Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/116
KARAR NO : 2023/607
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16.02.2023
KARAR TARİHİ : 11.07.2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —-. tarafından —– no.lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunan davalının malik/işleten olduğu —– plakalı aracın, 22.12.2020 tarihinde gerçekleşen kaza akabinde alkol raporu ve ehliyet kontrolü yapılmaksızın olay yerini terk ettiği için kimliği tespit olunamayan sürücüsünün sevk ve idaresinde iken—- plakalı araç ile —– plakalı araçlara çarparak hasara uğramasına neden olduğunu, kaza tutanağında belirtildiği üzere müvekkili şirkete sigortalı —– plakalı araç sürücüsü davaya konu bu kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, trafik kazası tespit tutağında müvekkili şirkete ZMM (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün kaza akabinde haklı bir neden olmadan olay yerinden firar ettiği tespit olunduğunu, davaya konu kazada zarar gören ilgililerinin olay nedeniyle meydana gelen zararın kazaya % 100 kusuru ile sebebiyet veren —— plakalı araca ait ZMM (Trafik) Poliçesinden karşılanmasına ilişkin yapılan başvurular üzerine müvekkilimiz—- tarafından: —–plakalı araçta oluşan hasar için 25.03.2021 tarihinde 40.710,00.-TL, sigortalı araçta yaralanan —-08.10.2021 tarihinde 40.498,15.-TL, —- plakalı araçta oluşan değer kaybı için 07.12.2021 tarihinde 2.043,00.-TL, —– plakalı aracın değer kaybı için ek olarak 01.02.2022 tarihinde 7.957,00.-TL ve 4.906,32.-TL olmak üzere toplam 96.114,47.-TL sigorta tazminatı ödendiğini, borçlu-davalı şirket tarafından icra takibi öncesinde müvekkili şirkete 32.000,00.-TL ödemiş olup borçlu davalının bakiye [96.114,47.-TL – 32.000,00.-TL=] 64.114,47.-TL bakımından sorumluluğu devam ettiğinin, dava konusu olayda ise kazaya % 100 kusur ile sebebiyet veren müvekkili şirkete sigortalı —–plakalı araç sürücüsü Genel Şartta belirtilen haklı bir nedeni olmaksızın olay yerini terk ettiğinden yukarıda belirtilen yasal hükümlere binaen müvekkil —– sigortalı aracın olay yerini terk eden sürücünün kazadaki %100 kusuru nedeniyle 3. Kişilere poliçe limiti dahilinde ödediği tazminat ve fer’ileri için davalı sigortalıya rücu hakkı doğduğunu, Müvekkili —-. tarafından ödenen sigorta tazminatı ve fer’ilerinin yukarıdaki açıklanan hukuki sebeplerden dolayı tazmini için davalı/borçlu aleyhine —- İcra Müdürlüğü’nün ——sayılı dosyası ile yapılan icra takibine karşı davalının haksız itirazı ve arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile borçlu/davalının—-. İcra Müdürlüğünün ——. sayılı dosyasına karşı borçlu/davalının yaptığı haksız itirazının iptaline, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, %20 ‘den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı/borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı şirket —-02.01.2023 tarihli nüshasında davalı şirketin —- Noterliğinin 23.12.2022 tarih —– sayı ile tasdikli 20.12.2022 tarihli —– sayılı Genel Kurul kararı ile terkin edildiğinden tebligat yapılamadığı sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —-İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, —-.İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosya davacısı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu, 11.03.2022 tarihinde takibin 68.524,31-TL üzerinden açılmış olduğu 30.03.2022 tarihinde borçlu vekili tarafından takibe itiraz edilmiş olduğu görülmüştür.
Noterler birliğinden ilgili araçların tescil ve ruhsat kayıtlarının ve davacı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyasının dosyaya celp edildiği anlaşılmıştır. Taraf ehliyeti, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Maddi hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil olan taraf ehliyetini haiz olup olunmadığı hususu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek (TMK, m. 8) ve tüzel (TMK, m. 46) kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir.
Her gerçek kişi sağ doğmakla, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olur. Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Dava ehliyeti ise; HMK’nın 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti ise dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemede husumet ya da başka bir deyişle taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Dava şartlarının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Başka bir anlatımla dava şartları işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur ——Tüm dosya kapsamı, toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazısından davacı şirketin kaydının Ticaret Sicilinden terkin edildiği ve dava tarihi itibari ile davacı şirket terkin edilmiş olup, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin davada taraf sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan açılan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE;
2-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 827,61-TL harcın mahsubu ile artan 557,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 800,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.