Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1280 E. 2019/147 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1280 Esas
KARAR NO : 2019/147
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Davacı vekili tarafından açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, davacı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün ——— sayılı takip dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığını; icra dosyasının diğer borçlusu ———–iş bu davanın davacısı şirkete ——– (————-olarak düzeltilmiş) tarihli ——— Şubesi’ndeki hesabından ——–TL bedelli çeki keşide ettiğini;dava dışı ———- ödeme zamanı gelmeden bu çekin bedelini ödeyemeyeceğini; çekin karşılıksız duruma düşerek —————- tarafından kara listeye alınmaması için senetle değiştirilmesinin teklif ettiğini; teklifin kabul edilerek çekin iade edildiğini; ancak teslim aşamasında davacı şirket muhasebecisinin ciroları iptal etmeyi unuttuğunu; dava dışı ——çeki geri aldıktan sonra—— keşide tarihini——— olarak değiştirerek önce kardeşi ———– firmasına ciraladığını; sonrasında da bu ciroyu iptal ederek kendi cirosunu attığını; bu ciroyu da iptal ederek davalı şirkete teslim ettiğini; keşideci ——— çeki ciro silsilesini bozduğunun belirtildiğini; çekin keşidecisi ———— çeke lehtar olan davacı şirket cirosundan sonra kendi cirosunu koymakla ciro silsilesini bozduğunu; bu işlem ile alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini; davacı şirket açısından bu çekten doğan borcun sona erdiğini; davacı şirketin, davalı şirkete borcu olmadığını; takibe konu çekin iade edildiğini; davalıya geçen çekin keşideci yolu ile ciro edildiğini; bu nedenlerle, davacı şirketin İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün ——— sayılı dosyası ve bu dosyaya mesnet yapılan çekle ilgili borçlu olmadığının tespiti ile asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere hesaplanacak tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ciro silsilesinin bozulduğunu iddia ettiğini; ancak, ciro silsilesinde 2. sırada olduklarını;davacının cirosundan evvelki cironun iptal edildiğini; kanuna göre iptal edilmiş cironun yazılmamış hükmünde olduğunu; buna göre davacının ilk ciranta olacağını; diğer cirolarında iptal edildiğini; en son davalı cirosunun bulunduğunu; davacı şiketin çek arkasındaki cirosunu iptal etmiş olmasının basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğüne aykırı olduğunu; çekte keşideci———ile lehdat davacı ———- arasında ticari ilişkinin varolduğunu; davalı şirketin ise çekte son ciranta olmakla yetkili hamil olduğunu; keşideci ve lehtara karşı ihtiyati haciz kararı alabileceğini ve icra takibine girişebileceğini; lehtar olan davacının çekin arkasında tam cirosu ve imzası bulunduğunu; davalı şirketin ciro ile hakkı ele geçirdiğinden yetkili hamil olarak takip yapmış olmasının yasaya uygunluk taşımadığını; bu nedenlerle, alacağın %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davalı tarafından, davacı aleyhine icra takibine konu edilen ——— (düzeltilerek —- yapılmış) keşide tarihli ————- TL bedelli çeke istinaden davacının, davalıya borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün ——————— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ——— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …, borçlularının———— olduğu; takibin —————– TL asıl alacak,——– TL işlemiş faiz, —–L tazminat ve 41,57 TL komisyon olmak üzere toplam ———- TL’nin fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; takibe 3.kişi tarafından itiraz edildiği; görülmüştür.
İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin ——– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının——— olduğu, ilk derece mahkemesince takip dayanağı çekin kambiyo vasfında olduğu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların ispatının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddedildiği, Yargıtay 12. HD.’nin ———— Karar sayılı ilamı ile onandığı görüldü.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ———-tarafından düzenlenen ——- tarihli bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığı, çekin keşidecisi—— çekin ciro silsilesini bozduğunu, bu işlem ile alacaklı ile borçlu sıfatının birleştiğini, çekin lehtardan sonra keşideci tarafından cirolanması nedeniyle alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmiş olmakla borcun sona erdiğini, bu halin bir irfa sebebi sayılması gerektiğini, bu yönüyle davalının takip hakkından söz edilemeyeceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi ——- tarafından düzenlenen——— tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı ——— çek hamili olduğu, İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin verdiği çekin kambiyo senedi vasfında olduğuna dair kararın Yargıtay 12. HD.’nin ——— Esas ——–Karar sayılı —– sayılı ilamı ile onandığını, davalı———- çeki …’ya satışını yaptığı mamuller karşılığı düzenlendiği faturalara karşılık almış olduğunu, çek karşılıksız çıkınca kambiyo takibine geçildiğini, dolayısıyla davacı ——— sorumlu olduğu çek bedelinin istirdadını talep edemeyeceğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi ——— tarafından düzenlenen ——— tarihli bilirkişi raporuna göre; taraf defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacı şirket defterlerinde çek kaydına rastlanmadığını, davacı ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin var olmadığını, davacı şirketin davalı şirkete borcu bulunmadığını mütalaa etmiştir.
