Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1100
KARAR NO : 2023/599
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davalı —- ile davacının —– plaka sayılı aracın 21.600,03 TL’ye satışı konusunda anlaştıkları, aracın devir ve satış işlemlerinden sonra araç davalıya teslim edildiğini, ancak satış bedelinin ödenmediğini, Davalı— ve Davalı —-satış bedelinin ödenmesi için —–Noterliği kanalıyla ihtarname gönderildiğini, davalılar vekilince davalı şirketin ticari ilişkisi bulunmadığı, diğer Davalı —- yönünden de satın alınan araç bedellerinin —-adlı şirket elemanına makbuz karşılığı ödendiğini noter kanalıyla bildirildiğini, ancak böyle bir ödeme yapılmadığını, Davalı —- davacı şirket çalışanı olduğunu, dosyaya sunulan makbuzlardaki ödemelerin şirket kasasına girmediğini, hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, bu sebeple davalılardan alacaklı olduğunu iddia ederek 21.600,03 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalılar —-Vekili, araç bedelinin şirket yetkilisi —- ödendiğini—-ASCM —–sayılı dosyasının bekletici meselese yapılmasını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı —-, taraflar arasında bir ticari ilişki bulunmadığını, davaya konu faturanın davalı —-tarafından düzenlendiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davalılardan —- satıldığı belirtilen —-plaka nolu aracın 21.600,03 TL bedelle satılarak teslimine rağmen, davacıya herhangi bir bedel ödenip ödenmediği, Davalı —–gönderilen ihtarname gereğince temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği, Davalı—– bir kısım ödemelerin yapılmasına rağmen davacıya ödeme yapılmadığı, davada davacının davalılardan araç bedeli olan 21.600,03 TL tutarında alacaklı olup olmadığı, hususlarındadır.
Tüm Dosya Münderecatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekili, Davalı —-ile davacının —–plaka sayılı aracın 21.600,03 TL’ye satışı konusunda anlaştıkları, aracın devir ve satış işlemlerinden sonra araç davalıya teslim edildiğini, ancak satış bedelinin ödenmediğini iddia etmekte, Davalı—- ise borcun davacı şirket çalışanı diğer Davalı ——ödendiğini savunmaktadır.Taraf beyanlarından araç bedelinin aracın teslimi sırasında yapılmadığı sabittir.
Dava konusu motorlu aracı satın almış olan Davalı/—- ” Satım bedelinin, makbuz karşılığında davacı şirket yetkilisi —— ödendiğini” iddia etmiştir. Ancak bu iddiasını ispata yönelik makbuzu sunmamıştır.
Davacı tarafından, kendi çalışanı Davalı —– hakkında, “Davacı şirkete araç alıcıları tarafından yapılan ödemeleri davacı şirket adına tahsil ettiği fakat kayıt altına almayıp kendi üzerine geçirdiği” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu suç duyurusu üzerine, bu kişi hakkında—–. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde ceza yargılaması başlatılmıştır.—–.ACM —–sayılı dosyasında verilen karar, 09.12.2015 tarihinde kesinleşmiştir.Anılan Mahkemece, ” Sanık —- Şirketinde 6-7 yıl kadar satış danışmanı olarak çalışıp daha sonra da işten ayrıldığı, — şirketi ile bu şirkete ait araçların satışına aracılık eden galeriler —-ve——arasında satım bağlantıları ve satılan araçların bedellerinin aracı galeriler vasıtası ile tahsilinden sonra —– şirketine teslimi ve verilmesinde hesaba yatırma,hatta elden nakit alınan paraları —– şirketine teslim etmede sanık —– yetkili olduğu konusunda katılan ve sanıklar arasında ihtilaf bulunmadığı, —-yetkileri kabul edildiği gibi uygulamada yıllarca böyle sürdüğü, —- şirketinin yetkili temsilcisi sanık —– şirketinin yetkili temsilcisi sanık—–ve —–şirketinin yetkili temsilcisi sanık—–olup yıl başında Ocak ayında sanık —– şirketinden işten çıkartılmasından sonra şirketin ,——şirketleri ile olan alışverişlerini alacak ve borçlarını cari hesap çalışması nedeniyle denetleyip incelediğinde şirketlerce bir kısım alışveriş bedellerinin ödenmediğinin tespit edildiği, şirketlerle irtibata geçilip çekilen ihtarnamelerden sonra şirketlerin aracılık yaptıkları, —- Şirketi temsilcisi sanık—–aracı satan göründüğü sözleşme örnekleri ile—– tarfından araç bedelinin tamamı veya bir kısmının tahsil edildiğine ilişkin tahsilat makbuzu sunmuşlar, satışa aracılık eden galeriye aracı satın alan müşterilerin bedelleri ödediği,galerilerin tahsil ettiği paraların havale edilip