Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1270 Esas
KARAR NO: 2022/329
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine—-dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, davacı ile davalı arasında süregelen ticari ilişki söz konusu olduğunu, davacının taşınmazında davalı taraf lehine —- tarihinde ipotek tesis edildiğini, davalı tarafın davacı aleyhine kötüniyetli olarak takip başlattığını, muaccel olmayan bir borç söz konusu olduğundan takibin iptali gerektiğini, davacının cari hesaptan kaynaklanan borcu bulunmadığını, davalı tarafça düzenlenen — tarihli sevk irsaliyesi ile davalıdan muhtelif mallar alındığını, sevk irsaliyesinin davalı tarafın satıcısı— tarafından imzalandığını, davacının — tarihli sevk irsaliyesiyle davalı tarafa malı iade ettiğini, söz konusu malların davalı şirket adına —– tarafından iade alındığını, bu bedel düşülmeden cari hesap borcu çıkarıldığını belirtmiş; davanın kabulüne, zarara binaen %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki dolayısıyla cari hesap oluşturulduğunu, teminat olarak davacı lehine ipotek tesis edildiğini, bilirkişi incelemesi ile icra takibindeki miktar kadar davalının alacaklı olduğunun görüleceğini, icra dosyasında faturadan bahsedilmediğini, davacı tarafından delil olarak sunulan sevk irsaliyesinin hiçbir geçerliliği bulunmadığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtmiş; davanın reddine, davalı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılan takipte borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — tarihli sevk irsaliyesindeki ürünlerin davalı şirketin çalışanı —– edilmediği, iade edilen fatura bedelinin cari hesaptan düşülmesi gerekip gerekmediği, davacının davalı şirkete cari hesaptan kaynaklanan bakiye borcu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, icra takip tarihi itibarıyla davalı şirketin ticari defterlerinde davacıdan —- faiz olmak üzere toplam —- alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. Somut olayda; taraflar arasında ticari alım satım ilişkisi bulunduğu, davalı tarafından muhtelif faturalar ile davacıya ürün teslim edildiği, ürün tesliminin davalı şirketin çalışanı —– tarafından gerçekleştirildiği, teslim edilen bir kısım ürünün iadesi için davacı tarafından—- tarihli sevk irsaliyesinin düzenlendiği, anılan sevk irsaliyesindeki teslim alan kısmının —– adına imzalandığı sabittir. Uyuşmazlığın çözümü için anılan sevk irsaliyesindeki ürünlerin davalı şirket çalışanı tarafından teslim alınıp alınmadığı hususunun tespiti gerekmektedir.
HMK’nın 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya anılan sevk irsaliyesi sunulmuş, mahkememizce bu sevk irsaliyesi altındaki teslim alan imzasının davalı veyahut çalışanına ait olup olmadığı hususunda davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiştir. Davalı şirket yetkilisi —– beyanında; —–şirketin şoförü olduğunu, mal teslim almaya yetkili kişi olmadığını, sevk irsaliyesinden haberi olmadığını belirtmiştir.
Dava konusu sevk irsaliyesinde davalının çalışanının imzasının bulunduğu belirtilmektedir. Bu durumda teslim alan bölümünde imzası bulunduğu belirtilen ve davalının çalışanı olduğu söylenen —- celp edilerek teslim alan imzasının şahsına ait olup olmadığının sorulması ve bu malları hangi sıfatla teslim aldığı, daha açık bir anlatımla davalının yanında çalışıp çalışmadığı ve malları davalı adına teslim alıp almadığının sorularak araştırılması ve eksik deliller bu şekilde tamamlandıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir —– Mahkememizce anılan hususta — talimat yazılmıştır.
Tanık — yeminli beyanında; — seri numaralı sevk irsaliyesinde bulunan imzanın kendisine ait olduğunu, diğer sevk irsaliyelerinde bulunan imzaların kendisine ait olmadığını, dava konusu—— tarihli sevk irsaliyesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, sevk irsaliyesini imzaladığı zaman aracın plakasını da yazacağını, malın teslim edilip edilmediğini bilmediğini belirtmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama sonucunda; davalı/takip alacaklısının davacı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, taraflar arasındaki ihtilafın —- tarihli sevk irsaliyesine konu malın davalıya iade edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve alacak durumunun tespiti için defter incelemesi gerektiği, davacının ticari defter tutmadığı, davalının ticari defterlerine göre davacıdan — alacaklı olduğu, iade faturasının tek başına malın iadesini ispata yeterli olmadığı — teslim olgusunun sevk irsaliyesi ile ispat edilebileceği —, sevk irsaliyesi üzerinde imzası bulunan davalı çalışanının malı teslim alıp almadığı hususunda dinlenmesi gerektiği —-, sevk irsaliyesi üzerindeki imzanın çalışan — kabul edilmediği, davacı yanca teslime ilişkin olarak dosyaya sunulan karbon kağıda basılı sevk irsaliyesi üzerinde imza incelemesi yapılamayacağı —-, sevk irsaliyesine konu ürünlerin iade edilip edilmediği hususunun usulüne uygun delillerle ispat edilemediği, bu hususta yemin deliline de dayanılmadığı, fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihinin faize başlangıç yapılamayacağı —, takipteki işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, kötüniyet tazminatının koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından; aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
—– sayılı takip dosyasında davacı takip borçlusunun davalı takip alacaklısına 590,08 TL işlemiş faiz yönünde borçlu olmadığının tespitine, aşan istemin reddine,
2-Koşulları bulunmayan tazminat talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 80,70 TL harcın peşin alınan 163,60 TL harçtan mahsubuna, bakiye 82,90 TL karar harcının kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 590,08 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve 163,60 TL peşin harç toplamı: 188,80 TL ile davanın kabul (%6,16) oranına göre hesaplanan 115,07 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 140,76 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle —— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı asil ve vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/04/2022