Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/198 E. 2023/482 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/198
KARAR NO : 2023/482

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2023
KARAR TARİHİ : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin galeri işlettiğini, bu bağlamda araba alım satımı yaptığını ve tacir konumunda olduğunu, müvekkilinin davalı .. plakalık sipariş ettiğini ve aynı gün müvekkil tarafından ödeme gerçekleştirildiğini, davalının, siparişin üzerinden aylar geçmesine rağmen müvekkile ilgili plakalığı teslim etmediğini, çeşitli bahanelerle müvekkili geçiştirdiğini, akabinde aylar sonra yapılmış olan plakalığın fotoğrafının müvekkiline iletildiğini ve fotoğraftaki plakalık ile sipariş edilmiş olan plakalığın aynı olmadığını, tamamen farklı cinste bir plakalık tasarlandığının müvekkili tarafından fark edildiğini, işbu durumun davalı yana iletildiğinde ise müvekkilinin haklı olduğu ve para iadesinin gerçekleştirileceği belirtildiğini, konuya ilişkin yazışmaların dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, davalı taraf para iadesini gerçekleştireceğini belirtse de bu süre zarfında müvekkile ödeme yapılmadığını, müvekkilini oyalamaya devam ettiğini, müvekkilinin geçen zaman sebebiyle daha yüksek bir fiyata plakalık satın almak zorunda kaldığını ve para iadesinin de gerçekleşmemesi sebebiyle zarara uğradığını, bu kapsamda müvekkilinin uğradığı zararı kusurlu olduğu açık olan davalının ödemesi gerektiğini, bu sebeple —–. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat davalının başlatılan takibe haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu, yukarıda açıklanan ve mahkemenin re’sen gözeteceği nedenlerle; —- İcra Dairesinin —– Esas sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptalini, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamını, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı tarafından davalı aleyhine —-İcra Müdürlüğü’nün—–Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali için açılan davadır.
Davacı vekili; müvekkilinin araba alım satımı yaptığını, davalıdan plakalık sipariş ettiğini ve aynı gün ödeme gerçekleştirildiğini, davalının, siparişin üzerinden aylar geçmesine rağmen davalının satışa konu plakalığı teslim etmediğini, müvekkilinin teslimin gerçekleşmemesi nedeniyle daha pahalı bir fiyattan ve başka bir yerden plakalık aldığını, ödediği parayı da geri alamadığını, hem ödediği bedelin iadesi hem de zararının giderilmesi için davalı akeyhine takip başlattığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ettiğini beyan ederek icra takibine yapılan itirazın iptalini dava ve talep etmiştir.
Davacının ve davalının gerçek kişi olması nedeniyle, haklarında esnaf tacir araştırması yapılması için —-Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’ne—–Vergi Dairesi Başkanlığına, —-Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacının gerçek kişi olduğu görülmektedir. Bu kapsamda davanın ticari dava olup olmadığının tespiti hususunda ilgili kurumlara müzekkere yazılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, —–Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’ne, —– Vergi Dairesi Başkanlığına, —–Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevapları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir olmadığı, itirazın iptali davasının TTK’nın 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, bu suretle mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114 (1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115 (2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli——ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,Dair, tarafların yokluklarında, verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.