Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/47 E. 2023/95 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/47 ESAS
KARAR NO: 2023/95
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2023
KARAR TARİHİ: 06/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil —- davalı —- ekte sunduğumuz —- bedelli faturada belirtilen ——- bedelli faturada belirtilen ——– müşterilerine yaptığı ——– uygulamalarında kullanmak üzere satın almıştır. Müvekkil şirket bu ürünleri teslim almasının akabinde birkaç gün içinde, bu ürünleri müşterisi olan —– adresindeki —-zemininde ———- uygulaması yapmak üzere kullanmaya başlamıştır. Müvekkil şirket sorumluları, öncelikle davalıdan satın aldıkları ürünü zemine uygulamaya başlamışlar, ancak ürünün zemine yayılmaması ve renk farklılıkları oluşması nedeniyle henüz ——–alana uygulama yapılmış iken durumu whatsapp üzerinden görüntü ile davalı şirkete bildirerek davalı şirketin yönlendirmesi ile uygulamayı durdurmuşlardır. Davalı şirket yetkilileri ürünler üzerinde yeniden işlem ve ilave yaparak bu hataları düzelteceklerini söylemiş, bunun üzerine müvekkil şirketçe ürünler davalı şirkete gönderilmiş ve davalı şirketçe işlemden geçirildiği ve düzeltildiği söylenen aynı ürünler tekrar müvekkil şirkete gönderilmiştir. Müvekkil şirket bu ürünleri tekrar zemine uygulamaya başlamış ve uygulama esnasında —– yayılma sorunu ve renk farklılığı olmaması nedeniyle ve ekleme izi oluşmaması için ——— tamamına tek seferde —— uygulamasını gerçekleştirmiştir. Bu esnada müvekkil şirket satın aldığı ürünlerin yarısından fazlasını kullanmıştır. Ancak ertesi gün uygulama yapılan alana kontrol için gelen müvekkil şirket sorumluları ürünün kuruması ile birlikte uygulama zeminindeki üründe dalgalanmalar, pürüzlü alanlar, renk farklılıkları, görünüm bozuklukları ve sair hatalar olduğunu gözlemlemişler ve sözkonusu ayıpları ve hataları ———- üzerinden görüntü ve yazı ile davalı şirkete bildirmişlerdir. Davalı şirket o anda halen müvekkilin kullanmadığı ürünleri kendilerine göndermesini ve bu ürünleri düzelttikten sonra bir kat daha uygulama yapılarak sorunu çözeceğini bildirmiştir. Müvekkil şirketçe elinde kalan ürünler tekrar davalı şirkete gönderilmiş ve davalı şirketçe ürünlerdeki hatanın düzeltildiği söylenerek ürünler tekrar müvekkil şirkete gönderilmiştir. Düzeltildiği belirtilen bu ürünlerin zemine tekrar uygulanmasına rağmen zemindeki üründen kaynaklanan ayıplı ve hatalı görünümler düzelmemiş ve davalı şirketçe birkaç kere daha ürüne müdahale edilmesine rağmen üründeki ve zemindeki ayıplar ve hatalar giderilmemiş ve o ana kadar sorunu çözeceğini söyleyerek müvekkil şirketi oyalayan davalı şirketin son aşamada hatalı imalata ilişkin bir düzeltme yapmayacağını, yeni bir ürün temin etmeyeceğini, ayıplı-hatalı ürün bedelini talep ettiğini, hatalı üründen kaynaklanan zararları gidermeyeceğini bildirmesi üzerine müvekkil şirket bu hatalı ürünlerden kaynaklanan sorunları düzeltmek için başka şirketlerden ürün temin etme arayışına girmiştir. Ancak müvekkilin davalı şirketten satın aldığı ürünlerdeki ve zemindeki hataları başka bir şirketten ürün alarak düzeltmesi halinde davalı şirkete karşı ilerde açacağı davalarda mevcut hatalı durumu tespit ettirme imkanı ortadan kalkacağından, müvekkilce——- delil tespiti için müracaatta bulunulmuştur. Söz konusu dosyada tespite konu ürünlerin uygulandığı alanda ve bizzat uygulama alanında kutularında bulunan ürünler üzerinde bilirkişiler marifetiyle inceleme ve tespit yaptırılarak, davalı tarafından müvekkile satışı gerçekleştirilen ——- ürünlerinde ayıp ve hata olup olmadığının tespitine, uygulama yapılan alandaki ve üründeki bu ayıp ve hataların düzeltilmesinin mümkün olup olmadığının, mümkün ise düzeltme maliyetinin, düzeltme mümkün değil ise yeniden ürün alım ve yapım maliyetinin tespitine üründeki ayıpların ve giderilmesi için gerekli bedelin tespiti talep edilmiştir. Bu talebimiz üzerine ———- sayılı dosyasında mahkeme kararı gereği İnşaat Mühendisi Bilirkişi ——- tarafından mahallinde keşif ve inceleme yapılarak 08.04.2022 tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiştir. 08.04.2022 tarihli Bilirkişi Raporunun sonuç kısmında aynen——- işlemi yapılan zeminde, ton farklılıkları olduğu, —— işlemlerinde kabarcıklar oluştuğu, taşınmazın zemininde oluşan kusurların tamir edilmesi için —- alanlı zemine yapılmış olan tüm—— kaplamasının yerden kazınması gerekmektedir. Kazıma işlemi bittikten sonra yeni———- malzemesi ile yeniden ——- uygulaması yapılmalıdır. Bu işlemlerin maliyeti —- denilmiştir.—- sayılı dosyasında İnşaat Mühendisi Bilirkişi—— tarafından düzenlenen —— tarihli raporda belirtilen miktarın bir kısmına ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından ayıpların ve hataların giderilme bedeli ( fazlaya dair haklarımız saklıdır ) olarak o aşamada —– nolu fatura düzenlenmiş ve davalı şirkete gönderilmiştir. Bilahare bu faturaya dayalı olarak davalı ( borçlu ) şirket —-aleyhine—-dosya ile işbu davaya konu icra takibi açılmış ve davalı bu takibe itiraz etmiş, takip durdurulmuştur. Takibin durdurulmasından sonra tarafımızca ——dosya no ve——- arabuluculuk no ile müracaat edilmiş, taraflarca anlaşma sağlanmadığından 11.01.2023 tarihinde anlaşamama tutanağı düzenlenmiş olup barkodlu anlaşamama son tutanağı ektedir———–
