Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1385 E. 2021/1126 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1385 Esas
KARAR NO: 2021/1126
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 19/06/2014
BİRLEŞEN DAVA (—-)
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 18/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Esas davada davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında sözleşme imzalanacağı vaadi ile şifahî anlaşma gereğince, sözlü anlaşmanın akabinde davalı tarafın isten ve bizzat çizimleri davah tarafça yaptırılmış mimari projeler doğrultusunda ve tamamen davalı tarafın İsteklerin uygıın bir biçimde müvekkiline ait arasa üzerine dolgu yapılarak —— yetkili servis belgesi ite ——-de verildiği üzere servis inşaatının yapımına başlanmadan evvel davalı taleplerine ve projelerine uyulması gerektiğinin davalı tarafça müvekkile gönderilmiş olan ——- tarihli email ile sabit olduğu, müvekkil şirketin bu yatırımı sözlü anlaşma gereğince belirsiz süreli yetkili servis sözleşmesine ve davalı şirketin söylemlerine itibar ederek gerçekleştirdiği, davalının —– tarihinde müvekkile gönderdiği ihtarname ile yetkili servis ——-maddesine göre sözleşmenin tek taraflı fesih edildiğinin ihtar edildiği, ancak davalı taraf ile aralarında imzalanmış bir sözleşme olmadığını, aynı ihtarnamede yeniden yapılanma çerçevesinde oluşturulan ve ihtarnamedeki internet sitesinde belirtilen şartları ve standartları yerine getiren halihazırdaki yetkili servisler ile de yeni —— servislik sözleşmesi imza edileceği yolundaki beyanı ile de hali hazırdaki servislik hizmeti veren bayilerini yatırım yapmaya teşvik ettiğini, müvekkilinin bunun üzerine —— tarihinde davalı tarafa müracaatta bulunduğunu ve yeni standartları karşılayabileceğini ve gereken çalışmaları yapmak üzere bayi departmanın kendilerini yönlendirmesini talep ettiğini, ancak — tarafın sürekü olarak değerlendirme yapılıyor telkinleri ile -sürekli oyalamak sureti ile soruları cevapsız bıraktığı, davalıya —– tarihinde ilgili başvurunun tekrarlandığını, bu başvuruya ise —— tarihinde dava evvelki fesih biIdirjmini içeren ——–seçici ve niteliksel sistem esaslarına göre sınırlı sayıda yetkili servisin olduğu bir yapıda tesis etmeye karar verdiğini, ve bu yapı içerisinde müvekkil şirket ile çalışılmasının düşünülmediğini belirterek, yetkili servis ilişkisinin —– tarihinde bildirime gerek olmaksızın sona ereceğini belirttiği, ilgili ihtara karşılık —— tarihinde davalıya ihtarname gönderildiği ve hukuki durumun davalıya izah edildiğini bu ihtara cevap olarak davalının aralarında yazılı sözleşme olamadığının müvekkiline ihtar edildiği, bu nedenle yazılı sözleşmenin olmadığının davalı tarafça da kabul edildiği, dava tarih itibari ile de müvekkil şirkele tebliğ edilmiş bir sözleşme olmadığı, davalı ——— verildiğini, bu firmaya ek olarak ——- bayiliğinin de verildiğinin belirtildiğini, tüm bu nedenlerle müvekkile yazılı sözleşme olmaksızın dürüstlük kuralına aykırı bir biçimde yatırım yaptırıldığını, bu yatırım ve yetkili servisliğin ——- yıl geçmeden kısa süre içerisinde sonra erdirildiğini, yeni yapılanma içerisinde yer almak istediği ve gerekli standartları karşılayacağını bildiren müvekkilinin bilinçli olarak oyalandığını, ——– farklı bir firma bayi olarak seçilmesine rağmen bayi olacağına inancı kötüye kullandığını, davalının dünya çapında faaliyet gösterdiği göz önüne alındığında, yeni bir yapılanma konusundaki kararı ani ve kısa sürede almasının mümkün olmadığı, bu nedenle ———- önce yetkili servislik yetkisine son verilmesinin manidar olduğu, davalının yazılı sözleşme imzalatmaksızın müvekkile gerekli yatırımları yaptırması ve ileride gerçekleştirmeyi planladığı yeni yapılanma karan ile planladığı bayilik ağını kuracağı zamana kadar geçen sürede müvekkil şirketi bilinçli ve planlı bir biçimde dürüstlük kuralına aykırı davranış ile kötü niyetli kullandığının açık olduğu, davalının ——– tarihinde müvekkile gönderilmiş olan ihtarnamede bir yandan yetkili ——maddesinie göre tek taraflı fesih hakkını