Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/952 Esas
KARAR NO:2023/373
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:30/12/2020
KARAR TARİHİ:13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekil sigorta şirketi tarafından —– kapsamında —- tarihleri arası dönem için sigortalandığını, müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı —- plakalı aracın karıştığı, — tarihinde meydana gelen kazada — plakalı aracın %100 kusurlu bulunduğunu ve sigortalı araca — ödeme yapıldığını,—- seyir halinde olan —- idaresindeki —– plakalı aracın trafik durunca durmuş, arkasında yer alan —- idaresindeki —– plakalı sigortalı araç da durmuş fakat;—– plakalı aracın durmadığını arkadan sigortalı —- plakalı araca çarptığını, bu çarpmanın etkisi ile — plakalı sigortalı aracın da önündeki —– araca çarptığını ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, yapılan ekspertiz çalışmaları ve kaza tespit tutanağı doğrultusunda , — plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu, TBK, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuat sebebiyet verilen zarardan Maliki/Sürücüyü sorumlu tutulduğunu TTK’nın 1472. Md. uyarınca sigortacıya, ödediği tazminatı zarara sebebiyet verenden ve bu fiilinden sorumlu olanlardan kendi sigortalısına halef olarak geri alma hakkı tanındığını, bu sebeple davalılara karşı rücu şartları oluşmakla ödeme talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine %100 kusurlu olan ——- plakalı aracın sahibine —- ve sürücüsüne ———- sayılı icra takibi başlatılmış ise de haksız şekilde itiraza uğrayan takibin durdurulduğunu, takip öncesi başvurulan zorunlu arabuluculuk sürecinden de bir sonuç elde edilemediği bu nedenlerle itirazın iptali için işbu davayı açımak zorunda kaldığını, davalıların——— dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıların %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı ——–vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkile ait olan——– tarihinde kazaya karıştığını kaza da müvekkile ait araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu beyan etmiş ve sigortalısına ait araçta oluşan hasar için ödemiş olduğu 16.512,08 TL’nin hem müvekkile ait araç sürücüsünden hem de müvekkilden tahsiline yönelik takibe yapılan itirazların iptaline karar verilmesini istediği görüldüğü, tramer kaydı incelendiğinde meydana gelen kazada müvekkile ait araç sürücüsü —— kusurlu olduğu, her ne kadar takip mesafesine uyulmaması sebebiyle kusur müvekkile ait araç sürücüsüne verilmiş olsa da tek ölçüt bu olmamakla kusura yönelik bilirkişi incelmesi yapılması gerektiği, kaza tarihinde müvekkile ait aracın —- nolu poliçe numarası ile —– tarafından düzenlendiği, dolayısıyla davaya konu talebin öncelikle — düzenleyen sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, davacı sigorta şirketinin —-müvekkil şirketin ——rücu edip etmediği, ödeme alıp almadığı taraflarınca bilinmemekle dava dilekçesinde bu hususa değinilmemiş olması ve delil dilekçesiyle sunulan hasar dosyasında da buna ilişkin bir delil sunulmamış olması sebebiyle başvurmadığının düşünüldüğü, öncelikle bu sebeple müvekkile ait aracın —- poliçesini düzenleyen ———ve davaya konu hasara ilişkin davacı tarafından rücuen taraflarına başvuru yapılıp yapılmadığını, yapıldı ise ne şekilde sonuçlandırıldığının sorulması gerektiği, her ne kadar kabul etmesek de bir an müvekkilin sorumluluğunun olduğu düşünülse dahi takibe konu faiz türü, oranı ve başlangıç tarihlerinin de hukuka aykırı olduğunu, kaza sonrasında davacı sigorta şirketinin sigortalısına ait araçta meydana gelen hasara yönelik olarak yapılan hasar ve onarım süreci, alınan hasar ekspertiz raporu ve onarım resimleri eğer başvuru yapıldı ise Trafik sigortasına başvuru evrakları müvekkil şirkete hiçbir süreçte iletilmemiştir. İtirazın iptaline konu icra dosyasında da bu belgeler bulunmamaktadır. Dolayısıyla ödeme emri ile de müvekkil şirkete de iletilmediği, bu sebeple faize ilişkin talepleri de kabul etmenin mümkün olmadığı, bu nedenlerle davanın reddini ve takibin iptalini talep etme zaruriyeti hasıl olduğunu, davacı sigorta şirketi alanındaki tüm yasal mevzuata hakim basiretli tacir sıfatıyla hareket etmesi gerekli olan bir şirket olması sebebiyle ——- açık hüküm bulunmasına rağmen doğrudan müvekkil şirkete yönelmiş olması sebebiyle kötü niyetli olduğunu, bu sebeple İİK’nun ilgili hükümleri gereğinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinden özetle; Davacı tarafından araç hasarının ödenmesine ilişkin müvekkil aleyhine icra takibi başlatılmış olup,icra takibine yapılan itiraz neticesinde işbu davanın açıldığını, davaya konu kazaya karışan araç müvekkile diğer davalı tarafından ikame araç olarak verildiğini, öncelikle belirtmek istediklerini, davacı yanca cevap dilekçesi ve delil dilekçesinde dosyada mübrez olduğu belirtilen hasar ekspertiz raporu, ödeme belgesi, kaza tutanağı dosyaya sunulmadığı gibi taraflarına da iletilmediğini, bu belgelerin incelenmesi ile daha detaylı cevap verileceğinden, bu belgelere ilişkin beyan haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davacı tarafından öncesinde taraflarına başvurularak olay nedeniyle uğranıldığı iddia ve beyan edilen zararların herhangi bir şekilde talep edilmediğini, sigorta şirketine başvurulmamış doğrudan tarafımıza takip başlatıldığı, dava açılarak kötü niyetli davranıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, her ne kadar takip mesafesine uyulmaması nedeniyle müvekkilimizin %100 kusurlu olduğu söylense bile, aynı durum davacı şirket sigortalısı sürücü içinde geçerli olduğu, davacı şirket sigortalısı sürücüde güvenli mesafe bırakma kuralına uymadığı, diğer taraftan kusurun belirlenmesinde tek sebep takip mesafesi olmadığı, diğer ölçütler de kusur tespitinde göz önünde bulundurulması gerektiği, gerek müvekkile yüklenen kusuru gerekse davacı tarafça iddia edilen zarar tutarlarını, icra takibine konu faiz ve masrafları, ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, hasara konu trafik kazasında böyle bir masraf yaratacak hasarın meydana gelmesi olağan görülmediği, nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından —- sigortalı olan dava dışı —-plakalı araç malikine trafik kazası sebebiyle ödenen hasar bedelinin TTK 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, 04/10/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazsı sebebiyle dava dışı/sigortalısı olan ———- plakalı araç malikine hasar ödemesinin yapıldığını ve TTK 1472 maddesi gereğince dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı ——— plakalı davalı araç sürücüsünün neden olduğunu ve davalıların oluşan zarardan sorumlu olduğunu, halefiyete dayalı olarak oluşan zararın davalılardan tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalıların haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın safahatı incelendiğinde, mahkememizin ——-tarihli kararı ile “…1-Davanın REDDİNE, 2-Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE…” karar verildiği, davacı tarafından mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerinde dosya —– gönderilmiş ve yapılan istinaf incelemesi souncunda ———— sayılı ilamı ile; “…Somut olayda, halefiyete dayalı olarak dava açan davacının, karşı aracın sürücüsü ve işletenine karşı Karayolları Trafik Kanunu 88 ve müteselsil sorumluluğa ilişkin BK. 61 ve 163. maddeleri uyarınca talepte bulunma hakkının kanunen düzenlendiği, işbu yasal düzenlemelerden kaynaklı zarar görenin dilediği zarar sorumlusuna müracaat etme hakkının genel şart düzeyindeki bir idari düzenleme ile sınırlandırılamayacağı, dolayısıyla davalıların trafik sigortacısına karşı dava açmadan davalılara karşı dava açılamayacağına ilişkin işbu dava engeli niteliğindeki idari düzenlemenin kanuna aykırı olduğu ve bu hususun hakim tarafından re’sen nazara alınması gerektiği karşısında yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde, davanın esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir….” şeklinde kaldırılmıştır. Kaldırma sonrasında mahkememizin ——–yılı dosyasına kaydı yapılmış, duruşma yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——— İcra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,— davaya ait sigorta poliçesi celp edilerek dosya arasına alınmış, ——-hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmış, 24/09/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmış 26/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporu alınarak ve dava sonuçlandırılmıştır.
