Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/123 E. 2018/29 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/123 Esas
KARAR NO : 2018/29

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2014
KARAR TARİHİ : 18/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili 25/03/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- Bankası —- Şubesine ait — seri numaralı çek yaprağını İstanbul da yaşayan kardeşi …’e, …’in yetkilisi müvekkilin eşi —‘in de hissedarı oldukları —-.San.ve Tic.Ltd.Şti.ünvanlı firmanın borcunun ödenebilmesi amacı ile kargo ile gönderildiğini, çek yaprağı müvekkilin kardeşi …’in elinden alınarak alıkonulduğunu, çeklere ilişkin … tarafından olayın hemen akabinde polise başvuralarak şikayet olunduğunu, davalı … İstanbul —-.Icra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası ile 40.464,79 TL talepli olarak diğer davalı —-San ve Tic.Ltd.Şirketi ile müvekkilinin borçlu olduğu müvekkilin keşidecisi, diğer davalının da cirantası olduğu iddiası ile çekten ötürü vekili vasıtasıyla kambiyo senetlerine ilişkin icra takibi ikame ettiklerini, yapılan yetki itirazı neticesinde İstanbul —-Icra Hukuk Mahkemesi —- Esas — Karar sayılı 27/12/2013 tarihli ilamı ile İstanbul Mahkemelerinin yetkisizliği yönünde karar verdiği sonrasında alacaklının yanın talebi üzerine dosya — İcra Müdürlüğüne gönderildiği, icra takibine dayanak çek yaprağı henüz çek vasfını taşımaksızın elden çıktığı, sonradan tamamlanmış dolayısıyla ile cirantaları vs hususlar bilinmediğinden çek iptali davasının açılamadığını, müvekkilinin — da eczane işletmekte olduğunu, var olmayan bir borçtan ötürü başlatılan takip ve dahi çalışmış olduğu bankalara ve alacaklı olduğu 3.şahıslara gönderilen haciz ihtarnameleri nedeni ile itibarı oldukça zarar gördüğünü, araçlarına ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu belirterek teminat mukailinde tedbir kararı alınmasına, — İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak — Esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasına, davanın kabulüne, müvekkilin davalılara herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … 28/04/2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; zayi nedeni ile iptal davası açılmadığını, çekin ibrazı ile arkası yazıldıktan sonra içeriği ve son haline davacının mutalı olmasının esas olduğunu, çekin geçerlilik sıhhat şartları ile bir ihtilaf bulunmadığını, ciro silsilesi yerinde bir çek olduğunu, muhataba ibraz edildiği, arkası yazıldığı ve akabinde bankanın sorumlu olduğu bedilin tahsil edildiğini, diğer borçlu tarafından aleyhine takip başlatıldığını ve cebri icra işlemi tahakkuk ettirildiği, —.Şti tüzel kişi sermaya şirketi olduğu, davacı kardeşi ve eşi ortağı yetkili temsilcisi olduğunu, borcunun ödenmesi için davacı çekinin gönderildiği ididası doğru ise davacının da bu şirketle organik bağı olduğunu, tüze kişi sermaye yapısı ve kambyo evrakı niteliği itibariyle de ticari iş karinesi geçerli olduğunu, basiretli tacir yükümlülüğü söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine, dosyaya yatırılan bedelin ödenmesinin önlenmesine dönük tedbir kararı verildiği ve alacaklı davalı alacağını geç aldığı bulunmakla İİK 72/4 Md.gereğince dava konusu bedelin %20 sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalı …’ne Tebligat Kanunun 35.md göre tebliğ edildiği, cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmaya da gelmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
— İcra Dairesi Müdürlüğüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkere ecvapların geldiği ve mahkememiz dosyası arasına alındığı görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı taraf, —-Bankası —- Şubesine ait — seri nolu çek yaprağından dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası açmış olup, itirazlarında çek yaprağını İstanbul’da yaşayan eşinin kardeşi …’e —- Ltd Şti ünvanlı firmanın borcunun ödenebilmesi amacıyla kargo yoluyla gönderdiğini, çekin …’in elinden alınarak alıkonulduğunu, …’in hemen savcılığa giderek şikayetçi olduğunu belirtmiştir.
Davaya konu çekin incelenmesinde keşidecisinin …, keşide tarihinin 30/10/2013, keşide yeri —, lehtarı — Ltd. Şti. olan, — seri nolu, 37.650,00 TL bedelli, üzerinde ” tacir olmayan” yazısının bulunduğu çek olduğu, arka yüzünde ilk sırada lehtara ait kaşe, imza ve telefon numarası, ikinci sırada — isim- imza ve TC numarası, onun altında çekin 30/12/2013 tarihinde ibraz edildiğine dair —-bank —- Şubesine ait kaşenin olduğu, onunda altında — Bankası —- Şubesine ait kaşe ile çekin 07/11/2013 tarihinde ibraz edilip banka tarafından 1.045 TL ödeme yapıldığına dair açıklamaların yer aldığı görülmüştür.
