Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/56 E. 2023/601 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/56
KARAR NO : 2023/601

DAVA : Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2013
KARAR TARİHİ : 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- ait—– şasi numaralı — aylık 10.000 TL, operatör dahil, kira ücreti ile — İstasyonu inşaatı kapsamında —- kiralandığını, bu aracı 02/11/2012 tarihinde ilgili şantiyede çalışırken hafriyattan kopan beton ve taş kütleleri altında kalarak hasarlandığını, iş makinası servis ve 2. el satış işlemlerini yapan — firmasında 14/11/2012 tarihinde hasar ekspertizi yaptırılmış olup, kaporta, şase, cam ve boya hasarları için kdv hariç 18.117,73 euro, elektrik sistemlerinin tamiri için kdv hariç 11.291,12 euro hidrolik sistemlerinin tamiri için kdv hariç 12.775,60 euro toplamda 42.184,45 euro teklif alındığını, davacının 04/12/2012 tarihinde — Asliye Hukuk Mahkemelerine başvurarak tespit talep ettiğini, ilgili bilirkişi raporunda 97.949,25 TL’lik hasar tespiti yapıldığını, yapılan incelemede — şase, ön cam, hidrolik hortumları, elektrik aksamı ve kaportasının komple hasar gördüğünün tespit edildiğini, 26/03/2013 tarihnide, —tarafından söz konusu — muadili için 2. El fiyatı 25.000 ile 30.000 euro arası + kdv olarak belirlendiğini, davacı —- 20.000 TL kira bedeli, 10.000 TL değer kaybı ve 97.949,25 TL hasar bedeli olmak üzere toplamda 127.949,25 TL + KDV davalılardan müştereken ve müteselsilen olmak üzere tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın tazminat davası olup, davacının talep sonucunun açıklattırılmasını ve eksik harcın tamamlattırılmasını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, hasara uğrayan iş makinesinin halihazırdaki durumunun ve tamir olduğunun tespiti için keşif sureti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, davacının zarar iddiasına konu faturaları dosyaya sunmasını ve davacının ticari defterleri üzerinde ödemeye ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle ; Huzurdaki davada taraflar arasında bit kita sözleşmesi bulunmakta olup, davacı kira sözleşmesi boyunca anılan iş makinesini müvekkile kitalamıştır. Bununla betaber, sözleşmede yer alan “kirta bedeline makine operatörü dâhildir.” hüküm gereği, davacı aynı zamanda iş makinesinin kira süresince işletilmesi için bir operatör tahsis etmekle yükümlü olduğunu, olay yeri tutanağı ve beyanlarında görüleceği üzere söz konusu kaza davacının görevlendirmiş olduğu operatör —- işi ifası sırasında meydana geldiğini, bu sebeple davacının söz konusu hasardan Borçlar Kanunu md.116 (Eski Borçlar Kanunu md.100) uyarınca “YARDIMCI ŞAHISLARIN SORUMLULUĞU” kapsamında sorumluluğu gündemdedir. Davacının iş bu sorumluluğu kusutsuz sorumluk hali olarak düzenlendiğinden, davacı oluşan zarardan kusutu dahi aranmaksızın sorumlu olduğunu, Davacı bu zararı için kazayı gerçekleştiren davacının yardımcı şahsı araç operatörü —- başvuru hakkını haiz olmakla betaber, iş bu zararın müvekkilden tazmini olanaklı değildir. Bu sebeple davanın öncelikle, zararın davacının yardımcı şahsının fiili neticesinde ve gerçekleşmiş olduğunu, Davacının bir an için iş bu sorumluluğunun kusursuz sorumluluk hali olmadığı düşünülse bile olayda müvekkilin