minimum stok bedelleri ve diğer muaccel alacakların davacı tarafından ısrarla ödenmediğini; davacı yanın iddia ettiğinin aksine antreponun mümkün olan en çabuk şekilde davacının hizmetine sunulduğunu; bu nedenle, davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalı vekilince verilen 18/11/2014 tarihli ihtiyati tedbir talebi ile ilgili beyan dilekçesinde; davalı şirket tarafından ticari ilişkinin konusu, davacı şirkete ait ürünlerin taşınması, depolanması ve diğer lojistik hizmetlerinin davalı şirket tarafından yerine getirilmesi olduğunu; ancak, davacı şirket tarafından toplam 143.709,61 TL muaccel borcun davalı şirkete ödenmemesi sebebiyle davacı şirketin navlun ücreti borcuna ilişkin olarak davalı şirkete tevdi edilmiş bir kısım mallar üzerine hapis hakkı kullandığını; bu hususun davalı şirket tarafından Kadıköy — Noterliği’nin 26/09/2014 tarih ve — yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı şirkete bildirildiğini; davacı şirket tarafından, davalı şirkete teslim edildiği iddia edilen ve davacı tarafından hakkında ihtiyati tedbir talep edilen emtianın tümünün taraflar arasındaki 04/11/2014 tarihli protokole istinaden davacı şirkete teslim edildiğini; davalı şirkete ait depolarda, davacı şirkete ait herhangi bir ürünün kalmaması nedeniyle, davacı tarafından malların iadesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin konusunun kalmadığından talebin reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davacı şirketin, davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile davalı tarafın deposuna teslim edilen ticari emtianın iadesine; karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin 24/10/2014 tarih ve — esas sayılı ara kararı uyarınca; davalının deposuna teslim edilen ticari emtianın eksiksiz olarak davacı şirkete teslimine ilişkin dava değerinin 22/10/2014 tarihli dilekçede 14.142.000,00 TL olarak açıklandığı dikkate alınarak; bu değer üzerinden peşin harcın tamamlanmasına yönelik ara kararı verildiği; bu ara kararı uyarınca davacı tarafından, eksik olan peşin harcın tamamlanmamış olduğu; görülmüştür.
Davalı tanığı — ve davacı tanığı … mahkemece dinlenmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —- ve —- tarafından müştereken düzenlenen 24/03/2017 tarihli rapora göre; tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelendiğini; taraflar arasındaki 13/02/2014 tarihli “niyet mektubu” ile davacının gümrüklü saha için beher metreküp alana “en az stoklama bedeli olarak 0,40 TL/gün” karşılığında aylık 4.000 metreküp stok alanı ile çalışma istemi belirtmesi üzerine, davalı şirketin Kocaeli Bölgesinde antrepo açtığı konusunda bir çekişme bulunmadığını; ihtilaf kararlaştırılmış bir süre olmasa da davalının, açması ve davacı şirketin gümrüklü malına tahsis edip onun kullanımına sunması gereken antreponun formalitelerini çok geç tamamlayıp tamamlamadığı; davacı şirketin ihtiyaç duyduğu gümrüklü depoyu hizmete sunmada kendi kusuru/ ihmali yüzünden sürekli erteleme yapıp yapmadığı noktasında bulunduğunu; bu hususta, taraflar arasında önceden kararlaştırılmış net bir tarih olmamakla birlikte 21 Haziran’a kadar süre tanındığı; davalı tarafın, 23/06/2014’den itibaren antreponun kullanıma hazır olduğunu davacıya bildirdiği; davalının bu tarihten itibaren Haziran ayı için 7 gün, Temmuz ve Ağustos ayları için 31 gün üzerinden niyet mektubunda kararlaştırılan minimum taahhüt miktarı üzerinden davacıdan, 3 fatura ile toplam 130.272,00 TL gümrüklü antrepo ücreti talep ettiğinin anlaşıldığını; ancak, huzurda görülmekte olan davada her ne kadar 4 faturaya bağlı borcun bulunmadığının tespiti istenilmekte