Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/866 E. 2023/783 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/866 Esas
KARAR NO:2023/783
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28.10.2022
KARAR TARİHİ:17.10.2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, arkadaşı —- ile ——mevkiinde seyir halindeyken davalı —- sevk ve idaresinde ki —– maliki olduğu—- aracın —- ters şeride geçerek davacının——— önden çarptığını, — plakalı —- sedan aracın —- davalı —– tarafından sigorta edildiğini, maddi hasarın tazmin edilmesi için 08.07.2022 tarihinde davalı —– şirketine müracaat edildiğini, ——-yaptırdığı ekspertiz raporuna göre, —– plakalı motosiklette 143.640,00TL maddi hasar olduğunu ve ——— perte çıkarılması gerektiğini belirttiğini, —– plakalı aracın % 100 kusurlu olmasına rağmen davalının —– ödeme taleplerini reddettiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla belirsiz alacak davalarında; —- plakalı ——— meydana gelen 143.640,00TL maddi hasarın, 26.03.2022 tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile ödenmesine karar verilmesini, tedbir kararı verilerek ——- marka aracın üçüncü şahıslara devrinin önlenmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretininde de karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; —- plaka sayılı araç ——– kapsamında teminat altına alındığını, kaza tarihi itibariyle araç başına poliçe teminatının 50.000,00 TL olduğunu, davacı tarafın açık hüküm ile düzenlenen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, başvuru konusu talebin zamanaşımına uğradığını, dosya kapsamında, aracın tamir edildiğine dair fatura sunulmadığının tespit edildiğini, mevcut uyuşmazlık tutarının dikkate alındığında ——– alacağı hakkının kesin delillerle ispat edilemediğini, yetersiz ekspertiz raporunun araç hasar tazminatı talebini ispatlamaya yeterli olmadığını, yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanması gerektiğini, başvuran tarafın davalı şirketin hasarı ölçümlenmesine ilişkin muayene hakkını elinden aldığını, iskonto uygulması da başta olmak üzere olmak üzere zararı azaltıcı önlemleri almasını engellediğini, iskonto oranında zarardan bizzat zarar görenin sorumlu olduğunu, bu tutarın tüm zarar mablağından mahsup edilerek gerçek zararın hesap edilmesi gerektiğini, başvuran tarafın kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı şirketin sorumluluğunun, kaza tarihini itibari ile benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranlarına itiraz ettiklerini, haksız fiil kaynaklı işbu başvuruda yasal faiz türü dışındaki faiz taleplerine itiraz ettiklerini, açıklanan nedenlerle; öncelikle zamanaşımı defilerinin kabulüyle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise dosyada kusur durumlarının netleştirilmesi için dosyanın —– gönderilmesine, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar ——usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçta oluşan hasar bedelinin davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, 12.05.2023 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.Kazaya ilişkin olarak kolluk görevlilerince tutulan 27/03/2022 tarihli kaza tespit tutanağının incelenmesinde; kaza tarihinde kazaya karışan —— plaka sayılı aracın sürücüsünün davalı —— olduğu anlaşılmıştır. Dosya arasına getirtilen —- tarihli yazısından —- plakalı aracın dava konusu kaza tarihinde davacı adına, —- plakalı aracın ise davalı —– adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.Dosya arasında yer alan davalı —– davalı —– arasında imzalanan —— tanzim tarihli ve ———— incelenmesinde; araç başına maddi tazminat limitinin 50.000,00 TL, poliçe başlangıç tarihinin 25/01/2022, bitiş tarihinin 25/01/2023 olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizce alınan 12/05/2023 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Dava konusu kaza ve araç hasar durumlarının uyumlu olduğu, dosya muhteviyatına sunulmuş olan bilgi, belge ve dokümanların incelenmesi neticesinde dava konusu kazalı motosiklette 149,973,70 TL hasar meydana gelmiş olduğu, dava konusu ——– plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle hasarız/kazasız 2. El piyasa rayiç değerinin yaklaşık 135.000,00 TL civarında olduğu, aracın onarım maliyetinin araç rayiç değerinin % 50 sini geçmiş olması ve onarımın ekonomik olmaması nedeni ile pert total olarak kabul edilmesi gerektiği, (135.000,00 TLX%50=67.500,00TL ), dava konusu aracın sovtaj (Hurda) değerinin 45.000,00 TL olduğu ( En az 3 firma ve——— kurumunun hurda rakam ortalamasıdır.) tespiti ile gerçek zararın ———— davacıda kalması durumunda 135,000,00 TL-45.000,00 TL=90.000,00 TL olduğu, dava konusu kaza kapsamında; —– sayılı araç sürücüsü —- %100 kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu, dava konusu kazanın —- plaka ayılı araç sürücüsünün tedbir ve dikkatsizlik sonucu karşı istikamette seyir halinde olan —— plaka sayılı —– şeridine girmesi sonucunda meydana gelmiş olduğundan —- plaka sayılı —— sürücüsünün KUSURSUZ olduğu, Davacı ——-, dava konusu sigorta hasar tazminat bedeli olduğu kanaatine varılan 50.000,00 tl Hasar bedelini, dava tarihinden itibaren,——uyguladığı Avans faizi ile birlikte, davalı sigortacı —– talep etme hakkının olduğu bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerledirildiğinde; Zamanaşımı yönünden incelemede; Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.
