Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/785 E. 2023/785 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/785 Esas
KARAR NO:2023/785
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 04.10.2022
KARAR TARİHİ:17.10.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sürücü —– sevk ve idaresindeki davacı şirkete ait ——sayılı aracı ile ——- üzerinde seyir halinde iken aracın ön kısımlarına —- gelen davalı sürücü —– sevk ve idaresindeki ——plaka sayılı aracın ön kısımları ile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, kaza sonucunda davacıya ait aracın hasara uğradığını, söz konusu kazada karşı taraf sürücünün % 100 kusurlu olduğunu, aracın davacı şirketçe onarımının yaptırıldığını, onarım ücreti olarak 3.485,05 TL ile 1.191,80 TL ve ekspertiz rapor ücreti olarak 257,18 TL ödediklerini, davalı sigorta şirketinin——- plakalı aracın ——olması nedeniyle sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından taraflarına 1.191,00 TL ödenmiş olduğunu, kalan bakiye tutar için davalılar aleyhine ——— dosyasında icra takibi yapılmış olduğunu, yapılan icra takibine davalılarca itiraz edilmiş olduğunu, itirazın haksız olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; ——- tarihinde meydana gelen olay ile ilgili olarak açılmış olan işbu davada 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, —— plaka sayılı aracın davalı şirket tarafından —- tarihleri arasında geçerli olan ——–sigorta teminatı altına alındığını, davalı şirketin sorumluluğunun araç başına maddi zarar teminatı olan 39.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kusur tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdini talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile ——— plakalı araç için gerçek zarar miktarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin talebinin hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı şirketin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını, bu sebeple davalı şirketin yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını, açıklanan nedenlerle; öncelikle zamanaşımı itirazlarını değerlendirmeye alınarak huzurda açılmış bulunan davanın reddini, tüm delillerin toplanmasını takiben dosyanın, kusur tespiti ve maddi hasarın tespiti için konusunda uzman ve ehil bilirkişiler kanalı ile inceleme yapılmasına, yapılan inceleme esnasında davalı şirket tarafından yapılan ödemenin de değerlendirmeye alınmasına, talep edilen icra inkar tazminatının reddini, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.Davalı —- usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, davacının aracında trafik kazasından kaynaklı oluşan hasar bedeli ve ekspertiz ücretinin ödenmeyen kısmının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara ——–kararında da değinilmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——–celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş ve bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır. İtirazın iptali istemine konu,—– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 09.04.2021 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosyası davacısı, borçlularının davalılar olduğu; takibin 3.743,00-TL eksik bakiye ve eksper ücreti, 887,22-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.630,22-TL alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —– tarihinde, davalı —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu —– vekili tarafından borca ve fer’ilerine yönelik 05.05.2021, borçlu ——— tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın 04.10.2022 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 3.743,00-TL alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan 10/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, dava konusu araçta KDV ve işçilik dahil 5.011,77 TL hasar meydana gelmiş olduğu, söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve onarım atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olarak yaklaşık 3 (üç) iş günü süreceği, davalı sigorta şirketi tarafından 1.191,80 TL ödeme yapılmış olduğundan bakiye alacağın 5011,77TL-1.191,80TL =3.819,97 TL olduğu, bu kapsamda talebe bağlılık ilkesi gereği davacı tarafından talep edilmiş olan bakiye 3.743,00 TL alacağın piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, davaya konu trafik kazası kapsamında; —— plaka sayılı araç sürücüsü ——– % 100 kusur oranı ile asli ve tam kusurlu olduğu, söz konusu kazanın—- plaka sayılı araç sürücünün hatalı dönüş/ hatalı manevra sonucu meydana gelmiş olduğundan —– plaka sayılı araç sürücüsü — KUSURSUZ olduğu bildirilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Zamanaşımı yönünden incelemede; Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.Eldeki davada, davalı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuştur.Haksız fiilden dolayı tazminat istemlerinde zaman aşımını düzenleyen TBK’nun 72. Maddesine göre; ”Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”
