Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/197
KARAR NO : 2023/623
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2023
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davalı şirket tarafından—–Havalimanı İç Hatlar’da müvekkiline ait “—-” markası adı işletme faaliyetinde bulunulması amacıyla 08/07/2019 tarihli 10 (on) yıl süreli Franchise Sözleşmesi ve “Franchise Sözleşmesine Ek Protokol” akdedildiğini, Davalı şirket bu süreçte müvekkil şirketin prestijinden ve—-Havalimanı ile olan ilişkisinden istifade etmek suretiyle Havalimanı ile kira sözleşmesi akdettiğini, müvekkili şirketin sayesinde —-Havalimanında işletme faaliyetinde bulunabilme hakkını elde ettiğini, bu hususun davalı şirket ile Havalimani işletmesi arasında imzalanan Kira Sözleşmesi’nin 2. Maddesinde de yer aldığını, mecurun davalı şirkete “—-” adı altında faaliyette bulunmak üzere kiralandığı düzenlendiğini, davalı şirketin bu süreçte müvekkili şirketin prestijinden ve —-Havalimanı ile olan ilişkisinden istifade etmek suretiyle Havalimanı ile kira sözleşmesi akdettiğini, bir başka ifadeyle müvekkili şirket sayesinde —–Havalimanında işletme faaliyetinde bulunabilme hakkını elde ettiğini, bu hususun davalı şirket ile Havalimanı işletmesi arasında imzalanan Kira Sözleşmesi’nin 2. Maddesinde de yer aldığını, mecurun davalı şirkete “—–” adı altında faaliyette bulunmak üzere kiralandığı düzenlendiğini, Taraflar, 08/07/2019 tarihli “Franchise Sözleşmesine Ek Protokol” kapsamında Franchise işletmesinin açılış sürecinde projeyi hazırlayacak mimarın müvekkili şirket tarafından belirlenmesi, proje ve tadilat işlemlerinin tamamının müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilmesi, karşılığında yatırım maliyetinin davacı tarafından toplam 160.000,00 USD + KDV olmak üzere 18 ay içerisinde eşit paylar ile ödenmesi, ödeme için 8.888,00 USD bedelli 18 adet senetin davalı tarafından tanzim edilerek müvekkile tevdi edilmesi ve bu süreçte Franchise Veren’in yatırım maliyetinin artması halinde bu bedellerinde yatırım bedeline eklenmek suretiyle davalıya fatura edilmesi konularında mutabakata varıldığını, müvekkili şirket tarafından işletmenin iç mimari yapımı ve dizaynı tamamlandıktan sonra davalı şirket anahtar teslim şekilde —– Havalimanı İç hatlarda müvekkiline ait “—-” markası altında işletme faaliyetine başladığını, davalı şirketin devam eden süreçte müvekkili markası altında müvekkilinin yaptığı yatırımla ve müvekkilinin —– Havalimanı içerisinde davalıya sağladığı lokasyonda işletme faaliyetinde bulunmasına ve yüksek gelirler elde etmesine rağmen borçlarını ifa etmekten imtina ettiğini, bu sebeple müvekkil şirket tarafından vadesi geçmiş olan senetlerden 01/04/2020 vade tarihli tarihli 10.906,48-USD bedelli senetin —–Noterliği’nden 03/04/2020 tarihinde —- yevmiye no ile, 01/05/2020 vade 10.906,48-USD bedelli senet —-. Noterliği’nden 06/05/2020 tarihinde—– yevmiye no ile, 01/06/2020 vade tarihli 10.906,48 USD bedelli senet ise —– Noterliği’nden 03/06/2020 tarihinde —– yevmiye no ile protesto edildiğini, devam eden süreçte, davalı şirketin borçlarını ödemekten imtinaya devam etmesi üzerine müvekkil şirket tarafından —- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Değişik İş sayılı dosyası ile borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını, söz konusu karar —–. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı takip dosyası ile icraya konulduğunu ve davalı hakkında haciz tatbik edildiğini, davalının edimlerini yerine getirmemesi, kusurlu ve kötü niyetli eylemleri ile yatırım bedeline ilişkin Ek Protokolde düzenlenen borçlarını ödememesi açıkça sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshine gerekçe oluşturduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil edememiş olmakla birlikte marka ve ticari itibarını muhafaza edilebilmek sözleşmeyi fesih etmek mecburiyetinde kaldığını, bu süreç sonunda tarafınca cezai şart ve tazminat talebiyle ticari arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk süreci anlaşmama ile neticelendiğini, davalı şirketin sözleşme ile belirlenen cezai şartı ve müvekkil şirket aleyhinde oluşan gelir kaybını ( ciro bazlı “—-” ödemeleri ve ürün satışlarınden doğması gereken gelir dahil olmak üzere ) tazmin etmesi ve ayrıca sözleşme uyarınca belirlenen cezai şart bedelini ödemesi gerektiğini, Borçlar Kanunu hükümleri ve yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca müvekkil şirketin Sözleşmede yer alan cezai şart bedelleriyle birlikte sözleşme süresi boyunca oluşan gelir mahrumiyetinin tazminini talep edebileceği izahtan vareste olduğunu, tüm bu nedenlerle ve davalının taraflar arasında imzalanmış olan Franchise Sözleşmesi’nin müvekkil tarafından haklı sebeple feshine sebep olan davalı şirket hakkında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; öncelikle; tarafınca ikame edilen işbu tazminat davasının daha önce davalı tarafından açılmış olan ve işbu dava ile doğrudan ilişkili olan —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–Esas Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, tazminat