Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/768 E. 2023/879 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/768 ESAS
KARAR NO:2023/879
DAVA:Alacak (Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30.10.2023
KARAR TARİHİ:08.11.2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilli ile davalıların ———bulunan davalıların mülkiyetinde bulunan taşınmazın satış işlemi için görüşmelerin başladığını, taraflar aralarında gerçekleştirilen uzun görüşmelerden sonra bir mutabakata varılarak ilgili taşınmazın devri hususunda aralarında anlaştıklarını ve müvekkili —— ait hesaptan 400.000,00-TL (dört yüz bin türk lirası) kapora bedelini açıklamasına——– şeklinde ibare düşerek davalılardan ——– isimli şahsın hesabına 10.02.2023 tarihinde gönderildiğini, davalıların payları oranında gönderilmiş olan bu bedeli paylaştıklarını ve böylece müvekkili tarafından gönderilen kapora bedelini, satış işlemine ait sözlü ön sözleşmeyi kabul ettiklerini zımni olarak onayladıklarını, davalıların müvekkili ile aralarında gerçekleştirmiş oldukları sözlü sözleşmenin ardından, müvekkili tarafından kendilerine teklif edilmiş olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesini devir işleminin kısa sürede biteceği gerekçesi ile akdetmekten kaçındıklarını, davalı satıcıların, müvekkili ile yapmış oldukları görüşmede, sözleşme yapmayı reddetmelerine gerekçe olarak, kısa zamanda satış işleminin tamamlanacağını, bu sebeple bir sözleşme yapmanın gereksiz olduğunu ve sözleşme için farklı ilçe ve şehirlerde bulunan ortaklarını toplamalarının son derece zor olduğunu, bu sebeple sözleşmenin yapılmasına gerek olmadığını beyan ederek müvekkilini ikna ettiklerini, devir işleminin yapılması hususunda taraflarca her türlü mutabakat sağlandıktan ve devir işlemlerinin yapılacağı tarihe gelindikten sonra, devir için ——– randevu alınmaya çalışıldığı gün davalılardan birinin satışa ilişkin ön sözleşme ve diğer tüm hususların tamamlandığı arazinin davalık olduğunu, kendilerinin söz konusu davanın bittiğini sandıklarını ancak davanın halen devam ettiğini öğrendiklerini beyan ettiklerini, davalıların kendileri tarafından davacı sıfatı ile dava açılarak avukata takip ettirdikleri dava hakkında bilgilerinin olmaması, davanın bittiğini sanmış olmaları iddiası hayatın olağan akışına tamamen aykırı olduğunu, davalılar tarafından aylar önce kapora ödemesi olarak ödenmiş bedelin kendi borçlarını ödemek ve mali sorunlarını çözmek amacı ile alındığını, ilgili arazinin kamu kurum ve kuruluşlarındaki diğer iş ve işlemlerini takip ettirmek ve harçlarını ödettirmek amacı ile bu işe giriştiklerini, aslında davalıların ilgili taşınmazı satmak konusunda hiçbir zaman bir iradelerinin bulunmadığını açık bir şekilde ortaya çıktığını, tüm bu nedenlerle; davamızın kabulüne karar verilmesini,———- bulunan taşınmaza yatırılmış olan %15 teminat bedeline istinaden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalılar tarafından müvekkillerin uğramış oldukları menfi zararların tespit edilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini, haksız bir şekilde sözleşmeden dönen davalı satıcılar bakımından kapora (cayma) bedeli kadar tazminata hükmedilmesini, müvekkillerin davalı taraflara ödemiş oldukları kamu kurum ve kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili taşınmaza ilişkin tüm harç, masraf, kapora bedeli ve diğer bedellerin ödetimesine karar verilmesini, mahkemece tespit edilerek davalı tarafından ödetilmesine karar verilen alacakları bakımından ticari reeskont (avans) faizi uygulanmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılardan alınarak tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; gayrimenkul satış vaadi karşılığında arsa sahiplerine ödendiği iddia edilen bedelin ve menfi zararın, gayrimenkulün devrinin yapılmamasından ötürü arsa sahibi olan davalılardan tahsiline yönelik alacak-tazminat davasıdır.
Davacı vekili; davalıların maliki oldukları —– bulunan taşınmazın satış işlemi için davalılarla anlaştıklarını, davalılardan —— kapora gönderdiklerini, ancak sonrasında arsanın davalı olduğunu öğrendiklerini, bu nedenle kendilerine devir yapılamadığını beyan ederek, ödedikleri kaporanın iadesi ile birlikte menfi zararlarının tazminine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalının gerçek kişi olması nedeniyle, hakkında esnaf tacir araştırması yapılması için——-müzekkereler yazılmıştır.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.
Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacının ve davalının gerçek kişi olduğu görülmektedir. Bu kapsamda davanın ticari dava olup olmadığının tespiti hususunda ilgili kurumlara müzekkere yazılmıştır.Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı şirket ve dolayısıyla tacir ise de; davalıların gayrimenkul satış vaadine konu olduğu iddia edilen arsa malikleri oldukları, davalıların tacir olduklarına dair bir tespit bulunmadığı, davacının ticari amaçla amaçla hareket etmesinin işi başlı başına ticari iş yapmaya yetmediği, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının TTK’nın 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, bu suretle mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyuşmazlığı incelemeye görevinin —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli ——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına,
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına,
7-Davacı vekilinin dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
8-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluklarında, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak karar verildi.08.11.2023