24/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle,—- plakalı aracın sürücüsü —– kendi yol bölümü olan şeridi takiben seyri sırasında aynı istikamette aynı şeritte önünde seyreden —- plakalı — arkadan çarpmıştır.—–plakalı aracın sürücüsü ——– önünde giden aracı güvenli ve gerekli bir mesafeden takip etmediği, Karayolları Trafik Kanununun 56/c, 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107, 157/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kendi ve trafik güvenli tehlikeye attığı, kazanın meydana gelmesinde asli ve 100 oranında kusurlu olduğu, —- plakalı araç sürücüsü —— araçların hasarlanmalarıyla neticelenen trafik kazasının oluşumunda alabilecek herhangi bir tedbirinin bulunmadığı kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusurunun bulunmadığı, —– plakalı aracın sürücüsü —— araçların hasarlanmalarıyla neticelenen trafik kazasının oluşumunda alabilecek herhangi bir tedbirinin bulunmadığı kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusurunun bulunmadığı, olayda kazaya atfedilebilecek başka kurum ve kişilerin kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Hasar bedelinin KDV dahil 16.750,70 TL’dir. Sigorta tarafından yapılan ödemenin 16.512,08 TL olduğu, İcra takibinde talep edilen ödeme bedelinin 16.512,08 TL olduğu, Davacının, talep edebileceği hasar zararının 16.512,08 TL + 658,10 TL takip tarihi ile işlemiş faizi olduğu, —– plakalı aracın üsi kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 oranında kusurlu olması, ——-plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusurunun bulunmaması, sigorta hasar ekspertiz raporunda ve servis faturalarında belirlenen hasarlanan ve onarılan parçaların kaza ile uyumlu olması, uygulanan parça fiyatlarının ve işçilik bedelinin uygun, kadri maruf/ olması ve söz konusu aracın hasarının Davacı tarafından ödenmesi nedeniyle, Davacı tarafından tazmin ettiği bedel tutarında rücu talebinde bulunabileceği, Karayolları Trafik kanuna göre, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar maddesi uyarınca davaya konu ——–davacının talep edebileceği tazminattan “üsünün kusuru oranında (%100) müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, İhbar olunan ——–sigortacısı olduğu, kaza tarihi itibarı ile araç başına sigorta teminat limitinin 39.000,00 TL, kaza başına 78.000,00 TL olduğu, sigortalısının Davalı ——- yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
26/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; —- poliçesini düzenleyen Davacı sigorta şirketi rücu talebini——– istinaden, gerekli inceleme ve araştırmalar yapıldıktan sonra sigorta limitleri dahilinde, öncelikle ilgili risk için teminat sunan sigorta şirketine yöneltmesi gerekirken, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. Maddesinde istinaden seçimlik hak yetkisini kullanarak araç maliki ve sürücüsüne karşı kullanmış olduğu görülmektedir…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—–kaldırma ilamı sonrasında yapılan yargılamada;
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———-
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut dosya bakımından, davacı dava konusu ——– plakalı araç sebebiyle ödemiş olduğu hasar bedelinin TTK 1472 maddesi gereğince rücu şartlarının oluştuğunu ve davalıların oluşan zarardan sorumlu olduğunu ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; —- plakalı araç sürücüsü davalı ——- arkadan çarpması sebebiyle gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 ve asli kusurlu olduğu, —- plakalı araç sürücüsü —– trafik kazasının oluşumunda alabilecek herhangi bir tedbirinin bulunmaması sebebiyle kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, —– plakalı aracın sürücüsü ——- trafik kazasının oluşumunda alabilecek herhangi bir tedbirinin bulunmaması sebebiyle kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, alınan kök ve ek bilirkişi raporundaki teknik bilirkişi tespitleri ile sigorta hasar ekspertiz raporu, servis faturalarında belirlenen hasarlanan ve onarılan parçaların kaza ile uyumlu olması, uygulanan parça fiyatlarının ve işçilik bedelinin olayın oluş şekline uygun olması sebebiyle ——– plakalı aracın hasar bedelinin toplam 16.512,08-TL olduğu, iş bu hasarın davacı tarafça dava dışı sigortalısına ödendiği ve davacının TTK 1472 maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğu, tarafların kusur oranları nazara alındığında davalıların poliçe ve haksız fiil hükümleri gereği davacı tarafça ödene bedelden müştereken ve müteslsilen sorumlu olduğu, davacının ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmesinin mümkün olduğu, ancak dava konusu zararın oluşmasına sebebiyet veren ——— plakalı aracın hususi bir araç olduğu, araç sahibi tacir ise de aracın ticari faaliyette kullanıldığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından davacının yasal faiz talep edebileceği değerlendirilmiş, davacının faiz talebinin basit bir şekilde hesaplanması mümkün olduğu anlaşılmakla;
“Yasal faiz hesabı;
Davacı tarafından 2 farklı tarihte ödeme yapılmış,Faiz İşletilen Süre: 2 ay 30 gün
Faiz İşletilen Tutar: 11.202,08 TL
Faiz Oranı: %2,243
Faiz Tutarı: 251,36 TL
Ödenecek Toplam Tutar: 11.453,44 TL
Bilgi: 11.11.2019 ve 10.02.2020 arasındaki 91 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak %2,243 olmak üzere toplam %2,243 faiz uygulanmıştır.
Faiz İşletilen Süre: 3 ay 3 gün
Faiz İşletilen Tutar: 5.310,00 TL
Faiz Oranı: %2,34
Faiz Tutarı: 124,38 TL
Ödenecek Toplam Tutar: 5.434,38 TL
Bilgi: 07.11.2019 ve 10.02.2020 arasındaki 95 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak %2,34 olmak üzere toplam %2,34 faiz uygulanmıştır.
Toplam; 124,38 + 251,36 = 375,74 TL işlemiş faiz talep edebilecektir.” şeklinde tespit edilmiş, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalının ——— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 16.512,08-TL asıl alacak, 375,74 TL işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.———- Yukarıda açıklanan gerekçelerle dosyaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının ———- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 16.512,08-TL asıl alacak, 375,74 TL işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davacı tarafça talep edilen şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.153,60-TL’den davacı tarafça yatırılan 209,26-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 86,63-TL harç olmak üzere toplam 295,89-TL harçtan mahsubu ile bakiye 857,71-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 209,26-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 86,63-TL harç olmak üzere toplam 295,89-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 341,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.003,20-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.952,51-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.325,58-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, kalan 34,42-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 438,47-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.m.b