Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/726 E. 2023/895 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/726 Esas
KARAR NO:2023/895
DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:21.09.2022
KARAR TARİHİ:07.11.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait —– plakalı,—– himayesindeki ticari çekici aracı —— tarihinde döner kavşak içerisindeyken —- himayesindeki, ———- ait çekici aracın kavşağa kontrolsüz girmesi üzerine meydana gelen kazada hasar aldığını, meydana gelen hasarın giderilmesi amacıyla ticari aracın 15 gün süreyle tamir servisinde kalmış olduğunu, davacıya ait aracın sürücüsünün %100 kusursuz olduğunu, tüm kusurun davalı şirkete ait aracı kullanan araç sürücüsü ——–ait olduğunu, davacının her ne kadar aracın tamir masraflarını davalı şirketin sigortasından karşılamışsa da gerçekleşen kaza nedeniyle tamirde kalınan 15 gün süre boyunca ticari aracını kullanamamış, bu süre boyunca günlük 1.500,00-TL’ den kiraladığı aracını işbu kaza nedeniyle kullanamamış olduğunu, davacının kazanın olduğu tarihe yakın, öncesi ve sonrası birçok şirkete kesmiş olduğu emsal faturalarından ticari aracın belirtilen günlük tutardan kiralanmakta olduğunun görüleceğini, aracın günlük ticari kazanç kaybına ilişkin olarak davalılardan şifahen talepte bulunulmuş ancak ödeme yapılmadığı için icra takibi yapılmış, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazı sonucunda takibin durdurulmuş olduğunu, davalıların zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, taraflarınca zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, bu süreçte de anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve kaza tarihi olan —– kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek, davalıların vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine en az %20 icra inkar tazminatı mahkumiyetine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

SAVUNMA:Davalı——- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirkete ait araca arkadan çarpmış olduğunu, iki aracın da ağır vasıta ve uzun araç olduklarını, ilgili araçların şoförlerinin kör noktalarını bilmeleri ve buna göre hareket etmelerinin beklenmesi gerektiğini, davacı tarafın kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, bir an için aksi düşünülse bile davacı tarafın talep ettiği bedelin fahiş olduğunu, davacının dilekçesinde 15 gün tamir süresinden ve 1.500.-TL/Gün kazanç kaybından bahsetmekte olduğunu, bu sürenin ilgili araçtaki hasar için uzun bir süre olduğunu ve bu süre zarfındaki zararını da ispat edememiş olduğunu, davalının kusursuz sorumluluk şartlarının mevcut olması nedeniyle davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve Vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, davaya konu kazada davalının kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana geldiği yer ve koşullar ile kaza tutanağının birlikte ele alınarak alanında uzman bir trafik bilirkişisi marifetiyle alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının kullandığı aracın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunun ortaya çıkacağını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, trafik kazası neticesinde davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle aracın tamir süresince mahrum kalınan ticari kazanç kaybı talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara —– sayılı kararında da değinilmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——- sayılı İcra Dosyası—- üzerinden celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, gerçek kişi davacı-davalının esnaf tacir araştırması yapılmış, —— dava konusu aracın trafik tescil kayıtları celp edilmiş, —– tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.İtirazın iptali istemine konu,——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosyası davacısı, borçlularının davalılar olduğu; takibin 22.500,00-TL asıl alacak, 1.442,67-TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 23.942,67-TL alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu —– tarihinde, borçlu —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ——-tarihli borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçeleri sundukları, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın 21.09.2022 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 22.500,00-TL alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır. Kazaya ilişkin olarak kolluk görevlilerince tutulan kaza tespit tutanağının incelenmesinde; kaza tarihinde kazaya karışan—- plaka sayılı aracın sürücüsünün davalı — olduğu anlaşılmıştır.Dosya arasına getirtilen—– tarihli yazısından —- plakalı aracın dava konusu kaza tarihinde davacı adına, —— plakalı aracın ise davalı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.Bilirkişi heyetinin —- tarihli raporunda özetle, “davacı firmanın, basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefi olması ve ticari defter olarak işletme defteri tutması nedeniyle; davacının sunulan ve örnekleri dosyaya kazandırılan, ——–üzerinden Elektronik Ortamda kayıt altına alınmış bulunan ve yasal niteliğe haiz —- tarihleri arasını kapsayan ——- defterlerinin tetkiki sonucunda, davacı firmaca, muhtelif tarihlerde düzenlenmiş ve işletme defterinde gelir kaydedilmiş bulunan faturalarının ortalamada KDV hariç 1.350.-TL-1.500.