Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1097 E. 2021/828 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1097 Esas
KARAR NO : 2021/828

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–sayılı dosyasından davalıya —- edildiğini, davalının haksız olarak takibe konu borca itiraz ettiğini, davacı ile davalı arasındaki—- davalının davacıdan mal aldığını, bedelini ise ödemediğini, borçlunun üretimlerin hatalı olduğu ve —– yapıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, itirazın alacağı —– bırakma kastıyla yapıldığını belirtmiş, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında— davacı yanın ——- ortaya çıktığını, işlerin eksik bırakılmış olduğunu, sözleşmeye uygun bir teslim yapılmadığını, davalının davacıdan mal almadığını,—– —işlerin ayıplı olduğunu beyan ettiğini,–için davacıdan olumlu bir cevap alınamadığını, davalı—- belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden ——– takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava —- edilip edilmediği, iş bedelinin davalı tarafından ödenip ödenmediği, davacının bakiye iş bedeli alacağı bulunup bulunmadığı, bu itibarla fatura konusu alacak için başlatılan takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı——- tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı,—–tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından—- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği,—- takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür. İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereği süresinde itirazın iptali davasının açıldığı, —-dava şartı noksanlığı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı,— defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerinde davalıdan 128.781,56 TL alacaklı olduğu, davalının 2010-2011 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, 2012 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defterlerinde davacıya 46.884,73 TL borcu bulunduğu, farklılığın davacının defterlerinde kayıtlı olmayan ödeme ve faturalardan kaynaklandığı, eserin ayıplı olarak teslim edildiği, ayıbı giderme bedelini—- olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi———düzenlenen 04.01.2019 tarihli raporda; davacı şirketin ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 128.781,56 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 46.884,73 TL borçlu olduğu,——-sözleşme bedelinden %10 ve %6 kesinti yapılmasının uygun olduğu, — mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —– olarak belirlendiği, ayıp bedelinin bu tutardan düştükten sonra 276.120,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Kanundaki tanımlara göre eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK 470/1). Satış sözleşmesi ise satıcının, satılanın — alıcıya —- alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir (TBK 207/1).
Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin TBK’nın 470 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, 01/09/2012 tarihli hakediş bedeli açıklamalı faturanın buna istinaden düzenlendiği anlaşılmış, davacı iddiasının yerinde olmadığı görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca, eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini ispatlama görevi yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispatlama görevi ise iş sahibindedir.
Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, —anlamına gelmemektedir. Yüklenici, sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altındadır. Yüklenici üstlendiği—– getirecek ve meydana getirdiği bu eseri, iş sahibine usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edecektir. Eseri teslim borcu yüklenicide olduğundan eserin teslim edildiğini kanıtlama borcu da yükleniciye düşmektedir. Bir başka deyişle yüklenici, eseri, iş sahibine sözleşmeye uygun teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Davacı yüklenici savunmasını kanıtlayabilmesi için, eseri iş sahibine süresi içerisinde iş sahibinin iş yerinde teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. —– teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmaktadır. Teslimi kanıtlama yükü somut olaydaki savunmaya göre davacı yüklenicide olmakla bu teslimin nasıl kanıtlaması gerektiği davanın çözüm noktasını oluşturmaktadır.— teslim edilip edilmediğinin ispatında taraflar ispatın hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir.
Fatura düzenlenmesiyle imalatın yapıldığı ve teslim edildiği kanıtlanamaz. Davacı tarafından düzenlenen —- tutarındaki fatura, tek başına teslimi ispata yeterli değil ise de tarafların ticari defterlerine kaydedilmiş olması halinde, teslim olgusunun ispat olunduğundan bahsedilebilir.
Ticari defterlerin delil olması yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları ise, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Somut olayda; taraflar arasında götürü bedelli eser sözleşmesi bulunduğu, takibe konu faturanın tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olduğu, bu itibarla takibe konu fatura içeriği eserin teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davalı defterlerinde yer alan ancak davacı defterlerinde bulunmayan —- ödemeleri ile faturaların muhteviyatının ispat edilemediği, ticari defterler uyarınca davacının davalıdan 128.781,56 TL alacaklı olduğu, takip dayanağı faturayla sınırlı olarak yapılan incelemenin sonuca varmak için yeterli bulunmadığı—– delil tespiti ve bilirkişi raporları uyarınca eserin eksik ve ayıplı olduğunun sabit olduğu, götürü bedelden —- yapılarak iş bedelinin belirlenmesi gerektiği, buna göre davacının bakiye— alacağı bulunduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüte düşürmeyeceği, alacağın likit ve belirlenebilir olmadığı kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
—– sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 85.435,46 TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.836,10 TL karar ve ilam harcından 1.567,70 TL peşin harç ve 648,90 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 3.619,50 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre hesaplanan–ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki—göre hesaplanan 6.566,93 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 1.567,70 TL peşin harç ve 648,70 TL icra harcı toplamı: 2.244,45 TL ile kabul oranına göre hesaplanan 1.514,09 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davanın ret oranına göre hesaplanan 1.025,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.