hesaba yatırılanlar hariç ( cari hesap çalışıldığından) bir kısmı elden alışılmış ve uygulanmakta olan ticari usulde —–şirketine teslim edilmek üzere ” tahsilat makbuzu ” imzalanıp sanık —–elden verildiği, sanık —– paraları teslim etmekle galericilerin ve temsilcilerinin sorumluluklarının sona erdiği,sanık —– ise tahsil ettiği ve elden aldığı bazı paraları —– şirketine teslim etmediği, ticari defterler ve sunulan ticari belgelere göre—– şirketi ile diğer galericiler arasında yapılan alışverişlerden 2010 yılı ve 2011 yılı ocak ayı sonuna kadar değişik zamanlarda sanık —– aldığı toplam 156.450,00-TL ‘nin —– şirketine teslim edilmeyerek sanık —- tarfından sarfedilip kullanılarak ,paraların devri amacı dışında tasarrufta bulunduğunun bilirkişi raporu ve tanık beyanı ile anlaşıldığı, —- alınan paraların borçlu olunan tutar ile uyumsuzluğunun —– şirketi ile galeriler arasında cari hesap usulunde çalışılmasından kaynaklandığı,sanık —— üzerine atılı suçu işlediği ve müştekinin zararının giderilmediği anlaşıldığından mahkumiyetine,aynı suç işleme kararı ile değişik zamanlarda müştekiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi nedeniyle cezasının TCK nun 43/1 maddesi gereğince arttırılmasına , şartları gerçekleşmediğinden hakkında CMK 231/5 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ,sanık —-dışındaki sanıkların atılı suçu işlediklerine —eylemine doğrudan veya yardım eden sıfatıyla iştirak ettiklerine dair iddiayı doğrulayan yeterli delil elde edilemediği ,şüphenin sanıklar lehine yorumlanması gerektiği, ceza hukukunda cezanın verilebilmesi için hiçbir tereddüt ve şüpheye yer bırakmadan sanığın müsnet suçu işlediğinin sabit olması gerektiği, sanıkların müsnet suçu işlediğine dair savunmalarının aksine, mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıklar —–atılı suçtan beraatlerine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuş,suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, failin güttüğü amaç ve saik,kastın yoğunluğu,meydana gelen zarar göz önüne alınarak sanık —- ceza verirken alt sınırdan uzaklaşılmıştır. ” şeklinde karar verilmiştir.Ceza yargılamasında, Davalı —- 2010 yılı ve 2011 yılı ocak ayı sonuna kadar değişik zamanlarda aldığı toplam 156.450,00-TL ‘nin —- şirketine teslim edilmeyerek sarfedilip kullandığı tespit edildiği, 20.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda da Davalı —— ödemeyi kendi zimmetine geçirdiği, diğer davalıların ise bir sorumluluğunun bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmakla,
Davacı şirket çalışanı/—–, sürekli olarak davacı şirket adına sözleşmeler ve tahsilatlar yapan ve davacı şirket tarafından da buna ses çıkarılmayan bir kişi durumunda olduğu anlaşıldığından, bu kişiye yapılmış olan tahsilatın davacı şirkete yapılmış olduğu kabul edilmesi gerektiği, mahkememizce kabul edilmekle,
Davanın, Davalı —– yönünden kabulüyle, işbu davalıya herhangi bir noter ihtarnamesi gönderilip bu davalı temerrüde düşürülmemiş olsa da, 21.600 TL’yi kendi malvarlığına geçirdiği tarihte ihtara gerek olmaksızın termerrüde düşmüş olduğu, fakat davacı daha sonraki bir tarih olan ihtarname tarihinde itibaren temerrüt faizi işletilmesini talep ettiğinden bu talebi ile bağlı olduğu, bu nedenle davacının talebi gibi, 25.03.2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline,Diğer davalılar yönünden ise bir sorumlulukları bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVALI —– YÖNÜNDEN ;
1-Davanın KABULÜ ile; 21.600,00 TL’nin 25/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline,
2-DİĞER DAVALILAR YÖNÜNDEN ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.475,50 TL karar ve ilam harcından 368,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.106,60 TL karar harcının davalı ——tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —-tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 393,20 TL harcın davalı—— tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 509,40 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.109,40 TL yargılama giderinin davalı —– tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar—–ve —– ŞİRKETİ tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davalılar ——ŞİRKETİ davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.