kusuru bulunmadığından zarardan sorumlu olması düşünülemeyeceğini, davacının maliki olduğu makine —marka bit — olduğunu, halihazırda tüm partçalatı işler vaziette olan böyle bir — rayiç bedeli 25.000- 30.000 Euto yani 58.000-69.000-TL civarındadır. (Ek-2 — firmasından, alınan tayiç değer yazısı davacının makinesinin hasatdan önceki değeti bilinmemekle beraber, tüm parçaları ile çalışan bir — değeri gözönüne alındığında bile davacının sadece makinedeki hasarın giderilmesi için talep ettiği 97.949,25-TL’NİN FAHİŞ OLDUĞU VE ZENGİNLEŞME AMACI taşıdığı açıkça görüldüğünü, tespit dosyasındaki bilirkişi taporunun hiçbir şekilde kabulü mümkün olmadığını, davacının Maliki Olduğu İş Makinesi Tamir Edilmiştir. Tamir Bedeline İlişkin Faturaların Sunulmasını ve Ödemeye İlişkin Davacı Tarafın Ticari Defterlerinin İncelenmesini gerektiğini,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md.3 “de iş makinelerinin tanımı yapılmış olup, yol inşaat makineleri kapsama alınmıştır. Keza, K.T.K. md.91’de zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırma zorunluğu düzenlenmiştir. Oysaki davacı maliki olduğu iş makinesine zorunlu sigortayı dahi yapmamıştır. Bit başka deyişle, davacı tisk altında bulunan makinesinin kaza sonucu hasara uğrasını göze almıştır ve kanuni yükümlülüklere uymadığından zararın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise, iş makinesinin zorunlu sigortası olmadığını ancak hasar sonucu öğrenebildiğini, davacının iddiasına konu miktarda zarar halinde rayiç bedelle makine alınması gündemde olacağından olayda değer kaybı bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini istemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalı —davacı şirkete ait — operatörü ile birlikte davacı şirketten kiraladığı, davalı — ihale ile almış olduğu işte 02/11/2012 tarihinde, kullandığı sırada inşaattaki hafriyattan kopan tabla, beton ve taş kütlelerinin çöktüğü ve iş makinesinin göçük altında kaldığı, hasar gördüğü, davacının iş makinesindeki hasar, tamir süresince yoksun kalınan gelir ve değer kaybı vs için talepte bulunduğu, davacının, davalılardan talep edebileceği bir alacak bulunup bulunmadığının ihtilaflı olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmıştır.
Dosyanın geçirmiş olduğu safahat incelendiğinde, dava— Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esası ile açıldığı, —- Karar sayılı gerekçeli kararı ile —Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, —Sulh Hukuk Mahkemesinin — Esas ve— Karar sayılı kararı ile kısmen kabul-reddine karar verildiği, dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay—–. Hukuk Dairesi — Esas ve— Kararı ile ”birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalılar —- yararına bozulmasına, ikinci bendde açıklanan nedenle davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere” karar verildiği, dosyanın —. Sulh Hukuk Mahkemesine — Esas numarası ile tevzi edildiği, —- Karar sayılı kararı ile ”Yargıtay —. HD.21/03/2019 tarihli —- sayılı ilamı gereğince dosya kapsamında bulunan taraflar arasında imza edilen davaya konu sözleşmenin taraflarından—-tacir olmadığı anlaşıldığından işbu davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden mahkemenin görevsizliğine ilişkin karar verildiği, dosyanın