Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1392 E. 2018/213 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/1392
KARAR NO : 2018/213

DAVA :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili hakkında İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını , takibe konu bono bedellerinin fazlası ile yaklaşık bir yıl önce davalının banka hesaplarına ödendiğini, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, davalı yan ile müvekkili arasında takibe konu senetlerin asıl huhuki ilişkisini temsil eden dava ve takip dışı — ‘ ye otobüs ve hat devri nedenine dayanan kefalet dışında başka hukuki ticari ve sair ilişkilerinin olmadığını ve müvekkilinin eşi— ‘nin de icra baskısı altında icra kefili olduğunu, müvekkilinin 220,906,44 TL borcu olmadığının tespit edilmesini , davalı yanın haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeni ile ödenmiş bulunan 220.906,44 TL nin % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; Bonu bedellerinin ödenmediğini, icra takibi incelendiğinde davacının icra dosyasındaki borcu kabul ederek taahhüt de bulunduğunu, 1 yıl önce bonoların ödendiği iddiasının yalan olduğunu, bonolar incelendiğinde davacının bononun kefil kısmında değil borçlu kısmında imza attığını, davacının icra baskısı altında — isimli davacının eşinin de icra dosyasına icra kefili olduğunu beyan ettiğini, dava dışı 3. Kişinin davada taraf olmadığını, bu kişinin kefaletinin dava dosyası ile ilgili bulunmadığını ,davaya konu uyuşmazlığın ticari bir iş olması sebebi ile iş bölümü itirazın bulunduğunu, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, kambiyo senedine dayalı takipte borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında; İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı takip dosyasında, 28/02/2013, 30/05/2013, 30/08/2013 ve 30/11/2013 vade tarihli, davacı tarafından keşide edilen, toplam 200.000,00 TL bedelli 4 adet bonoya istinaden icra takibi başlatılmıştır.
Davacı, takibe konu senetlerin, eşi ve aynı zamanda icra dosyasında kefili sıfatı bulunan eşi — ile davalı arasında yapılan otobüs ve hat devri sözleşmesi kapsamında davalıya verildiğini, kendisinin esasında bu sözleşmenin kefili olduğunu ve senet bedellerinin banka vasıtasıyla davalıya ödendiğini ileri sürmüştür.
Davalı ise, davacının iddialarını inkar etmiştir.
Bu durumda davacı iddiasını ispat etmekle yükümlü olup, senetlerin davalı ile —arasındaki akdi ilişkinin teminatı olarak verildiğini ve bu ilişkiden kaynaklanan borcun ödendiğini ispat etmesi gerekmektedir.
Senet metinlerinin incelenmesinde; el yazısı ile “—-‘ye— A.Ş.den yapılan otobüs ve hat devri sebebiyle düzenlenmiştir.” ibareleri yer almaktadır. Fakat senetlerin incelenmesinde senetlerin bu ilişkiye kefaleten düzenlendiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi senetler davacı tarafından bizzat borçlu sıfatıyla imzalanmıştır.
Beyoğlu — Noterliği’nin 25/01/2013 tarihli araç satış sözleşmesinde; — plakalı aracın davalı tarafından davacının eşi —‘ye devredildiği, satış bedelinin 210.000,00 TL olduğu, satıcının bedeli, alıcının ise aracı aldığını kabul ve beyan ettiği tespit edilmiştir.
—Ticaret A.Ş.— Devir Sözleşmesi Ek Protokolüne göre, davalı tarafından hat kira tutarı 331.769,00 TL tutarın yıllık kesintisi yapılarak kalan 265.415,20 TL tutarındaki hattı davacının eşi —‘ye aktarılmıştır.
Davalı tarafından davacının eşi —‘ye 25/01/2013 tarihli — “araç satış—açıklamalı”, 247.800,00 TL tutarlı ve — sayılı “Hasılat paylaşımına dayalı hat bedeli” açıklamalı, 279.238,56 TL tutarlı iki adet fatura kesilmiş olup, bu faturalar davacı tarafça ibraz edilmiştir.
Davacı tarafından davalıya banka vasıtasıyla 06/02/2013 tarihinde 197.496,42 TL, 19/02/2013 tarihinde 50.300,00 TL, 21/02/2013 tarihinde 100.000,00 TL ödeme yapılmıştır.
Davalı tarafından davacının eşi—-‘ye kesilen 25/01/2013 tarihli —sayılı “araç satış — açıklamalı”, 247.800,00 TL tutarlı ve — sayılı “Hasılat paylaşımına dayalı hat bedeli” açıklamalı, 279.238,56 TL tutarlı iki adet fatura davacının da kabulünde olup, davacı tarafından yapılan toplam 347.796,42 TL mahsup edildiğinde, bakiye 179.242,14 TL borç kalmaktadır.
Kaldı ki davalı tarafından yapılan banka havalelerinde ödemelerin takip konusu senetlere istinaden yapıldığına dair bir açıklama bulunmadığı, senetlerin düzenleme tarihlerinin ve 197.496,42 TL ödemenin yapıldığı tarihin aynı olduğu, bu durumda 197.496,42 TL ödemenin senetlere karşılık yapılmasının mümkün olmadığı, yine, diğer ödemelerin de senetlerin vade tarihlerinden önce olduğu, davacı, davalı ile — arasındaki hukuki ilişkideki borcu ve takibe konu senetlerden kaynaklanan borcu ödediğini ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE.
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 337,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 301,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 19.204,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı asil Recep Kösenin ve davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2018