Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/176 E. 2023/873 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/176 Esas
KARAR NO:2023/873
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 19.10.2017
KARAR TARİHİ: 07.11.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde —- numaralı —– vadeli taşımacılık sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava dışı —- tarafından yapılan başvuruya istinaden —- tarihinde meydana gelen kazadan —– plakalı araç içerisinde yolcu olduğundan bahisle —- sakatlık tazminatı olarak——— tarihinde ödeme yapıldığını, dava dışı —–yolcu olmadığı aracın 2. şoförü olduğu dosyada yer alan ifade tutanağı ve maaş bodrosu ile sabit olduğunu, bu bağlamda —— çerçevesinde davacı tarafından yapılan ödeme doğrultusunda oluşan zarar nedeniyle iş bu zarardan zarardan ——– olan ——- sorumlu olduğunu beyan ederek; asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden başlatılan takibe yapılan itirazın 63.847,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, icra inkar tazminatının, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kazanın taşıma işi sırasında meydana gelmiş olduğundan talebin ———poliçesinden karşılanması gerektiğini, müvekkili şirketin kazaya karışan aracın trafik sigortacısı olduğundan taşımacılık poliçesini düzenleyen davacı sigortacının taraflarına yöneltilen davaya yönelik taleplerin red edilmesi gerektiğini, iş bu başvurudan doğacak sorumluluğun ikinci derecede bir sorumluluk olduğunu ve taşımacılık sigorta poliçesinin teminat limitlerinin tükenmesi halinde söz konusu olabileceğini 23/10/2012 tarihinde resmi gazetede yayımlanan ve aynı tarihle yürürlüğe giren karayolu taşıma yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile sürücü ve sürücü yardımcılarının zararIarınında karayolu taşımacılık teminatına dahil edildiğini, bu nedenle işbu başvurunun red edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, rücuen tazminat istemiyle ile açılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında ——– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.Dosyanın safahatı incelendiğinde, mahkememizin ———-1-Davanın reddine, 2-Şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,…” karar verildiği, davacı vekili tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerinde dosya—– gönderilmiş ve yapılan istinaf incelemesi souncunda—— ilamı ile; ————- başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup;——– taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, —– “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu —– maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir. Bu düzenlemeye göre, yaralanan ve davacı tarafça kendisine sehven yolcu olduğu varsayılarak ödeme yapılan ——yolcu olmadığından, bir başka deyişle aracın ikinci sürücüsü olduğundan, maluliyet zararından zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı olan davacı sorumlu değildir. Bir başka deyişle, aracın — olan davalı sorumludur.
TBK’nın “Borçlanılmamış edimin ifası” başlıklı 78. maddesinde; “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse ger isteyebilir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, davacı Sigorta Şirketi, kendisine yolcu olarak başvuran dava dışı —-, kendisini yolcu sanarak maluliyet tazminatı ödemiştir. Ayrıca, davacı Sigorta Şirketi’nin, araçta servis elamanı olarak görev yapan ——- başvurusunu —- gereğince reddetmesi de, —yapılan ödemeyi, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat etmektedir. Bu nedenle, ödediği tazminatı davalıdan talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Dosyada bulunan bilirkişi raporunda gerçek zarar miktarı yönünden bir hesaplama yapılmadığından; davacının, davalıdan talep edebileceği gerçek zarar (icra takibine konu edilen alacak ve işlemiş faiz) miktarının tespiti açısından, bilirkişiden ek rapor alınarak nihai bir karar verilmesi gerekmektedir…” gerekçesi ile kaldırılmıştır. Kaldırma sonrasında mahkememizin —esas sayılı dosyasına kaydı yapılmış, dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilerek —– tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu —– dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 63.847,00 TL asıl alacak, 2.392,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 66.239,95 TL alacağın tahsili için 11/09/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 14.04.2023 tarihli raporunda özetle, 17.08.2016 ödeme tarihi itibariyle, dava dışı ——– geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası; %18 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının 108.514,21 TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından 63.847,50 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, rücuen talep için kadir maruf olduğu, —– dosyası incelendiğinde; Davacı —– tarafından davalı ——- Aleyhine; 63.847,00 TL asıl alacak (12.04.2017), 2.392.95 TL (işlemiş yasal faiz), 66.239,95 TL üzerinden 11.09.2017 tarihinde başlatıldığı (verilen görev çerçevesinde yukarıda ayrıntılı olarak hesaplamış olmakla, faiz hesaplamasının uygun olduğu) yönünde görüşlerini bildirmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava ve uyuşmazlık; tek taraflı kaza yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı olan davacı tarafından, aracın ikinci sürücüsü (yaralanan)’ne sehven ödenen güç kaybı tazminatının, aracın —- olan davalıdan sebepsiz zenginleşme hukuksal olgusu kapsamında tahsili amacıyla yapılan icra takibine—- — tarihinde, davalının —- davacının ise zorunlu karayolu taşımacılık —- aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde, aracın ikinci sürücüsü konumundaki dava dışı —- yaralandığı; yaralanan ikinci sürücü ———, aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı davacı sigorta şirketine, kendisini yolcu olarak belirtip güç kaybı tazminatının ödenmesi için başvuruda bulunması üzerine, davacı Sigorta Şirketi tarafından —– maluliyet tazminatı ödendiği; sonrasında dava dışı —- ödemeyi yetersiz görerek —– başvurduğu, —- tarafından yapılan inceleme sonucunda, yaralanan ——– araçta yolcu olmayıp aracın ikinci sürücüsü olduğu ve talebinin zorunlu karayolu taşımacılık ——–teminatı dışında kaldığı gerekçesiyle talebinin reddine karar verildiği; yaralanan ——— araçta yolcu olmayıp aracın ikinci sürücüsü olduğunun, davacı tarafça ilk defa bu aşamada öğrenildiği anlaşılmıştır. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. maddesinde: “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, 18. maddesinde: “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir. Bu düzenlemeye göre, yaralanan ve davacı tarafça kendisine sehven yolcu olduğu varsayılarak ödeme yapılan ——— yolcu olmadığından, bir başka deyişle aracın ikinci sürücüsü olduğundan, maluliyet zararından zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı olan davacı sorumlu değildir. Bir başka deyişle, aracın—– olan davalı sorumludur.TBK’nın “Borçlanılmamış edimin ifası” başlıklı 78. maddesinde; “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse ger isteyebilir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, davacı Sigorta Şirketi, kendisine yolcu olarak başvuran dava dışı ————, kendisini yolcu sanarak maluliyet tazminatı ödemiştir. Ayrıca, davacı Sigorta Şirketi’nin, araçta servis elamanı olarak görev yapan —–başvurusunu ——– gereğince reddetmesi de, ——- yapılan ödemeyi, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat etmektedir. Bu nedenle, ödediği tazminatı davalıdan talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporu ile; %18 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının 108.514,21 TL olduğu tespit edilmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.Eldeki davada alacak haksız fiilden kaynaklanmış olup likit olmadığından, İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davalının ———– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip talebinde belirtilen şartlarla aynen devamına,
2-İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 4.361,39-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.090,35‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.271,04-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.090,35‬-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 369,7‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.201,1‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———–Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 06/12/2023