Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/899
KARAR NO : 2023/486
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 2019 yılı Şubat ayında —-bölgesi için yetkili servis sözleşmesi akdedildiğini, ilgili sözleşmenin 21.04.2022 tarihinde yenilendiğini ve bu kapsamda; Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğinden doğan sorumluluk ve yükümlülükleri aynen yerine getirmeyi ve bunlarla ilgili olarak tüketiciye karşı müşterek ve müteselsil sorumlu olma hususunda anlaşma sağlandığını, taraflar arasında 21.04.2022 tarihinde tanzim edilen sözleşmenin 2. Maddesinde, fesih ihbarının sözleşmenin sona erme tarihinden 1 ay önce yapılması gerektiği konusunda hükmün amir olduğunu, İlgili maddede; “Servis sözleşmeleri imzalandığı tarihten itibaren 1 yıl geçerlidir. Ancak taraflardan birisi sözleşme süresinin sona erme tarihinden itibaren 1 ay önce sözleşmenin feshini ihbar etmezse sözleşme 1 yıl süreyle yenilenmiş sayılır.” ifadesinin yer aldığını, İşbu maddeye rağmen karşı tarafça sözleşmenin henüz 1 yıl dolmamışken, haklı bir sebebe dayanmadan haksız ve hukuka aykırı bir şekilde feshedildiğini, sözleşmenin feshi iradesi için açıkça sözleşmenin sonlanmasından 1 ay önce ihbar yükümlülüğü oluşturulduğunu, sözleşmenin erken feshine yönelik bir madde veya yaptırım sözleşme içeriğinde yer almadığını, sözleşmenin karşı tarafça haksız olarak tek taraflı sona erdirilmesi sonucunda müvekkil şirketin zarara uğradığını, sözleşmenin devam edeceğine duyduğu güven sonucunda işyerine yatırım yapıldığını, başkaca iş fırsatlarını kaçırdığını, operasyonu sağlıklı yönetmek adına personel istihdam ettiğini ve başkaca giderler yaptığını, sözleşmenin haksız bir şekilde erken feshedilmesi sonucunda müvekkil şirketin kazanç kaybına uğradığını, zararların giderilmesi adına karşı taraf yetkilileriyle görüşmeler sağlandığını, işbu çabaların sonuçsuz kaldığını, müvekkili şirketin sözleşmenin devam edeceğine güvenerek yapmış olduğu giderlerin, karşı tarafça tazmini gerektiğini, müvekkilinin hem taraflar arasındaki ilk sözleşmeye hem de ikinci sözleşmeye riayet ederek yer temini sağladığını, personel istihdamını genişlettiğini ve araş filosunu genişlettiğini, müvekkili şirketin sadece davalı şirkete hizmet verdiğini, davalı tarafın sözleşmeyi haksız ve gerekçesiz olarak erken fesih etmesi nedeniyle, müvekkili tarafından zaruri gider, masraf ve yatırımlar ile ilgili ve yine çalışanların masraflar ve giderleri ile ilgili gerekli tedbir ve önlemler alınamadığını, sonuç itibari ile davalı taraf ile uzlaşma sağlanamaması nedeniyle, işbu davayı açmadan zorunlu arabuluculuk başvurusu yerine getirildiğini ancak davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi gayesi ile huzurdaki davanın açıldığını, tüm bu nedenler ve re’sen tespit edilecek hususlar ışığında, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile; Davanın kabulü ile şimdilik; Sözleşmenin sona erme tarihine kadar mahrum kalınan kar kaybı için, 1.000,00-TL, iş yeri yatırımları için (taşınma, dekorasyon, demirbaş ve diğer yatırımlar), 1.000,00-TL çalışanlara ödenen ve ödenecek tazminat tutarları için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 3.000,00-TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/05/2023 tarihli beyan dilekçesinde; davalı taraf ile sulh olduklarını, tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadıklarını beyan etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uzun yıllardır mobilya sektöründe hizmet verdiğini, tüketici memnuniyetini esas alan ve bu hizmeti en yüksek kalite vermek için üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getiren saygın bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davacı yan arasında —–bölgesindeki montaj ve teknik servis hizmeti almak amacıyla yetkili servis hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacı yanın, yetkili servis sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğine dair asılsız iddialarla iş bu davanın ikame edildiğini, iddia olunanın aksine davacı şirket tarafından müvekkil şirketin mağdur edildiğini, davacı şirket tarafından verilen eksik ve ayıplı hizmet nedeniyle müvekkil şirketin itibarının zedelendiğini, davacı şirketin dava konusu sözleşmedeki esaslı yükümlülüklerine aykırı davranışları nedeniyle iş bu sözleşmenin müvekkili şirket tarafından sona erdirme zarureti hasıl olduğunu, davacı tarafın, taraflar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşmenin fiilen sona ermesine sebep olduğunu, sözleşme ilişkisinin sona ermesi, davacı şirketin borca aykırı davranışları sebebiyle müvekkil şirket açısından haklı sebeplere dayandığını, müvekkil şirketin, bu borca aykırı davranışlar sebebiyle yalnızca davacı tarafın servis hatasından kaynaklı olarak 161.128,01-TL bedelin karşılığı olan parçalardan dolayı zarara uğradığını, bu zarar ile birlikte uğradığı ticari itibar kaybı ve diğer zararlarının da mevcut olduğunu, hiçbir şekilde kabul veya ikrar anlamına gelmemek kaydı ve şartı ile; bir an için söz konusu alacakların davacı tarafça talep edilebileceği varsayılsa dahi, davacı tarafın taleplerinin hakkaniyete aykırı bir şekilde, müvekkil şirket’in sorumlu olabileceği tutarın çok üzerinde olduğunu, müvekkil şirketin, tüm iyiniyetini kullanarak davacı şirkete güvenerek ticari ilişkilerini korumak adına gerekli adımları birçok kez atmasına rağmen, diğer tarafın ticari ilişkiyi geri dönülemeyecek şekilde zedelemesi ve adeta müvekkili şirket’e zarar veren işlem ve eylemler gerçekleştirmesi sebebiyle, davacı şirketin tüm taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin dosyaya sunulan 16/05/2023 tarihli beyan dilekçesi ekindeki sulh protokolü kapsamında davalı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, yetkili servis sözleşmesinin tek taraflı ve haksız şekilde feshi iddiasına dayalı tazminat davasıdır.Celse arasında davacı vekili mahkememize gönderdiği 16/05/2023 tarihli dilekçe ile; davalı tarafla sulh olduklarını, bu doğrultuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiş; dilekçe ekindeki sulh protokolüne göre; tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığı anlaşılmıştır.Davacı vekili ve davalı vekilinin dilekçelerine istinaden sulh oldukları, davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın SULH NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADINA,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 29,50-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekillerinin vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair; taraf vekillerinin yokluklarında miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.