Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1001 E. 2022/433 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1001 Esas
KARAR NO: 2022/433
DAVA: İstirdat
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
—– adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —–, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:Davacı vekili; —– müvekkili —— üyeleri olduğunu, kanuna uygun olarak yapılan genel kurullarda alınan —- amaçlarının yerine getirilebilmesi için gerekli olan —- içerisindeki aylara yayılmış aidatları müteaddit kereler yapılan ikazlara rağmen —- duyarsız kaldıklarını, borçlarını ödemediklerini, artık —— aidatlardan kaynaklanan bu alacaklarını icra yoluyla tahsilden başka bir yolu kalmadığını,— tarihinde —- icra dairesi kanalı ile icra takibini başlattıklarını, her nasılsa beş yıldan beri aidat ve bunların ödenmemesinden kaynaklanan genel kurulca tespit olunan oranlarda yükletilmiş faiz borçlarını ödemeyen davalıların kendilerinin icra takibi başlattıkları tarihten — tarihinde — parayı — aracılığı ile —- hesabına—göndermiş olduklarını, daha sonrasında — tarihinde borçluların —- giderek aidat borçlarını zamanında ödememekten kaynaklanan faize, faiz oranının fahişliğine, faizin zaman aşımına uğradığı yönünde itirazda bulunduklarını, zamanında ödemedikleri aidat barçlarını kabul ederek genel kurul kararını işlerine geldiği biçimde yorumlayabilecekleri yanılgısına düştüklerini, genel kurul kararlarının bütün üyeleri bağlayıcı kararlar olduğunu ve yoruma açık olmadıklarını, faiz alacaklarında zaman aşımı süresinin beş yıl olduğunu ancak bu alacaklardan kaynaklanan sürenin beş yılı geçmediğinden bu itirazın da yersiz ve haksız bir itiraz olduğunu beyanla; —–dosyasına yapılan kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetle yapılmış olması sebebi ile %40 icra inkar tazminatının davalıdarı alınarak davacıya verilmesine, tüm masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; kendilerinin karı – koca olarak davacı kooperatife üye olduklarını, davacı kooperatife dava konusu tartışmalı alacaklar dışında herharıgi bir borçları bulunmadığını, davaya ve icraya konu yapılan kooperatif aidat borcu adı altında kendileri tarafından —- sayılı dosyası ile yapıları icra takibine, anapara hariç faizlere ve fahiş olduğundan itiraz ettiklerini, anapara olan esas alacak —– tarihinde aynı bankaya ödediklerini, davacının faiz istemine de hem zamarı aşımı hem de fahiş olduğu gerekçesi ile de icra dosyasına itiraz ettiklerini, davacının icra takibinde faiz başlangıç tarihi olarak — tarihini baz aldığını, davacının faizin başlangıç tarihi olarak belirttiği bu tarihin gerçek dışı ve- yıllık zaman aşımından kaçmak için uydurduğu bir tarih olduğunu, çünkü –tarihinde— yıllarına ait olan aylık — ana para borcu istemine dayanak yapıla— olmadığı gibi davacının da bu — zaten sunamadığını, dolayısıyla —- kurul kararının da belirlenen asıl alacağın — alacak ve faiz olarak zaman aşımına uğradığını, bu nedenle asıl alacak yanlış hesaplandığından asıl alacak ve faizin de yeniden hesaplanması yani yargılamayı gerektirecek bir durum olduğundan faize itiraz ettiklerini, öte yandan ellerinde bazı dönemlere ait ödeme belgeleri de mevcut olduğunu, bunların —-tarihinde ödemiş olduğu —makbuz, aynca üzerinde tarih olmayan —— tarafından verileri bir makbuz olduğunu, cevap dilekçelerinde ve icra dosyasına belirttikleri nedenlerden dolayı anapara icra takibine eksik ve yanlış bildirildiği için de kendi ana para ve faiz borçlarının gerçek dışı hesaplandığının ortaya çıkacağını beyanla; kooperatifin hesaplarında yapılacak incelemede ortaya çıkacağını ve icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine, dava masraf ve harcının davacı taraftan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, TTK madde 792 kapsamında açılmış çek istirdadı davasıdır.
Davacı Vekili, müvekkiline ait —- hırsızlık olduğunu, hırsızlık neticesinde —– bedelli çekin çalındığını, çekin sahte cirolarla davalıya kadar intikal ettiğini, davalının kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunu, iddia ederek çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili, davacının çekte cirosunun bulunmadığını, davayı açamayacağını, ciro silsilesinin kopuk olmadığını, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, çek hakkında ödemeden men yasağı alınmasının takibe engel olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; —- çekin davacıya istirdadı gerekip gerekmediği hususundadır.
Davaya konu çek incelendiğinde; —sonrasında sırasıyla ——olduğu görülmüştür.
Davacı tarafın defterleri üzerinde talimat aracılığıyla yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen — tarihli raporda, dava konusu çekin davacının defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir.
Davacının dava konusu çekte cirosu bulunmasa da, çeki aldığını ticari defterleriyle kanıtlandığından davacının çekte meşru hamil olup aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, kabul edilmiştir.
— hakkında açılan soruşturma neticesinde, — Karar sayılı kararıyla, çekin Mahkememiz dosyası Davalı Müşteki — sanık — tarafından ciro edilerek verildiği, çekte sanık cirosundan önce de —- cirolarının olduğu,—– alınan ifadeleri ve yazı örneklerine göre çekteki cirolardaki imza ve yazıların bu kişilere ait olmadığı tesbit edildiği, sanığın çeki —– ait daire üzerindeki ipoteğin kaldırılması karşılığında verdiği, sanık ile müşteki arasında ticari bir ilişkinin olmadığı, müştekinin zarara uğramadığı anlaşılmakla sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun unsurları itibari ile oluşmadığından bu suç yönünden beraatine, sanığın — ait kaybedilmiş çek üzerinde diğer müştekiler —-adına sahte imzalarla ciro zinciri oluşturularak kendisini meşru hamil kılıp bankaya ibraz eden — ciro ederek vermesi suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğini TCK’nun 204/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya münderecatı kapsamında;
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesiyle, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. —–
Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 646,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 565,30 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.455,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 919,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —–Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2022