kullandığını beyan etmiş öte yandan da yeni yapılanma kararı gereğince internet sitesinde belirtilmiş olan esaslara göre gerekli şartlar ve standartları yerine getiren servislerle yeniden sözleşme imzalanacağını beyan etmesinin müvekkil firma ve bir çok bayiinin yeni yapılanma içerisinde yer alabilmek için gerekli şartlara ve standartlara uygun yatırım yapılmasını zorunlu kıldığını, davalı tarafından gönderilmiş olan ——- tarihlî ihtarnamede yine davalı ——— tarihli feshin tekrar ihbarı ile birlikte ilk kez ———— kullanıldığını, ilgili ihtarnamelerdeki farklı ifadelerin ve bayilik müracaatının sonuçlandırmayarak sürüncemede bırakılmasının başka bir bayi ile anlaşma sağlandığı halde gizlenmesinin, bu konuda sessiz kalınmasını asıl nedeninin ——–olduğu, bu durumun ise müvekkil şirketin ticari hayatında deprem yarattığını, ticari yapısını ve çalışma şevkini olumsuz yönde etkilediğini, davalının gerekli şartlar ve standartları yerine getiren servislerle yeniden sözleşme imzalanacağını beyan etmesinin——– gerçekleşmemesi halinde kendini güvence altına almak amaçlı olduğunun aşikar olduğu, davalının —— tarihli rekabet kurulu kararını elde ettikten sonra müvekkil şirket ve aynı durumdaki bayileri hiçe sayarak gerçek niyetini ortaya koyduğunu, ———- karan doğrudan müvekkil firmayı etkilediğinden müvekkil firmaya tebliğ edilmesinin yasal zorunluluk olduğu, müvekkilinin bu karara karşı yasal olarak itiraz hakkı bulunduğu, ilgili kararın bilinçli olarak müvekkile tebliğ edilmediği, tebliğ edilmesi üzerine yasal itiraz haklarını kullanacaklarını, davalı tarafın planlı ve programlı bir biçimde uyguladığı ticari örf ve adete genel ahlaka aykırı davranışlarla kendi menfaatlerini üstün tutmak davacı müvekkilin bilerek zararına harejet etmek sureti ile dürüstlük kuralına aykırı davrandığı ve kötü niyetli olduğu, müvekkilinin ——- yılında bina inşaa ettiğini ve bu yatırımları bayiliğinin uzun süreli olacağına ilişkin davalının söylemlerine güvenerek yaptığını ancak şu anda bu yatırımların atıl durumda kaldığı, davalının yetkili servisi ilk sözleşmesini belirsiz bir süre yapmasının bu yatırımların uzun süre devam edecek yetkili servis ve bayilik ilişkisine dair akdin varlığına delalet ettiği, halihazırdaki arsa ve bina ile davalı tarafça yetkili bayi sıfatı ile müvekkil davacıya zorunlu kıldığı şart ve standartlar adı altındaki yatırı m lanna ilişkin olarak ——–dosyası ile delil tespiti yapıldığı, tek taraflı sözleşme feshinin müvekkilde maddi anlamda geri dönüşümü uzun yıllara bağlı olan yatırımlarının atıl ve kullanılamaz hale gelmesine neden olduğu, oluşan mağduriyet müvekkili tarafından idrak edildiğinde, müvekkilin yeni yapılanma için müracaatının ve yatırımlarının yol kabule edildiği, bu nedenle müvekkilin, davalı gibi büyük, ülke ve dünya çapında faaliyet gösteren, itibar sahibi bir firmanın kötü niyetli davranışları ile güçlünün zayıfı ezmek maksatlı iradesine karşı davalıyı adalete şikayet etmek ve bu nedenle bu davanın açılmasının zarureti ile karşı karşıya kaldığını belirterek, fesih durumunda bu binaların farklı bir iş alanında kullanılabilmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafın mecburi talepleri doğrultusunda ve mecburiyet doğrultusunda ——– olmak üzere ticari işletmesini bu şartlara göre hazırladığını, servis eğitimine tutulan personelin eğitim bedelinin davalı tarafından davacıya fatura edildiğini, bu bedelin ticari defler kayıtları ile ispatlanacağını, davalı ——— programı ile çalıştığını ve bu programın bedelinin de davalı tarafından davacıdan tahsil edildiğini, davalının esas olarak sözleşmeyi tek taraflı olarak ——tarihindeki ihtarında sona erdirmiş ise de, gerçek niyetini —– tarihindeki ihtarında açıkça belirtmediğini, rekabet kurulu başkanlığına yaptığı başvuru sonuçlanmadan gerçek iradesini yansıtmayan sebeplerle, müvekkil davacıyı yatırıma teşvik edici ve yeni sözleşme imza edileceğine ilişkin taahhütler İçeren fesih ihbarı ile mağdur duruma düştüğü, davalının ——- gitmek olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, bu fesih hakkındaki