Eldeki davada, davalı sigorta şirketi vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Haksız fiilden dolayı tazminat istemlerinde zaman aşımını düzenleyen TBK’nun 72. Maddesine göre; ”Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”KTK’nun zamanaşımını düzenleyen 109. Maddesi ise şu şekildedir:
”Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.”Eldeki davada, kaza 27/03/2022 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu durumda 2 yıllık zaman aşımı süresi 27/03/2024 tarihinde dolacaktır. Bu nedenle davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.27.03.2022 tarihinde saat 00:45 sıralarında sürücü —— sevk ve idaresindeki ——– üzerinde seyir halinde iken kendi beyanına göre dikkatsizliği sonucu ters yönden gelmekte olan sürücü hasarlı trafik kazasında hükme esas alınan dosya muhteviyatı ile uyumlu ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile de belirtildiği üzere;— plaka sayılı araç sürücüsü ——- meskun mahalde seyir halinde iken trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uyması ve aracının teknik özellikleri, yol, görüş ve hava durumu, trafik akışı vb. etkenleri birlikte değerlendirerek müteyakkız halinde seyir halinde olması gerekirken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile karşı istikamette gelmekte olan —— şeridine girerek sebebiyet vermiş olduğu kazada; KTK madde 47/d Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymamak, ””KTK Madde 52/b) Hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, KTK Madde 84/b) Taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme, c) İkiden fazla şeritli taşıt yollarında, karsı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girme, kurallarının İHMAL ve İHLAL edilmesi nedeni ile %100 kusur oranı ile ASLİ KUSURLU olduğu,
Dava konusu kazanın —- plaka sayılı araç sürücüsünün tedbir ve dikkatsizlik sonucu karşı istikamette seyir halinde olan——- plaka sayılı ———- şeridine girmesi sonucunda meydana gelmiş olduğundan —- plaka sayılı — sürücüsünün kusursuz olduğu, Dava konusu kazalı —- 149,973,70 TL hasar meydana gelmiş olduğu, dava konusu——- sayılı aracın kaza tarihi itibariyle hasarız/kazasız 2. El piyasa rayiç değerinin yaklaşık 135.000,00 TL civarında olduğu, aracın onarım maliyetinin araç rayiç değerinin % 50 sini geçmiş olması ve onarımın ekonomik olmaması nedeni ile pert total olarak kabul edilmesi gerektiği, (135.000,00 TLX%50=67.500,00TL ), dava konusu aracın sovtaj ( Hurda) değerinin 45.000,00 TL olduğu ( En az 3 firma ve —— kurumunun hurda rakam ortalamasıdır.) tespiti ile gerçek zararın —–davacıda kalması durumunda 135,000,00 TL- 45.000,00 TL =90.000,00 TL olduğu, İşleten tanımının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapıldığı, aynı Kanun’un 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü içerdiği, bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahibinin hukuken sorumlu olacağının ilkesi benimsendiği, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde, artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması, araç malikinin ise sorumlu tutulmaması gerektiği gözetildiğinde davalı —- plakalı aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatıyla dava konusu zarardan sorumlu olduğu, —– karayollarında motorlu taşıtların işletilmesi sırasında aracı işletenin üçüncü kişilere olan sorumluluğunu karşılayan sigorta türü olduğundan davalı sigorta şirketinin sürücü ve malikle birlikte dava konusu zarardan müşterek müteselsil sorumlu olduğu, ancak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu,Hususları nazara alınarak açılan davanın kısmen kabulü ile; 90.000,00-TL’nin davalılar——— yönünden kaza tarihi olan 26/03/2022 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden (50.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (araçlar ticari olmadığından yasal faiz uygulanmıştır.) birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmişi ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile
1-90.000,00-TL’nin davalılar ——–yönünden kaza tarihi olan 26/03/2022 tarihinden , davalı sigorta şirketi yönünden (50.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 6.147,9‬0-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.453,02‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.694,88-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.453,02‬-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 162,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.242,7‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.042,90-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (sigorta şirketinin sorumluluğunun 1.134,94 TL ile sınırlı olmak üzere) davacıya ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 3.200,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 2.016,00-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (sigorta şirketinin sorumluluğunun 1.120 TL ile sınırlı olmak üzere) hazineye irat kaydına, kalan 1.184,00-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı ——- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
9-Davalılar ——- yönünden kendilerini vekille temsil ettirmediklerinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin ve davalı ——- yüzüne karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.09.11.2023