tekrar —Asliye Hukuk Mahkemesine —- Esas ile tevzi edildiği, —sayılı kararı ile ; ”Davalı —, geçmiş yıllardaki gelirinin esnaf faaliyetlerini aşar mahiyette olduğu, işi ihale ile davalı Belediyeden aldığı, dava dışı —- İle birleştiği, bilanço esasına göre defter tuttuğu, vs durumlara göre davalı —- tacir olduğu, davacı şirketin de tacir olması nedeni ile davanın Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,” şeklinde karar kurulduğu, verilen işbu 04.11.2021 tarihli hükümün, taraflara tebliğ edildiği, davalılar vekilleri tarafından temyiz edildiği, Yargıtay—–. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2022 tarih ve —- esas, —- karar sayılı ilamı ile karar düzeltme yolu kapalı olarak onanarak geldiği, hükmün, 26.04.2022 tarihinde kesinleştiği ve anılan görevsizlik kararı ile mahkememiz — Esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
—-. Sulh Hukuk Mahkemesinin —-Esas sayılı dosyasında; Bilirkişi Makine Mühendisi 31/10/2014 tarihli raporunda: Dosyaya davacı tarafından ibraz edilen 4 adet faturanın mevzu bahis iş makinasının kazada uğradığı hasarları gidermeye yönelik gerçek faturalar olduğu, makinanın, kaza nedeni ile maydana gelen hasar tutarının, kazanın olduğuna güne dönüp kısmen de olsa onarımının yapılıp çalışır hale getirildiği için tesbitinin yapılmasının mümkün olmadığı, bu yüzden makinanın yapılan tamirlerden hareket eerek hasar tutarının tespit edilmesi gerektiği, davacı tarafından dosyaya sunulan 4 adet tamirat faturasının toplamına, yaptırıldığı aşikar olan elektrik sisteminin tamiri ve yenilenmesi ile boya işleri bedeli olarak eklenecek KDV hariç 19.000 TL ile bulunacak bedelin “iş makinasının tamir bedelini” vereceği, buradan hareket ile hasar tutarının KDV hariç 36.137,89+19.000=55.137,89 TL olacağı, makinanın dava tarihi itibari ile 2. El fiyatının piyasa araştırmalarına göre 69.641 TL olduğu, dava tarihinden sonra dosyaya ibraz edilen —- 08/05/2013 tarih ve Seri—Sıra No:—lu 18.200 TL (KDV hariç) tutarındaki faturanın muhtevası —- tarafından yapılan ekspertiz ve—- Asliye Hukuk Mahkemesince tayin edilen bilirkişi tarafıdan yapılan tesbitlere uyduğu, kazadan sonra çekilen hasarlı makinanın dosyadaki fotoğraflarının da bu hasarları doğrulamakta olduğunu rapor etmiştir.
21/12/2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Aracın mevcut durumu ve elektronik özelliklerin de yaptırılması halinde, zararın pert kabulüne göre daha fazla olacağı, bu nedenle onarımın ekonomik olmayıp pert kabulünün uygun olacağı kanaatine varıldığı, KDV’nin asıl hedefi nihai tüketiciyi vergilemeyi gerçekleştirdiği, başka bir anlatımla, her mükellef faaliyetleri sonucunda tahsil ettiği KDV’den faaliyetleri kapsamında yaptığı alımlar ile yüklenmiş olduğu KDV’yi indrip aradaki farkı bağlı olduğu vergi dairesine ödemekte ve bu şekilde o safhada fiilen eklenen değer vergilendirilmiş olunmakta olduğunu, davacı şirket tarafından talep edilen hasar bedelinin KDV’si bir tazminat kalemi olarak görüldüğünden ödenip ödenmemesi konusu Sn. Mahkemenin takdirine bıraktıkları, söz konusu dava işveren, yüklenici ve taşeron ilişkileri kapsamında değerlendirildiğinden kusur oranlarının tespiti için dosyanın iş güvenliği uzman bilirkişisine tevdi edilmesini talep ve dava etmiştir.
