Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/28 E. 2023/11 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/28 ESAS
KARAR NO : 2023/11

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/12/2015
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine genişletilmiş kasko sigorta poliçesiyle sigortalı dava dışı sigortalı—– ait ——plakalı aracın sürücü —— sevk ve idaresinde iken 18/06/2015 tarihinde davalı idarenin sorumluluk alanında bulunan——sokaktaki yolda dönüş esnasında hiçbir uyarı levhası ve işareti olmaksızın yolun içinde bulunan direğe çarpması sonucunda hasara uğradığı, yapılan başvuru üzerine açılan hasar dosyasında görevlendirilen eksper tarafından yapılan incelemede sigortalı araçta 7.119,66-TL hasar tespiti yapıldığı, müvekkili tarafından sigortalısına 01/07/2015 tarihinde söz konusu tutarın ödendiği, kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda yolun yapımı bakımından sorumlu olan yerin kusurlu olduğu araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı; alınan eksper raporunda da aynı şekilde kusurun yolun bakım ve onarımından sorumlu olan belediyenin asli kusurlu olduğu tespiti sebebiyle TTK 1472 maddesi uyarınca söz konusu zararın davalı belediyeden ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi iddia ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın müvekkili belediyeye atfedilecek bir kusur bulunmaması sebebiyle husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, huzurdaki davada görevli ve yetkili mahkemenin İdare Mahkemeler olduğu bu sebeple görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kasko sigortacısı tarafından hizmet kusuru iddiası ile açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir
HMK’nın 2.maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir.Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih,—-Esas——Karar sayılı (03.07.1944 tarihli ——yayımlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekmektedir.Somut olayda, davacı sigorta şirketi, sigortalısı gerçek kişiye halef olarak açmış olduğu davada görevli mahkeme, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkiye göre belirlenecektir. Davacının sigortalısının gerçek kişi olması, sigortalısı ile davalı belediye arasındaki ilişkinin haksız fiile dayanması ve davalının da kamu tüzel kişisi olan belediye olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/c maddesindeki dava şartı dikkate alındığında davanın usûlden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —— Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Sair hususların gerekçeli kararda gösterilmesine,Dair, tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——– Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi.Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.