hususların basiretli bir tacire yakışmayan ticari hayata dair örf adet ve teamüllere açıkça ayrıklık teşkil etmekte olduğu, davacının yeni arsa aldığı, bina inşa ettiği, teknik eleman yetiştirdiği, müşteri portföyü oluşturduğu, madeni yağ firmaları ile sözleşmeler imzalayarak taahhütlerde bulunduğu, davalının mecbur bırakması üzerine yedek parça stok ettiğini, davalının artık piyasada olmayan araçlar da dahil olmak üzere araç bakım ve tamirine yönelik ekipmanları satın almak zorunda bıraktığı, her yeni araç üretimi halinde bu araca ait ekipmanları satın alınmasını zorunlu kıldığı, davalının kendi belirlediği standartlarda yol yardım aracı alınmasını ve bu araçların ———- gelindiğinde artık kullanılmaması ve yeni araç alınarak hizmete devam edilmesini zorunlu kıldığım, davalının ——- dahi kendi anlaşmış olduğu firmadan alınmasını sorunu kıldığını ve —— davalının anlaşmalı olduğu firmadan alındığı, sözleşmenin feshi ile müvekkil davacı tarafından yapılan bu zorunlu yatırımların kullanılamaz hale geldiği, müvekkil şirket artık ——–, işten çıkarılmaları halinde işçilere ihbar, kıdem tazminatlarının ödenmesinin gündeme geleceği, davalının yedek parça listesi ile ilgili olarak herhangi bir işlemde bulunmadığı, ortada müvekkil tarafından yapılmış maddi külfeti ağır bir yatırım bulunduğu, bu yatırım bedelinin tarafça geri kazanılamadığı, sözleşme feshinin tek taraflı, keyfi, haksız vç hukuka aykırı olduğu, davah şirket ile müvekkil şirket arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, değerlendirmelere sadece diğer bayilerle yapılmış olan yazılı sözleşmelerin esas alındığı, yetkili servis söyleşmesinin 18.2 maddesindeki “isteğe bağlı olarak ve ne zaman olursa olsun” ifadesinin sözleşmenin nedensiz ve tazminatsız feshedilebileceği anlamına gelmediği, yetkili servis sözleşmesi hükümleri genel işlem şartı niteliğinde olup ———- dayandırmak zorunda olduğunu, mevcut bayilerin yeni sistem içerisinde yer almamasının hukuki bir gerekçeden çok davalının aldığı tek taraflı ticari bir karar olduğu, söyleşmenin hukuka aykırı bir biçimde haksız olarak fesih edildiği dolayısıyla müvekkil davacının uğradığı zararları tazmin etmekle yükümlü olduğu, bu nedenle müvekkil davacının manevi tazminat hakları ile menfi ve müspet zararları ile TTK. 122 maddesi anlamında denkleştirme talebi ile zararları tazmin etmek için taleple bulunabileceğini, davacı yapmış olduğu yatırımların geri kazanımını sağlayamaması nedeni ile uğradığı müspet zararının sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğinden ortaya çıkan mal varlığındaki azalış olduğu, ilgili sözleşmenin yapılmamış olması durumunda müvekkil sözleşmeye uygun yatırımları yapmayacağı ve ticari hayatını bu sözleşmeye göre düzenlemeyeceği, bu şekilde davacının menfi zarara uğradığını, davalının taahhüt beyanlarına güvenerek yaptığı yatırımların fiili zararlar olduğu, zamansız fesih nedeni ile ticari hayalının—— geçirmiş olması nedeni ile kazanç kaybına uğradığı, zamansız ve haklı bir neden olmaksızın sözleşmenin fesih edilmesinin davalının Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6102 sayılı maddesi gereğince tazminat ödemesini gerektiğini, müvekkilin gayreti ile oluşturulan müşteri potansiyelinden davalının menfaat sağlayacağından TTK 122.maddeye göre davacıya tazminat ödemesi gerektiğini, maddi tazminatın hesaplaııabilmesi içim bilirkişi incelemesine ihtiyaç olduğu, maddi zararın vahameti miktarının dava açıldığı sırada belirlenmesine olanak vermediği, manevi tazminatın değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, davalının sözleşmeyi fesih etmesine rağmen yedek parça stokunu geri almaktan imtina ettiğini, sözleşmenin fesih edilmesi nedeni ile müvekkilinin bu parçaları satışa sunmasının mümkün olmadığı, parçaların davalı tarafça geri iade alınması ve sözleşmenin sona erme tarihi olan ——— tarihinden itibaren bu yedek parça stokuna mecburi bağlanan nakit bedelin iade alınması tarihine kadar geçen süre içerisinde işleyecek avans faizini ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin maddi tazminat olarak maddi zararlarının tazminini, uğradığı kazanç kaybının tazminini ve müşteri çevresinden dolayı denkleştirme tazminatını talep ettiğini, müvekkil davacının, davalıya gönderdiği ———- tarihli yetkili servis müracaatı ile temerrüde düşürdüğünü, bu nedenle müvekkil taleplerine bu tarih itibari ile temerrüt faizi uygulanması gerektiğini belirterek maddî zarar değerinin tam ve kesin olarak bclirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, müspet ve menfi zarar kalemleri, denkleştirme ——– tazminatı kalemleri, kazanç kaybına ilişkin kalemler ile maddi tazminata ilişkin taleplere dair fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik ——– maddi zararın ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı tarafa ödenmesi, satın alınmış yedek parça stokunun sözleşmenin tek taraflı fesih edilmiş olması ve davalı tarafça hiçbir işlem tesis edilmemiş olması sebebi ile sözleşmenin sona erdiği tarih olan ——— itibaren davalı tarafça geri alımının gerçekleştirileceği tarihe kadar yedek parçaların nakit bedellerine bağlı kazanç kayıpları için işlemiş vc işleyecek avans faizinin taraflarca ödenmesine ve müvekkilinin ticari alanda uğradığı çöküntü ve ticari itibarinin zedelenmesine bağlı olarak —-manevi tazminatın temerrüt tarihi olan ——- tarihi itibaren temerrüt ——- faizi ile birlikte davalı tarafça ödenmesini talep ve dava etmiştir. —— davada davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin, yetkili servislik ve yedek parçaları ile olan bayilik ilişkilerini ——– sayılı ——- anlaşmalar ve uyumlu eylemlere ilişkin grup muafiyetleri tebliği —— uygun olarak yürüttüğü, davacının ——— arasında araç satışına ilişkin bir bayilik ilişkinin hiçbir zaman kurulmadığı, davacının almış olduğu stratejik kararlar gereği şirket bünyesinde ağır ticari araç işine yönelik olarak —— tarihinde yeni bir departman kurulduğu, bu doğrultuda yapılan çalışmalar neticesinde ağır ticari araç bayilik —– ağını münhasır esaslarda yeniden yapılandırmaya karar verdiği,———- belirlenmiş asgari standartları karşılayarak yetkili servis olma talebinde bulunan ——— esaslarda yeniden yapılandırmaya karar verdiği, yeni standartların ——– ilgili adreste yayımlandığı,——— yetkili servisleri ile yürüklükte olan tüm sözleşmelerin fesih sürecinin başlatıldığını, müvekkilin tüm yetkili servislere karşı aynı yolu izlediği, ayrımcı bir işlem yapmadığı, ——– tarihinde göndermiş olduğu fesih ihbarının ardından———— seçici niceliksel esaslarda bir kamyon yetkili servis ağı için menfi tespit/muafiyet başvurusunda bulunduğu, ———- satılı tebliğ kapsamında grup muafiyetinden yararlandığına oybirliği ile karar verdiği, ve btı kararın ——- tarihinde müvekkil şirkete tebliğ edildiği, bunun üzerine müvekkilin —– tarihli bildirim yazısı ile —— tarihli fesih ihbarında belirtildiği üzere taraflar arasındaki iş ilişkisinin —— yetkili servis ağını seçici niceliksel esaslarda tesis etmeye karar verdiğini duyurmuştur, ——- niteliksel kriterler koyabileceği ve bu kriterleri karşılayan tüm tamircileri servis olarak çalışmasına izin vermek zorunda olacağı ve davacı ile de bu hususta sözleşme akdedildiği, davacının sözleşme yapmaya zorlanmadığı, kendi isteği doğrultusunda ve taraflar arasındaki sözleşme şartlarının bilincinde olarak yatırım girişimleri gerçekleştirdiğini ve yetkili servis hizmetlerini bu doğrultuda sürdürdüğünü, bu doğrultuda seçici niteliksel sistemi standartlarını karşılayan istekli bir firma ile anlaşma yapmanın müvekkil şirket bakımından zorunluluk olduğunu, ——- ağır ticarî araç yetkili sen islerinin tümünün uymakla yükümlü olduğu kriterlerinin kendisi için de geçerli olduğunu ve bu kapsamda faaliyetlerini yürütmek adına kriterlere uygun bir bina inşaa etmekle yükümlü olduğunun akdi ilişkisinin kurulmadan öncede farkında olduğunu, yetkili servis ağı üyelerinin standartları karşılamak kaydı ile uygun gördükleri şekilde servis yatırımlarını şekillendirmelerinin kendi takdirleri oldukları, davacı şirketin iş ilişkisinin —yıldan kısa sürdüğü iddiasının asılsız olduğu, ——–devam ettiği, davacının