Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1253 E. 2019/1275 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/413 Esas
KARAR NO : 2020/191

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 28.04.2009 tarihinde başlayan ticari ilişkisinin olduğunu, davalı şirketten aldığı suların dağıtımını yapmak konusunda sözlü anlaşma yapıldığını, bayilerle bu konularda anlaştığını ancak davalı şirketin hiç neden yokken sözlü veya yazılı bildirim yapmadan dağıtım için anlaşılan bayilere doğrudan satım yapmaya başladığını ileri sürerek ticari defterlerine dayanarak ticari ilişkinin haksız sonlanması nedeniyle , davacı şirketin 100.000,00 TL’den fazla zararının ve yoksun kaldığı karın, şimdilik 1.000,00 TL’sinin ve yine davacı şirketin yoksun kaldığı karın 9.000,00 TL’sinin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, 03/10/2019 tarihli ıslah dilekçesinde ise fazlaya dair talep ve dava hakların saklı kalmak kaydıyla, 5.431,96 TL yoksun kalınan kar alacağı yönünden davayı ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
SAVUNMA:Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında bayilik sözleşmesi olmadığını, basiretli tüccar olmaktan bahsedildiği halde yazılı bir bayi sözleşmesinin olmamasının mümkün olmadığını, davacının sadece senetle mal temin ettiğini, hatta alınan ürünlerin bedellerinin ödenmediğinden ve 44.981 TL borcunun olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 8.500,00 TL alcağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davacı-karşı davalıdan tahsilini, asıl davanın reddine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı, davalının bildirimsiz ve haksız sona erdirdiği ticari ilişki nedeniyle 9.000-TL zarar ve 1.000-TL yoksun kalınan karı zarar tarihinden itibaren talep etmiştir.
Davacı 28/04/2009 tarihinde ticari ilişki gereğince davalı şirketin üretimini yaptığı suların dağıtım işlerini üstlendiğini, üzerine düşen sorumluluğu eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, ———– olduğunu, davalının bildirimde bulunmaksızın doğrudan sözleşmeli bayilere dağıtıma konu malları satmaya başladığını, davacının sadece dağıtım işleri için kurulduğunu, davalıyı piyasada bilinen bir marka haline getirdiğini, davalının haksız ve önelsiz bir şekilde ticari ilişkiyi sonlandırdığını iddia etmiştir.
Davalı taraflar arasında herhangi bir bayilik sözleşmesi bulunmadığı, davacının —–olmadığını, davacı firmaya herhangi bir taahhüt ve sözü bulunmadığını, davacıdan 44.981-TL cari alacağı bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.500-TL’nin davalıdan tahsilini talep ederek karşı dava açmıştır.
Mahkememizin 7.celsesinde resen belirlenecek bir mali müşavir bilirkişi, bir işletme uzmanı bilirkişi, bir sözleşmeler konusunda uzman ademisyen bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına, bilirkişi heyetinden dava ve karşı dava yönünden talep edilen alacak kalemleri ayrı ayrı var ise hesaplanarak faizi ile birlikte belirlenmesinin istenmesine şeklinde ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı yanın davalı ile arasında var olduğunu iddia ettiği akdi ilişkiyi ispat edemediği bu sebeple dava konusu alacak talebinin kabul edilemeyeceği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 8.celsesinde davalı karşı davacının 2009-2010-2011 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesi için —- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına, ilgili mahkemece resen belirlenecek iki mali müşavir ve bir hukukçu bilirkişiden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından incelemenin yapılmasına şeklinde ara karar oluşturulmuştur.
Mali müşavirler tarafından düzenlenen raporda özetle; davalı karşı davacının 2009-2010-2011 yılı ticari defterlerinin davalı karşı davacı lehine delil vasfı bulunmadığı ticari defter kayıtlarına göre davacıdan alacağı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davalı karşı davacının alacağının varlığını defterler ve dosya kapsamında diğer belgelerle ispatlayamadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 10.celsesinde Giresun —-. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yeniden talimat yazılarak bilirkişi raporunu düzenleyen aynı heyete dosyanın tevdi ile bilirkişi raporunun ek ————olarak kayıt edilmiş alacak yönünden davalı karşı davacı şirket unvanı ile harf hatası yönünden irtibat bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirme yapılarak ek rapor alınması için ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi kurulu ek raporunda muavin defter dökümü, ödeme makbuzu ve fatura dökümlerinin olması gerektiği bu belgeler olmadan değerlendirme yapılamayacağı belirtilmiştir.
