Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/976 E. 2023/875 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/976 Esas
KARAR NO:2023/875
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:02.12.2022
KARAR TARİHİ:07.11.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin işleteni olduğu, dava dışı araç sürücüsü olan ——- idaresindeki —– plakalı araç ile ——— —– seyir halindeyken, davalı araç sürücüsü olan —— idaresindeki, davalı şirketin maliki, davalı sigorta şirketinin ise —– olduğu —— plakalı aracın, davacı şirkete ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, çarpmanın sonucunda davacı şirkete ait araçta ciddi hasar meydana geldiğini, taraflar arasında anlaşmalı olarak maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiğini, aracın onarımının davacı şirket tarafından yapıldığını, onarıma ilişkin davacı şirkete —– tarafından ——- tutarında fatura tanzim edildiğini, ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere davalı araç sürücüsünün asli ve %100 oranında kusurlu olduğunu, hasara maruz kalan araç üzerinde gerçekleştirilen onarımlar sonucunda davalı sigorta şirketine, davalı araç sürücüsünün kusuru oranında, ——- tutarında yansıtma fatura tanzim edildiğini, hasarın tespiti için ekspertiz yapılmış olup ekspertiz ücreti 287,64 TL tutarında olup davacı şirket tarafından ödendiğini, ekspertiz ücretinin davalı yanın ödemesi gerek zorunlu ve makul giderlerden olup yargılama gideri olarak taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, davalı sigorta şirketinin, davacı şirkete 3.214,91 TL tutarında ödeme de bulunduğunu, kalan bakiye hasar bedeli ve ekspertiz ücreti olan 1.090,59 TL nin tahsili için davalılar aleyhine için ——-sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalılar/borçlular tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiğini, davalı araç sürücüsü ve davalı araç maliki müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, Davalı ——- sıfatı ile sorumluluğu olduğunu, davalıların kötüniyetli itirazının ödemede gecikmeye sebep olmasından dolayı icra inkar tazminatı taleplerinin bulunduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davanın kabulüne, borçluların takibe, asıl alacağa, ferilerine ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptaline, ——– sayılı icra dosyasındaki takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.

SAVUNMA:Davalı ——– vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazasına ilişkin iş bu davanın zaman aşımı süreleri geçtikten çok sonra açıldığını, davalı şirkete hasar aşamasında başvuru yapıldığını, trafik kazası sonucu davalı şirket tarafından araç hasarınailişkin 3.214,91-TL ödeme yapıldığını, anılan ödemeler ile davalı şirketin sigorta poliçesi hükümlerini tamemen yerine getirdiğini, hal böyle iken başvurunun reddinin gerektiğini, davalı şirketin ——— doğan sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olduğunu, davalı şirketin KDV’den sorumluluğunun bulunmadığını, başvuru konusu dosyada aleyhlerine hüküm kurulması halinde hasarlanan parçaların eşdeğer parçalar ile değiştirilmesi mümkün olduğundan dosyada eşdeğer parça fiyatları üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile aleyhlerine hüküm kurulması halinde tazminatta en az %30 oranında parça ve işçilik iskontosu uygulanması gerektiğini, icra dosyasındaki icra takibi haksız ve kötüniyetli başlatıldığı için davacı aleyhine icra takibinin konusu olan meblağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyetli tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, başvuruyu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilecek olması ihitimalinde değer kaybı hesaplamasının ———— ekinde yer alan formüle göre yapılmasını, söz konusu değer kaybı hesabının uzman sigorta eksperi tarafından —— doğrultusunda belirlenmesinin, başvurunun haklı olduğu varsayılsa bile, davalı şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, açıklanan nedenlerle; husumet yokluğu, zamanaşımı definin ve hasar tazminatı yönünden davalı şirketin sorumluluğu bulunmaması nedenleriyle davanın reddini, davacının itirazın iptali davasının reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalılar ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı def’ilerinin bulunduğunu, somut olay ve davanın mahiyeti gereği eldeki davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, davacının, aldırdığı ekspertiz raporu doğrultusunda tamı tamına bir hesaplama yaparak, “eksik bakiye ve eksper alacağı” adı altında 802,95-TL’yi talep ettiğini, davacının talep ettiği tutarın belli iken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasında hiçbir hukuki yarar olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafın —– plakalı aracının davalı şirketin ——- plakalı aracına çarptığını, KTK madde 56 kapsamında davalılara herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, davalıların zarardan sorumlulukları olduğu kabul edilse dahi; sigorta şirketleri nezdindeki poliçe kapsamında zararın gideriminden diğer davalı —– sorumlu olduğunu, davanın ——— ihbar edilmesini, davalı şirkete ait aracın %100 kusurlu olması da dahil olmak üzere dava dilekçesi ekinde sunulan ekspertiz raporunda yer alan tüm tespitlere itiraz ettiklerini, açıklanan nedenlerle, davanın hukuki yarar yokluğundan reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, her türlü yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava trafik kazasından kaynaklı eksik ödenen hasar bedeli ve eksper ücreti alacağı sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir. İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara ——–sayılı kararında da değinilmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——– İcra Dosyası ——— üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —–dava konusu araçların trafik tescil kayıtları, sigorta şirketinden sigorta poliçesi celp edilmiş, —– tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, —— takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosyası davacısı, borçlusunun davalılar olduğu; takibin 1.090,59-TL eksik bakiye ve eksper ücreti alacağı, 191,13‬-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.281,72-TL alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin —- tarihinde, —- tarihinde tebliğ edildiği, —– vekili tarafından —- tarihli, davalı —- tarihli, davalı——- tarihli borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçeleri sundukları, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın —- tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 802,95-TL alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen 22.08.2023 tarihli raporunda özetle, ——— tarihinde meydana gelen Maddi Hasarlı Trafik Kazasında: Sürücü —– sevk ve idaresindeki ——— plakalı aracı ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için: 8/8 oranında %100 kusurlu olduğu, ———- plakalı araç sürücüsü: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmelikte belirtilen sürücülerin uyması zorunlu kurallara riayet ettiği bu kazanın oluşumunda alabileceği herhangi bir tedbir ve önlem bulunmadığından kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusuru bulunmadığı, 06.02.2020 tarihinde meydana gelen kaza da trafik kazası tespit tutanağındaki bilgiler ve dosya içeriğinde bulunan mevcut liste üzerinde yapılan incelemelerde, —– plakalı araca ait hasar bilgilerinin,—– plakalı araç üzerinde oluşan hasarlı parçalar ile uyumlu olduğu değerlendirmesi yapıldığını, davacı tarafın derdest davaya konu ettiği talebin, —- plakalı aracın sürücüsünün kusur oranı nispetinde; davalı sigortacının, —— plakalı aracın maliki diğer davalı —— yararına araç başına 39.000-TL teminat bedeli üzerinden ———– plakalı —— marka araç için düzenlediği ve riziko anında geçerli ve yürürlükte olduğu çekişmesiz olan ——-kapsamında olduğu, bu bilgiler dâhilinde ——– model araçta oluşan hasar bedeli için, derdest davaya konu ettiği ve davalıların tazmin etmesini istediği toplam zararının, ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle: hasar bedel tutarı (parça+işçilik) + ekspertiz ücreti= 4.017,86 TL + 287,64 TL = 4.305,50 olarak hesap edildiğini, davalı sigorta şirketinin davacı tarafa ait araçta oluşan hasara ilişkin tespit edilen KDV dahil 4.305,50 TL’den, yaptığı 3,214,91 TL ödemenin tenzili sonrasında kalan 1.090,59 TL kısımdan davacıya karşı sorumluluğunun bulunabileceği, araçta oluşan hasar yönünden 27.04.2020 tarihinin temerrüte düştüğü ” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Zamanaşımı yönünden incelemede; Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.Eldeki davada, davalı vekillleri süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuştur.Haksız fiilden dolayı tazminat istemlerinde zaman aşımını düzenleyen TBK’nun 72. Maddesine göre; ”Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”KTK’nun zamanaşımını düzenleyen 109. Maddesi ise şu şekildedir:”Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.”Eldeki davada, kaza 06/02/2020 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu durumda 2 yıllık zaman aşımı süresi 06/02/2022 tarihinde dolacaktır. Ancak 6098 Sayılı TBK’nin 154. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Kanunun 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Zamanaşımı, dava devam ederken iki tarafın yargılamaya ilişkin her işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden işlemeye başlar ve kesilmeden itibaren yeni bir süre işler.—— sayılı dosyasında takip 04/05/2021 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresi içerinde yapılmış ve zaman aşımı kesilmiş, dava 02/12/2022 tarihinde açılmıştır. Bu nedenle davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.06.02.2020 tarihinde—— sıralarında sürücü —— sevk ve idaresindeki —- plakalı bahse konu aracın ön kısımlarına, sürücü —– sevk ve idaresindeki—— plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelmiş olan maddi hasarlı trafik kazasında, hükme esas alınan dosya muhteviyatı ile uyumlu ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile de belirtildiği üzere; Sürücü —– sevk ve idaresindeki ——– plakalı aracı ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için: 8/8 oranında %100 kusurlu olduğu, ——— plakalı araç sürücüsü: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmelikte belirtilen sürücülerin uyması zorunlu kurallara riayet ettiği bu kazanın oluşumunda alabileceği herhangi bir tedbir ve önlem bulunmadığından kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusuru bulunmadığı,
Dava konusu araçta hasar bedel tutarı (parça+işçilik) + ekspertiz ücreti= 4.017,86 TL + 287,64 TL = 4.305,50 olarak hesap edildiği, davalı sigorta şirketinin davacı tarafa ait araçta oluşan hasara ilişkin tespit edilen KDV dahil 4.305,50 TL’den, yaptığı 3,214,91 TL ödemenin tenzili sonrasında kalan 1.090,59 TL olduğu,Dosya arasına getirtilen ——— tarihli yazısından ——- plakalı aracın dava konusu kaza tarihinde davacı adına,—— plakalı aracın ise davalı şirket adına kayıtlı olduğu, Dosya arasında yer alan davalı —-davalı —– arasında imzalanan — tanzim tarihli ve —– poliçe nolu —– incelenmesinde; araç başına maddi zarar teminatının 39.000,00-TL olduğu, İşleten tanımının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapıldığı, aynı Kanun’un 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü içerdiği, bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahibinin hukuken sorumlu olacağının ilkesi benimsendiği, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde, artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması, araç malikinin ise sorumlu tutulmaması gerektiği gözetildiğinde davalı ——— plakalı aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatıyla dava konusu zarardan sorumlu olduğu,———- karayollarında motorlu taşıtların işletilmesi sırasında aracı işletenin üçüncü kişilere olan sorumluluğunu karşılayan sigorta türü olduğundan davalı sigorta şirketinin sürücü ve malik ile birlikte müşterek müteselsil sorumlu olduğu, Anlaşılmakla, açılan davanın kabulü ile; Davalıların —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak yönünden iptali ile takibe asıl alacak yönünden takip talebinde belirtilen şartlar ile aynen devamına karar verilmiştir.İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.Eldeki davada alacak likit olmadığından şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davalıların —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak yönünden iptali ile takibe asıl alacak yönünden takip talebinde belirtilen şartlar ile aynen devamına,
2-İcra inkar tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 269,85-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 196,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.288,2‬0-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.600,00-TL arabuluculuk ücreti davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 802,95-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.05/12/2023