Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/723 E. 2019/932 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/723
KARAR NO : 2019/932
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/05/2013
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkillerinin ——— tarihinde, davacı şirketin —– ofisinde çalışmakta iken, bu görevinden ayrılarak —– tarihli acentelik sözleşmesine istinaden davacı şirketin, ——-yapmaya başladığını, müvekkilleri acentelik görevini layığı ile yerine getirdiği ve acenteliği yaklaşık ——— TL portföy büyüklüğüne ulaştırdığını, davalı şirketçe kendisinden talep edilen tüm hususları yerine getirdiğini ve getirmeye devam etmekte iken, davalı şirket hiçbir neden göstermeksizin, haksız ve mesnetsiz olarak, ——– Noterliğinden ——- tarih ve —— yevmiye numarasıyla keşide etmiş olduğu ——– müvekkillerin acenteliğine son verdiğini, müvekkillerin acenteliğine son veren davalı, müvekkillerine ait portföyü başka bir acenteye devrettiğini ve müvekkil yıllarca uğraşarak oluşturduğu portföyünden yararlanamaz hale geldiğini ————— branşlarında düzenlenen poliçeler uzun süreli poliçeler olduğunu, acenteler düzenledikleri poliçeler nedeniyle komisyon hakkına sahip olduklarını, müvekkillerinin acenteliğinin haksız ve mesnetsiz şekilde feshi nedeniyle müvekkillerinin feshinden sonra oluşan ve portföyünden doğan komisyonlarını davalı şirketten alamadığını, müvekkilu acentenin, davalı şirketin haksız ve mesnetsiz feshi nedeniyle zarara uğradığını ve akdin tek taraflı feshinde hiçbir kusuru bulunmamakta olduğunu, öte yandan, davalı şirketin müvekkillerin acenteliğinin devamı sırasında hak etmiş olduğu komisyonları da eksik olarak ödediğini,müvekkillerin, eksik ödenen komisyonlar ve portföy hakkı nedeniyle uğradığı zararlarının, Sigortacılık Kanunu hükümleri uyarınca davalıdan tahsilini talep etmek ettiklerini Fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak koşuluyla şimdilik ——— TL eksik ödenen komisyon alacağı ile ——- TL portföy alacağının, dava tarihinden itibaren avans faizi, masraf ve ücreti vekâleti ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini’ talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilleri davalı yanın basiretli bir tüccar gibi dayanarak — bünyesindeki bir değişik şirket olan———davacı ile arasındaki acentelik sözleşmesini, davacı acentenin giriştiği bir çok usulsüz işlem ve eylemler sebebiyle feshetmiş oluşunu dikkate alarak, davacı acentenin kendisi aleyhine de muhtemel usulsüz işlemlere girişmesini beklemeyerek davacı acente ile akdettiği acentelik sözleşmesini haklı olarak feshettiğini, işbu davadan ayrık olarak, ancak aşağıda izah edecekleri savunmalarının önemli bir parçası mahiyetinde olmak üzere, davacı münfesih acente,—– partaj numarası alarak bir diğer müvekkilleri dava dışı —— de ayrı bir acentelik sözleşmesi akdettiğini ve bu sözleşme de müvekkilleri —–. tarafından yine —– tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı acente, dava dışı bir diğer müvekkilleri ——– acentelik hizmetinde bulunurken, acentelik sözleşmesine, ilgili kanunlara ve mevzuatlara aykırı davrandığını, sigortalılarından acente sıfatıyla tahsil etmiş olduğu primleri, müvekkilleri şirkete göndermeyerek zimmetinde tuttuğunu, nihayetinde davacı acentenin acentelik sözleşmesinin yürürlükte olduğu dönem boyunca bir diğer müvekkilleri ——- TL miktarında yüksek hacimli bir cari hesap borcu oluştuğunu, acentenin işbu usulsüz işlem ve eylemleri sebebiyle müvekkil——– basiretli bir tacir gibi davranarak davacı ile arasındaki acentelik sözleşmesini sözleşmenin 11.2.. maddesi icabı haklı olarak feshettiğini, müvekkillerini dava dışı ——– acente sözleşmesini feshettiğini davacıya bildirdiği ——–tarihili fesih yazısında, davacıdan olan cari hesap alacağını kendisinden talep ettiğini ancak davacı münfesih acente, cari hesap borcunu ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine müvekkilleri —— davacı acenteden olan—– TL tutarlı cari hesap alacağının tahsili için ——–.lcra Müdürlüğü’nün ——E. Sayılı dosyası ile icra takibine girmiş ise de davacı acente icra takibine itiraz ettiğini, itiraz üzerine açmış oldukları ve halen——–. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——–esas nolu ile sürmekte olan itirazın iptali davalarının halen ön inceleme aşamasında olduğunu, işbu cevap dilekçelerinin devamında ibraz edecekleri delil listesinde de bahse konu——- Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas nolu dosyasının, işbu davalarının davacısı olan münfesih acentenin acentelik hizmetine bakış açısının, kastının bir delili olması sebebiyle, bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, işbu davanın davalısı olan müvekkilleri ….’nin, bir diğer müvekkilleri ——– haklı sebeplerle davacı acentenin sözleşmesini feshetmiş oluşuna kayıtsız kalması, davalı müvekkillerin, davacı acentenin acentelik hizmetine bakış açısı tavrı kastı ve iradesini süzerek basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü ile davacı acentenin muhtemel usulsüz işlem ve eylemlere girişmesini beklemeden sözleşmeyi feshetmesi haklı ve hayatın olağan akışına son derece uygun olduğunu, zira acentelik ilişkisi, kurulduğu andan, sona erdiği tarihe kadar karşılık olduğunu, güvene dayalı ve yapısı itibarıyla temsil yetkisini içeren bir hukuki ilişki olduğunu, hal böyle olunca, sigorta şirketini temsil yetkisine sahip acentenin, bu hizmetini ifa ederken sigorta şirketinin menfaatlerini korumakla yükümlü olduğunu, sigorta şirketine sadakat (doğruluk) borcu bulunduğu, acentelik hizmetini özenle yerine getirmek zorunda olduğu ve de sigorta şirketi ile arasında akdettiği acentelik sözleşmesi ve yürürlükteki kanun ve mevzuat esaslarına uymakla yükümlü bulunduğunun aşikar olduğunu, davacı acentenin, bir diğer dava dışı müvekkilleri————- karşı muhtelif usulsüz işlem ve eylemlerinin, tabiri caizi ise kardeş şirket olan işbu davanın davalısı ———. tarafından göz ardı edilemeyeceğini, davacı acentenin——- aleyhinde giriştiği usulsüz işlem ve eylemlerinin, müvekkilleri şirket——–. ’nin davacı acenteye olan güvenini ortadan kaldıracak mahiyette olduğu olduğunu, davalı müvekkilleri——— basiretli bir tüccar gibi davranmak mükellefiyetinde olması sebebiyle, —– bünyesindeki bir diğer şirket olan———– davacı ile arasındaki acentelik sözleşmesini, davacı acentenin giriştiği bir çok usulsüz işlem ve eylemler sebebiyle feshetmiş oluşunu dikkate alarak, davacı acentenin kendisi aleyhinde muhtemel usulsüz işlemlere girişmesini beklemeyeceği, müvekkilleri şirketin, davacı acentenin acentelik hizmetine bakış açısını, tavrı, kastı ve iradesini basiretli bir tacir gibi süzerek, davacı acentenin kendisi aleyhindeki muhtemel usulsüz işlem ve eylemlere girişmesini beklemeden, acentelik sözleşmesinin ilgili maddeleri icabı, keza Eski Türk Ticaret Kanunu madde 133/1. fıkra son cümle (Yeni Türk Ticaret Kanunu madde 121/ 1. fıkra son cümle) hükümleri çerçevesinde sözleşmeyi feshetmiş olmakta son derece haklı olduğunu, dolayısıyla Yeni Türk Ticaret Kanunu madde 122/ 3.maddesi ve keza benzer bir hüküm ihtiva eden Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta Acenteleri” başlıklı 23.maddesinin 16.bendi icabı acentelik sözleşmesi haklı sebeplerle feshedilen davacı acentenin tazminat talebinde bulunamayacağı, müvekkilleri şirketin davacının acentelik sözleşmesini haklı olarak feshetmesi sebebiyle davacının komisyon alacağı ve portföy tazminatı hakkı bulunmamakta olduğunu, davacının komisyon alacağı bulunmadığını, davacı acentenin sözleşmesinin feshedilmesi sırasında müvekkilleri şirketten —— TL komisyon alacağının bulunmakta olduğunu öncelikle ifade ettiklerini, ancak iş bu —-TL Komisyon alacağının—— TL’sı müvekkilleri şirketçe acentenin fesih masrafları için kullanılmış bakiye ——-TL ise davacı acentenin yukarıda bahsini ettikleri —–partaj numarası alarak bir diğer müvekkilferi dava dışı ——— akdettiği acentelik sözleşmesi icabı bu müvekkilleri ile olan cari hesap ilişkisinde davacının alacağı olarak kaydedildiğini, hal böyle olunca, münfesih acentenin müvekkilleri şirketten komisyon alacağından başkaca hiçbir hak ve alacağı bulunmamakta olduğunu, davacının portföy tazminat hakkı bulunmadığını, davanın reddini” talep etmişlerdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, sigorta acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle alacak ve denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı sözleşmenin haksız feshedildiğini—–TL eksik komisyon alacağı olduğunu ve ——-TL portföy alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı tarafın defterlerine dayanmıştır.