Mahkememizin 12.celsesinde Taraf vekillerine dava ve karşı dava yönünden yemin deliline dayanıp, dayanmayacakları hususunda beyanda bulunmaları, yemin deliline dayanmaları halinde yemin metninin ve yemin teklif edilecek şirket yetkilisi ya da yetkililerinin isim ve adreslerini bildirmeleri için iki hafta kesin süre verilmesine, kesin sürenin anlam ve sonuçlarının ihtarına şeklinde ara karar oluşturulmuştur.
Mahkememizin 14.celsesinde davacı Karşı Davalı şirket yetkilisi … ——– ile şirketimiz aranızda ticari ilişki bulunmaktaydı; karşı davalı şirket, karşı davacı ———- bayisiydi bu ilişki kapsamında karşı davalı şirketin, karşı davacı şirket —– borçlu bulunmamaktadır şeklinde yemin etmiştir.
Davacının da yemin metnine dayandığı belirtilerek davalı şirket yetkilisi adına yemin davetiyesi çıkarılması adına —- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmıştır.
Davalıya ” davacı-karşı davalı şirket ——–, aramızda herhangi bir tedarikçi-dağıtıcı ilişkisi bulunmadığına, davacı şirketin şirketimizin——- olmadığına, sadece davacının tarafımızdan mal temin edip pazarlama işi yaptığına, davacı şirketin ürünün dağıtılacağı bayilerle ilgili sözleşmeleri imzalamadığına, —– tanınmasında davacı şirketin katkı ve çabası bulunmadığına, devam eden bu ticari ilişkinin haksız ve önelsiz feshinin söz konusu olmadığına ve şirketi herhangi bir zarara uğratmadığımıza, davacı firmanın tarafımıza 44.981 TL borcu bulunduğunda” şeklinde yemin metni hazırlanmıştır.
Davalı karşı davacı talimat mahkemesinde hazır bulunmayarak yemin etmemiştir. Davalı yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı kabul edilmiş davalı karşı davacı ——- İstanbul Bölge bayisi olduğu ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız ve önelsiz olarak sonra erdirildiği kabul edilmiştir.
Mahkememizin 23.celsesinde taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davacı tarafından feshi nedeniyle, feshi ihbar süresinin taraflar arasındaki fiili sözleşme ilişkisinin süresinin ticari ilişkinin çapı/boyutu hacmi işin niteliği, bayiin hazırlık ve yatırımlarını amorti edebilmesi için yapısal özelliği dikkate alınarak davacı belirlenen süreden önce aynı nitelikte bir iş bulunup bulunmadığı, bu halde fesihten sonra söz konusu işi bulunduğu tarihe kadar olan süre içinde uğradığı kar kaybı hesaplanması ve makul bir fesih ihbar süresi saptanması amacıyla bilirkişi heyetine verilmiş,10/09/2018 tarihli bilirkişi ek heyet raporunda ve sonraki raporlarda yoksun kalınan kar hesabında; feshin gerçekleştiği tarih olarak önceki raporlarda esas alınan 21/12/2010 tarihi ile, bu tarihe 6 ay eklenmesi ile bulunan —– tarihleri arasındaki yoksun kalınan kazancın hesaplanması gerektiği ve yoksun kalınan kar kaybının—–olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce bilirkişi heyet raporu denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmış, davacının zararını ispatlayamadığından bu yönden talebin reddine, yoksun kalınan kar talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden işlemden kaldırılma tarihinden itibaren 3 aylık sürede yenilenmediği görülmekle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Davacının zararını ispatlayamadığından bu yönden talebin REDDİNE,
2-Yoksun kalınan kar yönünden 5.431,96-TL’nin dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 371,06 TL harcın davacı-karşı davalı tarafça yatırılan 148,50 TL peşin harç, 80,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 228,50 TL harçtan mahsubu ile 142,56 TL bakiye harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı-karşı davacı tarafından yatırılan toplam 228,50 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 33,30 TL ilk dava masrafı, 9.284,00 TL (tebligat, müzekkere, talimat ve bilirkişi) yargılama gideri olmak üzere toplam 9.317,30 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%38 kabul) 3.506,88 TL’sinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalı tarafa ödenmesine, kalan 5.810,42 TL yargılama giderinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —— uyarınca 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalı tarafa ödenmesine,
Karşı dava yönünden;
7-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
8-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davalı-karşı davacı taraflarca yatırılan 126,25 TL harçtan mahsubu ile 71,85 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davalı-karşı davacı tarafa iadesine,
9-Davacı-karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan —- uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
10-Davalı-karşı davacı taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin Yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.