Çekin üzerinde herhangi bir silinti ve tahrifat bulunmayıp, çekin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası da bulunmamaktır.
Bu çekle ilgili davalı … tarafından davacı … ve davalı —- Ltd. Şti. hakkında İstanbul —-. İcra Müdürlüğünün —- E. Sayılı dosyasında çek bedeli + işlemiş faiz ve çek tazminatı olmak üzere toplam 40.464,79 TL çek bedelinin tazmini amacıyla icra takibi yapılmış olup, yetki itirazı üzerine dosyanın — İcra Müdürlüğüne gönderilerek — E. sayılı numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf , davaya konu çekin …’in elinden rızası dışında çıktığını söylemiş, tanık — de mahkememizde tanık sıfatıyla alınan yeminli beyanında ” Şahsi borcu nedeniyle kardeşi …’den sadece imza kısmı dolu olan davaya konu çeki boş halde aldığını, çeki kırdırmak için — isimli şahısla beraber — adında birisine gittiklerini, bu şahsın yanındaki arkadaşının çekin üzerine 36.000TL-37.000 TL bedel yazarak lehtar olarak da —- ismini yazarak ilk ciro olarak —ın kaşesinin vurarak çeki aldıklarını, çeki vermelerine rağmen şahıslara bir daha ulaşamadıkları gibi bedelini de alamadıklarını” dile getirmiştir. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının — soruşturma sayılı dosyasında …’in müşteki sıfatıyla alınan şikayeti akabinde takipsizlik kararı verildiği, bu karara yapılan itirazın reddi ile de takipsizlik kararının kesinleşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Çekin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının bulunması halinde bunun yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Davacı şahıs keşideci olup, imzaya itiraz etmemekle çekten ötürü davalılara borçlu olmadığının tespitini istemektedir. Çek üzerinden anlaşılabilecek defiler çek ile ilgili tüm ilgili şahıslara yöneltilebilecek olup, çekten anlaşıldığı kadarıyla davalılara karşı ileri sürebilecek herhangi bir defi olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Çek usulüne uygun olarak tanzim edilmiş olup, bankaya ibrazında karşılıksız kalması nedeniyle borçlu olan keşideci ve diğer ciranta hakkında kambiyo senetlerine özgü takip yapılması usulüne uygun bir işlem olup, davacının çekten kaynaklı borçlu olmadığının tespitini yazılı deliller ile ispatlayamaması ve davalı İsmailin çeki kötüniyetle, davacının zararına olacak şekilde bilerek iktisap eden sıfatını haiz bulunduğunu ispat edememesi nedeniyle davanın reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizin 01/04/2014 tarihli ara kararında tedbir isteyen davacının tedbir talebinin kabulü ile —- İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına ödenecek paranın bu dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verildiği ve kararın uygulandığı anlaşılmakla, davalı alacaklı …nun ihtiyati tedbir nedeniyle alacağını geç almış bulunmaktan dolayı uğradığı zararın öncelikle yatırılan teminattan karşılanmasına dair karar verilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; İİK 72/4 maddesi gereğince tazminat talep etmiş olup, davacının çekten kaynaklı borcunu ödememek amacıyla menfi tespit davası açtığı, çekten dolayı borçlu olduğunu bildiği halde iş bu davayı açarak ve tedbir kararı alarak alacaklının alacağına geç ulaşmasına neden olduğu anlaşılmakla, asıl alacak miktarının % 20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı .—–na verilmesine dair karar verilmiştir.
Davalı şirketin davayı takip etmemesi kendisini vekili ile temsil ettirmemesi ve herhangi bir talebinin bulunmaması nedeniyle, hem ihtiyati tedbir hemde vekalet ücreti yönünden hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın REDDİNE,
2-Mahkememizin 01/04/2014 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
3- İ.K.K 72/4 maddesi gereğince asıl alacak olan 40.464,79 TL’nin % 20’si oranında ( 8.092,95 TL) oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı —-na verilmesine ,
4-Hükmün kesinleşmesi halinde davalı alacaklı —nun ihtiyati tedbir nedeniyle alacağını geç almış bulunmaktan dolayı uğradığı zararın yatırılan teminattan karşılanmasına,
5-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 691,05 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 655,15 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesap edilen 4.801,13 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren …’na ödenmesine
7-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan 44,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
9-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2018