Davalı borçlu müvekkil şirkete olan borçlarını ödemek yerine, icra takibine kötüniyetli olarak itiraz etmiş ve borçlu adına vekili tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itiraz üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davalılar itiraz dilekçesinde, borçları olmadığını, borcun mesnedi faturanın ticari defter kayıtlarında mevcut olmadığını belirtmişler ise de, borcun mevcut olduğu hem takibe konu edilen fatura ile hem de faturanın mesnedi olan —— tarihli Bilirkişi Raporu ile sabittir. Davalı şirket aynı zamanda bu hatalı ürünlere ilişkin olarak müvekkil şirket aleyhine —–dosya ile haksız icra takibi yapmış, bu icra takibine itiraz etmemiz üzerine de itirazın iptali hususunda——- davayı ikame etmiş olup, Sayın Mahkemenizde ikame ettiğimiz işbu dava dosyasının, daha önce açılan ve tarafları ve konusu aynı olan ve aralarında irtibat bulunan —— Sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verilmesini talep ediyoruz. İcra takibi ekindeki fatura, ——– Bilirkişi Raporu ve müvekkil şirkete ait ticari defter kayıtları vesair belgelerle, kayıtlarla müvekkil şirketin davalıdan takipte belirtildiği şekilde alacaklı olduğu sabittir. Davalının icra takibine ilişkin itirazları kötü niyetli olup talebimiz gibi davamızın kabulü ile davalının haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptali gerekmektedir. Davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan davalı tarafından ——- Sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkil lehine takip ve dava bedeli olan 190.156,41 TL’nin %20’si oranında icra-inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesi hususunda —– müracaat zorunluluğu hasıl olmuştur.——- öncelikle huzurdaki işbu dava dosyasının, tarafları aynı olan ve bu dosya ile aralarında irtibat bulunan ve daha önce davalı tarafından müvekkil aleyhine açılan —– Sayılı dava dosyası ile ( bu dosyada) birleştirilmesine, Neticeten davalı şirketin —– Sayılı dosyasındaki takibe ve borca —— ilişkin olarak yaptıkları haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, dava (takip) bedeli olan —- % 20’si oranında icra inkâr tazminatının davalı şirketten tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini” şeklinde dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, —— sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin davadır.
Davacı vekilinin dava dilekçesine istinaden — üzerinden—–dosyasına inceleme isteği gönderilmiş, yapılan incelemede; aynı hukuki ilişkiye dayalı olarak dosyamız davalısının davacısına karşı açtığı itirazın iptali davası ile işbu dosyamızın bağlantılı olduğu anlaşılmıştır.
HMK 166/1 maddesinde; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” denilmektedir.
HMK 166. Maddesi davaların birleştirilmesi hususunu düzenlemektedir. HMK 166/4 maddesinde; davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davalar arasında fili ve hukuki bağlantı bulunduğu, 166/1 maddesi gereğince de yargılamanın her aşamasında talep üzerine veya mahkemece ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, yukarıda açıklanan nedenle davaların birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi gerekse delillerin birlikte değerlendirilmesi ve birbiri ile çelişmeyen hükümlere ulaşılması yanında yargılamanın hızı ve bütünlüğü açısından yarar ve zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla; ——-dava dosyasının incelenmesinde; davacısı ile davalısının mahkememizde görülmekte olan davanın davacı ve davalı ile aynı olduğu, dava konusunun da aynı olduğu, davalar arasında irtibat bulunduğu, biri hakkında verilecek davanın diğer davayı da etkileyebileceği kanaatine varılarak iş bu dava dosyasının HMK.166/1.maddesi gereğince———-dava dosyası ile birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı yanın birleştirme istemi ——– sayılı davası ile birlikte değerlendirilerek dosyalar arasındaki bağlantı nedeniyle HMK.166/1.maddesi gereğinde dava dosyamızın anılan dava dosyası ile birleştirilmesine,
2-Birleştirme kararı doğrultusunda işbu kararla esasın kapatılmasına,
3-Yargılamanın ——- sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
4-Yargılama giderlerinin birleştirilen dosyada değerlendirilmesine,
5-Dava dosyamızın,——– dava dosyasının üst yazıyla ——–gönderilmesine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olarak karar verildi.06/02/2023