Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/758 E. 2022/341 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2013/758 Esas
KARAR NO: 2022/341
ESAS DAVA (—-)
BİRLEŞEN DAVA (—-)
DAVA: Ticari Şirket
DAVA TARİHİ : 12/06/2013
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince, esas dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin — kurulduğunu, şirket kuruluşunda —-ortak olarak yer aldığını, şirketin iştigal konusunun, —-belirlendiğini, müvekkilinin ise —- tarihinde şirkete —hisse ile ortak olduğunu, davalı şirketin —- itibaren —— yapmadığını, şirkete ve şirket ortaklarına gönderilen ihtarnamelere rağmen şirkete ait evrakların ve belgelerin incelenmesinin yaptırılmadığını, şirket ortaklarından hiçbirinin şirket hakkında net ve belgeye dayalı bir bilgi sahibi olamadığını, şirketin, son —-dava dışı ortaklardan —–tamamen kendi şahsi idaresi ve tasarrufu altında yönetildiğini, şirketin alacak – borç durumu, yaptığı ticari faaliyetleri ile şirketin işyerlerinin —kiralanmasına ilişkin olumsuz birçok ciddi duyumlar aldığını, şirketin —- toplantısının ancak —– işbu genel kurulda şirketin diğer ortakları olan dava dışı diğer şahısların tamamının asaleten bu toplantıya katıldığına dair tutanak tutularak imza altına alındığını, şirket hazirun cetvelinde sahte imza atılarak genel kurul yapılmasının her şeyden önce ——gereği sorumluluğu ve kusuru olan kişiler aleyhine dava açılmasına neden olacak bir hal olduğunu, davalı şirketin ne şekilde yönetildiğinin açık göstergesi olduğunu, kısacası şirkette bir takım ortakların diğer ortaklar adlarına ve yerine bir vekaletle temsil olmaksızın evrak ve belge imzalayabildiğini, bu durumun dahi müvekkilinin davalı şirketin haklı nedenle feshini talep edebilmesi için yeterli ve geçerli bir neden olduğunu iddia ederek, müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin, şirket ortağı ve —- tarafından tek başına hukuksuz şekilde yönetilmesi, şirket evrak ve belgelerinde şirket ortaklarının imzalarının taklit edilmesi, şirket hakkında yeterli bilgi ve belgeye ihtarname ile talep edilmesine rağmen ulaşılamaması, şirketin borç- alacak durumu ile satılmaya çalışıldığının ve kullanımındaki yerlerin kiraya verilmek istendiğinin haricen öğrenilmiş olması nedenleriyle, davalı şirketin ortakları arasında uyum ve güven ilkesi ağır şekilde zedelendiğinden, belirlenen tüm bu nedenlerle varlığını devam ettirmesine olanak kalmadığından TTK 531 maddesi gereğince davalı şirketin haklı nedenlerle feshine veya aynı maddede düzenlenen şekilde müvekkilinin payına isabet eden gerçek pay değerinin tespiti ile müvekkiline ödenmesine ve müvekkilinin şirketten çıkarılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——— göre tebligat yapılmış olup, davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada, davacısı vekilince özetle, müvekkilinin —-kadar yönetim kurulunda yer alsa da şirketin fiilen yönetimi, hisse çoğunluğunu elinde bulunduran ve her dönem —– sıfatını haiz, — onunla başka şirketlerde de ortaklığı bulunan diğer kurucular eliyle olduğunu, davacı müvekkilinin——tarihi itibarıyla şirket faaliyetleri ile ilgili güncel bilgi alamamak ve şirketin finansal yönden içinde bulunduğu durumum bilmemek nedenleri ile —-istifa ettiğini, buna ilişkin dilekçesini, o tarih itibariyle ———— imzaları mukabili tebliğ ettiğini, ancak bu tarihten itibaren davacı müvekkilinin, ortak sıfatı ile şahsi kefil olduğu, şirket adına çıkarılan kredilerin geri ödenmemiş olması sebebiyle icra takiplerine ve hacizlere muhatap