Dava menfi tespit davası olarak açılmış olup, davaya konu İstanbul Anadolu 25. İcra Dairesi —— sayılı takip dosyasına ——– tarihinde yapılan ödeme ile davaya istirdat davası olarak devam edilmiştir.
Ciro, kanun tarafından özel olarak düzenlenmiş, emre yazılı senetlerde senette mündemiç olan hakkı devretmeye yönelik yazılı ve soyut bir irade beyanıdır. 6102 sayılı TTK.nun 788/1. maddesi uyarınca, emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çek, ciro ve teslim yolu ile devredilebilir. Çekin emre yazılı veya belirli bir kişi lehine düzenlenmesi halinde, ilk cironun lehtara ait olması gerekir. Lehtarın cirosundan sonra senedi devralan cirantalar yetkili hamil olurlar. TTK’nun 790. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir ciroyu diğer bir ciro izlerse bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” düzenlemesi getirilmiştir Bu surette, birbirine bağlı ciroların hak sahipliğine karine teşkil ettiği söylenmiş olmaktadır. Ciroların birbirine bağlı olması senetten anlaşılan bir yöndür. Çeki elinde bulunduran karine olarak çeke mündemiç hakkın da sahibidir. Ancak karinenin uygulanabilmesi için, senedi elinde bulundurmaktan başka, hakkın “müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan” anlaşılması da gerekmektedir. Bu ifadeden kasıt; ciroların lehtardan itibaren, son hamile kadar tam ve muntazam bir şekilde, yani kesintisiz olarak gelmesidir. Bu itibarla ciroların birbirine bağlı olması, her şeyden önce ilk cironun lehtar tarafından yapılması ile mümkündür. Cirolar arasındaki bağlılığın kontrolü, sadece dış görünüş bakımından yapılır. Beyaz ciro, çekin “hamiline yazılıymış gibi” tedavülüne imkan verir. Senedin beyaz ciroyla devri halinde, her hamil hak sahibi sayılır. Beyaz ciro, temlik cirosu hükmündedir. Ancak, bu hususun aksinin yazılı delille ispatı gerekir. Bir çeki beyaz ciro ile almış olan hamilin imkanları, tam ciro ile iktisap eden hamile oranla daha fazladır. Bu imkanlardan biri de çeke hiç bir şey yazmazdan , hamile yazılı bir çek gibi devredebilme imkanıdır. Cirolar birbirine bağlı olsa bile, ciro silsilesi, ciroların hamili aşması halinde, ona şeklen hak sahibi olması imkanı vermez. Böyle durumlarda çekin geriye ciro ile devralınması gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü çekin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır.
Değinilmesi gereken bir diğer husus da cironun garanti fonksiyonudur: ” Çekin temlik cirosu ile devrinde temlik fonksiyonunun yanında garanti fonksiyonu da vardır. Ciranta ciro edip teslim ettiği çekle, senedi veya senedin içerdiği hakları devretmenin yanı sıra ciro ettiği şahsa ve ondan sonra gelen çek maliklerine karşı, çekin içerdiği alacağın ödeneceği konusunda bir teminat borcu altına girer.”.————- Ciranta cirodan dolayı borçlu olmama arzusunda ise sorumsuzluk kaydı veyahut yeni bir cironun yasaklanması yoluna gidebilir. Aksi halde hamilin TTK madde 808 gereği cirantaya başvurma hakkının önünde bir engel bulunmamaktadır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporları içeriklerine göre; dava konusu çekin dava dışı keşideci———- tarafından düzenlenerek davacıya teslim edildiği, davacının bu çeki cirosunu iptal etmeden elinden çıkardığı, TTK 790. Maddeye göre iptal edilen ciroların yazılmamış sayılması halinde dava konusu çekin birbirine bağlı cirolar ile son ciranta ve hamil davalıya kadar geldiği, davacının çeki cirolayarak kambiyo borcu altına girdiği, çekin kambiyo vasfına haiz olduğunun Yargıtay 12. HD.’ni—————Karar sayılı ilamı ile sabit olduğu, davalının kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun da davacı tarafından ispat edilemediğine mahkememizce kanaat getirilmiş, yukarıda açıklandığı üzere ispat olunamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, yargılama sırasında icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmediği nazara alınarak davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
Şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, 236,65 TL peşin harç ve 57,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 293,65 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 249,25 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 740,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
İlişkin, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; kararın taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/02/2019

Davalı Yargılama Giderleri:
Bilirkişi Ücreti : 700,00 TL
Posta Masrafı : 40,00 TL
TOPLAM : 740,00 TL