Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/776 E. 2023/8 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/776 Esas
KARAR NO : 2023/8

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 01.10.2022
KARAR TARİHİ : 11.01.2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dav dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04/11/2006 tarihinden itibaren —- aralıksız ve sürekli olarak çalıştığını ve halen daha aynı şirkette çalıştığını, müvekkilinin 2000’li yıllarda iki defa kimliğini kaybettiğini bununla ilgili kayıp ilanı verildiğini, kötü niyetli —– tarafından müvekkilinin kimlik bilgileri kullanılarak —–kuruluşu ve hisse devri sözleşmeleri yapıldığını, müvekkili —– hissedarı olarak görünse de müvekkilinin imzaladığı şirket kayıtlarında hiçbir bilgi veya belge olmadığını, müvekkili adına şirket kurulduğundan şirketin diğer hissedarı olarak görünen —– tespit talepli ——Esas sayılı dosyası ile haberi olduğunu, müvekkilinin haricen yaptığı araştırmalar neticesinde kaybolan kimliğinin üzerindeki fotoğrafın değiştirilerek adına——kurulduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkili adına —— Esas sayılı şirketinin ortağı olmadığının tespiti davası açıldığını, ——Esas sayılı dosyasının 21/09/2022 tarihli celsesinde kurulan ara karar gereği ihya davalarının kabulü ile ——-tasfiye memuru atanmasını, müvekkilin kendisinden sadır olmayan mağduriyeti dikkate alınarak aleyhlerine ferilere hükmedilmemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılar üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğünün, 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğünün re’sen terkin işlemini, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğüne—–ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ——dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “sermayesinin yasal tutarının altında olduğu” ve “5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu (m. 10)” hususlarının belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 24.09.2013 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, dava konusu şirketin ticaret sicilinden terkin edileceği hususu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Geçici m.7/f.4-a kapsamında bu kapsama giren tüm şirketlerle birlikte —- ilan da edildiğini, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici madde 7/f.4-a’da, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından; müvekkil tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın (bildirimin), dava konusu şirketin eline ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi, müvekkilin re’sen terkine ilişkin prosedürde bir eksik işlem yaptığından bahsetmek mümkün olamayacağını, müvekkil davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü, “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, müvekkil aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkil müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nun geçici 7. Maddesi uyarınca şirketin ihyası talebidir.
Dosya içerisine gelen Ticaret sicil müdürlüğünün kayıtlarının incelenmesi sonucu dava dışı şirketin TTK’nun geçici 7. Maddesine göre 24.09.2013 tarihinde resen terkin edildiği tespit edilmiştir.6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesinin 15. Bendinde “ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacakları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler” maddesi uyarınca dava açmak için beş yıllık hak düşürücü süre ön görülmüştür. Ancak somut olayda beş yıllık sürenin dolduğu anlaşılmakla açılan davanın hak dürücü süreden dolayı reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davanın TTK Geçici 7/15 maddesi uyarınca hak düşürücü süreden REDDİNE ,
2- Karar harcı 179,90-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70TL harcın mahsubu ile eksik kalan 99,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalı taraf yasal hasım olduğundan lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—–Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.