Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/385 E. 2023/516 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/385
KARAR NO : 2023/516

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26.05.2023
KARAR TARİHİ: 20.06.2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta — Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin davalı sigorta şirketinin uzun yıllardır sigortalısı olduğu, davacının yaşamış olduğu rahatsızlık sebebiyle—— Hastanesinden 05.01.2022 tarihinde Sağlık Kurulu kararı ile engel raporu aldığını, bu rapor uyarınca müvekkilinin %43 engel oranı ile maluliyeti tespit edildiği, davacı müvekkilinin almış olduğu sağlık raporu ile davalı şirkete ”hastalık sonucu sakatlık” kapsamında başvuru yaptığını, bu başvuru neticesinde müvekkiline davalı şirket tarafından 07.11.2022 tarihinde ilgili —- sigortası kapsamında 154.984,47-TL ödeme yapıldığını, davacının 01.05.2021 başlangıç, 01.05.2022 bitiş tarihli ve 543.166,75-TL teminat bedeli bulunduğunun, müvekkiline engel durumu oranında dahi yapılan ödemenin eksik yapıldığının, açıklanan nedenlerle; davanın kabulünü, davacı taraf için fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla sigorta sözleşmesinden kaynaklı şimdilik belirsiz 1.000,00-TL’lik alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsilini, fazlaya ilişkin hakların ve fer’ilerinin saklı tutulduğunu beyanla gereğini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında düzenlenen kredi sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.Davaya konu poliçe incelendiğinde; 01.05.2021 başlangıç ve 01.05.2022 bitiş tarihli —- sertifika numaralı —– Sertifikası olduğu görülmüştür.28.11.2013 tarihli —– yayınlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’nın 2. maddesinde, söz konusu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı düzenlemesine yer verilmiş, üçüncü maddede ise tüketici işlemi tanımlanmış, mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem ifadelerine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile sigorta şirketi ve tüketiciler arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan her türlü ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alınmış olduğunu açıkça göstermektedir. Ayrıca aynı yasanın 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez denilerek 6502 Sayılı Yasa’nın tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici 1. maddede düzenlenmiştir. Dava tarihinde yasa yürürlüktedir.
Somut uyuşmazlık, davacının sigortalı ve davalı şirketin sigortacı olduğu —- sigorta sözleşmesine dayanan sigorta teminat bedeli talebinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda davada uygulanması gereken, sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasındaki sağlık sigorta sözleşmesinde davacı sigortalı ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi konumunda olup taraflar arasında —– Şirketi tarafından, 01.05.2021 başlangıç tarihli—- sertifika numaralı —– Sertifikası düzenlendiği, sözleşmenin ticari nitelikte bulunmadığı, davacının da tacir sıfatına haiz olmadığı, dava konusu ihtilafın mahkememiz görevine giren işlerin sayıldığı 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan ihtilaflardan olmadığı, ihtilafın tüketici yasasından kaynaklandığı ve bu tür ihtilaflara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde başvuruda bulunulması halinde dosyanın yetkili ve görevli—– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. —-Bölge Adliye Mahkemesi —- Hukuk Dairesi’nin —- Esas—– Karar sayılı ilamı vb.)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c 115/2, Tüketici Kanunu 3 ve 73. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Dosyanın görevli ve yetkili——NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve karar ilam harcının yargı yeri belirlendikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,Dair; davacı vekili ile davalı —-şirketi ve davalı—-vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.