Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/173 Esas
KARAR NO:2023/1035
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/03/2023
KARAR TARİHİ:19/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı (Alacaklı) müvekkili, davalı(borçlu) ile aralarında yapılan ticarete binaen ——- tarihli fatura düzenlendiğini, toplamda bu miktarlar işlemiş faiz hariç —–olduğunu, iş bu — tarihli faturaya binaen — tarihinde —- tarihli faturaya binaen —– Esas sayılı dosyasında muaccel olan alacağını tahsil etmek amacıyla —— başlatıldığını, davalının itiraz ederek takibin durdurulması talebinde bulunulduğunu, talep üzerine takibin durduğunu, taraflarınca davalı tarafça yapılan itirazın iptali davası açılabilmesi için dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, —— tarihinde yapılan toplantıda, davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığından —-sayılı dosyada anlaşamama tutanağı düzenlenerek toplantıya son verildiğini beyanla öncelikle davanın kabulüyle, şimdilik —– dosyasındaki asıl alacak miktarının 100 TL ‘si (ıslah edilmek ve arttırılmak üzere) hakkında yapılan itirazın iptal edilmesini ve asıl alacağa, takibinin durdurulmasından itibaren reeskont avans faizi işletilmesini ya da karar verilmesini, yargılama sonunda, davalı borçlunun takibe itirazının haksız çıktığı miktarın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, harç, masraf ve yargılama giderinin, vekalet ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından ——– açıklaması ile davacı şirketin hesabına yapıldığını, müvekkili şirket, her ne kadar icra takibi başlatıldıktan sonra ödeme yapmış ise de; henüz ödeme emri tarafımıza tebliğ edilmemiş iken yani borçtan henüz haberdar dahi olmadan iyi niyetle borcu ödeme yoluna gittiğini, icra takiplerinin başlatıldığından haberdar olduktan sonra, Arabuluculuk Kurumu nezdinde sulh görüşmeleri sürdürüldüğünü, haricen tahsil bildiriminin yapılması talep edilmiş ise de malesef olumlu bir netice elde edilemediğini, davacı şirketten, ilk takip dosyası olan ——- dosyasına haricen tahsil bildiriminde bulunulması gerek yazılı gerek şifahi şekilde defaten talep edilmiş ise de; bu bildirim davacı vekilince ancak —– tarihinde yapıldığını, hemen akabinde —- tarihinde işbu dosyaya tahsil harcı tarafımızca yatırılarak dosya kapatıldığını, yine aynı gün yani—- tarihinde ikinci takip dosyası olan —— dosyası bakiye borç bedeli ——— hesabına yatırıldığını, işbu dosyanın tahsil harcı da —- tarihinde taraflarınca yatırılmış olmakla bu dosya da kapatıldığını, hal böyle iken, huzurdaki dava konusuz kalmış olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 331. Maddesine göre yargılama giderlerine hükmedilmesini talep ettiklerini beyanla davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, icra inkar tazminat talebinin reddine, tarafları lehine %20’den aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata hükmedilmesine, davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir. Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının bakiye fatura alacağını ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, tüm borcun ödendiğini beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—–sayılı icra dosyası —- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- tarafların ticari sicil kayıtları dosya arasına alınmış ve karar verilmiştir.İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır.İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yararbulunmadığından dava reddedilse -veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa- bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir. Nitekim aynı ilke ——- sayılı kararlarında da benimsenmiştir.Takip tarihinden sonra yapılan ödemenin alacağın hangi bölümünden mahsubu gerektiği kanusunda TBK 100/1. madde hükmü gözetilmelidir. TBK 100/1. maddeye göre borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Bunun karşı anlamına göre borçlu faiz ve masrafları ödemede gecikmiş ve özellikle vadesinde borcu ödemediğinden temerrüt faizi işlemeye başlamış ise yapılan ödemelerin öncelikle masraf ve faizlerden mahsubu gerekir.Eldeki dava da davalı tarafından hem icra takibinden sonra dava tarihinden önce hem de dava tarihinden sonra bir kısım ödemeler yapılmıştır. Dava tarihinden önce takip tarihinden sonra yapılan ödemeler yönünden TBK 100 md gereği işleyecek faiz hesabı yapılarak yapılan ödemelerin