Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/130 E. 2023/1040 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/130 Esas
KARAR NO:2023/1040
DAVA:Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ:22/02/2023
KARAR TARİHİ:19/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun tacir olanlara bağlanan hüküm ve
sonuçlardan birisinin de ticari defter tutma zorunluluğu ile Kanun’da belirtilen ticari defter ve belgeleri belirli bir süreyle muhafaza etme zorunluluğu olduğunu, söz konusu huzurdaki zayi belgesi verilmesi yönündeki davayı açma yetkisinin ise yalnızca tacir sıfatına haiz kişilere ait olduğunu, bu minvalde huzurdaki talebin sunulmasının husumet yönünden hukuka uygun olduğunu, Müvekkili ——
kanuni merkezinin göz önüne alınması karşısında 6102 Sayılı TTK’nin 82/7 madde hükmü “tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz gün içinde ticari işletmesininbulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” gereğince sayın mahkemenizin yetkili olduğunu, Müvekkili ———–tacir sıfatına dayalı olarak tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerden olan Yönetim Kurulu Karar defterinin 09.02.2023 tarihinde kaybolmuş olup halihazırda halen daha bulunamadığını, nitekim müvekkili şirket çalışanlarından —- tarafından ——kaybolduğunu öğrenmesinin akabinde polis merkezine başvurularak——-tarihinde defterin kaybolduğu hususuna ilişkin polis memurları huzurunda tutanak tutulduğunu, Yönetim Kurulu Karar defterinin kaybına dair polis memurları huzurunda tutulan tutanağı ekte sunduklarını, Müvekkili ——- tacir olarak birçok alanda ticari faaliyet yürüttüğü göz önüne alındığında ticari defterlerden olan yönetim kurulu karar defterinin ticari faaliyetlerinin devamı ve sürdürülebilmesi için son derece elzem olduğunun izahtan vareste olduğunu, müvekkili şirketin yönetim kurulu karar defterinin halen daha bulunamaması sebebiyle işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 82/7 bendinin “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz
gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” hükmünü amir olduğunu, müvekkili şirket tarafından söz konusu kayıp hususunun 09.02.2023 tarihinde öğrenilmiş olup işbu kayıp hususunun 14.02.2023 tarihinde tutanak altına alındığını, bu minvalde huzurdaki davayı hak düşürücü süre içerisinde ikame etmiş bulunduklarını,———-Kaybın öğrenildiği ve ziyaınfarkedildiği —– tarihinde müvekkili şirket çalışanı —-merkezine başvurarak—— huzurunda tuttuğu, Yönetim kurulu karar defterinin—- tarihinden itibarenbulunamadığının, yerinin tespit edilemediğinin bilgisinin kayıt altına alındığını, ayrıca tutanağın kayda geçirilme tarihinin ise 14.02.2023 olduğunu, dolayısıyla huzurdaki davalarını hak düşürücü süre içerisinde ikame etmiş bulunduklarını, 6102 sayılı TTK 82/7 madde hükmünde gösterilen sebeplerin sınırlı sayıda olmayıp örnek gösterme niteliğinde olduğunu, bu minvalde müvekkili şirket tarafından elinde olmayan sebep ve olgularla defterin kaybolduğu ve kimin tarafından alındığının bilinmediğini, bu hususta — göre de; tacirin tamamen iradesi ve kusuru dışında ve de elinde olmayan nedenlerle gerçekleşen olağanüstü ve beklenilmeyen olayların tamamı zayi olma kapsamında değerlendirilebileceğini, tacirin, zayi belgesi almakla, defter ve belgeleri saklama yükümlülüğünü ihlal etmediği ve TTK’nın 562/6. maddesinde öngörülen cezai yaptırımla da karşı karşıya kalmamış olacağını, arz ve izah ettikleri sebepler ve sayın mahkeme tarafından re’sen tespit edilecek sair hususlar neticesinde huzurdaki davalarının kabulüne ve müvekkili şirket karar defterinin zayi olduğuna dair zayi belgesinin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK 82/7 maddesi uyarınca açılan zayi belgesi belgesi istemine ilişkindir.Davacılar, karar defterinin kaybolduğunu belirterek bu defterler hakkında zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —– davacının vergi bilgileri celp edilmiş,—–davacıların ticari sicil kayıtları dosya arasına alınmış, — tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Bilirkişi tarafından düzenlenen— tarihli raporunda özetle, “…Davacı —- tacir sıfatına ayalı olarak tutmakla yükümlü olduğu —-defterinin kaybolması ile ilgili olarak şirket çalışanlarından—- tarihinde polis merkezine başvurularak 09.02.2023 tarihinde kaybolduğu belirtilerek Yönetim Kurulu Karar defterinin kaybına dair polis memurları huzurunda 14.02.2023 tarihli Kayıp Eşya Müracaat Tutanağı tanzim edildiği,Davacı —–kayıtlı olduğu, — olduğu, —– bir bilgi bulunmadığı,—– ait ticari defterlerin tasdikleri ile ilgili olarak ilgili Noterlikler tarafından Sayın Mahkemenize gönderilmiş müzekkere cevaplarına göre —- Yevmiye, Kebir, Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin —süresi içerisinde tasdik ettirildiği, (davacı şirketin eski ünvanı olan)—— Yevmiye, Kebir, Envanter defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin süresi içerisinde—– cevap yazısı ekinde yer alan kararın davacı —– ait olmadığı, ilgili noterlikçe——–defterinin açılış tasdikinin dilekçe ekinde gönderilmediği, buna göre —– tasdik edilip edilmediği hususunda bir tespit yapılamadığı, Dava konusu kaybolan Yönetim Kurulu Karar defterinin —– olduğu, adi ortaklıkların VUK na göre vergi dairelerinde katma değer vergisi ve muhtasar vergi yönünden vergi mükellefi olmaları sebebi ile kendisine ait ayrı vergi numaraları olduğu, kurumlar vergisi veya gelir vergisi yönünden ise şahsi/tüzel kişilik olarak ayrı vergi mükellefi oldukları, dolayısı ile vergi dairelerinde ayrı vergi mükellefiyetleri olduğu ancak———tarafından da Sayın Mahkemenize gönderilen cevabi yazıların sadece davacı—- ilgili olduğu, adi ortaklıkla ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığı, bu sebeple —-vergi dairelerindeki mükellefiyeti ile bir değerlendirme yapılamadığı hususlarını…” yönünde görüşlerini bildirmiştir. Davacı vekili — tarihli duruşmada davaya konu zayi konusu defterlerin bulunduğunu, davadan feragat ettiğini bildirdiği, vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca davacılara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/12/2023