sözleşmenin ——— devam süreceğine ilişkisinin olan sözlü taahhüt —— itibar ederek yatırımlarını yaptığı gerçek dışı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin hukuka uygun olduğu, ————düzenleme gereği her ne kadar l yıl önceden bildirimde bulunarak sözleşmenin fesih edileceği düzenlemesi söz konusu ise de tüm bu süreçler göz önüne alınarak iki yıl fesih öneli uygulandığı, dava dilekçesinde taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olmadığı hususunda, taraflar arasındaki ticari ilişki incelendiğinde tespit olunacağı üzere taraflar işbu cevap dilekçesi tarihine kadar ağır ticari araç yetkili servis sözleşmesi kapsamında harekete ettikleri ve ticari ilişkileri boyunca bu sözleşme koşulları dışında uygulamaya yer vermedikleri, taraflar arasındaki sözleşmenin bulunmadığı iddia konusu olduğu durumlarda taraflar arasındaki sözleşme belirsiz süreli olduğunu ve fesih süreci bakımından —– yıllık fesih önelinin uygun olduğu, olağan fesih kapsamında———fesih öneli tanınması halinde tarafların sözleşmeyi diledikleri tarihte fesih etme hakkı bulunduğu, sözleşmeden doğan olağan fesih hakkmın kullanılması için haklı bir sebep gösterilmesi gerektiği sonucuna varılamadığı, bu nedenle fesih hakkının kullanılmasının dürüstlük kuralına aykırı olmadığım, müvekkil şirketinde davacıyı oyaladığı iddiasının asılsız olduğu, fesih ihbarnamesinde yer alan ibareler, rekabet kurulunun getirdiği niteliksel seçici dağıtım sisteminin temelini oluşturan açık kapı ilkesini yani standartları yerine getiren tüm adayların sisteme alınması zorunluluğunun tekrarından ibaret olduğu, beyanın hukuken bîr İcaba davet niteliğinde olduğu, ancak davacının herhangi bir icapta bulunmadığı gibi standartları karşılamaya yönelik bir girişim de yapmadığı, —-, davacıya bu aşamada ilgili standartların sağlanması için yapmış oldukları yatırımların neler olduklarının açıklattırılmasmın talep edildiğini, ——tarihli noter ihbarı ile seçici niceliksel sisteme geçeceğini belirttiğini bu nedenle anılan icaba davetin yürürlükten kalktığını, davalı şirkete sürekli beklemede kalın şeklinde telkin edildiği iddiasının doğru olmadığı, davacı ile müvekkil şirket ile arasında ——–yetkili servis sözleşmesi söz konusu olduğu, taraflar arasında hiçbir zaman yetkili satıcı bayi sözleşmesi akdedilmediği ya da bu yönde bu yönde taahhüt verilmediği, davacının bayi olacağına ilişkin inancının kötüye kullanıldığı iddiasının asılsız olduğu, davacının yaptığı yatırımların yetkili servislik faaliyetlerine ilişkin olduğu bayilik faaliyetlerine ilişkin olmadığı, sözleşmenin feshi ile birlikte binaların farklı bir iş alanında, bina, depo, market ve diğer otomotiv şirketlerinin yetkili servisleri olarak kullanılabilir veya kiraya verilebilecek mahiyette olduğu, davacının eğitim gideri, ——– hukuka aykın olduğu, araç motorları, araca özgü alet takımları, işçi eğitimleri, bilgisayar programları, yol yardım araçları, zorunlu yedek parça stokları, ——— yetkili servis faaliyetlerini yerine getirmek için gerekli olduğu, bu donanımların——- arasında standartlar çerçevesindeki kazanımlarını ticari işletmesinin bir parçası olarak kullandığını amortismana tabi tuttuğunu vc gider yazdığını, halen elinde bulunan alet, ekipman ve tecrübenin bir ticari değeri olduğunun tartışmasız olduğunu, yetkili servis eğitimi personel eğitiminin yetkili servislik koşullarından ilki olduğu, ek olarak belli kriterlerin sağlanması şartı ile teşvik kapsamında bu ücretin geri ödendiği ve ———- programının kullanımının yetkili servis hizmetleri bilgi teknolojisi altyapısı kriterleri kapsamında hizmetin devamlılığı sağlanması için tüm yetkili servislerde olduğu gibi davacı şirkette de arandığı, yetkili servis hizmetlerinin sağlanması aşamasında belirli yedek parça stoğunun bulundurulmasının tüketici ve ilgili diğer mevzuatlar gereği olduğunu, işbu dava cevap dilekçesi tarihinde davacı şirket ile müvekkil şirket arasında yedek parça bayilik sözleşmesinin devam etmekte olduğu ve davacı şirketin yedek parça bulundurma yükümlülüğü olduğunu, yetkili servis