Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/97 E. 2022/896 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/97 Esas
KARAR NO : 2022/896

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 08/02/2013
KARAR TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——- müvekkili —— Taahhütnamesine istinaden——- kullandırıldığını, kredi borçlusunun bankaya olan edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü,———- ihtarnamesinin keşide edilerek hesabın kat edildiğini, alacağın muaccel hale geldiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine ————–ilamsız icra takibi başlatıldığını,—————-kısmının borçlular tarafından kabul edildiğini, 35.434,00 TL lik asıl alacak kısmına, temerrüt faizi kısmına itiraz ettiklerini, bu kısmi itirazın iptali için—— dosyası ile dava açıldığını,——-taahhuku olmadığından —– tarihi itibari ile hesaplanan ——-olduğunu, —– olan alacağın ———– müdürlüğüne bildirildiğini————— tarafından talebin reddedildiğini, belirtilen ——– tarafından haksız reddedilen ——- alacağın——— ——- kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmaması halinde süre yönünden davanın reddi gerektiğini,——————-verilmesinde hukuka aykırı ——- bulunmadığını, takip tarihi——– kararının açıklanması arasında geçen ——- şirketin icra dosyasında veya alacaklıya —- yapılan ödemeler ile yapılmış tahsilatların——– belirlenebilir olmadığından alacağın yargılamayı gerektirdiğini, belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 235. Maddesi uyarınca———-talep edilen ancak reddedilen alacağın———– kayıt ve kabulü talebidir.
——– tarihli kararında, davacıların———- olduğu,———ertelemesi talebi ile açılan davada, davacı ——— talebinin reddine, şirketlerin ———- tarihi itibari ile ayrı ayrı ——- karar verildiği, kararın ——– tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
—-cevabi yazı içeriğinden,——- dosyasında —— ——tarihinde——— karar verildiği, davacı ————– alacak kayıt talebinde bulunduğu, —— düzenlenen ——— alacağın tamamının reddedildiği,——– —— edildiği, —— cetveli —— kararının davacı vekiline ——–tarihinde tebliğ eldiği anlaşılmıştır.Buna göre davacının İİK 235. maddede öngörülen 15 günlük yasal hak düşürücü süre içerisinde davayı —– tarihinde açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından ————- “tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, ——–sözleşmede ——- ———borçlusu olduğu, sözleşmenin 6/a maddesinde ——– dilediği zaman hesap kat yetkisi, 11. maddede —- kayıtlarının delil niteliği, 4. maddede uygulanacak faiz ve —– ile temerrüt faiz oranının düzenlendiği, borçlu ——- incelenen ticari defterlerine göre ———-borçlu olduğu, bu borç tutarının —-kat ihtarında talep ettiği alacak tutarı ve —- ————- yapılan ödemelerin alacak tutarından düşüldüğü, müflisin bunlar dışında bir ödemesinin iddia ve ispat edilemediği, ——tarihine kadar olan sürede sözleşme gereğince faiz genelgesinde gösterilen akdi faiz ve ferileri ödenerek yapılan hesaplamada —- itibari ile davacı şirketin talep edebileceği alacak tutarının —- olarak hesaplandığı, ———–tarihinde yürürlüğe giren TBK nın temerrüt faizi bakımından sınırlama getirin 120. maddesinin dikkate alınması ile davacının———– kaydına karar verilebilecek ana para ve faizler toplamı alacağı ——olarak kabul edilmiş ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”İİK’nun 235. Madde gereğince davanın Kısmen Kabulüne,
Davacının —– alacağının ———- kayıt ve kabulüne,
Fazlaya dair istemin reddine, ” karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından———-ilamı ile “Somut olayda taraflar arasındaki—————- kaynaklanmakta olup, —— temerrüt faizi kararlaştırılmıştır.
Ticari işler bakımından TBK’nın 120/2. maddesinin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerekmektedir. Bir görüşe göre, TBK’nın 88/2 ve 120/2. maddesi ile getirilen sınırlama borçlu tacirler lehine de uygulanabilecek emredici bir düzenlemedir. Maddenin gerekçesinde ayrım yapmadan borçluların korunmasından —– tacirlerin de aşırı faizlere karşı korunması ihtiyacı vardır. 6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki hükümlerin uygulanmasında kişi bakımından sınırlama yapılmamıştır.———– 6098 sayılı TBK’nın 646. maddesine göre “TBK” 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. 6102 sayılı TTK’nın 1. maddesi kanunun uygulama alanını belirtmektedir. Hükme göre TTK, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde ticari işlerde de anapara faizi ve temerrüt faizi oranı ile ilgili 6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerinde düzenlenen sınırlamaların uygulanması gerektiği sonucuna varılmalıdır.
Diğer görüşe göre, 6098 sayılı TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki —– tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, aynı tarihte yürürlüğe giren 6102 sayılı TBK’nın 8/1. maddesi hükmüne göre —– belirlenir.” 6102 sayılı TTK’nın 8/3. maddesinde tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Bu nedenle sadece —– hakkında uygulanacak 4077 sayılı Kanundaki düzenleme ile getirilen sınırlar uygulanır. Başkaca bir istisna getirilmemiştir.——– TTK’nın ticari işler açısından özel hüküm niteliğinde olduğu kabul edilirse faizle ilgili TBK’daki sınırlamalar ticari işlere uygulanmayacaktır. Aynı Kanun’un 9. maddesinde,—-; kanuni,—- temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK’nın anapara faizi ile ilgili 88. ve temerrüt faizi ile ilgili 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir.
——– uygulaması ———- ilamında olduğu gibi 6098 sayılı TBK’nın 88/2. ve 120/2. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi ile ilgili sınırlamanın ticari işlerde uygulanamayacağı yönünde olup, mahkemece aksi düşüncelerle karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle mahkememiz tarafından verilen karar bozularak geri gönderilmiştir.
Bozma ilamından sonra dosya içerisine ——– bilirkişi raporu alınmıştır.
Yapılan yargılama sonucu——— imzaladığı, borçlu —————- incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre ———— talep edilen alacak ile uyuştuğu, temerrüt tarihi olan———— itibariyle davacı şirketin talep edebileceği alacak tutarının ———– hesap edildiği, asıl alacağın —– tarafından hesap edilen işlemiş temürrüd faizi olarak — ile %5 —– olan 66.896,80 TL’nin ilave edilmesiyle davacı tarafın kayıt ve kabulünü talep edebileceği alacak miktarının——- olduğu tespit edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan KAYIT KABUL DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE
Davalı müflis ——– —- %5 ——– üzere ——– KAYIT VE KABULÜNE,
FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken——– karar harcına karşılık dava açılırken peşin alınan —–harcın mahsubu ile bakiye —- harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan—– harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan,—— bilirkişi gideri——- olmak üzere toplam ——, davanın kabul edilen kısmına isabet—– yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı——- davacı lehine taktir edilen —–nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın red edilen kısmı ——– davalı lehine taktir edilen ———— vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne, davalı vekilinin yokluğunda karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.