Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/92 E. 2023/950 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/811 Esas
KARAR NO:2023/941
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :13/11/2023
KARAR TARİHİ:29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili ile olan ticari ilişkisi kapsamında müvekkilinden mal alıp ona senet verdiğini, müvekkilinin bahsi geçen senede ilişkin ilamsız icra yoluna başvurduğunu, davalının icra dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının, icra dosyasına haksız ve kötü niyetli itiraz etmekle kalmadığını, müvekkilini tehdit ettiğini, kendisine şantaj yaptığını, kambiyo senedinin 3 yıl içerisinde takibe konmaması borcun ortadan kalktığı anlamına gelmediğini, davalının böyle bir borcu olduğunu ikrar ettiğini, ——— zamanaşımına uğrayan bononun delil başlangıcı niteliğinde olduğunu ifade ettiğini, ihtiyati haciz talebinin bulunduğunu, davalının mevcut taşınır-taşınmaz malları ve banka hesaplarına üzerine ihtiyati haciz şerhinin işletilmemesi ihtimalinde, müvekkilinin hakkı olan alacağına kavuşması imkansız hale geleceğini ve müvekkili ticari olarak telafisi güç olan yıkımlar ile mücadele etmek durumunda kalacağını, ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirildiğini, öncelikle ihtiyati haciz talebinin kabulüne (işbu dava sonuçlanıncaya borçlunun mal kaçırma amaçlı işlemlerinin önüne geçilmesi amacıyla) davalı adına kayıtlı tanışır/taşınmaz ve banka hesapları üzerine şerh işletilmesine, davanın kabulü ile; davalı borçlunun ——- sayılı takip dosyasında ileri sürülen itirazların iptaline ve duran icra takibinin devamına, davalının (borçlunun) icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı tarafa tebligat çıkartılmamıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, Kambiyo Senetlerinden Kaynaklı ilamsız takibe vaki itirazın iptali talebidir.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Ayrıca mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür. ——Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.Burada Ticaret mahkemelerinin görevi ile ilgili bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir.
Somut olayda; düzenleme tarihi —– tarihi olan vade tarihi —– bedelli borçlu—- lehtarı —- olan bonoya dayalı ——-sayılı dosyası uyarınca ilamsız takip başlatılmıştır.
Mahkememiz tarafından tarafların esnaf tacir araştırmasının yapılması sonucu davacılardan — tacir sıfatına haiz olduğu ancak davalının —gerçek ticari işletme kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. “İbraz süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmemiş çekte davacı lehtar davalı keşideci olup, bu belge davacı iddiaları yönünden yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olup, davacı temel ilişkiye dayalı olarak alacağını yazılı delil başlangıcına ek olarak her türlü delille ispat edebilir. Ancak, takip dayanağı yapılan belge çek vasfını kaybettiğinden tarafların da tacir olup bu belgeyi ticari işletmeleriyle ilgili olarak kullandıkları iddia edilmediğinden davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olmayıp asliye hukuk mahkemesine aittir. Mahkemece öncelikle görev üzerinde durulup görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde olmamış yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir————Bu doğrultuda esasa ilişkin yapılan incelemede; takibe dayanak senet TTK 776 maddesinde yazılı unsurları taşımaktadır. Senet kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, TTK’unda yer alan zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımına ilişkin, TTK 778/1-h maddesi gereğince bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK 749 maddesine göre bonoyu düzenleyene karşı zamanaşımı süresi üç yıldır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, hamilin cirantayı takip etmesi halinde zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu hükme bağlanmıştır. Dayanak edilen bonoda davalı borçlu keşideci , davacı alacaklı lehtar olmakla TTK 749 madde uyarınca üç yıllık zamanaşımı uygulanması gerekir.Bu doğrultuda esasa ilişkin yapılan incelemede; takibe dayanak senet TTK 776 maddesinde yazılı unsurları taşımaktadır. Senet kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, TTK’unda yer alan zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımına ilişkin, TTK 778/1-h maddesi gereğince bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK 749 maddesine göre bonoyu düzenleyene karşı zamanaşımı süresi üç yıldır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, hamilin cirantayı takip etmesi halinde zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu hükme bağlanmıştır. Dayanak edilen bonoda borçlu aval verel, alacaklı lehtar olmakla TTK 749 madde uyarınca üç yıllık zamanaşımı uygulanması gerekir. 6102 Sayılı TTK’nun 750(1) maddesinde; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleri ile zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir. Öte yandan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. TTK’nun 751(2) maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar.Somut olayda, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede alacaklı vekili tarafından takip dosyasında 11.08.2023 tarihinde işlem yapıldığı, üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davaya bakma görevinin davalının tacir olmaması ve dava konusu edilen bononun zamanaşımına uğraması nedeniyle görevsizliğe dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1 – c ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin ——– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
4-6100 sayılı HMK’nın 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına)
5-Davacının ihtiyati tedbir taleplerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yokluğunda, oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2023