Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/939 E. 2023/763 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/939 ESAS
KARAR NO: 2023/763
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21.11.2022
KARAR TARİHİ: 10.10.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağının tahsili amacıyla ———sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz etmiş ve takibinin durdurulduğu, işbu itiraz sadece takibi sürüncemede bırakarak davacının haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olup haksız ve mesnetsiz olduğu, edimini ifa etmeyen davalı borçlu bilinçli olarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemeye çalışmakta ve ortada likit bir alacak mevcut olmasına karşın icra takibine itiraz ettiği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacının alacağının haklılığının ortaya çıkacağı, davalı takip borçlusunun kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek durmasına yol açmak suretiyle davacının alacağına kavuşmasını engellediği açıkça ortada olduğu, işbu sebeplerle davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakkımız saklı kalmak kaydı ile; davalının haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekâlet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olup, davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı vekili; davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini beyan ederek, davalıların haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş; davalı davaya cevap vermemiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——- İcra Dosyası —- üzerinden dosya içerisine alınmış, ilgili —– tarafların —— kayıtları celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Davaya konu ihtilafın; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının takip tarihi itibariyle cari hesap ekstresine dayalı alacağı bulunup bulunmadığı, varsa davalının kısmen ya da tamamen ödemede bulunup bulunmadığı, bu kapsamda itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
——dosyasının yapılan incelemesinde; takibin alacaklısının davacı, borçlularının davalı olduğu, davacı alacaklının —— tarihli cari hesaba dayalı olarak —— işlemiş faiz olmak üzere toplam —- takip başlattığı, davacının davasını asıl alacak miktarı olan —–üzerinden açtığı görülmüştür.Dosya tarafların defter ve belgelerinin incelenmesi için Mali Müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir.Bilirkişinin 27/06/2023 tarihli raporunda özetle; “…davacının ——– yıllarında e-defter mükellefi olduğu, Envanter defterlerinin noter onayları ile GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının süresinde yapıldığı, T.T.K’ nu ve V.U.K’ nu hükümlerine usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin kendi defter ve kayıtlarının birbirlerini doğruladığı; davalının ticari defterlerini ibraz
etmediğinden inceleme yapılamadığı; —- davacı şirketin raporun 4.b.1. bölümünde incelenen kendi ticari defter kayıtlarında 23.08.2021 takip tarihi itibariyle davalı açık hesabından 7.296,03 TL tutarında
alacaklı gözüktüğü,——davalı şirketin —– detaylı olarak incelendiğinde; davalı şirketin 2020 yılında davacı şirketten 1 adet fatura karşılığı KDV HARİÇ 13.042,00 TL tutarında “alım” yaptığına ilişkin BA formu ile bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne bildirimde bulunduğu, bahse konu BA bildirimine konu
edilen faturanın davacının kendi ticari defterlerinde davalı aleyhine borç kaydedilen takip dayanağı fatura olduğu tespit edilmiştir. Hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine beyan etmeyeceğinden işbu fatura içeriği malların
davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı tarafa geçtiği, davalının işbu hizmeti almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerekmektedir…” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.——–Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava dilekçesi ile davacının defter kayıtları ve—- kayıtlarından anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça ticari ilişkiye konu faturanın ödendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar verilmiş, borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı———-üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-Davalının——–sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 7.296,03-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari faiz işletilmesine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 498,39-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 83,61-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 40,99-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 373,79-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 124,60-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 3.311,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 7.296,03-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.10.10.2023