ise de (4) faturaya bağlı borcun “gümrüklü alan” için düzenlenmiş (3) adet fatura dışında kalan —- nolu 51.684,00 TL bedelli “gümrüksüz alanla” ilgili olan fatura karşılığı hizmetle veya bu faturaya bağlı hizmetin verilip verilmediği ile ilgili taraflar arasında herhangi bir ihtilafın olmadığını; bu durumun, davacı tarafın, bu faturayı ödemekten kaçınmayacağına dair beyanı ile de sabit olduğunu; davacının huzurda görülmekte olan menfi tespit davasına konu ettiği ve borcunun bulunmadığının tespitini istediği tadat edilen ve toplam tutarı 181.956,00 TL olan (4) adet faturanın, “davacı şirket aleyhine 30/09/2014 tarihi itibariyle cari/ hesap bakiyesi üzerinden menfi tespiti istenen miktara göre 143.709,61 TL tutarında borç yükümlülüğü getirip getirmeyeceği” hususuna ilişkin olarak davalının, davacıyı keşide ettiği ihtarnamede yazılı olan ve 51.684,00 TL’lik kısmı zaten davacını da kabulünde olan alacağını ihtarnamede belirtilen tutar üzerinden 143.709,61 TL olarak davacıdan talep edebileceği yönünde görüş bildirildiği; incelenen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre;
Taraflar arasında; davacı şirketin ithal ettiği emtianın muhafazası ve bu emtianın bildirilecek adreslere Türkiye çapında dağıtım işleri ile ilgili 13/02/2014 tarihli Niyet Mektubu imzalandığı; bu kapsamda, davacı tarafından, ithal edilen emtianın davalının müsteciri olduğu gümrüklü saha deposuna ve bilahare diğer depolara aktarıldığı; bu süreçte, davacıya ithal edilen emtianın gümrükleme işlemleri tamamlanarak yurt içi depolara aktarılıncaya kadar muhafaza edileceği antreponun, davalı tarafından, süresinde kullanıma sunulamadığından bahisle davacının, taraflar arasındaki anlaşmayı tek taraflı olarak feshettiği; davalının da cevabi ihtarname ile depolama hizmet bedelinin ödenmesinin davacıdan talep edildiği ve bu bedel ödeninceye kadar davalı uhdesinde bulunan davacıya ait emtia üzerinde hapis hakkı kullanıldığı; bilahare davacı tarafından, davalıya talep edilen hizmet bedeli ödendikten sonra üzerinde hapis hakkı kullanılan emtianın davacı tarafından teslim alındığı hususlarında; uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; bu aşamaya kadar davalının, emtianın muhafazası için hizmet bedeli alacağının doğup doğmadığı; doğmuş ise miktarının ne olduğu ile bu alacağını tahsil için davacı tarafından, davalıya teslim edilen emtialar üzerinde hapis hakkı kullanmakta haklı olup olmadığı; noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; taraflar arasındaki 13/02/2014 tarihli “niyet mektubu” ile davacının gümrüklü saha için beher metreküp alana “en az stoklama bedeli olarak 0,40 TL/gün” karşılığında aylık 4.000 metreküp stok alanı ile çalışma istemi belirtmesi üzerine; davalı şirketin Kocaeli Bölgesinde antrepo açtığı konusunda bir çekişme bulunmadığı; uyuşmazlık, kararlaştırılmış bir süre olmasa da davalının açması ve davacı şirketin gümrüklü malına tahsis edip onun kullanımına sunması gereken antreponun formalitelerini çok geç tamamlayıp tamamlamadığı; davacı şirketin ihtiyaç duyduğu gümrüklü depoyu hizmete sunmada kendi kusuru/ihmali yüzünden sürekli erteleme yapıp yapmadığı noktasında bulunduğu; bu hususta, taraflar arasında önceden kararlaştırılmış net bir tarih olmamakla birlikte 21 Haziran’a kadar süre tanındığı; davalı tarafın 23/06/2014’den itibaren antreponun kullanıma hazır olduğunu davacıya bildirdiği; bu durumda, davalının antrepoyu (2) günlük bir gecikme süresinde davacının kullanımına hazır hale getirdiğinin kabulünün gerektiği; kural olarak, hukuk kuralını yargıç kendisi bulup uygulamak zorunda bulunduğuna