— Asliye Hukuk Mahkemesinin—-raporunda; tespit isteyen—-04/12/2012 tarafında iş makinasındaki hasarın giderilmesi için gerekli tamir ve parça değişim masraflarının ve tamir süresinin ne olacağının uzman bir bilirkişi eli ile tespitini talep ettiği, 15/12/2012 bilirkişi raporunda tespit isteyen —ait— plaka sayılı, —-marka, — 02/11/2012 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı iş kazsı sonucu toplam hasar miktarının 97.949,25 TL olduğu, tespite konu olan — plaka sayılı —-marka —kaza sonrası tamir süresinin 60 gün olduğu kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalıların murisi —- arasında —- İstasyonu ikmal inşaatı işine ait hafriyat işlemlerinde çalıştırılmak üzere —- ait —-aylık 10.000,00 TL bedel karşılığında davalı —- kiralandığı, 02/11/2012 tarihinde hafriyattan kopan tabla beton ve taş kütlelerinin çökmesi sebebi ile iş makinasının hasar gördüğü, dosya safahatlerinde keşif yapılıp bilirkişi raporu alındığı, keşif sonrasında oluşturulan bilirkişi heyeti raporunda kaza öncesi aracın rayiç değerinin KDV hariç 30.000,00-EURO olduğu, TL’ye çevrildiğinde KDV hariç 69.600,00 TL olduğunu, aracın değer kaybının 10.500,00 TL, aylık kazanç kaybının 7.500,00 TL aracın onarılması halinde toplam net hasar kaybının 115.149,25 TL olduğunu ve aracın kaza sonrası pert total değerinin 18.900,00 -TL aracın pert total olması durumunda zararı tutarı KDV hariç 54.450,00-TL olduğunu, aracın onarılması halinde zarar miktarı rayiç bedelinin % 65’ini oluşturduğunu, pert total uygulamasında en önemli kriterin ekonomik araç tamirinin ekonomik olup olmadığı 69.600,00 TL rayiç bedeli olan araca 115.149,25 TL’lik zarar tazmini ile aracı tamir ettirmenin ekonomik olmadığını bu şartlarda iş makinasının pert total olduğu tespitinde bulunmuş, yine dosyaya delil olarak sunulan fatura kapsamlarının kaza ile uyumlu ve fiyat olarak makul olduğunu, aracın büyük kayalar altında kalması sonucu oluşabilecek hasarlar türünden olup normalde bir iş makinasının ömrü boyunca değiştirilmesine gerek duyulmayan aksamlar olduğunu fiyat olarak fatura kalemlerinin makul olduğunu belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitlerin dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu değerlendirilerek usul ekonomisi de gözönüne alınarak yeniden rapor alınmadan 21/12/2015 tarihli tespit raporundaki değerlendirmeler hükme esas alınmış, kira sözleşmesi ile kendisine teslim edilen iş makinasının kiracı —- elinde çalışırken hasar gördüğü anlaşıldığından oluşan zararlardan davalıların murisi — sorumlu olması gerektiğinden davaya dahil edilen mirasçılar aleyhine hüküm kurulmuştur.
Diğer davalı—-ise gerek kira sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekse diğer davalı ile arasında yüklenici-iş sahibi ilişkisi olduğundan tüm dosya kapsamından aralarında çalışan-çalıştıran ilişkisi anlamında bir bağımlılık ilişkisi de söz konusu olmadığı, yüklenicinin 3. Kişilere verdiği zarardan bizzat sorumlu olması gerektiği, dolayısıyla davalı —- zarardan sorumlu tutulamayacağı dolayısıyla davanın husumetten reddi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1—-mirasçıları aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
-115.149,25 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı —- yönünden davanın HUSUMETTEN REDDİNE,
3-Alınması gerekli 7.865,84 TL peşin harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 437,05 TL, yargılama aşamasında 05/09/2013 tarihinde yatırılan 1.748,00 TL tamamlama harcı olmak üzere 2.185,05‬ TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 5.680,79 TL’nin davalılar —- tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça harç olarak yatırılan 2.213,1‬0 TL’nin davalılar —– alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.850,00 TL bilirkişi ücreti, 691,8‬ TL posta ücreti olmak üzere toplam 2.541,80 TL’nin davalılar—-alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı—- tarafından sarf edilen 50,00 TL posta ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
7-Davalılar —– tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 10 maddesindeki esaslara göre belirlenen 18.272,39 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —– alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —- Başkanlığı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı — Başkanlığı’na verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Yargıtay Tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzünde davalı —- vekilinin yokluğunda açıkça okundu usulen anlatıldı.