Mahkememizce usulüne uygun tutulan davalı defterleri esas alınmış yapılan inceleme sonucu davacının eksik komisyon alacağı olmadığı, portföy alacağının da ———–TL olduğu anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi aracılığıyla davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu davalının davacıya komisyon alacağı borcunun bulunmadığı ve davacının davalının ticari defterlerine dayanması hususu gözetildiğinde bu yönden talep miktarı olan ———TL nin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı portföy tazminatının şartlarının oluşmadığını ileri sürmüş olsa da denetime elverişli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacının tanzim ettiği poliçelerin hayat grubu ve emeklilik poliçeleri olduğu yapısı itibariyle uzun dönem poliçeler olduğu anlaşılmıştır.
Denkleştirme bedeli ödenmesinin son koşulu ile “somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesinin hakkaniyete uygun düşmesi”dir. Acente, hakkaniyet gerektirdiği takdirde ve oranda denkleştirme talep edebilir.
Denkleştirme talebinin hakkaniyet ölçüsü bakımından değerlendirilmesi için diğer koşulların öncelikle bulunması gerekir. Dolayısıyla diğer koşullar var olmakla birlikte talebin hakkaniyete uygun olmaması durumunda acenteye denkleştirme bedeli ödenmez. Bizatihi içeriğinden de anlaşıldığı üzere hakkaniyet ölçütü, hâkimin doğrudan doğruya takdir yetkisi ile ilgilidir.
Davalının davacının talebinin hakkaniyete uygun düşmediği itirazının incelenmesinde; Davalı kardeş şirket olan ——– ile davacının arasında sözleşme olduğunu ve davacının dava dışı şirkete karşı borcunu ödemediğini iddia etmiş yargılamanın ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—— E sayılı dosyasında yürütüldüğünü, davacının aleyhine olan hükmün Yargıtay—– HD —— Esas——— ilamı ile onandığını, kardeş şirkete yapılmayan ödeme nedeniyle davacıya karşı güvenin zedelendiğini bu sebeple feshin haksız olduğunu iddia etmiş ise de; ——- Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasının incelenmesinde davalının dosyamız davalısına borcunu ödemesi için —— tarihinde ihtarname gönderdiği, aynı tarihte ——- adına da fesh ihbarnamesi gönderdiği anlaşılmıştır. Davacının borcunu ödemesi için süre tanınmadığı gibi dosyamız davalısı olan şirkete borcu olmayan davacının sözleşmeye aykırı davrandığına ve davalının sözleşmeyi haklı nedenle fesih ettiğine dair dosyada delil bulunmamaktadır.
Zamanaşımına yönelik itirazın davacının portföy tazminatı talebi davalının ticari kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek olup, davacı vekilinin portföy tazminatı talebini ileri sürüş biçimine göre davanın 6100 Sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak nitelendirmek ve portföy tazminatı ile ilgili kabul edilen tutara dava tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1)Davanın kısmen kabulü ile,
—–TL denkleştirme tazminatının —— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 674,42 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 24,30 TL (24,30 TL peşin harç+15,00 TL ıslah harcı) harçtan mahsubu ile bakiye 665,12 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.000-TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 24,30TL peşin harç ve 3,75 TL vekalet harcı, posta ve bilirkişi ücreti toplamı 4.002,40 TL olmak üzere toplam 4.054,75 TL yargılama giderinin davanın başındaki haklılık durumuna göre 3.681,82-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin Yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2019