davasının kabulü ile, 200.000,00-TL cezai şart bedelinin ve şimdilik 100.000,00-TL olmak üzere bilirkişiler tarafından tespit edilecek müvekkil şirketin sözleşme sonuna kadar yoksun kaldığı gelir kaybının tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki işbu davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, davanın yetkili —– Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, Franchise Sözleşmesinin feshinin haksız olduğunu, müvekkili şirketin pandemi koşullarında, mücbir sebeplerle ödemelerinde geciktiğini ayrıca Franchise Sözleşmesinin usulsüz olduğunu, davacının, bu tek belirlenen fesih usulüne uymaksızın ve zorunlu fesil gidermek için müvekili şirket’e tanınan imkanları kullanmasını beklemeksizin Franchise Sözleşmesini feshettiğini, sözleşmenin haksız feshi sonrası cezai şart talep edilemeyeceğini, sözleşmenin feshi sonrası bir olumlu zarar (müspet zarar) kalemi olan kar mahrumiyeti feshedilen Franchise Sözleşmesinde özel bir tazminat türü olarak Franchise Sözleşmenin feshi sonrası bir olumlu zarar (müspet zarar) kalemi olan kar mahrumiyeti feshedilen Franchise Sözleşmesinde özel bir tazminat türü olarak Franchise veren aleyhine düzenlenmediğinden talep edilemeyeceğini, bir an için, Franchise Sözleşmesi’nin haklı feshedildiği sonucuna ulaşılırsa bu halde tazminat ancak Franchise Sözleşmesinin yürürlükte kaldığı 3 aylık dönemdeki net satışla: üzerinden Davacı’nın Franchise Veren olarak sözleşme yükümlülüklerini yerine getirirken yapacağı fakat sözleşmenin feshi nedeniyle yapmaktan kaçındığı giderler (reklam, tanıtım, eğitim ve personel istihdamı vb) mahsup edilerek ölçülülük ilkesi uyarınca hesap edilebileceğini, feshin haklılığı irdelenirken pandeminin yarattığı mücbir sebep olgusu detaylıca incelenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin —– Havalimanındaki işletmesinin bu süreçte kısıtlamaları ve kafe restoranların idari kararlarla kapatılmaları sonucu sınırlı bir biçimde faaliyet göstermesi de üstüne hava yolları tarafından ilave tedbirlerle uçuşlarda yapılan yolcu sayısı kısıtlamaları da eklenenince 2020 Haziran’dan işletmenin bulunduğu —– Havalimanı 2020 Ocak-Ekim arasındaki yolcu trafiğinde %52’lik düşüş yaşadığını, davacı dilekçesinde müvekkil şirketin kendilerini telafisi güç zararlara uğrattığını ifade ettiğini, asıl zarara uğrayan tarafın müvekkil şirket olduğunu, müvekkil şirketin, Covid-19 pandemisinin etkisiyle hizmet sektöründeki çoğu işletme gibi çok ciddi zararlara uğradığını, büyük umutlarla yaptığı Sözleşme’den bir fayda sağlayamadığını, tam tersine Sözleşme’nin haksız olarak feshedilmesi ile birlikte cebri icra tehdidi altında kaldığını, Pandemiden dolayı alınan tedbir kararları, insanların sosyal ortamlarda durmaktan korkması ve kaçınması hizmet sektörüne ciddi zararlar verdiğini, müvekkilinin etkilendiğini, neredeyse hiç iş vapamadığı bir dönemde gelir elde edemezken birçok giderle karşı karşıya kaldığını, davacının, fesih işleminde Sözleşme’de belirlenen usule riayet etmemiş olduğunu, bu yönüyle de sözleşme feshi haksız olduğunu, davacı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshi ile birlikte cezai şartın talep edilemeyeceğini, davacı tarafın kar mahrumiyeti talebi birçok yönden hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin feshi ile birlikte kar mahrumiyetinin talep edilemeyeceğini, Sözleşme’nin feshi ile birlikte kar mahrumiyeti talep edilemeyeceğine yönelik itirazlar tekrarla davacının kar mahrumiyeti alacağı iddiasına ilişkin süre ve hesaplama talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı’nın müvekkil şirket yetkilisi —– işletmedeki taşınır malları kaçırmaya çalıştığına ve iflas döneminde gelir kaçırdığına yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu, tüm bu nedenlerle; öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın yetkili —- Mahkemeleri’ne gönderilmesini, yetkili Mahkeme tarafından davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibari ile; Franchise sözleşmesinin haklı feshine dayalı tazminat ce cezai şart alacağı talepli açılan davadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın niteliği gereği taraflar arasında kurulan sözleşmenin 16.maddesiyle ”Taraflar arasında çıkabilecek her türlü anlaşmazlık durumunda—-Mahkemeleri yetkilidir” hususunun kararlaştırıldığı, mahkememizin davaya bakmada yetkili olmadığı ve uyuşmazlığın —–Asliye Ticaret Mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğinden, mahkememizin yetkisizliğine yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davaya konu uyuşmazlığı incelemeye yetkisinin —- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşıldığından MAHKEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2- Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın yetkili —- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına (ihtar edildi)
3-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
4-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davaya görevli/yetkili mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına (ihtar edildi)Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.