olmaya başladığını, davalı ——— adına çıkarılan bir krediye müvekkilinin şahsen kefil olması istendiği, kredinin ticari teminat olarak çıkarıldığı ve kullanılmayacağının ifade edilmiş olmasına rağmen, bir süre sonra müvekkilinin şahsi hesaplarına alacaklı banka tarafından haciz konulması ile davacı müvekkilinin,—- adına çıkarılan kredinin kurucuların ortak olduğu diğer şirket — olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin — yılında, davalı şirkete ait yaklaşık —-tutarında borcu tek başına ödemek zorunda kaldığını, davacı müvekkilinin bu defa—- tarafından, yine şirketin kredi sözleşmesine kefaleti nedeniyle aleyhine —— takip başlatıldığını öğrendiğini, ticari —— yüksek ve cari hesapları aktif olan müvekkilinin bu takipten de direkt ve bireysel olarak zarar gördüğünü, şirketin borçları yüzünden aleyhine açılan icra takipleri, mal varlığı üzerinde uygulanan hacizler, halen var olan borçların tehdidi altında, bir de şirketin en önemli değerlerinin usulsüz olarak satışı ile şirketin içinin, kötü niyetle boşaltıldığının öğrenilmesi sonucunda davacı müvekkili bakımından ortaklık olgusu çekilmez hale geldiğini bildirmiş, davalı şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine ya da uygun çözüm olarak gerçek pay değerinin tespiti ile ortaklıktan çıkarılmalarına ilişkin hüküm kurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– göre tebligat yapılmış olup, davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Dava, her iki dava yönünden de, haklı nedenlerle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Esas dava davacı vekilince bu istem, davacı tarafça gönderilen ihtarlara rağmen davacının davalı şirkete ait bilgi ve belgeye ulaşamadığı, belgelerin incelemesinin yaptırılmadığı, davalı şirketin ——- bu yana —— yapmadığı, şirket ortaklarının şirket hakkında net bilgi ve belgeye sahip olmadığı, dava dışı ortak ve yönetim kurulu başkanı ——- şirketi kendi şahsi tasarrufu ve idaresi altında yönettiği, şirketin borç-alacak durumunu ve satılmaya çalışıldığını haricen öğrendikleri, ortaklar arasında güven ilişkisinin ağır şekilde zedelendiği sebeplerine dayandırılmıştır.
Birleşen davada, davacısı vekilinin haklı sebeple fesih istemi ise, şirketin kötü yönetimi ile zarara uğratıldığı, şirketin önemli mal varlıklarının, hiçbir geçerli ve usule uygun karara dayanmaksızın, çoğunluk hissesini elinde bulunduran ——tarafından tek başına yaptığı işlemle, açık kötü niyetle ve şahsi menfaat temin gayesi ile çocukları ile kendisinin sahip olduğu bir başka şirket olan — çok altına devredilmiş olduğu, —- dava dosyasında mevcut belgelerden anlaşıldığı, şirketin pay sahiplerini ve menfaatlerini gözetir nitelikte usul ve yasaya uygun yönetilmediği, —- için mevcut yönetsel gerekliliklere uyulmadığı,—- süresinde ve usulüne uygun yapılmadığı, ———gereken kararların alınmadığı ve gerekli nisapların gözetilmediği, — şirketi, şirket menfaatlerinin gerektirdiği şekilde yönetmek yerine kendi şahsi menfaatlerine göre yönettiği, müvekkilinin maddi ve manevi olarak şirketin kötü yönetiminden açıkça zarar gördüğü, yönetimden şirketin faaliyet ve ekonomik durumu hakkında bilgi de alamadığı, şirketin borçları yüzünden aleyhine açılan icra takipleri, mal varlığı üzerinde uygulanan hacizlerin, halen var olan borçların tehdidi altında, bir de şirketin en önemli değerlerinin usulsüz olarak satışı ile şirketin içinin, kötü niyetle boşaltıldığının öğrenilmesi sonucunda davacı müvekkili bakımından ortaklık olgusunun çekilmez hale geldiği iddialarına dayandırılmıştır.