öncelikle işleyecek faizden bakiye kalanın asıl alacaktan düşülmesi gerekmektedir. Ayrıca davacı icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de takipten önce davalının ayrıca temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir beyanı olmadığından davacının işlemiş faiz talebi yerinde değildir. Davacının toplam asıl alacağı (iki ayrı icra dosyasında) 28.600,00-TL olduğu, işlemiş faiz talebi yerinde olmadığından davacının toplam talep edebileceği tutarın 28.600,00-TL olduğu değerlendirilmiştir. Davalı tarafından yapılan ödemelere TBK 100 md uygulanması sonrasında; 02.11.2022 ve 04.11.2022 arasındaki 2 gün için avans faiz tutarı 12,34 TL olduğu,- 03.11.2022 ve 04.11.2022 arasındaki 1 gün için avans faiz tutarı 6,17 TL olduğu,-Davacı toplam alacağının 28.600,00 TL, ödeme tarihine kadar işleyecek faiz toplamı 18,51 TL olup öncelikle bu miktarın yapılan ödemeden düşülmesi sonrasında kalan miktarın asıl alacaktan düşülmesi gerektiği, davacının dava tarihi itibariyle talep edebileceği bakiye asıl alacak tutarının [28.600,00 – (24.397,79 + 18,51) = ] 4.183,70 TL olduğu mahkememizce tespit edilmiştir. Ancak 27/04/2023 tarihli alacaklı/davacının ———- sayılı dosyasına sunduğu beyanı ve davalı beyanı dikkate alındığında davalının dava ve ıslah tarihinden sonra 27/04/2023 tarihinde dosyaya konu borcun tamamını ödendiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davacı, dava tarihinden sonra alacağının tamamını tahsil etmiş, dosya konusuz kalmıştır. Davalı tarafça dava tarihinden sonra yapılan ödeme sebebiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.——— sayılı ilamında; “…Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.(HMK m. 326/1) Ancak, feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. (HMK 312/1)Mahkemece konusuz kalan davada yargılama gideri ve vekalet ücretine davanın açıldığı tarihteki davacı ve davalının haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekir….Somut olayda; eski yönetici ———- davalı arasında 01.11.2011 başlangıç tarihli beş yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamakta, kiralananın ise yargılama devam ederken boşaltıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazı eski yönetici ile yapılan kira sözleşmesine dayanarak kullanan davalı hakkında elatmanın önlenmesi isteminde bulunamayacağından davaya devam edilmesi halinde açılan davanın ret edilmesinin gerektiği, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği, dolayısıyla vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı hususu dikkate alınmaksızın…” şeklinde belirtilmiştir. Eldeki dava da davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödeme sebebiyle dava konusuz kaldığından davacının dava açmakta haklı olduğu, ancak davacı icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de dava konusu uyuşmazlık gereği işlemiş faiz talebi için davalının takipten önce ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği, davalının temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bir beyanı olmadığından davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının TBK 100 uygulaması sonrası dava tarihi itibariyle talep edebileceği asıla alacak miktarının 4.183,70-TL olmasına rağmen davacının ıslah ile icra harç ve vekalet ücretlerini de dahil ederek 9.111,61-TL’ye çıkarttığı, tarafların haklılık durumu dikkate alındığında davacının 4.183,70-TL yönünden haklı, kalan kısım yönünden haksız olduğuna kanaat getirilmiş, tarafların yukarıda belirtilen miktarlar üzerinden haklılık durumu göz önüne alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ayrıca dava konusuz kaldığından tarafların kötüniyet ve icra inkar tazminat talep etmeleri mümkün olmadığı anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin ve ıslah olarak yatırılan 339,90-TL harcın mahsubu ile artan 70,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 269,85-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 179,90-TL başvuru harcı, 25,60-TL vekalet harcı, 48,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 253,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 116,40-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.432,58-TL’sinin davalıdan, 1.687,42-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.183,70-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.927,91-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/12/2023