Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1283 E. 2021/851 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1283 Esas
KARAR NO: 2021/851
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; Davalı/Takip borçlularının; Borçlu olarak müvekkili bankanın —– şubesi ile aralarında imzalamış oldukları —– müteaddit defalar farklı miktarlarda krediler araç —-kullandığını, ancak sözleşmeye uygun olarak borçların zamanında ödenmediğini, borçların ödenmemesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmesini aksi halde yasal başvurulacağının ihtar edildiğini, buna rağmen müşterek borçlu ve müteselsil kefiller tarafından borçların ödenmediğini, söz konusu ihtarnameye de herhangi bir itirazda bulunulmadığını, bu kapsamda davalılar hakkında —- dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla İcra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin de taraflara tebliğ edildiğini, davalı/borçluların söz konusu dosyaya haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, takibin durduğunu, itirazın taraflarınca —- tarihinde öğrenilmiş olduğunu, bu nedenle yasal süresi içinde işbu huzurdaki İtirazın iptali davasının açılması zaruretinin hasıl olduğunu, söz kanusü İtirazın haksız olduğunu, yukarıda arz ve izah edildiği üzere oluşan nedenlerle; davalı borçluların yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile—— sayılı dosyası ile açılmış takibe ilişkin itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazmınatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmektedir.
Davalılar vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Alacaklının icra takibine konu ve dosyaya İbraz ettiği kredi sözleşmesinin öncelikle — açısından hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını, Ödeme emri ve takip talebinde adının geçmediğini, diğer müvekkil şirketler açısından da mevcut koşullar içinde borcun bu miktar ve faizlerle icraya konu edilmesinin haksız ve hukukla aykırı olduğunu, borca faize ve fer’ilerine itiraz ettiklerini, ——– sayılı dosyasında görülen İflasın ertelenmesi davasında—– dahil olmak üzere herhangi bir muhafaza İşleminin yapılmamasına, hapis mahsup takas İşlemlerinin yapılmamasına dair ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu nedenle bu müvekkili yönünden aleyhine yapıları icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini; Davacı banka ile müvekkilleri arasında akdedilen sözleşmelere aykırı bir şekilde talepte bulunulduğunu, sözleşmede borçlanılan rakam ile bu rakama uygulanacak faizlerin belli olduğunu, buna rağmen bu rakamın çok üstünde bir alacak ve faiz farkının talep edildiğini, bugüne kadar davalılar ve —– tarafından ödenen rakamların gerçek borçtan düşülmesi ile böyle bir borcun varlığından bahsedilemeyeceğinin ortaya çıkacağını, davaya —- ve sözleşmede borçlu olarak görülen gerçek ve tüzel kişilerin ödeme dekontlarının davacı banka tarafından istenerek dosyaya getirtilmesini ve —-oluşacak heyete inceletilmesi halinde davanın bu yönü ile aydınlatılması için faydalı olacağının kanaatinde olduklarını, davacının davalı — hakkındaki iddiasını çok yüzeysel bulduklarını, —- gönderilen ödeme emri zarfında ismine yer verilmesine rağmen emrin içinde yer verilmediğini, —- karşı usulüne uygun tebliğ yapılmadığını, böyle bir durumda itirazın iptalinin nasıl sağlanacağını, davacı yanın banka olması karşısında davalılardan daha güçlü alma gibi saikle hareket etmesini hiçbir modern hukuk sisteminin korumayacağını, ayrıca davacı taraf davalılara gönderdiği ihtamameye dayanarak iddialarının ispatı için yeterli gördüğünü, oysa kendilerinden sadır olan bu belgede verilmiş olan rakamlarla davalı taraf yanıltılmaya çalışılmış, ancak icra dosyasından gönderilen rakamların boyutu dikkat çekmiş ve böylece yapılan araştırmalar neticesinde ödenen rakamlarda gözden geçirildiğinde takibe itiraz zorunluluğu hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah edildiği üzere oluşan nedenlerle; haksız davanın reddine, takibin iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlulara yönelik ——alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçluların süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, —- yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı —- kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalıların yasal süre içerisinde icra takibine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı ve bu alacağın davalılardan talep edilip edilemeyeceği, davalıların icra takibine itirazının haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında;
Davacı ———imzalandığı,
Davalı; — Davalı — Davalı — Davalı —–üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak, sorumluluk üstlendikleri,
Davacı banka tarafından,—-
—— tarihinde,
— tarihinde,
—- tarihinde,
— tarihinde,
—- tarihinde, kullandırıldığı anlaşılmıştır.
— ödenmemesi üzerine, davacı bankaca sözleşme hükmüne dayanarak,— tarihi itibariyle kat etmiştir.
Davacı banka tarafından, dava dışı —- ; —davalı müteselsil kefiller;—yev. no.lu ihtarnamesini keşide etmiş, toplam — içinde ödenmesini talep etmiştir.
Noter ihtarı, — gereği, usulüne uygun olarak yapılmış olup, —-yanında çalışan —- edilmiş olup, temerrüte düşürmüştür.
Uyuşmazlık hakkında bilirkişi raporları aldırılmış, —- tarihli bilirkişi raporu denetime elverişli ve yerinde olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınmıştır.
Davacı bankanın —– bankanın mevzuat gereğince tespit— oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan ve —- bildirdiği, ———olup, bunun sözleşmeye göre —- fazlası üzerinden— edilebileceği, Davacı bankacada bu oran üzerinden faiz talebinde bulunulduğu,
— tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere,
—- temerrüt tarihli hesaplama tablosu üzerinden devam edilerek, takip tarihine kadar olan sürede, asıl alacak tutarına, senevi —- temerrüt faizi ile sözleşmeye dayalı olarak — eklenerek, Dava Dışı — Davalı —-Temerrüt tarihi itibariyle toplam borç tutarı Davalı —- masraf olmak üzere —olarak belirlendiği, anlaşılmakla belirlenen bu miktarlar yönünden davanın kısmen kabulü ile itirazın ipaline karar verilmiştir.
Davacı bankanın— — —arasında, davalılar; —- müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldığı, —- tarihli üzerinde herhangi bir limit yazılı olmayan,—- imzalandığı, davacı banka vekili tarafından sunulan, —- göre, davacı banka vekili, —- Kredi limiti boşluğunu, mer’i depo talebi olarak talep ettiği, ancak bu hususa ilişkin likit bir kayıt ibraz etmediğinden, gayri nakti alacağı talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.—–
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacakların %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Davalılar —- şirketler yönünden:
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının —-sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin —- üzerinden AYNEN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
B)Davalılar —- yönünden:
1-Davalının —- dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin—– üzerinden AYNEN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
C)Hükmedilen asıl alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan — harçtan peşin alınan —– karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden —– tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden —- tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı —- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan— maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
7-Davalılar ——davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ——-verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve 4.356,90 TL peşin harç olmak üzere toplam: 4.382,1‬0 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti 409,00 TL talimat masrafı ve 401,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 2.310,2‬0 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.241,95 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ——- Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2021