Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/381 E. 2023/985 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/381 Esas

KARAR NO:2023/985

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ:25/05/2023

KARAR TARİHİ:07/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla tarafımızca———-sayılı dosyası üzerinden davalı şirket aleyhine cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle 04.04.2023 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından 17.04.2023 tarihinde müvekkili şirkete haricen 36.981,62 TL ödeme yapıldığını, davalı şirkete ödeme emri 20.04.2023 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı şirket tarafından 26.04.2023 tarihinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz etmiş ve kendisine karşı başlatılan takibi durdurduğunu, davalı şirket tarafından ödeme emrine itiraz edilmesinden sonra da ——alacaklı müvekkilin hesabına haricen ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin tümü icra dosyasına bildirildiğini, davalı şirket tarafından müvekkil alacaklıya toplam 47.179,52 TL ödeme yapılmış olup müvekkilin davalı şirketten cari hesap alacağı kalmadığını, davalı şirket icra takibinin ferileri niteliğinde olan icra vekalet ücreti ile icra harç ve masraflarını ödemekten kaçındığını beyanla davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakkı saklı kalmak kaydı ile; davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin icra vekalet ücreti ile icra harç ve masrafları yönünden devamına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davaya görev itirazı olduğunu, her ne kadar dava davacı şirket adına açılmış olsa da davacı vekilinin alacağı olan asıl icra vekaleti alacağı ve diğer feri alacaklar olduğunu, bu nedenle alacak mutlak ticari dava olmadığını, uyuşmazlığın konusu davacı vekilinin icra avukatlı ücreti, bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin ticari dava olmadığını, bu nedenle davacı vekilinin icra avukatlık alacağı davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğunu, dava konusu borca ilişkin itirazları olduğunu, müvekkilinin davacı şirket ve davacı vekiline herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı vekili ile müvekkili arasında ticari iş ve vekalet ilişkisi de bulunmadığını, davacı asile tüm borç ödendiğini beyanla haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddine, davacı vekilinin icra vekalet ücreti ve feri alacağının mükerrer olması nedeniyle takibin iptaline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. maddesi gereği iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, icra takibinden sonra dava tarihinden önce davalının haricen asıl alacağın tamamını ödediğini, ancak icra vekalet ücreti ve icra harç ve masraflarını ödemediğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,———- sayılı İcra Dosyası — üzerinden dosya içerisine alınıp incelenmiş, —-tarafların ticari sicil kayıtları dosya arasına alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır.İtirazın iptali davalarında alacak borç durumu takip tarihi itibariyle hesaplanır. Borçlunun takipten önce yaptığı ödemenin varlığı anlaşılırsa ödenen miktar yönünden davanın esastan, takip ile dava tarihi arasındaki ödemenin varlığı anlaşılırsa bu miktar yönünden itirazın iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddi gerekir.———-İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse -veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa- bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir. Nitekim aynı ilke ——– sayılı kararlarında da benimsenmiştir.Takip tarihinden sonra yapılan ödemenin alacağın hangi bölümünden mahsubu gerektiği kanusunda TBK 100/1. madde hükmü gözetilmelidir. TBK 100/1. maddeye göre borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Bunun karşı anlamına göre borçlu faiz ve masrafları ödemede gecikmiş ve özellikle vadesinde borcu ödemediğinden temerrüt faizi işlemeye başlamış ise yapılan ödemelerin öncelikle masraf ve faizlerden mahsubu gerekir.Somut olayda, davalı tarafından dava tarihinden önce takip tarihinden sonra yapılan ödemeler yönünden TBK 100 md gereği işleyecek faiz hesabı yapılarak yapılan ödemelerin öncelikle işleyecek faizden bakiye kalanın asıl alacaktan düşülmesi gerekmektedir. Dava konusu alacak cari hesap alacağına ilişkin olup davacının işlemiş faiz talep edebilmesi için davalının icra takibinden önce ayrıca temerrüte düşürülmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında bu yönde sunulmuş bir delil olmuş bulunmadığından davacının işlemiş faiz talebi yerinde değildir. Davacı tarafça icra takibinde TBK 100 uygulanması talep edilmiş ise de iş bu dava da davacının bu yönde bir talebi bulunmamakta, sadece icra takibinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemeler sebebiyle icra vekalet ücreti, icra harç ve masrafları yönünden takibin devamı talep edilmektedir. Bu sebeple davacının alacağı yönünden TBK 100 gereği hesaplama yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Davalı tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinden önce asıl alacak tutarını ödemiş ise de haklı olan icra takibine ilişkin icra vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz,harç ve masrafların tamamından da sorumludur. Tahsil harcı ise zaten devlete ödenecek bir tutar olduğundan iş bu davaya konu edilmesi mümkün değildir————Öte yandan icra vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz, başvuru ve vekalet harcı ile sair takip masraflarına ilişkin hesap icra müdürlüğünce yapılacağından, mahkememizce bu kalemlere ilişkin hesap yapılmamıştır. Az yukarıda belirtildiği üzere davacının işlemiş faiz talebinde bulunmayacağı nazara alınarak davanın kabulüne, davalının——— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile davalı tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinden önce kısmi ödeme yapılması dikkate alınarak tahsilat tarihi itibariyle bakiye kalan (davacının işlemiş faiz talebi dışlanmak suretiyle yalnız asıl alacak nazara alınarak) icra vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz, başvuru ve vekalet harcı ile sair takip masrafları yönünden takibin devamına karar verilmiştir. ————-Davalı tarafından dava konusu asıl alacağın dava tarihinden önce ödenmesi sebebiyle bakiye kalan icra vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz, başvuru ve vekalet harcı ile sair takip masrafların icra dairesi tarafından ödeme anında tespit edileceği nazara alınarak davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına kanaat getirilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının ———-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, davalı tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinden önce kısmi ödeme yapılması dikkate alınarak icra vekalet ücreti, takip sonrası işlemiş faiz, başvuru ve vekalet harcı ile sair takip masrafları yönünden TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alınması gerekli karar harcı 549,23-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 369,33-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 179,90-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 179,90-TL başvuru harcı, 25,60-TL vekalet harcı, 86,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 291,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 3.120,00-TL arabuluculuk ücreti davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2023