-TL mertebesinde düzenlenmiş oldukları görüldüğü, dava konusu olayın ——– Kapsamında maddi hasarlı, trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, dava konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, dosya muhteviyatına sunulmuş olan fotoğraflar ile dokümanların incelenmesi neticesinde dava konusu kazalı araçta KDV ve işçilik dahil 20.222,32 TL hasar gelmiş olduğu, dava konusu aracın makul onarım süresinin yetkili servis / onarım atölyeleri iş yükü ile doğru orantılı olarak yaklaşık 15 iş günü süreceği, bu kapsamda söz konusu aracın günlük ikame bedelinin kaza tarihi itibariyle 1.500,00-TL olduğu dikkate alındığında araçtan mahrum kalma tazminatının 15 iş günü x 1.500,00 TL = 22.500,00 TL olacağı, bu nedenle davacı tarafından talep edilmiş olan kazanç kaybının piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, davaya konu trafik kazası kapsamında; —-plaka sayılı çekicinin sürücüsü ——% 100 kusur oranı ile asli ve tam kusurlu olduğu, dosya muhteviyatına sunulmuş olan kaza tespit tutanağında aracın plakası —— olarak yazılmış olup, kazalı araç fotoğraflarında araç plakası ——–olarak görüldüğünden değerlendirme bu plaka üzerinden yapıldığını, söz konusu kaza kapsamında aracın maliki/işleteni yönünden KTK Madde 85 kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk yönünden değerlendirilmesinin mahkemenin takdirlerine maruz olduğu, dava konusu kazanın —– plaka sayılı çekicinin kavşakta geçiş önceliğine uymaması nedeni ile meydana gelmiş olduğundan — plaka sayılı araç sürücüsü —kusursuz olduğu” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; —– tarihinde —- otobandan çıkmakta olan sürücü —- sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı çekicinin dönel kavşak içerisinde bulunan —- ait olup sürücü —–sevk ve idaresindeki ——- plaka ayılı araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında hükme esas alınan dosya muhteviyatı ile uyumlu ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile de belirtildiği üzere;——- plaka sayılı çekicinin sürücüsü ——— meskun mahalde seyir halinde iken trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uyması, kaza mahalli kavşağa gelmeden hızını azaltması, kavşağı etkin şekilde kontrol ederek varsa trafik levhalarını ve trafik durumunu dikkate alarak geçiş yapmadan önce kaplama içerisinde dönel kavşak içerisinde seyir halinde olan araçların yakınlık ve uzaklık durumlarını dikkate alıp geçiş önceliğini kavşak içerisinde bulunan araçlara verdikten sonra kavşağa girmesi gerekirken gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sebebiyet vermiş olduğu kazada; KTK Madde 47/d “d)Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, uymamak, “KTK Madde 52/a-b a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçit lerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, ‘ol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, KTK Madde 57/ a-b-6 a) Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar. 6. Dönel kavşağa gelen sürücüler dönel kavşak içindeki araçlara, geçiş hakkını vermek zorundadırlar. KTK Madde 84/h h) Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama, kurallarının İHMAL ve İHLAL edilmesi nedeni ile %100 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu,Dava konusu kazanın ——– plaka sayılı çekicinin kavşakta geçiş önceliğine uymaması nedeni ile meydana gelmiş olduğundan — plaka sayılı araç sürücüsü ——-kusursuz olduğu,Dava konusu aracın makul onarım süresinin yetkili servis/onarım atölyeleri iş yükü ile doğru orantılı olarak yaklaşık 15 iş günü süreceği, bu kapsamda söz konusu aracın günlük ikame bedelinin kaza tarihi itibariyle 1.500,00-TL olduğu dikkate alındığında araçtan mahrum kalma tazminatının 15 iş günüx1.500,00 TL = 22.500,00 TL olduğu, İşleten tanımının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapıldığı, aynı Kanun’un 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü içerdiği, bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahibinin hukuken sorumlu olacağının ilkesi benimsendiği, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde, artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması, araç malikinin ise sorumlu tutulmaması gerektiği gözetildiğinde davalı şirketin —- plakalı aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatıyla dava konusu zarardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Hususları nazara alınarak, davanın kabulü ile, davalıların —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin takip talebinde belirtilen şartlar ile aynen devamına karar verilmiştir.İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Eldeki davada alacak haksız fiilden kaynaklanmış olup likit olmadığından, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davalıların————-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin takip talebinde belirtilen şartlar ile aynen devamına,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli karar harcı 1.635,52-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 264,54-TL harcın ve 25,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 289,54-TL mahsubu ile bakiye 1.345,98-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 289,54-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 162,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.254,2‬0-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.560,00-TL arabuluculuk ücreti davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı ve davalı ——– vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 06.12.2023