hizmetlerinin sağlanabilmesi için araç bakım ve tamirine yönelik ekipmanların bir yetkili serviste bulunmasının ticari hayatın gerekliliği olduğu, davacı tarafın piyasada bulunmayan araçların ekipmanlarının aldırıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, yol yardım hizmetlerinin de yetkili servis tarafından yerine getirilmesinin tartışmasız olduğu ve davacının elinde bulunan yol yardım hizmeti aracının ticari bir değerinin olduğunun tartışmasız olduğu, yetkili servislik iyin bir takım makul standartlar söz konusu olduğu, bu standartların sağlanabilmesi için müşteri beklentilerine uygunluk bakımından derhal fark edilebilirliğin ve diğer servislerle uyumluluğun arandığını, yetkili servislerin ofis mobilyaları konusunda çalışacakları firma kısıtlamasının söz konusu olmadığı, davacının müspet ve menfî zararının söz konusu olmadığı, denkleştirme isteminin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın yerinde olmayan tüm talepleri ile esastan reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekilinin dilekçesinde özetle; Öncelikle iş bu davalarının tensiple birlikte —–birleştirilmesini, tebligatların asıl dosya üzerinden tamamlanmasını, davalının yazılı olarak akdedilmiş bir sözleşme olmamasına rağmen var olmayan yazılı sözleşme maddeleri gereğince, yetkili servislik şeklindeki ticari ilişkiyi fesih etmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ve hukuken fesih olduğundan derdest olan —— tarihinden sonra oluşan ve devam eden kar yoksunluğu/mahrumiyetine ilişkin olarak HMK 107.md gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, yargılama sırasında yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit olunacak olan maddi zarara ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak üzere şimdilik belirsiz alacak olarak —- kar yoksunluğu/mahrumiyetinden kaynaklanan maddi tazminatın yetkili servislik ilişkisinin fesih edildiği temerrüt tarihi olan —-tarihinden itibaren her yıl için ayrı ayrı hesaplanacak ticari temerrüt faizi(avans) ile birlikte davalı tarafça davacı müvekkil şirkete ödenmesine, munzam zarara ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak üzere yargılama giderleri ve vekalete ücretinin davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; —— dağıtıcılara, pazar paylarıyla doğru orantılı olarak, birkaç dağıtım sisteminden birini seçme yükümlülüğü getirmektedir. Bunlar seçici dağıtım sistemi ve münhasır dağıtım sistemidir.——-, yine pazar payına bağlı olarak dağıtıcıların çalışacakları işletme sayısını belirlediği niceliksel sistem ve standartları karşılayan ve talepte bulunan tüm kişi ve kuruluşların sisteme kabul edilmesini öngören niteliksel sistem olarak ikiye ayrıldığı, davacı,——– yer almak istemiş ve bu çerçevede Taraflar arasındaki yetkili servislik ilişkisi —— müvekkilimiz, standartları tutturan tüm adayların sisteme alınmasını zorunlu tutan niteliksel seçici dağıtım sistemini yerine yetkili servis sayısını kendisinin istediği gibi kontrol edebileceği niceliksel seçicici dağıtım sistemini uygulamak için izin aldığı, Her iki dağıtım sistemi de —– tanımlandığını, dolayısıyla bu karardan itibaren müvekkilimizin yetkili servisleri ile yapacağı anlaşmaların da hukuki niteliği değiştiği, davacı şirket sözleşme yapmaya zorlanmamış, kendi isteği doğrultusunda ve taraflar arasındaki sözleşme şartlarının bilincinde olarak yatırım girişimlerini gerçekleştirmiş ve yetkili servis hizmetlerini bu doğrultuda sürdürüldüğü, —— standartları karşılayan istekli bir firma ile anlaşma yapmak da müvekkil şirket bakımından yasal bir zorunluluk olduğu, bu yasal zorunluluk, davacı’nın dellilleri arasında yer alan ——hükmü ile de tüm yetkili servislere bildirildiği, davacı şirkete iş ilişkisinin belirli bir süre devam edeceğine dair bir taahhüt de verilmediği, davacının, sözleşmenin en az —–süreceğine olan sözlü taahhüt ve güvene itibar ederek yatırımlarını yaptığı beyanı gerçek dışı olduğu, basiretli bir tacir olan Davacı —-kurduğu iş ilişkisinin süresi ve fesih şartlarına ilişkin beklentisinin, —– düzenlemelerinin