Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/268 E. 2023/1017 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/268 Esas
KARAR NO:2023/1017 Karar
DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ:18/10/2022
KARAR TARİHİ:13/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının —–tarihinden bu yana kadar —- ortaklarından biri olduğunu, davalı şirketin —- tarafından kurulmuş, —-tescil edilmiş olduğunu, müvekkilinin — tarihinde eski şirket ortaklarından —— hisseyi devralarak davalı şirketin pay sahiplerinden biri olduğunu, ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaklardan bilgi alamadıkları gibi, kar dağıtımı yapılmamakta, şirket bilançoları gösterilmediğini, ayrıca şirketin sicilde kayıtlı gösterilen adreslerde faaliyette olmadığını tespit ettiğini, bu nedenle müvekkilinin T.T.K. gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, davalı şirketin faaliyet konusundan uzaklaşmış, sürekli zarar etmiş, malvarlığı israf edilmiş olduğunu, davalı şirket zamanla alacaklılara karşı borçlarından doğan sorumlulukları yerine getirmemiş dolayısıyla hakkında icra takipleri açıldığını, başlatılan icra takipleri dolayısıyla müvekkili ile ailesinin tedirgin olduğunu ve bu durumun müvekkilin aile birliğinin sarsılmasına neden olduğunu, davalı şirket hakkında başlatılan icra takipleri sonucunda şirkete haciz gitmiş bu sebeple de ortaklar arasında olması gereken güven ilişkisinin zedelenmiş olduğunu, müvekkili davacı bakımından ortaklık ilişkisinin devamı olasılığı kalmadığını, şirket otaklığından ayrılmak isteyen müvekkilinin diğer ortaklarına bir türlü ulaşamadığını beyanla davanın Kabulü ile Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesine, müvekkiline esas sermaye payına ilişkin ayrılma akçesi verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE
Dava; şirket ortaklığından çıkarılma ve esas sermaye payına ilişkin ayrılmak akçesi verilmesi talebine ilişkindir.HMK’nun 324. Maddesinde :“Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” hükümleri düzenlenmiştir.Davacı vekili başlangıçta bilirkişi giderin yatırıldığını ,bilirkişi incelemesi yapılmasa dahi ve mevcut delil durumuna göre karar verilebileceğini ileri sürmektedir.Davacı başlangıçta HMK 114. maddesi uyarınca dava şartı olarak yatırılması gerekli olan gider avansını yatırdığı görülmüştür.HMK.’nun gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının ve delil avansının yatırılmaması farklı hukuki sonuçlara bağlanmıştır.Gider avansının , bilirkişi raporu alınması gibi delil ikamesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanmasına olanak yoktur. Bu durumda; dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargı giderlerini ifade ettiği kabul edilmelidir.HMK 324 maddesi uyarınca delil avansının yatırılmaması halinde o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı düzenlenmiş olup,bu durumda mahkeme davayı mevcut delil durumuna göre değerlendirerek karar vermesi gereklidir.Delil avansının kesin süreye rağmen yatırılmaması halinde davanın usulden değil esastan reddi gerekir.Somut olayda mahkeme ; 1. Numaralı celsede davacı huzurunda HMK’nın 324/1 hükmü gereği,delil avansına yönelik ara kararında bilirkişi incelemesi yatırılması gereken miktar belirtilerek ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğini ihtar etmesine rağmen davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde delili avansı yatırılmamıştı olup ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın HMK 324.madde uyarınca verilen kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığından İspat Edilemeyen Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,80 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 80,70-TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 189,10-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/12/2023