göre; TMK.m.2-f.2.’nin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini gözönünde tutmak suretiyle hakkın kötüye kullanımı yasağını kendiliğinden uygulamak zorunluluğunun bulunduğu; bu noktada, davacının, taraflar için oldukça geniş kapsamlı ve meblağlı sözleşmeyi önemsiz sayılabilecek bir süre gecikmeyi ileri sürerek feshetmesinde haklı bulunmadığı; bu noktada, TMK.m.2.f.2 kapsamında; davacının sözleşmeyi fesih hakkını açıkça kötüye kullandığı; bu nedenlerle, davalının, davacıdan antrepo ücreti talep edebileceği; davalının, 23/06/2014 tarihinden itibaren, Haziran ayı için (7) gün, Temmuz ve Ağustos ayları için (31) gün üzerinden niyet mektubunda kararlaştırılan minimum taahhüt miktarı üzerinden davacıdan, (3) fatura ile toplam 130.272,00 TL gümrüklü antrepo ücreti talep ettiğinin anlaşıldığı; ancak, huzurda görülmekte olan davada her ne kadar (4) faturaya bağlı borcun bulunmadığının tespiti istenilmekte ise de (4) faturaya bağlı borcun “gümrüklü alan” için düzenlenmiş (3) adet fatura dışında kalan — nolu 51.684,00 TL bedelli “gümrüksüz alanla” ilgili olan fatura karşılığı hizmetle veya bu faturaya bağlı hizmetin verilip verilmediği ile ilgili taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın olmadığı; bu durumun, davacı tarafın, bu faturayı ödemekten kaçınmayacağına dair ikrarı/beyanı ile de sabit olduğu; davacının huzurda görülmekte olan menfi tespit davasına konu ettiği ve borcunun bulunmadığının tespitini istediği tadat edilen ve toplam tutarı 181.956,00 TL olan (4) adet faturanın, “davacı şirket aleyhine 30/09/2014 tarihi itibariyle cari/ hesap bakiyesi üzerinden menfi tespiti istenen miktara göre 143.709,61 TL tutarında borç yükümlülüğü getirip getirmeyeceği” hususuna ilişkin olarak davalının, davacıyı keşide ettiği ihtarnamede yazılı olan ve 51.684,00 TL’lik kısmı zaten davacını da kabulünde olan alacağını ihtarnamede belirtilen tutar üzerinden 143.709,61 TL olarak davacıdan talep edebileceği; bu durumda, davacının işbu davayı açmakta haklı bulunmadığı görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan antrepo ücretinden kaynaklı menfi tesbit davasının sübut bulmadığından reddine; karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından, davalının deposuna teslim edilen emtianın eksiksiz olarak davacıya teslimine ilişkin davasının; mahkemenin 24/10/2014 tarihli ara kararı uyarınca; davada talep konusu yapılan ticari emtianın değeri üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. ve HMK.nun. 150. maddesi uyarınca harcın tamamlanmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davacı tarafından, davalının deposuna teslim edilen emtianın eksiksiz olarak davacıya teslimine ilişkin davasının; 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. ve HMK.nun. 150. maddesi uyarınca harcın tamamlanmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına,
2-Davacı tarafından, davalı aleyhine antrepo ücretinden kaynaklı olarak açılan menfi tespit davasının reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.454,25 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.418,35 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davalarda; kendisini vekil ile temsil ettirdiği; —-Kaynaklı Borçlu Bulunulmadığının Tesbitini ilişkin davaların ayrı davalar oldukları ve objektif dava birleşmesi sonucu birlikte açıldıkları dikkate alınarak ayrı ayrı vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti ve 14.246,77 TL nisbi vekalet ücreti olmak üzere toplam:16.426,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 26,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,

Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2018