ötesinde olamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi hukuka uygun olduğu, fesih ihbarnamesinden açıkça görüleceği gibi müvekkilimiz feshin sebebi olarak —– sayılı tebliğe uygun bir şekilde, daha rekabetçi yeni bir yapı kurabilmek için mevcut yetkili servislik sisteminin tümüyle yeniden yapılandırılmasını gerekliliğini gösterdiği, bu nedenle davacının bu konudaki iddialarının asılsız olduğu, ayrıca, davacı tarafın iddialarının aksine, feshi ihbarımızda herkesle yeni yetkili servis sözleşmelerin akdedileceği değil, ilgili standartların (kriterlerin) yerine getirilmesi ve başvuru yapılması durumunda standartları yerine getirdiği tespit edilenlerle sözleşme akdedilebileceği vurgulandığı, fesih bildiriminde yer alan işbu ifade, bir icap niteliğinde görülemeyeceği, söz konusu ifade, yetkili servislik sözleşmesine ilişkin bütün esaslı unsurları içeren bir beyan niteliğinde değildir ve buna bağlı olarak davacı tarafın kabulü ile sözleşme kurulmasına olanak verecek bir irade açıklaması (icap) konumunda değerlendirilemeyeceğinden icaba davet niteliğindedir. Oysa somut olayda Davacı tarafından yapılan bir icap ve—— tarihli noter ihbarı ile seçici niceliksel sisteme geçeceğini belirtmiş ve anılan icaba daveti yürürlükten kaldırılmıştır. Davalı şirket ile müvekkilimiz arasında —–ağır ticari yetkili servis sözleşmesi söz konusu olup, taraflar arasında hiçbir zaman yetkili satıcı —— aktedilmemiş yada bu yönde bir taahhüt verilmediğini, davacı ile aynı dönemde ve aynı gerekçelerle sözleşmesi feshedilen —– yetkili servisin, —– sayılı dosyalarla açılan davalarda, ilk derece mahkemelerince yetkili servisler tarafından açılan davaların reddine karar verilmiştir. Bunlardan —- dosyasından verilen kararın davacı tarafça istinafı üzerine,—- tarihli kararıyla, yerel mahkeme kararı haklı bulunarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu kararın da temyizi üzerine —tarihli karar ile onanmakla açıklamalar ışığında, somut olayda müvekkilimiz tarafından yapılan feshin, haklı ve objektif bir fesih olduğu konusu kesin olarak anlaşılmakla , Fesih haklı olduğundan, davacının herhangi bir tazminat ya da zarar talebinde bulunması mümkün olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
ESAS DAVA YÖNÜNDEN; dava, taraflar arasındaki şifai belirsiz süreli yetkili servis sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğinden bahisle, davacının, sözleşmenin uzun süre devam edeceğine olan güveni nedeniyle yaptığı yatırımların geri kazanımını sağlayamadığından bahisle oluşan zararın, sözleşmenin zamansız feshedilmesinden dolayı uğradığı kazanç kaybı, denkleştirme tazminatı zararı, ayrıca davacının servislik hizmeti sırasında stok bulundurma zorunluluğu adı altında mecburi olarak davacıya satılan yedek parçaların iadesi taleplerine rağmen bunların iade alınması ve sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren yedek parça stoklarına mecburi olarak bağlanan nakit bedelin iade tarihine kadar faiziyle tazmini istemine, bundan başka, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce aşamalarda talimat mahkemesi vasıtasıyla davacı şirket işletmesi nezdinde ve ticari kayıtları üzerinde incelemeler yapılmış, raporlar alınmış, dava öncesinde —-dosyası kapsamında alınan rapor dosyaya sunulmuş olmakla tetkik edilmiş, bundan başka tazminat istemleri yönünden bilirkişi raporları alınmıştır.
Davalı tarafça, davacı şirkete gönderilen — tarihli noter ihtarı ile; taraflar arasındaki — dayalı olarak ve ihtarın tebliği tarihinden itibaren — yıl sonra hüküm ve sonuç doğurmak üzere yetkili servis sözleşmesinin feshedildiği bildirilmiştir.
Davacı tarafça aşamalarda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, yetkili servislik konusunda şifai olarak anlaştıkları, bu anlaşmaya göre yetkili servislik sözleşmesinin —— yıl gibi bir süre için kurulduğu yönünde davacının ikna edildiği, bu çerçevede, tamamen davalı taraf isteklerine göre davacıya ait arsa üzerinde inşaat yapıldığı, gerekli ekipman, malzeme, yedek parça temin edildiği bildirilmiştir.