KTK’nun zamanaşımını düzenleyen 109. Maddesi ise şu şekildedir:”Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.”Eldeki davada, kaza 19/09/2019 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu durumda 2 yıllık zaman aşımı süresi 19/09/2021 tarihinde dolacaktır. Ancak 6098 Sayılı TBK’nin 154. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Kanunun 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Zamanaşımı, dava devam ederken iki tarafın yargılamaya ilişkin her işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden işlemeye başlar ve kesilmeden itibaren yeni bir süre işler.———dosyasında takip 09.04.2021 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresi içerinde yapılmış ve zaman aşımı kesilmiş, dava 04/10/2022 tarihinde açılmıştır. Bu nedenle davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.19.09.2019 tarihinde saat 16:00 sıralarında sürücü —— sevk ve idaresindeki ——- plaka sayılı aracı ile —–üzerinde seyir halinde iken —- çıkış yapan sürücü —– sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı araç ile carpışması neticesinde meydana gelmiş olan maddi hasarlı trafik kazasında, hükme esas alınan dosya muhteviyatı ile uyumlu ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile de belirtildiği üzere;—- plaka sayılı araç sürücüsü —— meskun mahalde araç kullanırken trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uyması ve sola dönüş yapması gerektiğinde dönüş öncesi niyetini belli etmesi ve ilk geçiş hakkını ana çadde üzerinde sağdan seyir halinde olan araçlara verdikten sonra trafik güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek şekilde dönüş yapması gerekirken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi, sola manevra yaparak sebebiyet vermiş olduğu, trafik kazasında;” KTK Madde 52/a- b Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya – geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve irafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, KTK Madde 57/a a) Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların öce geçmesine imkan vermek zorundadırlar. KTK Madde 84/f-i f) Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, i) Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, kurallarının İHMAL ve İHLAL edilmesi nedeni %100 kusur oranı ile asli ve tam kusurlu olduğu,Söz komusu kazanın ——– plaka sayılı araç sürücünün hatalı dönüş/hatalı manevra sonucu meydana gelmiş olduğundan —-plaka sayılı araç sürücüsü —-kusursuz olduğu, Dava konusu araçta KDV ve işçilik dahil 5.011,77 TL hasar meydana gelmiş olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 1.191,80 TL ödeme yapılmış olduğundan bakiye alacağın 5011,77 TL- 1.191,80TL =3.819,97 TL olduğu, Dosya arasına getirtilen—— tarihli yazısından —- plakalı aracın dava konusu kaza tarihinde davacı adına, ——- plakalı aracın ise davalı —— adına kayıtlı olduğu, Dosya arasında yer alan davalı—— ile davalı —- arasında imzalanan ——– poliçesinin incelenmesinde; sorumluluk miktarları kısmının boş olduğu ancak davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde, davalı şirketin sorumluluğunun araç başına maddi zarar teminatı olan 39.000,00-TL ile sınırlı olduğunun belirtildiği,———– işletilmesi sırasında aracı işletenin üçüncü kişilere olan sorumluluğunu karşılayan sigorta türü olduğundan davalı sigorta şirketinin sürücü ile birlikte müşterek müteselsil sorumlu olduğu, Anlaşılmakla, açılan davanın kabulü ile; Davalıların —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan 3.743,00 TL yönünden iptali ile takibe bu miktar üzerinden takip talebinde belirtilen şartlarla devamına karar verilmiştir.İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.Eldeki davada alacak likit olmadığından şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ ile
1-Davalıların —— dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan 3.743,00 TL yönünden iptali ile takibe bu miktar üzerinden takip talebinde belirtilen şartlarla devamına,
2-İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 255,68-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 174,98-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 130,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.710,70-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.560,00-TL arabuluculuk ücreti davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 3.743,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 09.11.2023