Mahkememizce —-sayılı dosyası sureti dosyamız arasına alınmış, davacısının — olduğu, davalılarının ———olduğu, davanın şirket yöneticisinin sorumluluğu hükümleri gereğince tazminat istemine ilişkin olduğu, ceza yargılamasının bekletici mesele yapıldığı belirlenmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılmış, davalı şirketin işyeri adresinde yapılan tespitte faaliyet adresinde bulunmadığının tespit edilmesi nedeniyle—–itibariyle mükellefiyetinin resen terk ettirildiğinin, son beyannamesinin —– ait olup zarar bildirildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin sicil kayıtları yönünden müzekkere yazılmış, son tescil kaydının —- ilişkin olduğu, anılan genel kurul kararının da —- —— ilişkin olduğu, sonrasında davalı şirketin herhangi bir genel kurul toplantısının tescil edilmediği belirlenmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin sicil kaydının tetkikinde, her iki dosya davacısının da, davalı şirkette %20 pay sahibi bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 531. maddesinde “Haklı sebeplerle fesih” başlığı altında;
“Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri,—– bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.”düzenlemesi getirilmiştir.
Anılan düzenlemede yasa koyucu şirketin feshi için haklı nedenleri açıkça belirtmemiş ise de, ortaklık anlayışını ortadan kaldıran, bireysel çıkarlara yönelen, ortaklar arasında kişisel ve grupsal çıkarların ön plana çıktığı ve ortaklık amacının gerçekleşmesi olanağının kalmaması halinde haklı nedenlerin oluştuğunun kabulü gerekir.———-
Ancak ticari şirketlerin faaliyetine devam etmesinin esas olduğu gözetilerek, her iki davacının ayrılma akçesi ödenerek davalı şirket ortaklığından çıkarılması seçeneği Mahkememizce gözetilmiş, bu kapsamda davalı şirket mal varlığı araştırmasına yönelik incelemeler yapılmış, güncel mal varlığı değerlemesi ve ayrılma akçesi hesabı yönünden bilirkişi incelemesine dair karar verilmiş, bu kapsamda raporlar alınmıştır.
Yine aynı prensip çerçevesinde, fesih yerine davacıların ortaklıktan çıkarılarak davalı şirketin ayakta tutulması gözetilmiş, bu kapsamda çıkmayı payı alacağı yönünden, müdürün sorumluluğu gereğince tazminat istemine ilişkin devam eden —–dosyası, dosyamız yönünden bekletici mesele yapılmış, süreç takip edilmiştir.
Ancak Mahkememizce davalı şirketin güncel durumuna ilişkin olarak alınan raporlar ile, davalı şirketin—- yılında satılmış olduğu, —- yıldır gayrı faal olduğu tespit edilmiş olmakla, bundan başka davalı şirketin son —- yılında yapmış olması, son vergi beyannamesini—– zarar olarak vermiş bulunması ve —– yılında, faaliyetini sürdürmediğinden bahisle——— resen terkin edilmiş bulunduğu göz önüne alındığında, davalı şirketin feshi için haklı sebeplerin oluştuğu, aynı sebepler gözetilerek davalı şirketin ayakta tutularak davacıların ortaklıktan çıkarılması seçeneğinde davalı şirketin de, davacı ortaklarının da bir yararı kalmadığı kanaatine varılmakla davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Esas ve Birleşen —-sayılı davasının kabulü ile,
—-numarasında kayıtlı —— FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak resen mali müşavir —- atanmasına,
İleride şirket hesabından ödenmek üzere — tasfiye memuru ücret avansı ile —- tasfiye masrafı avansı olmak üzere toplam —davacı ve birleşen dosya davacısı tarafından —- Mahkeme veznesine yatırılmasına,
Karar kesinleştiğinde kararın tescili ve ilanı için kesinleşme şerhi verilmiş karardan bir suretinin ——-gönderilmesine,
2- Esas davada alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 56,40 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Esas davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 52,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Esas davada Davacı tarafından sarfedilen 7.000,00 TL bilirkişi gideri , 2.000,00 TL kayyum gideri, 374,95 TL posta gideri olmak üzere toplam 9.374,95 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Birleşen davada alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 53,00 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Birleşen davada Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Birleşen davada davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 59,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Birleşen davada Davacı tarafından sarfedilen 67,20 TL tebligat gideri, 10,00 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 77,20 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekillerinin ve davalı kayyumun yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..20/04/2022