Yargılama boyunca taraflar arasında aktedildiği davalı tarafça ihtarnamede ileri sürülen sözleşme dosyaya sunulmamış, yetkili servislik sözleşmesinin şifai kurulduğu Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Ancak davacı tarafça, sözleşmenin uzun süreler, hatta ——- süre, devam edeceğine ilişkin davalı tarafça ikna edildikleri yönündeki iddiaları, usulünce ispat edilememiştir.
Bu kabul üzerine, davalı tarafça yapılan fesih ihbarının değerlendirilmesinde; taraflar arasında belirsiz süreli şifai yetkili servis sözleşmesi olduğu, tüm belirsiz süreli sözleşmelerde olduğu gibi tarafların herhangi bir sebebe dayanmaksızın aralarındaki sözleşmeyi feshedebileceği, ne var ki bu feshin hakkın kötüye kullanılması yasağı sınırı içinde kalması gerektiği gibi ihbar süresini de içermesi gerektiği, uyuşmazlık konusu fesih yönünden de —– yıllık ihbar süresinin tanındığı, yanı sıra davalı şirkette önemli teknik revizyonlara ihtiyaç duyulduğu, yeniden yapılandırma gerekliliği sebebinin açıklandığı, davacı şirketle beraber tüm yetkili servislerin sözleşmelerinin feshedildiği, bu çerçevede objektif bir yaklaşım sergilendiği, yapılan feshin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olmadığı, verilen ihbar süresinin de makul bir süre olduğu Mahkememizce değerlendirilmiş, bu doğrultuda alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlere Mahkememizce de iştirak olunmuştur.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde yapılan fesih haksız bir fesih olmamakla, davacı şirketin tazminat talebi hakkı doğmadığı, yetkili servislik ilişkisinin en baştan beri sürdürülebilmesi için yapılması zorunlu yatırım bedellerinin , yine kar kaybı zararının tazminin istenemeyeceği Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Denkleştirme tazminatı istemi yönünden, yukarıda açıklandığı üzere feshin haksız olmadığı belirlenmiş olmakla, bundan başka, taraflar arasındaki şifai sözleşmenin davacı tarafa tekel hakkı veren bir mahiyette olduğu davacı tarafça usulünce ispat olunamamış olmakla, TTK 122. maddesinde düzenlenen koşulların oluşmadığı Mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davaya konu, davacı uhdesinde kalan yedek parçalara ilişkin istem yönünden ise; davalı tarafça dosyaya sunulan fatura içeriğinden ve taraflar arasındaki beyanlardan, yetkili servislik ilişkisi çerçevesinde yedek parçaların satım sözleşmesi içinde davacı tarafa tesliminin sağlandığı, davalı tarafça, sonrasında bu malların iade alınacağına dair bir taahhüdün varlığı iddia ve ispat olunamadığı gibi davacı tarafça da satım sözleşmesinden dönüldüğü iddia ve ispat olunamamış olmakla, satımı ve teslimi sağlanmış yedek parçalar yönünden, davalının başkaca bir tekeffülünün bulunmadığı değerlendirilmiş, bu istem yönünden de talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilince ayrıca haksız fesih nedeniyle manevi tazminat talep edilmiş ise de, davacı şirketin şahıs varlığına yönelen haksız bir saldırının varlığı davacı tarafça iddia ve ispat olunamamış olmakla, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN ise, davanın —tarihinde ikame edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı tarafça haksız feshedildiğinden bahisle, esas davanın açılış tarihi olan — tarihinden sonra oluşan ve devam eden, kar yoksunluğu/mahrumiyetine ilişkin olarak şimdilik —maddi tazminatın tahsilinin talep olunduğu belirlenmiştir.
— tarihinde yürürlüğe giren, 7155 sayılı Kanunla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı haline getirildiği, somut olayda, davacının birleşen davaya konu tazminat isteminin dava tarihi itibariyle, TTK’nın 5/A maddesi gereğince dava şartı arabuluculuk sistemine tabi olduğu, davacının, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi tespit edilen eksikliğin giderilmesi amacıyla verilen kesin süre içinde de, birleşen dava öncesinde arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin kayıtların sunulmadığı belirlenmekle birleşen davanın da arabulucuk dava şartına ilişkin eksiklik nedeniyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Esas davaya konu maddi ve manevi tazminat isteminin sübut bulmadığından reddine,
2-Birleşen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
3-Esas dava yönünden alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.123,25 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 5.063,95 TL nin davacıya iadesine,
4-Esas dava manevi tazminat istemi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Esas dava maddi tazminat istemi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Birleşen dava yönünden alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile kalan bakiye 111,48 TL nin davacıya iadesine,
7-Birleşen dava yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından sarfedilen 50,00 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/10/2021